Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1644 E. 2021/964 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1644
KARAR NO: 2021/964
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2018
DOSYA NUMARASI: 2016/796 Esas – 2018/987 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Faturadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, … nolu 4.248,00-TL tutarında 06/07/2015 tarihli fatura, … nolu 12.788,00-TL tutarında 10/06/2015 tarihli fatura, … nolu 1.062,00-TL tutarında 01/06/2015 tarihli faturanın, müvekkili şirket adına İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibine konu edildiğini, ancak davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının ve icra mahkemesine sunduğu dilekçesinde, alacaklı ile arasındaki hukuki ilişkiyi kabul ettiğinden icra müdürlüğünün yetkisine yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu belirterek, davalı borçlunun itirazının iptali ile % 20′ den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini dava ve talep etmişlerdir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazlarının olduğunu, müvekkili şirketin merkezinin Denizli İli Çivril İlçesi olduğunu, yapılan takip faturaya dayalı olup herhangi bir akte dayanmadığını, alacaklının söz konusu takibi ve iş bu davayı HMK 6.maddesi ve İİK.’nın 50. maddesi gereğince borçlunun ikametgahında açması gerektiğini, dolayısıyla mahkemenin de yetkisiz olduğunu, alacaklı tarafından takip dayanağı olarak sunulan … numaralı 06/07/2015 tarihli ve 4.248,00-TL tutarındaki fatura bedelinin 06/07/2015 tarihli … numaralı belge ile alacaklının hesabına gönderildiğini, takip konusu … nolu 12.788,00-TL tutarında 10.06.2015 tarihli faturanın müvekkiline ibraz edilmediğini, müvekkilinin bu faturadan doğan herhangi bir borcu olmadığını belirterek, davanın reddine, alacaklı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/11/2018 tarih ve 2016/796 Esas – 2018/987 Karar sayılı kararı ile; “…Davalı/ takip borçlusu tarafından öncelikle icra müdürlüğünün ayrıca mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olması, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açıkça reddedilmemesi bağlamında davacının ikametgahı mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olması kapsamında somut olayda davacının yerleşim yeri itibariyle İstanbul İcra Müdürlüğü’nün ve mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla, davalı yanın yetki itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmakla yargılamaya devam olunmuştur. …. davacı tarafın mal satımı ve tamir bedeli ile demuraj bedeline ilişkin 3 adet faturaya dayalı alacak istemine dayalı olarak başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davacı ve davalı ticari defterleri üzerinde ayrı ayrı inceleme icra edildiği, talimat mahkemesi marifeti ile temin edilen raporu irdeleyerek rapor tanzim eden bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, ibraz edilen ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davalı yanın savunmasına konu olan 4.248-TL bedelli fatura bedelinin ödenmiş olduğunun tespit edildiği, ayrıca takibe dayanak 4.248-TL bedelli olup ayrıca bedeli davalı tarafça ödenen anılı fatura ile 1.062-TL bedelli olup takibe 630,50TL’lik kısmı ile konulan faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmakla mal ve hizmet alımının davalı tarafça teslim alındığı sonucuna varıldığı, uyuşmazlığa konu 12.788-TL (demuraj bedeline ilişkin) bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kaydına rastlanılmamakla birlikte bu faturaya ilişkin incelemeye sunulan 10/12/2015 tarihli e-posta yazışmalarında, … isimli kişi tarafından davacı şirket muhasebe müdürüne hitaben; faturanın gelmediğini ve mail olarak gönderilmesinin talep edildiği ve devamında faturanın e-posta yolu ile iletildiği, anılı tespitlere davalı tarafça itiraz yöneltilmediği tespit edilmekle, işbu fatura yönünden de hizmetin verildiği sonuç ve kanaatine varıldığı, bu noktadan sonra faturaya dayalı cari hesap bakiyesinin ödendiğinin ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğu, davalı/borçlu şirketin davacıya bedeli ödediğini HMK’nın 200-(1). maddesi uyarınca yazılı delille ispat edemediği tüm bu nedenlerle davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi itibariyle (12.788-TL + 630,50-TL) 13.418,50-TL tutarında alacaklı olup bu tutar yönünden başlatılan icra takibine davalı takip borçlusunun vaki itirazının haksız olduğu, alacağın fatura ve cari hesap alacağına dayalı olup likit olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne, davacı lehine icra inkar tazminatına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında, takip tarihi itibari ile davacının davalıdan (12.788,00-TL + 630,50-TL=13.418,50-TL olmak üzere) 13.418,50-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara vaki itirazın iptali ile takibin asıl alacak üzerinden, asıl alacak 13.418,50-TL’ye takip tarihinden itibaren takipte belirtilen oranlarda faiz uygulanmak sureti ile takibin diğer kayıt ve şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2- Alacağın % 20’si oranındaki 2.683,70-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; İcra takibinin İstanbul … İcra Müdürlüğü aracılığı ile yapıldığını, müvekkili şirket merkezinin Denizli ili Çivril ilçesi olduğunu, takibin faturaya dayalı olup herhangi bir akde dayanmadığını, alacaklının söz konusu takibi ve işbu davayı HMK 6 maddesi ve İİK’nun 50. maddesi gereğince borçlunun ikametgahında yapması gerektiğini, dolayısıyla yerel mahkemenin de yetkisiz olduğunu, Alacaklı tarafından takip dayanağı olarak sunulan … numaralı 06/07/2015 tarihli ve 4.248,00 TL tutarındaki fatura bedelinin 06/07/2015 tarihli belge ile alacaklının hesabına gönderildiğini, dava konusu … nolu 12.788,00 TL tutarında 10/06/2015 tarihli faturanın müvekkiline ibraz edilmediğini ve müvekkilinin kayıtlarında da olmadığını, mahkemenin bu faturanın müvekkiline ibraz edildiğine dair hiçbir delil yok iken bu faturadan müvekkilini sorumlu tutmasının hukuka aykırı olduğunu, … isimli şahsın bu faturayı e-mail olarak istemesinin tek başına yeterli olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; faturadan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalının gerek icra müdürlüğünün gerekse mahkemesine itirazı mahkemece değerlendirilmiş olup, mahkemece de belirtildiği üzere; İİK’nın 50. maddesinin HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı, kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10 ve TBK’nın 89. maddeleri uyarınca para borçları yönünden ifa yerinin alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olduğu; taraflar arasındaki ticari ilişkinin davalı tarafça reddedilmemesi nedeniyle TBK’nın 89. maddesi uyarınca davacının kendi ikametgahı icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğu, davacı tarafça da ikametgah adresi itibarı ile yetkili icra müdürlüğünde takip başlatıp dava açıldığı gözetildiğinde davalı vekilince yetkiye ilişkin ileri sürülen istinaf sebebi yerinde değildir. Mahkemece, takip dayanağı 546694 numaralı 06/07/2015 tarihli 4.248,00 TL tutarındaki fatura bedelinin davalı tarafça ödendiği dikkate alınarak karar verildiği, dava konusu 546699 nolu 12.788,00 TL tutarındaki faturanın davalıya ibraz edilmediği ve davalı kayıtlarında olmadığı, dolayısıyla bu faturadan davalının sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu fatura demuraj alacağına ilişkin olup, davalı tarafça, davacının demuraj alacağı bulunmadığı savunulmayıp, bu faturanın tebliğ edilmediğinin ileri sürüldüğü, … isimli kişi tarafından davacı şirket muhasebe müdürüne hitaben gönderildiği belirtilen email ve faturanın e-posta yolu ile iletildiği hususuna da davalı tarafça itiraz yöneltilmediği anlaşılmakla, davacının bu fatura yönünden alacaklı olduğu kanaatine varılarak verilen mahkeme kararı yerindedir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 916,61 TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 230,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 686,61 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davalı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.