Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1645 E. 2019/1797 K. 11.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1645 Esas
KARAR NO : 2019/1797 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/607 Esas 2019/286 Karar
TARİH: 14/03/2019
DAVA: Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
KARAR TARİHİ: 11/12/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın Şişli Ticari Şubesince müşterisi … A.ş.’nin talebi üzerine … Vakfı tarafından açılacak olan üniversite lehine YÖK Başkanlığına 27/02/2008 tarih A No …, Seri No: …, Muhaberat no:… numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunun düzenlenerek verildiğini, bu sırada dava dışı … A.Ş. tarafından … A.Ş. hakkında İstanbul … İcra Dairesinin 2012/22551 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, iş bu dosyadan müvekkili bankaya 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, anılı teminat mektubu nedeniyle gayri nakdi alacak bulunduğundan haciz ihbarnamesine itiraz edildiğini, bunun üzerine … A.Ş. tarafından müvekkili banka aleyhine İstanbul 2. İTM 2015/703 Esas sayılı dosyası üzerinden istihkak davası ikame edildiğini, yargılama sırasında müvekkilince tezkere ile YÖK’e teminat mektubunun … iade edilip edilmeyeceğinin sorulduğunu, YÖK’ce söz konusu teminat mektubunun … Vakfı tarafından Yeni Yüzyıl Üniversitesinin cari giderlerinin karşılanmasının temimatı olarak verildiği, 04/02/2016 tarihli YÖK GK’da kurucu vakıfların yüksek öğretim kurumlarının cari giderlerinin %20’sini öğrenci aldığı fakültenin eğitim öğretim süresi dikkate alınarak ilk mezunlarını verinceye kadar karşılamaya devam etmesi, ilk mezunların verilmesi halinde kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesinin talep edilebileceği ve kurucu vakfa iade edilebileceğinin bildirildiğini, İstanbul 2 İTM tarafından teminat mektbunun iade şarlarının oluştuğunun tespitine karar verildiğini, ancak teminat mektubunun iade edilmediğini beyanla, 27/02/2008 tarih A No …, Seri No: …, Muhaberat no:… numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunun hükümsüzlüğüne ve iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı YÖK vekili cevap dilekçesi ile; Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 9/1-(e) maddesi hükmü gereğince üniversitenin cari giderlerinin temini için …T.A.Ş.’nin 27/02/2008 tarih A No …, Seri No: …, Muhaberat no:6606 numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunun kurucu vakıf olan … Vakfı tarafından kurula verildiğini, teminat mektubunun Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 9. maddesi gereğince üniversite kurulurken Vakıf Sağlık ve Eğitim Vakfı tarafından Yeni Yüzyıl Üniversitesinin cari giderlerinin karşılanmsaının teminatı olarak verildiğini ancak ilgili vakıf tarafından talep edilmesi halinde iadesinin gerçekleşebileceğinin bildirildiğini, kurucu vakıf tarafından da kuruma herhangi bir iade talebinin gelmediğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesi ile; anılı teminat mektubunun yedinde bulunmadığını, iade yükümlüğünün de bulunmadığını, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, teminat mektubunun iadesinin ve hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, teminat mektubunun on yıllık zaman aşımına uğradığını beyanla, müvekkili yönünden açılan davanın husumetten reddine, YÖK tarafından davacıya teslim edilmeyen teminat mektubunun hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Vakfı vekili cevap dilekçesi ile; anılı teminat mektubu hakkında iade kararı verilen İstanbul 2 İTM dosyasının kesinleşmediğini, İstanbul BAM’ca yeniden yargılama yapılmak üzere bozulduğunu, dosyanın derdest olduğunu, İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası üzerinden bir tahsilat yahut haciz işleme yapılıp yapılmadığı ve teminat mektubunun dayanağını oluşturan teminat argümanının davacı banka uhdesinde bulunup bulunmadığı hususlarının aydınlatmaksızın davacı tarafın talebinin kabulünün mümkün olmayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/03/2019 tarih 2018/607 Esas 2019/286 Karar sayılı kararında; “Dava, 27/02/2008 tarih A No …, Seri No: …, Muhaberat no:… numaralı kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesi ve hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Davacı vekili sunduğu 18/02/2019 tarihli dilekçesi ile YÖK tarafından anılı teminat mektubunun bankaya iade edildiğini, anılı davalı yönünden ücreti vekalet ve yargılama gideri talep etmediklerini ancak diğer davalıların dava açılmasına sebebiyet verdiğinden aleyhlerine yargılama gideri ile ücreti vekalet taktir edilmesini talep etmiştir. Davalı YÖK vekili 21/02/2019 tarihli dilekçesi ile dava konusuz kaldığından davadan doğan masraf ve ücreti vekalet talep etmediklerini beyan etmiştir. Davalı vakıf vekili 13/03/2019 tarihli dilekçesi ile davanın konusuz kaldığından davacının yargılama gideri ile ücreti vekalet talep edemeyeceğini beyan etmiştir. Ön inceleme duruşması 14/03/2019 tarihinde yapılmıştır.Davacı vekili ön inceleme duruşmasından önce davanın konusuz kaldığını 18/02/2019 tarihli dilekçesi ile bildirmiştir.Davaya konu teminat mektubunun lehdarının …Vakfı olduğu sabittir. Bu nedenle davalı … A.Ş.’nin teminat mektubu nedeniyle davada sıfatı bulunmadığı anlaşılmış ve husumet itirazı kabul edilmiştir. Bu davalı yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Konusuz kalan davada davalı … ve davalı … Vakfı yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Diğer davalı … Vakfı ise teminat mektubunda lehdar konumundadır.Teminat mektubunun düzenlenme amacı sona ermesine rağmen, muhatap bankaya iade edilmesini sağlamamıştır. Dava bu yüzden açılmıştır. Ancak ön inceleme duruşmasından önce teminat mektubunun iadesi gerçekleştiğinden, konusuz kalan davada harç ve vekalet ücreti yönünden bu husus dikkate alınmıştır…” gerekçesi ile; 1-Dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının davalı … A.Ş hakkındaki yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı …Vakfı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … Vakfı vekili istinaf dilekçesi ile;İlk Derece Mahkemesi, dava konusuz kaldığından bahisle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair vermiş olduğu kararında, son derece önem taşıyan birden fazla hususu gözden kaçırmak suretiyle, konusuz kalan işbu davada müvekkili Vakıf aleyhine harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği, bu kararın son derece hatalı olduğunu, Davacı bankanın dava dilekçesi tetkik edildiğinde, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 17.10.2017 tarih ve 2015/703 E., 925 K. numaralı kararını davasına dayanak olarak gösterdiğini, icra mahkemelerinin yargılama gerektiren konularda karar veremeyeceklerine dair en basit hukuk ilkelerini ihlal ettiği görülen bu kararda, teminat mektubunun iade şartlarının oluştuğunun tespitine dair son derece hukuka aykırı bir hüküm kurulduğunu, ilgili mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğinin, bu davaya dayanak gösterilmesi bakımından önem taşıdığını, zira davacı bankanın bu karar nedeniyle dava konusu teminat mektubunun hükümsüzlüğü talebinde bulunduğunu, nitekim taraflarınca yapılan araştırmada, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nce yeniden yargılama yapılmak üzere bozulduğunun tespit edildiğini ve bu hususun ilk derece mahkemesi’ne bildirilmiş ise de, bu konuda herhangi bir tahkikat yapılmaksızın teminat mektubunun iade edildiğinde bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, gerekçeli kararda teminat mektubunun düzenleme amacının sona erdiği ve bankaya iade edilmemesi sebebiyle dava açıldığı belirtilmiş ise de, bu konuda müstakil bir tahkikat yürütülmediği ve celp edilmesi istenilen dosya tetkik edilmemiş olup, tarafların davanın açılmasındaki haklılık ve haksızlık durumu değerlendirilmeden karar ittihaz edildiğini, bu durumda müvekkili vakıf aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14.11.2017 tarih ve 2015/8620 E., 2017/3229 K. sayılı ilamında, ilk derece mahkemesinde verilen kararın davacı veya davalının haklılığının belirlenmesi neticesinde verilen bir karar olmadığından bu sebeple davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğu ortaya konulduğunu,Davacı bankanın dava dilekçesinde yer alan talepleri incelendiğinde hem teminat mektubunun hükümsüzlüğünün ve hem de iadesinin ayrı ayrı talep edildiği, aynı anda hem eda hemde tespit davasına konu edilen bu talepler bakımından davacının hukuki yararının mevcut olup olmadığının değerlendirilmesinin elzem olduğunu, nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Hukuk Dairelerinin yerleşik içtihatlarında, açılan bir dava da istem sonucunun açılacak olan eda davası ile elde edilmesinin mümkün olması halinde tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını açıkça ortaya konduğu, bu nedenle, davacı tarafın teminat mektubunun iadesini talep etmek yerine hükümsüzlüğünü talep etmekte hukuki yararı bulunmadığını, bu nedenle, hem eda, hem de tespit davası olarak açılan bu davada hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesinin hatalı olduğunu, Hükümsüzlüğü ve iadesi talep olunan teminat mektubunun nakit blokaj yahut ipotek karşılığı tanzim edilip edilmediği, davacı tarafın teminat mektubundan kaynaklanan alacaklarına halel getirecek şekilde dava dışı … tarafından tahsilat yahut haciz işlemi yapılıp yapılmadığı ve kesin ve süresiz teminat mektubunun dayanağını oluşturan argümanın davacı bankanın uhdesinde bulunup bulunmadığı hususları aydınlatılmaksızın, dava açmaktaki haklılığın ya da haksızlığın henüz ortaya konulmadığı bir aşamada müvekkili aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmakla, ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılması gerektiğini, Öte yandan, davacı banka tarafından dava konusu kesin ve süresiz teminat mektubunun iadesi için müvekkili Vakfa herhangi bir ihtar çekilmediği, iade edilmesi için uygun bir süre verilmediği ve yahut bir başvuruda bulunulmamış olmakla, teminat mektubunun iadesi ile ilgili olarak müvekkili Vakfın kusuru veya ihmalinin olmadığını, davacı banka tarafından hatalı bir yol izlenerek doğrudan doğruya teminat mektubunun iadesinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’ndan talep edildiğini, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nca teminat mektubunun kurucu vakfa iade edilebileceği yönünde bir cevabın davacı bankaya verilmiş olmasına rağmen, teminat mektubunun kurumdan alınarak iade edilebilmesi bakımından taraflarına herhangi bir bilgi dahi verilmediğini, bu prosedürün yerine getirilmesi yönünde bir girişimde bulunmaksızın doğrundan doğruya dava açılarak teminat mektubunun hükümsüzlüğünün ve iadesinin talep edilmesinin hatalı olmakla, her ne kadar karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, teminat mektubunun iadesi ile ilgili olarak kusurları ve ihmalleri bulunmadığından vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerektiğini, Ayrıca, bu davadan haberdar olunur olunmaz son derece hassas hareket edilerek teminat mektubunun müvekkili Vakfa iadesinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’ndan talep edilmiş olup, kurumca müvekkili vakfa verilen cevapta, vakıf yönetim kurulunun alacağı kararla yetkili olan kişiye teminat mektubunun başvurulduğunda iade edilebileceğinin belirtildiğini, bu süreç içerisinde, davalı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı yetkilileri ile iletişime geçilerek teminat mektubunun doğrudan davacı bankaya iade edilerek ihtilafın sulhen çözülmesinin uygun olacağı konusunda mutabakata varıldığını, gerekli hassasiyet gösterilerek müvekkili Vakfın yönetim kurulu tarafından teminat mektubunun doğrudan doğruya Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından davacı bankaya iadesine muvafakat edildiği yönünde karar alındığını, sözü edilen kararın Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na ulaştırılması üzerine doğrudan doğruya teminat mektubunun iadesinin müvekkili Vakıfça sağlandığını, davacı bankanın hiçbir riskle karşılaşmaksızın teminat mektubunu iade aldığı gözönünde bulundurulduğunda açılmasına sebebiyet vermediği bir davada müvekkili vakıf aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesinin hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Mahkemenin 14.03.2019 tarihli kararının usul ve yasaya kısmen uygun olup, davalı … Vakfı’nın istinaf taleplerinin reddine, ancak müvekkil banka aleyhine hükmolunan vekalet ücreti yönünden ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Davalılar…. A.Ş. ve … Vakfı, teminat mektubunun işi bittiği halde ilgili kurumdan alıp müvekkili bankaya teslim etmedikleri için huzurdaki iş bu davayı ikame etmek zorunlu olduğunu, bu nedenle dava açılmasına taraflarınca sebebiyet verilmediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve …Vakfı’na yüklenmesine karar verilmesi gerekmekte iken, mahkemece müvekkili banka aleyhine … A.Ş. lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, davalı … Vakfı’nın istinaf taleplerinin reddine, müvekkili banka aleyhine, … A.Ş. lehine hükmolunan vekalet ücreti yönünden ortadan kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/607 Esas 2019/286 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı banka tarafından davalı YÖK’e verilmek üzere davalı … Vakfı lehine düzenlenen süresiz ve kati teminat mektubunun verilme şartlarının ortadan kalktığından bahisle teminat mektubunun hükümsüzlüğünün tespiti ile iadesi talebine ilişkindir.Dava açıldıktan sonra davaya konu teminat mektubu davalı Vakıf’ın onayı ve bu konuda aldığı karar üzerine, davalı YÖK tarafından davacı bankaya iade edilmiştir.Mahkemece dava konusu teminat mektubu iade edildiğinden davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı şirket hakkındaki yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davalı YÖK’ten yargılama gideri ve vekalet ücreti istenmediğinden karar verilmesine yer olmadığına, davalı vakıf hakkında yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin kabulüne dökümü yapılan yargılama gideri ile vekalet ücretinin bu davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden davacı ve davalı vakıf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili her ne kadar yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı şirketin de sorumlu olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuş ise de davaya konu teminat mektubu davalı şirketin talebi üzerine davalı vakıf lehine, davalı YÖK’e verilmek üzere düzenlenmiştir. Söz konusu teminat mektubunda davalı şirket ismi geçmemekte olup, teminat mektubunun iadesi konusunda davalı şirketin hiç bir yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece de bu davalı hakkında husumet yokluğu nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu olmadığına ilişkin karar verilmiştir. Bu davalı hakkında dava esas itibarıyla husumet yokluğu nedeniyle reddedilmiştir. Davalı davada kendisini vekille temsil ettirdiğinden ve hakkındaki dava reddedildiğinden lehine vekalet ücreti hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Mahkeme kararı bu davalı yönünden usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir.Davalı vakıf vekilinin istinaf başvurusuna gelince, davacı söz konusu teminat mektubunun iadesini davadan önce bu davalıdan talep etmemiştir. Davacı, davalı YÖK’ten teminat mektubunun iadesini talep etmiş, YÖK verdiği yanıtta teminat mektubunun davalı vakıf tarafından talep edilmesi halinde vakfa iade edilebileceği belirtmiştir. Davacı teminat mektubunun iadesinin davalı vakıftan dava açılmadan önce talep edildiğini, buna rağmen teminat mektubunun iade edilmediğini ispatlayamamıştır. Dava açıldıktan sonra ön inceleme duruşmasından önce teminat mektubunun iadesi sağlanmış, bu nedenle davanın konusu kalmamıştır.Her ne kadar, davacı teminat mektubunun iadesini davadan önce davalı vakıftan talep ettiklerine ilişkin bir iddia ve delil ileri sürmemiş ve bu nedenle davanın açılmasına davalı vakfın sebep olduğunu ispatlayamamış ise de davalı vakıf süresinde verdiği cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmiş, daha sonra teminat mektubunun davacıya iadesini sağlamıştır. Buna göre davalı vakıf dava açıldığı sırada teminat mektubunun iadesi talebini kabul etmeyerek çekişme yaratmış, daha sonra teminat mektubu iade edildiğinden davada haksız olduğu ortaya çıkmıştır. HMK 331/1 maddesinde yer alan ” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmüne uygun olarak mahkemece yargılama giderlerinden davalı vakıf sorumlu tutulmuştur. Davalı vakıf vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Bu nedenle, mahkeme kararı yargılama giderleri yönünden usul ve yasaya uygun olup, taraf vekillerinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından davacı ve davalı vakıf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının ve davalı … Vakfı’nın istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenlerden ayrı ayrı alınması gereken 44,40’ar .TL istinaf karar harçları istinaf edenler tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harçların hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 11/12/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.