Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1653 E. 2021/814 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1653 Esas
KARAR NO : 2021/814 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2018
NUMARASI: 2015/1182 Esas 2018/755 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, davalı adına düzenlenen 23/04/2015 tarih … nolu faturanın ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine Büyükçekmece … İcra Müd. … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini , borçlunun takibe ve borca itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/ inkar tazminatı ile mah- kumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, takibe vaki itirazlarını aynen tekrarladıklarını, müvekkilinin adresi itibariyle Kayseri İcra Daireleri ‘nin ve mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine ,yetki itirazının icra mahkemesince değerlen- dirilmesi gerektiğinden bahisle mahkemenin görevine , ayrıca müvekkilinin davacı şirket ene sipariş verdiğini ne da mal aldığını beyanla , takibin ve davanın haksız ,itirazın yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 03/07/2018 tarih ve 2015/1182 Esas – 2018/755 Karar sayılı kararında;”……Toplanan deliller, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının davalı aleyhine faturaya dayalı 8.791,06 TL asıl alacak + 424,17 TL işlemiş faizden ibaret toplam 9.215,23 TL alacağın tahsili talebiyle takibe giriştiği, davalı borçlunun borcun aslına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı tarafın 8.791,06 TL asıl alacak değeri üzerinden açtığı iş bu davada itirazın iptalini talep ettiği, yapılan yargılama sonunda davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 8.791,06 TL alacaklı olduğu, davalının likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla …”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜNE, Davalı/borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 8.791,06 TL’lik borca vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında yasal faiz uygulanmasına, Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.07.2018 tarih ve 2015/1182 E 2018/755 K sayılı kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemece yetki itirazı hiç değerlendirilmediğini, Her ne kadar dava dilekçesinde davacı şirket vekili sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili olduğundan bahsetmişse de davacının bu asılsız iddiasını kabul etmediklerini, Davacı tarafla müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenle Büyükçekmece İcra Müdürlüğü de takipte yetkisiz olduğunu, Müvekkili aleyhine başlatılacak takip ve davada Kayseri icra müdürlükleri ve mahkemeleri yetkili olduğunu, Aynı şekilde görevsizlik itirazı da yerel mahkemece değerlendirilmediğini, Davacı taraf davasını görevsiz mahkemede açtığını, görevli mahkeme icra hukuk mahkemesi olduğunu, ancak davacı tarafça Asliye Ticaret Mahkemesi’nde dava açıldığını, Davacı şirketin müvekkili şirketten alacağı olmadığını, Müvekkili şirket davacı şirkete sipariş vermediği gibi mal da almadığını, müvekkili şirketin davacı şirkete borcu olmadığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bir adet fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, 1-Davanın kabulüne, Davalı/borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 8.791,06 TL’lik borca vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. DAVALI VEKİLİNİN GÖREV İTİRAZININ DEĞERLENDİRİLMEDİĞİNE YÖNELİK İSTİNAF SEBEBİ İNCELENDİĞİNDE,Davalı vekili cevap dilekçesinde, görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğunu ileri sürüp görev itirazında bulunduğu, mahkemece 31/03/2017 tarihli ön inceleme duruşmasının ara kararı ile, davanın ticari nitelik te olduğu belirtilip görev itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.İİK. 67/1 Maddesinde; ” Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir,” hükmü düzenlenmiş olup tarafların TTK. 16 Madde kapsamında tacir olduğu ve davanın fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davası olup TTK. 4 ve 5 maddelerine göre ticaret mahkemesi görevli olduğundan, ilk derece mahkemesince görev itirazının reddine yönelik verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
DAVALI VEKİLİNİN YETKİ İTİRAZININ DEĞERLENDİRİLMEDİĞİNE YÖNELİK İSTİNAF SEBEBİ İNCELENDİĞİNDE,Davalı vekili icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, Kayseri İcra Müdürlüğünün yetkili olduğunu belirtip yetki itirazında bulunduğu, davalı vekili cevap dilekçesinde ise, Kayseri İcra Müdürlüğünün ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtip yetki itirazında bulunduğu, mahkemece 31/03/2017 tarihli ön inceleme duruşmasının ara kararı ile, takip ve dava konusu alacağın bir miktar para borcuna ilişkin olduğu, ve alacaklı/davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı bulunduğu Büyükçekmece/İstanbul adresinin mahkemenin adli yargı alanında kaldığı gerekçesiyle, davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine vaki itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmediğini, müvekkilinin davacıya sipariş vermediğini ve mal almadığını belirtip borcu olmadığını beyan etmiştir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı taraf ticari ilişkiyi inkar etmiş olsa da davaya ve takibe konu faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve taraflar arasında ticari ilişki olduğu bilirkişi raporunda tesbit edilmiştir.İİK 50. maddesi yollaması ile uygulanması gereken HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme ve icra dairesi, davalının yerleşim yerindeki mahkeme ve icra daireleridir. Yine HMK’ nın 10. maddesine göre sözleşmeden doğan dava ve takiplerde sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemeleri ve icra daireleri de yetkili olmaktadır. Davaya konu takip para alacağı olduğundan ve TBK’ nın 89. maddesine göre para alacakları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden buna göre davacı alacaklının yerleşim yerine göre icra takibinin yapıldığı icra dairesi ve davanın açıldığı mahkeme de yetkili olup ilk derece mahkemesince davalının icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine vaki itirazının reddine yönelik verilen karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olup bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. DAVALI VEKİLİNİN MAHKEMENİN KABULÜNE YÖNELİK İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE,Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2004/7898 Esas – 2005/2012 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere, 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı,sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır. Davalı, icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde ve cevap dilekçesinde ticari ilişkiyi reddedip borcu olmadığını savunmuştur. Takipte istenen alacağın dayanağı olan faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafından davacıya 2.000,00 TL ödeme kaydı ve 2.000,00 TL İade faturası kayıt edildiği ve dolayısıyla davalının davacıya 4.791,06 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, 2.000,00 TL ödeme kaydının …125 nolu fiş ile nakit ödeme olarak yapıldığı bilirkişi raporunda açıkça belirtilmektedir. Bilirkişi raporunda, davacıdan satın alınan mal bedellerinin nakit (peşin) olarak kaydedilmiş olduğu ancak davalının muhasebe kayıtlarında nakit ödeme ve iade faturası olarak gösterdiği kayıtlara ilişkin bir ödeme belgesinin ve iade faturasının dosyaya sunulmadığı tesbit edilmiştir. Bu durumda ispat külfeti davalı tarafta olup, tüm bu değerlendirmeler ışığında, faturaları ticari defterine kaydetmiş olan davalının ticari defterlerindeki 2.000,00 TL ödeme kaydı ve 2.000,00 TL İade faturası kaydının kanıtlaması gerekmektedir. Davalı tarafından ödeme yapıldığına dair ödeme belgesinin ve iade faturasının sunulmadığı, mahkemece davalı tarafa yemin delili hatırlatıldığı halde davalı tarafın yemin deliline başvurmadığı anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/19641 Esas- 2015/696 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/17997 Esas- 2014/2038 Karar sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.) Sonuç itibariyle, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 600,51.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 150,12.TL harcın mahsubu ile bakiye 450,39.TL. harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/05/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.