Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1642 E. 2021/803 K. 28.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1642 Esas
KARAR NO : 2021/803 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/815 Esas – 2019/240 Karar
TARİH: 26/03/2019
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili banka adına ve onu temsilen … Ostim Ankara Şubesi ile davalı arasında, 01/06/2015 tarihinde ”Maaş Ödemeleri Protokolü” akdedildiğini, Protokol’ün 8.1. ve 8.2 maddesi uyarınca;‘‘Kuruluş’un toplam 105 adet personeline işbu protokol kapsamında yapılacak ödemelerin tamamının Bankanın Elektronik Transfer Sistemi üzerinden yapılması karşılığında banka tarafından nakdi olarak ödenmek üzere KDV dahil 30.000 TL’lik bir bütçe ayrılmıştır. Bu tutar, banka tarafından Kuruluş’un işbu protokol dolayısıyla açılan vadesiz mevduat hesabına, banka tarafından, protokolün imzasını takip eden ilk maaş ödemesinden sonra alacak kaydedilecektir.”“Kuruluş’un Bankanın Elektronik Transfer Sistemi üzerinden işbu protokolün imzalanmasından sonra yaptığı ilk maaş ödemesinde personel sayısının 105 adedin altında gerçekleşmesi halinde kuruluş banka tarafından ayrılan bütçenin eksik gerçekleşen oranda düşülerek ödenmesini kabul eder.” denildiğini aynı maddenin devamında; “Kuruluş’un işbu sözleşme hükümlerini yerine getirmemesi, sözleşmeye aykırı harekette bulunulması ve kuruluş personel sayısının 89 kişinin altına inmesi halinde veya protokolü çalışmaz duruma düşürdüğü takdirde banka tarafından kuruluş’a yapılan ödemenin tamamı protokol imza tarihinde geçerli olan merkez bankası avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile hesaplanacak faiz tutarıyla birlikte kuruluş tarafından bankaya derhal, nakden ve defaten geri ödenecektir.” şartının öngörüldüğünü protokol süresince davalı firma tarafından protokol çerçevesinde akdi yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, davalı şirket tarafından Nisan 2017, Mayıs 2017 ve Haziran 2017 aylarında taahhüt edilen 89 kişinin altında ödeme yapıldığını, Nisan ayında 6, Mayıs ayında 3 ve Haziran ayında 1 personel için müvekkil banka aracılığıyla maaş ödemesi gerçekleştirildiğini, personel sayısının, taahhüt ettiği asgari sayının (89) altına düşen davalı firmanın, protokol ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle sözleşmenin 8. maddesine göre davacı müvekkili tarafından promosyon olarak davalı firmaya ödenen 30.000,00 TL’nin, protokolün imzalanma tarihinde geçerli olan Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile hesaplanacak faiz tutarı ile birlikte davalı firma tarafından derhal, nakden ve defaten davacı müvekkilinin bankaya ödenmesi gerektiğini, davacı müvekkili banka tarafından, Beşiktaş …. Noterliği’nin 25.07.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarın keşide edildiği tarih itibariyle hesaplanan tutarın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş ise de, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, taraflar arasında akdedilen 01.06.2015 tarihli ‘… Maaş Ödemeleri Protokolü’nü ihlal eden davalının Protokol’ün 8. Maddesi uyarınca ödemekle yükümlü olduğu tutar olan 30.000,00 TL’nin ödeme yapıldığı tarihten itibaren işleyecek protokol imza tarihinde geçerli olan T.C. Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili şirket ile davacı arasında, 01/06/2015 tarihli, … Maaş Ödemeleri Protokolü imzalandığını, ilgili protokole göre davacı bankanın Ostim/Ankara Şubesi vasıtasıyla davacının, maaş ödemeleri isimli hizmeti ile müvekkilinin çalışanlarının maaşlarının üç yıl süreyle davacı tarafından ödenmesi ile davacının müvekkiline vereceği promosyon ile sair hizmetlere ilişkin hususların düzenlendiğini, müvekkilinin, Ostim/Ankara adresinde olduğunu, davacıya ait Ostim Şubesi de müvekkil şirkete çok yakın olduğundan, müvekkili şirket çalışanları da kolayca davacı banka ATM’sine ve banka şubesine ulaşabileceğinden ayrıca müvekkilinin davacı bankanın Ostim Şubesi’ne dahi gitmeden; davacıya ait kurumsal internet bankacılığı üzerinden çalışanlara ait maaş dosyasını göndererek ve havale yolu ile çalışanlarının maaşlarını kısa bir zamanda ve pratik bir şekilde ödeyebileceğini, davacı tarafından ilgili protokol ile garanti ve taahhüt edildiği için müvekkilinin, davacı ile çalışmayı kabul ettiğini, Protokolün 3. maddesinde; personele ait banka hesaplarının alacağını, banka kartlarının verileceğini, ptorotolü imzalayacak tarafın davacı … AŞ’nin Ostim/Ankara şubesi olduğu açık bir şekilde belirttiğini, müvekkil şirketin ilgili protokolü imzaladığı Ostim şubesinin 02/12/2016 tarihinde kapatıldığını, müvekkilin kurumsal banka hesaplarının İstanbul/Mecidiyeköy şubesine, çalışanlarına ait maaş hesaplarının ise Ankara/Çukurambar şubesine devredildiğini, davacı bankanın bu işlemleri yerine getirirken hiçbir şekilde müvekkiline bilgi vermediğini, müvekkilinin onayını almadan hesap aktarım işlemlerini yaptığını, Ostim şubesi kapandığı için müvekkilinin ve çalışanlarının sorularını ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek ve protokol uyarınca müvekkiline hizmet verebilecek muhatabanın kalmadığını, protokolün 2. 3.ve 5. maddeleri gereğince müvekkil şirket çalışanlarına davacı tarafından maaş ödemelerinin yapılabilmesi için müvekkilinin davacıya ait kurumsal internet bankacılığını kullanması veya ıslak imzalı talimatı, davacının Ostim şubesine teslim etmesinin zorunlu olduğunu, Ostim şubesi 02/12/16 tarihinde kapandıktan bir gün sonra, müvekkili şirketin protokol uyarınca çalışanlarının maaş ödemelerini yaptığını ve diğer tüm kurumsal bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği kurumsal internet bankacılığının da davacı tarafından 03/12/2016 tarihinde kapatıldığını, davacı beyanlarının aksine, ilgili protokole uymayan ve protokol şartlarını yerine getirmeyenin davacı olduğunu, müvekkilinin söz verdiği şekilde 105 çalışanın maaşlarını davacı bankanın Ostim şubesi vasıtasıyla ve internet bankacılığı üzerinden ödediğini, davacı ilgili protokol ile üstlendiği taahhütleri ve hizmetleri yerine getirmediği için ilgili protokolün akdedilmesinden 21 ay sonra, 2017 mart ayında protokolün çalışamaz hale geldiğini ve kendiliğinden geçerliliğini yitirdiğini, davacının protokole aykırı davrandığını, protokolü çalışamaz hale getirdiği davacıya bildirildiğini, davacı tarafından protokol şartları yerine getirilmediği için mağdur olan, zarara uğrayanın müvekilinin olduğunu, protokolü ihlal eden ve protokolü çalışamaz hale düşüren davacı olmasına rağmen müvekkili şirketten alacaklı olduğu iddiasıyla promosyon bedelini isteyebilmesinin mümkün olmadığını bu sebeple davanın reddini ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/03/2019 tarih 2017/815 Esas – 2019/240 Karar sayılı kararında;” davaya konu protokolde taraf olarak davacı bankanın Ostim/Ankara şubesinin yer aldığının anlaşıldığı, bu şubenin protokolün imzalanmasından sonra protokolün uygulanacağı dönem içinde 02.12.2016 tarihinde kapatıldığı, banka şubesinin kapatılmasından önce taahhüt edilen sayının altına düşülmediği halde şubenin kapatılmasından sonra taahhüt edilen sayının altına düşüldüğünün somut davada fark edildiği, şubenin yakınlığı sebebiyle davalı tarafın davacı banka ile maaş protokolünün imzalandığını beyan ettiği, ayrıca protokolün ödeme bilgilerinin bankaya iletilmesi hususunun düzenlendiği 4. maddesinde; davalının maaş dosyalarını davacı bankanın kurumsal internet bankacılığı aracılığıyla sisteme yüklemesi halinde bankanın maaş ödeme hizmetinden yararlanacağının düzenlendiği ancak yine davacı bankanın kurumsal internet bankacılığı sisteminin 03.12.2016 tarihinde kapatıldığı, tüm bu hususların değerlendirilmesi neticesinde protokolün uygulanmasının davacı bankanın ilgili şubesinin ve kurumsal internet bankacılığı sisteminin kapatılması yoluyla davalı taraf adına zorlaştırıldığının anlaşıldığı, protokolün uygulanamamasına davacı banka tarafından sebep olunduğu, davalı tarafa yapılan promosyon ödemesinin geri verilmesi talebinin TMK’nun 2. maddesi “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” düzenlemesi gereğince dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı düşüncesi ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….”gerekçesi ile, -Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, bilirkişi tarafından eksik incelemeye dayalı ve davalı savunmalarının dikkate alınarak tanzim edilen raporun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, (T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2015/14661 K. 2018/11489 T. 29.11.2018 – T.C. YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/7624 K. 2018/10877 T. 19.11.2018)Dava konusu olayda sözleşmenin esaslı unsurlarında tek taraflı değişiklik yapılmadığını, Dava konusu uyuşmazlıkta davalının, personeline ilişkin maaş ödemelerini müvekkili banka üzerinden yapmayı, müvekkili bankanın ise buna karşılık davalıya promosyon ödemesi yapmayı taahhüt ettiğini, görüleceği üzere söz konusu protokol için esaslı unsurların, davacı müvekkili bankanın promosyon ödemesine karşılık, davalının çalışanlarının maaş ödemelerinin müvekkili banka ile ödenmesi taahhüdü olduğunu, tarafların bu noktalar üzerinde anlaşarak karşılıklı edimlerini belirlediklerini ve sözleşmeyi yürürlüğe koyduklarının, Davalının müvekkili banka nezdindeki hesaplarının kapatılmadığını, sadece Mecidiyeköy şubesine aktarıldığını, bu hususun sözleşme yapıldığında ortada olmayan bir durum olup bankanın ticari faaliyet ve hizmetleri gereğince yapılan öngörülmeyen bir değişiklik olduğunu, bu aktarma sonucu müvekkili banka müşterisi/davalının mağdur olmaması adına kendisiyle işyerinde ziyarete gidildiğini ve ödeme planında değişiklik yapılabileceği teklifinde bulunulduğunu, bunun yanında davalı eğer söz konusu protokolünü sürdürmek istese idi 7 gün 24 saat telefon bankacılığı ve internet bankacılığı üzerinden veya müvekkili bankanın herhangi bir şubesinden de yapmasının mümkün olacağının belirtildiğini ancak davalının haksız iddialarla sözleşmeyi feshettiğini,Taraflar arasında mevcut sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmeksizin tanzim edilen rapor ve verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Taraflar arasındaki 01.06.2015 imza tarihli protokolün davalı firma tarafından ihlal edilmiş olması dolayısıyla ve söz konusu protokolün 8.1 ile 8.2. maddeleri kapsamında protokol süresince davalı firma tarafından akdi yükümlülükler yerine getirilmemiş olduğundan davanın açıldığını,Davalı firma tarafından Nisan 2017, Mayıs 2017 ve Haziran 2017 aylarında taahhüt edilen 89 kişinin altında maaş ödemesi yapıldığını bu durumun bilirkişi raporu ile de sabit hale geldiğini, personel sayısı, taahhüt ettiği asgari sayının (89) altına düşen davalının, Protokol ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, Bu nedenle, Sözleşmenin 8. Maddesine göre promosyon olarak davalıya ödenen 30.000,00-TL’nin Protokolün imza tarihinde geçerli olan Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı ile hesaplanacak faizi ile birlikte davalı tarafından derhal nakden ve defaten ödenmesi gerektiğini, Davalının, Ostim Şubesinin kapanmasının sözleşmenin kendisi açısından zorlaştırıldığını iddia ederek davanın reddini talep ettiğini, bilirkişi raporunda da sadece bu savunmalar dikkate alınarak davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranışı göz ardı edilerek rapor hazırlandığını, Bu raporun ve bu rapor doğrultusunda verilen hükmün kabulünün mümkün olmadığını, (T.C. YARGITAY 15. HUKUK DAİRESİ E. 2018/343 K. 2019/386 T. 24.1.2019)Davalı her ne kadar müvekkili banka’nın Ankara Ostim Şube’sinin kapatılmasını bahane göstererek, taraflar arasındaki maaş ödeme protokolünün çalışamaz hale geldiği haksız ve mesnetsiz iddiasını öne sürmüş ise de; müvekkili bankanın Ankara Ostim Şubesi’nin kapatıldığı tarihin 02.12.2016 olduğunu ve davalının, ilgili şubenin kapatılmasından sonra 2017 ocak, 2017 şubat ve 2017 mart aylarında olmak üzere 3 ay protokolü gereği gibi yerine getirebilmiş, maaş ödemelerini müvekkili banka aracılığıyla protokolde belirtilen personel sayısına uygun olarak yapabildiğini, bu süreçte davalının sözleşmeye aykırılık yönünde bir iddiasının bulunmadığını,İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulüne karar verilmesinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, maaş ödemesi protokolü hükümlerine aykırılık ve protokolün uygulanamaması nedeniyle ödenen promosyonun istirdadı davasıdır.Davacı, taraflar arasında maaş ödemeleri protokolü düzenlendiğini, protokolün 8.1 ve 8.2 maddesi uyarınca göre davalının çalışan maaşlarını banka sistemi ile ödemeyi taahhüt ettiğini, bunun karşılığında protokolde belirtilen promosyonun davalıya ödendiğini, davalının süre sona ermeden protokole aykırı davranarak protokolde belirtilen miktarın altında maaş ödemesi gerçekleştirdiğini, bunun üzerine müvekkili bankaca protokolün haklı nedenle feshedildiğini, protokolün anılan hükümleri gereğince davalıya yapılan promosyon ödemesinin iadesi gerektiğini belirterek ödenen promosyon bedelinin ödeme yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasında 01/06/2015 tarihli “maaş ödemeleri protokolü” imzalanmış, protokolün 7. Maddesinde süre 3 yıl olarak kararlaştırılmış, 8. Maddesinde promosyon ödemesi ile maddenin son fıkrasında protokol hükümlerine aykırılık halinde promosyon ödemesinin iadesi koşulları belirtilmiştir. Taraflar arasında protokol hükümleri ile protokolün süresinden önce işlemez hale geldiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Uyuşmazlık protokolün işlemez hale gelmesinde kimin kusurlu olduğu noktasında çıkmaktadır. Davalı, davacı bankanın Ankara/Ostim şubesini kapatması nedeniyle zor durumda kaldıklarını, bu nedenle protokolün işlemez hale gelmesinde kendilerinin kusurlu olmadığını, kusurlu olanın davacı olduğunu savunmuştur.Taraflar arasında imzalanan maaş ödeme protokolü, davacı bankanın Ostim şubesince düzenlenmiş olup, protokolün geçerlilik tarihi içinde bu şubenin kapatıldığı, davalının kurumsal banka hesaplarının İstanbul/Mecidiyeköy, çalışanlarının maaş hesaplarının ise Ankara/Çukurambar şubesine nakledildiği, bu işlemden sonra davalının, davacı banka aracılığı ile yapması gereken maaş ödemelerinin protokolde belirlenen miktarın altına düştüğü, davacı bankanın protokolü ihtarname ile tek taraflı olarak feshettiği sabittir. Taraflar arasında davaya konu maaş ödeme protokolü dışında imzalanmış bankacılık sözleşmesi dosyaya sunulmamıştır.Davacı, davalı ile protokol düzenleyen şubenin kapatılacağını, bu şubede bulunan kurumsal ve davalı çalışanlarının maaş hesaplarının başka şubelere aktarılacağını önceden davalıya bildirdiğini ispatlayamamıştır.Protokol davacı bankanın Ostim şubesi ile imzalanmış olup, protokolde davalı çalışanlarının maaş hesaplarının Ostim şubesinde açılacağı ve davalı çalışanlarına maaş ödemelerinin bu şubede açılacak maaş hesapları aracılığı ile yapılacağı ve maaşların bu şubedeki hesaplara yatırılacağı düzenlenmiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, protokol davalının kusuru ile değil davacı bankanın şube kapatması nedeniyle işlemez hale düştüğünden, protokolün 8. maddesinin son fıkrası uygulanamayacaktır. Davacı, dava dilekçesinde açıkça protokol hükümlerine dayandığından ve protokolün 8/son maddesinde promosyon iadesi şartı olarak davalının kusurlu davranması ile protokolün işlemez hale gelmesi öngörüldüğünden davanın reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygundur. İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenlerinin ayrıntılı olarak karşılandığı, yasaya, usule ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı, dolayısıyla istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/05/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.