Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1654 E. 2021/1001 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1654
KARAR NO: 2021/1001
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2014/228 Esas – 2019/412 Karar
DAVA: İpoteğin Fekki
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile dava dışı … arasında yapılan 02/12/2008 tarihli distribitörlük sözleşmesi uyarınca … firmasının doğacak borçlarına karşılık müvekkiline ait İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, …Bölge, … Sokak, … Mevkii, … Pafta, … Parsel, … Kat … ve … Kat … nolu bağımsız bölümler üzerine, ayrı ayrı 200.000’er USD bedelle davalı lehine 1.dereceden ve faizsiz ipotek tesis ettiklerini, söz konusu distribitörlük sözleşmesinin, sözleşmenin 25/6. maddesi çerçevesinde 31/03/2014 tarihinde sona erdiğini ve tüm çabalarına rağmen davalıya ulaşmalarının mümkün olmadığını belirterek, distribütörlük sözleşmesine istinaden kurulan ticari ilişkiden doğan borcun tespiti ile tespit edilecek borç miktarının tespit edilecek ödeme mahalline yatırılmasının ardından belirttikleri taşınmazlar üzerine konulan teminat ipoteklerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/04/2019 tarih ve 2014/228 Esas – 2019/412 Karar sayılı kararı ile; ” Mahkememizce tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, sözleşme uyarınca lehine ipotek tesis edilen firmanın alacağının olup olmadığı ve varsa miktarına ilişkin mali müşavir bilirkişisinden rapor ve ek raporlar alınmış, alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Sorun; davacının davalı ile dava dışı firma arasında yapılan dispritörlük sözleşmesi uyarınca davalı lehine tesis ettiği ipoteğin terkininin gerekip gerekmediği, sözleşme uyarınca lehine ipotek tesis edilen firmanın alacağının olup olmadığı ve varsa miktarına ilişkin olduğunun tespiti. Dava, taraflar arasında imzalanan 02/12/2008 tarihli distribütörlük sözleşmesine istinaden kurulan ticari ilişkiden doğan borcun tespiti, davaya konu İstanbul Bahçelievler İlçesi, … Bölge, … Sokak, … Mevkii, … Pafta, … parsel, … nolu Bagımsız taşınmaz üzerinde davalı lehine tesis edilen ipoteğin iptali taleplerinden ibaret olup tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, taraflar arasında yapılan 02/12/2008 tarihli distribütörlük sözleşmesi, tapu kayıtları, ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına binaen; Bahçelievler l.Bölge Tapu Sicil Müd.nün 10/12/2009 tarih … yevmiye nolu resmi senet ile; İstanbul İli Bahçelievler İlçesi, … Bölge, … Sokak, … Mevki, … pafta, … parselde kayıtlı zemin kat … no’lu bağımsız bölümün üzerine, Meskenin tamamı (Davacı) … adına kayıtlı iken bu defa … adına … vekaleten, (Davalı) … Ltd Şti’ne 02.12.2008 Distribütörlük sözleşmesi uyarınca (Dava dışı) … firmasının doğacak borçlarına karşılık 200.000 USD Bedel mukabilinde Teminat ipoteği için … Ltd.Şti. lehine 1. Derecede, Faizsiz faiz ve F.B.K . süre ile ipotek tesis edildiği, Bahçelievler 1. Bölge Tapu Sicil Müd.nün 10/12/2009 tarih … yevmiye nolu resmi senet ile; İstanbul İli Bahçelievler İlçesi, … Bölge, … Sokak, … Mevki, … pafta, … parselde kayıtlı kat 6 no’lu bağımsız bölümün üzerine, Meskenin tamamı (Davacı) … adına kayıtlı iken bu defa … adına … Vekaleten, (davalı) … Ltd.şti.’ne 02.12.2008 distribütörlük sözleşmesi uyarınca (Dava dışı) … Firmasının doğacak borçlarına karşılık 200.000 USD Bedel mukabilinde Teminat ipoteği için … Ltd.şti. lehine 1. Derecede, Faizsiz faiz ve F.B.K . süre ile ipotek tesis edildiği, Dava dışı … şirketinin Davalı şirkete İpotek Tesisi konusunu oluşturan 02.12.2008 distribütörlük sözleşmesi uyarınca borcu olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiş olup, davacının, … firması için davalıya vermiş olduğu ipotek limitinin 200.000 USD olduğu dikkate alındığında davalının dava dışı şirketteki alacağının ipotek limitinden fazla çıktığı, ipotek bedelinin alacağı karşılayamadığı, dava dosyasında dava dışı Distrübütörün (…) reklam-pazarlama harcamalarını Davalı tarafa yansıttığı bir fatura da bulunmadığı, İpoteğin temin ettiği borcun sona ermediği mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ile de sabit olduğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; 02/12/2008 tarihli distribütörlük sözleşmesi ile müvekkili ile Kanada’da faaliyet gösteren … Firması arasında kurulan ticari ilişkinin ilk yıllarda düzgün bir şekilde devam ettiğini, 2013 yılı başından itibaren müvekkili şirketin, … Firmasına ürün, yedek parça ve aksesuar tedariki sağlamayı aksatması, gönderdiği çoğu ürünün arızalı ve kusurlu olması, sözleşme ile üstlendiği tanıtım ve reklam giderlerinin % 20’sini ödeme taahhüdünü yerine getirmemesi, üstelik de gönderilen ürün fiyatlarının Kanada’da satılan muadillerine göre yüksek olması nedeni ile … Firması’nın büyük oranda müşteri kaybederek, davalı şirket ile aralarındaki ticari ilişki nedeni ile zarar görmeye başladığını,
… Firması sahibi … ve çalışanı …’ın, arızalı mallar, reklam giderleri ve yüksek fiyatlar konusunda davalı şirket yetkililerini sözlü ve mail aracılığı ile defalarca uyardığını, fakat bu uyarılara davalı şirket yetkililerinin duyarsız kaldıklarını, … Firması sahibi …’nın son olarak …’a gönderdiği 04/11/2013 tarihli mailinde ( Ek-2 ), bu konulardaki bir kısım sorunlarını ve taleplerini tekrar dile getirdiğini, herhangi bir sonuç alamadığı gibi, anlayamadığı bir şekilde davalı şirket yetkilileri ile bir daha iletişim araçlarının hiç birisi ile iletişim kuramadığını, Bu nedenle Türkiye’ye gelmek zorunda kalan … Firması sahibi …’nın, düştüğü ekonomik sıkıntı nedeni ile üretim faaliyetini sonlandırmış, adresini değiştirmiş ve çalışanlarını işten çıkarmış olan davalı şirkette muhatap olabileceği hiçbir yetkili bulamayınca, görüşme ve işlem yapamadan Kanada’ya geri dönmek zorunda kaldığını, … Firması sahibi …’nın Kanada’ya döndükten sonra, bir süre davalı şirketin aralarında imzalanan distribütörlük sözleşmesinin 25. Maddesi çerçevesinde yazılı bildirimde bulunmasını beklediğini, bu arada neredeyse tüm malları icra kanalı ile haczedilen ve satılan davalı şirketin alacaklılarının dava konusu ipotekleri paraya çevirme girişiminde bulunarak babası …’yı mağdur edebileceğini düşünerek bu konuda babasını uyardığını, ardından da davalı şirketle hiçbir şekilde iletişim kuramadığı ve karşısında muhatap olacağı kimseyi bulamadığı için, davalı şirketin sözleşmeye aykırı tutumu nedeni ile yedek parça ve aksesuar garantisi olmayan ve Kanada Yasaları’na göre pazarlaması ve satması imkansız olan mallar ile arızalı ve kusurlu malların bedellerini ve söz konusu malları muhafaza etmek zorunda kalarak uğradığı zararını, % 20’si tarafına ödenmemiş olan reklam ve tanıtım giderlerini, Kanada Yasaları uygun şekilde … Noterliği aracılığı ile tespit ettirdiğini, Mahkemenin, davalı şirketin üretim faaliyetini tamamen durdurduğu gerçeğinin göz ardı edilerek; Distribütörlük Sözleşmesi’nin 25.1 maddesinde; ” … Tarafların sözleşme yükümlülüklerini gerçekleştirmelerini imkansız kılan ve iradeleri dışındaki her türlü başka koşul ve tarafların makul önlemlerle önceden tahmin edemedikleri veya önleyemedikleri koşullar dahil olmak üzere mücbir sebep halinin ( acil durum ) oluşması halinde … ” denilerek yapılan düzenleme çerçevesinde 2014 yılı başlarında üretimini tamamen durduran davalı şirketin, yaşadığı ekonomik sıkıntı nedeni ile üretim faaliyetlerini sonlandırdığını sözleşmenin 25.3 maddesinde; ” Mücbir sebebin oluşması veya sona ermesi halinde, bundan etkilenen taraf derhal diğer tarafı yazılı olarak bilgilendirecektir. ” düzenlemesi gereği … Firmasına yazılı olarak bildirmesi gerektiğini ve herhangi bir bildirimde bulunmayarak sözleşmeye aykırı davrandığını, Davalı şirketin sözleşmeye aykırı bu tutumu nedeni ile distribütörlük sözleşmesinin 25.4 maddesinde; ” İlgili tarafın madde 25.3’e göre zamanında bildirimde bulunmaması veya bulunamaması halinde diğer tarafa bildirimde bulunmama veya geç bildirimde bulunma nedeniyle maruz kalınan kayıpları geri ödemek zorundadır. ” düzenlemesi gereği malzeme, yedek parça ve aksesuar tedariki yapmadığı için Kanada Yasaları’na göre satılması ve pazarlanması mümkün olmayan tüm malları geri almak ve bu mallar nedeni ile doğmuş ve doğacak tüm zararları … Firması’na ödemek zorunda olduğunu, Ayrıca dosyaya sundukları mail gönderilerinden … Firması sahibi … ve çalışanı …’ın, arızalı mallar, reklam giderleri ve yüksek fiyatlar konusunda davalı şirket yetkililerini mail aracılığı ile uyarmış olduğunu dikkate almayarak, nihai bir karar oluşturduğunu, Mahkemenin, davalı şirketin 02/12/2008 tarihli distribütörlük sözleşmesine, özellikle de 25.3 ve 25.4 maddelerine aykırı davranması nedeni ile … Firması’nın uğradığı zararın tespiti için Kanada Yasaları’na uygun olarak düzenlenen … Noterliği tarafından tespit edilen veriler çerçevesinde, … Firması ile davalı şirket arasındaki alacak, borç miktarını tespit etmek ve davalı şirketin alacağı çıkması halinde depo kararı vererek ipoteği fek etmek yerine, müvekkile ait 3 ve 6 numaralı bağımsız bölümlerin her biri üzerine ayrı ayrı konulan 200.000’er Amerikan Doları teminat ipoteği üzerinden, toplamda 400.000 Amerikan Doları olan ipotek bedelini hatalı tespit ederek, ” Davacının … Firması için davalıya vermiş olduğu ipotek limitinin 200.000 USD olduğu dikkate alındığında davalının dava dışı şirketteki alacağının ipotek limitinden fazla çıktığı, ipotek bedelinin alacağı karşılayamadığı, … ” gerekçesi ile taraflar arasındaki hukuki sorunu çözümsüz bırakacak şekilde davayı reddetmesinin, usul ve esas yasalarına aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, dava dışı firma ile davalı arasında yapılan distribütörlük sözleşmesine istinaden distribütörün borçlarının teminatını teşkil etmek üzere davacı taşınmazları üzerine konulan teminat ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava dışı … firması ile davalı arasında yapılan 02/12/2008 tarihli distribitörlük sözleşmesi uyarınca … firmasının bu sözleşmeden doğacak borçlarının teminatını teşkil etmek üzere, davacıya ait İstanbul İli Bahçelievler İlçesi … Sokak … Mevki … parselde kayıtlı zemin kat … no’lu bağımsız bölüm ve İstanbul İli Bahçelievler İlçesi … Sokak … Mevki … parselde kayıtlı … no’lu bağımsız bölüm üzerine, 200.000’er USD bedel mukabilinde davalı lehine 1. Derecede, Faizsiz teminat ipoteği tesis edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Anılan Yasa’nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Davacı tarafça, dava dışı firma ile davalı arasında yapılan distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği, davalı tarafça pazarlanan ürünlerin bir kısmında üretim hatası nedeniyle yangın tehlikesi oluştuğundan hatalı ürünlerin iade alınmak, bir kısmında da yedek parça değiştirmek zorunda kalındığı, ayrıca pazarladıkları ürünlerle aynı niteliklere sahip piyasadaki ürünler arasında dikkat çekecek miktarda fiyat farkı olması nedeniyle müşteri kaybı yaşadıkları, bu konularda davalı şirkete ulaşılarak çözüm bulmalarının istenildiği, davalı şirket yetkilisinin bu malları geri alacağı ve çözüm bulacağını belirtmesine rağmen uzun zamandır kendileri ile iletişim kurulamadığını, davalı şirketin ekonomik olarak zor duruma düştüğü ve ticari faaliyetlerini durduğunu öğrendiklerini belirterek, distribütörlük sözleşmesine istinaden kurulan ticari ilişkiden doğan borcun tespiti ile tespit edilecek borç miktarının tespit edilecek ödeme mahalline yatırılmasının ardından, belirttikleri taşınmazlar üzerine konulan teminat ipoteklerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava edilmiş, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, Davacının, distribütörlük sözleşmesine istinaden kurulan ticari ilişkiden doğan borcun tespiti ile tespit edilecek borç miktarının tespit edilecek ödeme mahalline yatırılmasının ardından, belirttikleri taşınmazlar üzerine konulan teminat ipoteklerinin iptaline ilişkin talebi incelenip, değerlendirilmeden, ve bu husus gerekçeli kararda da tartışılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının iki adet taşınmazı üzerine konulan ipotek bedellerinin toplamı 400.000 USD olduğu gözden kaçırılarak ipotek bedelinin 200.000 USD olarak kabulü ile gerekçe oluşturulması da usul ve yasaya uygun değildir. Bu durumda mahkemece, distribütörlük sözleşmesi hükümleri, taraf delilleri ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı firmanın davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise tam miktarı, davacının, tespit edilecek borcun depo edilmesi için karar verilmesi yönündeki talebi de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekillinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2019 tarih ve 2014/228 Esas – 2019/412 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.