Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1639 E. 2020/606 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1639 Esas
KARAR NO : 2020/606 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİH: 28/03/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/356 Esas – 2019/175 Karar
DAVA:İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketi temsilen … aleyhine fatura alacaklarının tahsili yolunda İstanbul ….. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra yoluyla takip başlatıldığını, 06/08/2018 tarihinde borca ve faize karşı itiraz edildiğini, takibin durduğunu, 30/09/2013 tarihli tekne bağlama yeri ve hizmetler sözleşmesi kaptan sıfatıyla … tarafından imzalandığını, sözleşmede kaptan sıfatıyla sözleşmeyi imzalamış olsa da … teknesinin asıl sahibinin … olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete 29.494,09 Euro borçlu olduğunu, davalı şirketin usulüne uygun olarak düzenlenen faturalara itiraz etmeyerek kabul etmediğini, davalı faturaları zamanında ödememesinin yanında fatura bedellerinin tahsili amacıyla girişilen takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı tarafından davanın dayanağı olarak gösterilen 30/09/2013-30/09/2014 tarihlerini kapsayan … A.Ş. … Sözleşmesinin imza kısımlarında imza bulunmadığını, müvekkili tarafında imzalanmış sözleşme aslının mahkemeye sunulması gerektiğini, müvekkilinin söz konusu teknenin sabihi olmadığını, teknenin sahibinin … isimli şirket olduğunu, davacı şirketin parasını peşin olarak tahsil etmeden bağlama hizmeti verilmediğini, davacının herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen ihtarnamenin usulsüz olduğunu belirterek davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 28/03/2019 tarih ve 2018/356 Esas – 2019/175 Karar sayılı kararında;” Açılan davanın itirazın iptali davası olduğu, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün …. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının dosyamız davacısı, borçluların ; 1- …, 2- … olduğu, borca itiraz edenin … vekili olduğu, mahkememize açılan itirazın iptali dosyasının incelenmesinde ise, davalının Borçlu … olarak ( temsilen …) gösterildiği, oysa icra dosyasında her iki borçlunun ayrı ayrı tüzel ve gerçek kişilik olarak gösterildiği, icra dosyasına … tarafından sunulan itiraz dilekçesine rastlanılmadığından, bu durumda, davacının itirazın iptali davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığı, hukuki yararın, dava şartlarından olup (HMK’nun 114. maddesi), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekeceği, davada davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığının ise mahkemece, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılması gerekeceği anlaşılmakla davalı yönünden itirazın iptali isteminin hukuki yarar yokluğundan HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile;” Davacının davasının REDDİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasının gerektiğini,Davanın kanuni temsil yetkisine dayanarak açılmış olmasına rağmen yerel mahkemece eksik ve yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin bozma sebebi olduğunu, Yerel mahkemenin istinafa konu kararın 6102 sayılı TTK ve 2004 sayılı İİK yasa hükümleri uyarınca hukuk ve kanuna aykırı olduğunu, İcra dosyasında, 28.09.2018 tarihli dava dilekçesinde ayrıntıları yer aldığı üzere özetle, davalı şirketi kaptan sıfatıyla temsilen … aleyhine fatura alacaklarının tahsili yolunda İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında ilamsız icra yoluyla takibin başlatıldığını, 06.08.2018 tarihinde borca ve faize karşı haksız ve kötü niyetle itirazın edildiğini,6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Kanundan Doğan Temsil Yetkisi” başlıklı 1104. maddesinde “Yabancı bayraklı gemilerde, geminin malikine veya kiracısına açılacak her türlü dava veya takip, onlar hakkında geçerli olmak üzere kaptana da yöneltilebilir.” denilmekle gemi kaptanının sorumluluğunun düzenlendiğini, kanun koyucu kaptan eliyle gemiye zilyet olan yabancı donatana tebligat yapılması ya da donatanın yurt dışındaki yerleşim yerine tebligat çıkarılmasında meydana gelebilecek sorunların çözmek amacı ile geminin malikine yapılacak tebligatların, malik hakkında geçerli olmak üzere, kaptana yöneltilmesini mümkün kıldığını, yalnızca sicillerde kağıt üzerinde gözüken “saman adam” niteliğindeki tüzel kişilere asla yapılamayan tebligatların beklenmesi sebebiyle meydana gelebilecek mağduriyetlerin ve hak kayıplarının önlenmek istendiğini, (Yargıtay 12 Hukuk Dairesi E. 2002/17617 K. 2002/19623 T. 03.10.2002 kararında;)Müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek üzere başlatılan icra takibine karşı, kaptan …’in (kanundan doğan temsilci sıfatıyla) yaptığı itirazın gerek kendi adına gerekse temsilci sıfatıyla şirket adına yapılmış olduğu kabul edilmesi gerektiğinden, yapılmış olan haksız itiraz karşısında yürütülen itirazın iptali davasında bu hususun ilk derece mahkemesince atlanarak eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı kararın verildiğini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının yapılacak istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının dosya arasında bulunan uyap kayıtları incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından borçlular … ve … aleyhine 02/08/2018 tarihinde 24/04/2015-30/09/2016 tarihleri arasında düzenlenen 10 adet fatura alacağından kaynaklı ilamsız icra takibinde bulunulduğu, takibe borçlulardan …’in itirazı üzerine bu borçlu yönünden icra takibinin durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının davalı (borçlu …) temsilen …’ e yönelik açıldığı görülmüştür.İcra takibine ve davaya konu faturaların davacı alacaklı … tarafından …’ya karşı düzenlendiği, faturalarda gemi isminin … yazdığı görülmüştür.İstanbul Liman Başkanlığına mahkemece yazılan müzekkereye istinaden verilen 14/03/2019 tarihli cevabi yazı ve ekindeki belgelere göre;” …” isimli geminin 14/06/2017 tarihinde 1/2 oranında hisseli olarak … ve … tarafından ithalden satın alındığı ve önceki gemi malikinin ise …. Olduğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davası takip hukukuna sıkı sıkıya bağlı dava olup somut olayda mahkemeninde kabulünde olduğu üzere; icra takibinde borçluların ; 1- …, 2- … olduğu, borca itiraz edenin borçlu … vekili olduğu, itirazın iptali davasının da ise, davalının Borçlu … olarak ( temsilen …) gösterildiği, oysa icra dosyasında her iki borçlunun ayrı ayrı tüzel ve gerçek kişilik olarak gösterildiği, icra dosyasında … tarafından sunulan itiraz dilekçesinin olmadığı anlaşılmıştır.6102 Sayılı TTK.nın 1104/3 Maddesinde;” (3) Yabancı bayraklı gemilerde, geminin malikine veya kiracısına açılacak her türlü dava veya takip, onlar hakkında geçerli olmak üzere kaptana da yöneltilebilir,” hükmünün düzenlendiği,Yani, yabancı uyruklu gemilerde adresi yurtdışında ise donatana izafeten gemi kaptanı veya donatana izafeten gemi acentesine takip yöneltilebilir. Ancak buradaki kaptan veya acente takip borçlusu değildir, sadece donatanın temsilcisi sıfatları vardır. Dava konusu icra dosyasında, borçlu …’e yabancı uyruklu geminin donatanı ….’yu temsilen icra takibinin yapılmadığı oysaki eldeki davanın borçlu ….’yu temsilen …’e yönelik açıldığı anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince sunulan deliller, icra dosyasındaki tespitler ışığında kurulan hüküm gerekçesinde davacı vekilinin istinaf nedenleri de karşılanmış olmakla; yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç olarak; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 11/06/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.