Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1648 E. 2021/808 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1648 Esas
KARAR NO : 2021/808 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/267 Esas – 2019/313 Karar
TARİH: 10/04/2019
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla, ayıplı ifa nedeniyle 28.03.2011 tarihinden itibaren mahrum kalınan kira bedelleri toplamının yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafından yasal süresinde ihbar mükellefiyetine uyulmadığından davanın reddini, davanın müvekkil idare yönünden husumet yokluğundan reddini, davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddini, aksi halde esas yönünden de haksız ve hukuka aykırı olan davanın reddini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesin karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/04/2019 tarih 2017/267 Esas – 2019/313 Karar sayılı kararında;” Huzurdaki davada; ayıplı ifa nedeniyle 28/03/2011 tarihinden itibaren mahrum kalınan kira bedelinin talep edildiği, davacı tarafından ilk davanın İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/174 E. 2014/100 K. sayılı dosyası ile ikame edildiği, davaya konu dükkanın 19/06/2009 tarihinde davalı idare tarafından davacıya teslim edildiği, ayıp ihbarının 22/11/2010 tarihinde makul süre içerisinde yapıldığı ve davacının 28/03/2011 tarihinde anılı mahkemede görülüp karara bağlanan davayı açtığı, ayıbın gizli olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, ayıp nedeniyle dükkanın kiraya verilmesinin mümkün olmadığı tespiti ile 5.605-TL mahrum kalınan kira bedelinin davacı yararına tahsiline dair karar verildiği, iş bu davanın Yargıtay tarafından onanarak 01/03/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, mahkememizdeki dava dosyası kapsamında anılı mahkemenin dava tarihi olan 28/03/2011 tarihinden huzurdaki dava tarihine kadar (16/03/2017) geçen sürede mahrum kalınan kira bedellerinin tahsili istemi yönünden değerlendirme yapılmıştır. Yerinde inceleme suretiyle teknik bilirkişinin yapmış olduğu tespitler neticesinde bina çatısının fen ve sanat kaidelerine uygun şekilde, su izolasyonunun yapılmadığı, dava konusu dükkanın halen tamir/ onarımının yapılmamış olduğu, dilatasyon derzinde su sızıntısı devam ettiği, bu hali ile dükkanın kiraya verilemediğinin anlaşıldığı, davalı/satıcının, satılan işyerinin ayıplı olması nedeniyle davacının mecuru kullanamadığı süre için belirlenecek kâr kaybından TBK’nın 112 ve 113. maddesi delaleti işyerinde yapılacak onarım süresine isabet eden kira bedelinden sorumlu olduğu, dava konusu taşınmazda yaptırılacak onarım ve imalatlar kapsamında halen onarımın yapılmadığının tespiti kapsamında bu sürede mahrum kalınan kira kaybının uzman bilirkişi marifeti ile ÜFE oranları esas alınarak hesaplandığı, tüm bu nedenlerle davacının 47.161,67-TL mahrum kalınan kira bedeli alacağı talebinde haklı bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmakla; davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. …”gerekçesi ile, DAVANIN KABULÜNE karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacının yasal süresi içinde ihbar mükellefiyetini yerine getirmediğini, 19/06/2009 tarihinde Taşınmaz Teslim Tutanağından davacıya eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edildiğinin davacının imzası ile de sabit olduğunu, (Borçlar Kanunun 198.madde)Davacı dairesini eksiksiz olarak teslim aldığına ilişkin beyanına rağmen, hiçbir ayıp ihbarında bulunmadığını, seçimlik haklarından hangisini kullandığını belirtmediğini, Borçlar Kanununun alım satıma ilişkin hükümleri gereğince de teslim alınmasından itibaren “derhal” bildirme yükümlülüğü bulunduğunu oysaki davacı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülen hususlar teslim anında tespit edilebilecek hususlardan olmasına rağmen, süresi içinde yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığını, Müvekkili İdare aleyhine açılan eksik ve kusurlu işler nedeniyle tazminat davasında Bakırköy Tük. Mah.nin, 16.10.2008 tarih ve 2008/329K. sayılı karar ile yasal sürede ihbar yapılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, Davacı daha önce İstanbul 30. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/174 Esas sayılı dosyası ile dava konusu dükkandaki ayıpların giderilmesini ve ayrıca dükkanın kiraya verilememesi nedeni ile mahrum kalınan kira kaybı için dava açtığını yapılan yargılama sonunda mahkemece “dükkanın ayıplı kısımlarının tamiri mümkün olduğundan onarılmak suretiyle giderilmesine” karar verildiğini kararın kesinleştiğini, davacının aldığı ilamın gereğinin yerine getirilmesi yönünde hiç bir talepte bulunmadığını ve icra işlemi de gerçekleştirmediğini, davacının kötü niyetli hareket ederek ilamı icraya koymadığını, ilamın gereğinin müvekkili idare tarafından yerine getirilmesini de engellendiğini ve sonra iş bu davanın açıldığını davacı elinde bulunan ilamı icraya koyarak elde edeceği sonucu kötü niyetli olarak yerine getirmeyerek huzurdaki davayı açtığını bu davayı açmada hukuki yararı bulunmadığını, Davacı ile müvekkili idare arasında yapılan gayrimenkul satış sözleşmesinin feshedildiğini davacının bu sözleşmeye dayanarak talepte bulunmasının mümkün olmadığını,Bilirkişi raporunun kabulünün mümkün olmadığını,İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki sözleşme ile satın alınan dükkanın ayıplı olması nedeniyle oluşan kira kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.Davacı vekili, davalı tarafından müvekkiline satışı yapılan ve 19/06/2009 tarihinde teslim edilen dükkanın ayıplı olduğunu, ayıplı olması nedeniyle dükkanın kiraya verilemediğini ve ayıpların davalı tarafça giderilmediğini, müvekkili tarafından davalı aleyhine açılan davada İstanbul 30 Asliye Ticaret mahkemesince davanın kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiğini, ne var ki söz konusu davada dava tarihi 28/03/2011 olmakla dava tarihine kadar işleyen kira kaybı zararının davaya konu edildiğini, günümüze kadar devam eden kira kaybı zararının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davaya konu uyuşmazlık taraflar arasındaki taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davaya konu taşınmaz dükkan olmasına rağmen davalı Toki tacir değildir. Dava konusu ihtilaf da TTK 4. Madde de belirtilen mutlak ticari davalardan olmadığından uyuşmazlığın çözümünde dava tarihi itibarıyla Asliye Hukuk mahkemeleri görevlidir. (Yargıtay 13. HD’nin 2014/46701 E., 2016/9380 K.; 2015/4210 E., 2016/18321 K. Sayılı kararları da bu yöndedir.)Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup ilk derece mahkemesince resen gözetilmesi gerektiği gibi, istinaf aşamasında da HMK 355. Maddesi gereğince resen gözetilecektir.Bu nedenle davalı istinaf başvurusunun HMK 355. Maddesi gereğince resen gözetilen sebeple 353/1-a3 maddesi ile kabulü ile mahkeme kararının görev dava şartı yokluğu nedeniyle kaldırılmasına, görevsizlik nedeniyle usulden red kararı verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun usulen KABULÜ ile; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/04/2019 tarih ve 2017/267 Esas – 2019/313 Karar sayılı kararının HMK’nın 355, 353/1-a3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Kayıtların kapatılarak dosyanın görevli İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmek üzere kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 805,45.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/05/2021 tarihinde HMK’nın 355, 353/1-a3 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.