Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1629 E. 2019/1254 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1629 Esas
KARAR NO : 2019/1254 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 27/05/2019 ( Ara Karar)
DOSYA NUMARASI : 2019/281 Esas ( Derdest Dava Dosyası)
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalılar … A.Ş. ve …Paz. ve Tic. A.Ş ile müvekkili arasında 2011 yılında 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin sürekli olarak yenilendiğini, aralarındaki ticari ilişki sözleşmenin haksız olarak feshedilmesine kadar devam ettiğini, davalı şirket imzalanan sözleşmenin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili ile… Yetkili Servisleri arasında haksız rekabet ortamı yarattığını, güven ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, ….Şirketleri ve …şirketleri, müvekkili ile yapılan sözleşme yürürlükteyken müvekkilinin haklarını yok sayarak yetkili olduğu servis hizmetlerini yapmasını engellemediğini ve bu işlerin … Şirketlerine gördürülmesi konusunda anlaştıklarını, müvekkili ile aralarındaki sözleşme henüz feshedilmediğini, …A.Ş. İle…l A.Ş. gizli olarak anlaşma yaptıklarını, dolayısıyla Rekabet Kanunu m.57 uyarınca …A.Ş. Dava konusu yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlardan …A.Ş. İle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenle davalıların ortak kusuruna dayanan haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda müvekkilinin taraf olduğu sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi zararın, haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu davalılardan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini ve ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 27/05/2019 tarih 2019/281 Esas sayılı ara kararında;
“…HMK m.26 gereğince; hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan daha fazlasını veya başka bir şeye karar veremez,
HMK m.25 gereği hakim iki taraftan birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatacak davranışlarda bulunamaz, somut olayda; davacı tarafın talebi ihtiyati tedbir olup ilgili maddeler gereğince taleple bağlı kalınarak HMK m.389 ve devamında düzenlenen ihtiyati tedbir hükümleri dikkate alınmıştır.
HMK 389/1 maddesi gereğince sadece uyuşmazlık konusu üzerine tedbir konulabileceğinden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermek gerekmiş…”gerekçesi ile,
Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
İlk derece mahkemesi kararının usule ve esasa aykırı bir karar olduğunu, . öncelikle bu kararın, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin bir karar olduğunu ve tensip tutanağıyla birlikte verilmesinin usule aykırı olduğunu, kararın gerekçeli ve ayrı bir karar olarak verilmesinin gerektiğini, (Yargıtay 11. HD, 2013/12461 Esas, 2013/17276 Karar, 2.10.2013 Tarih)İhtiyati tedbir kararının, yerel mahkemenin bir alacağa hükmetmesi halinde müvekkilinin alacağını elde etmesi imkansızlaşacağı için talep edildiğini, müvekkilinin yetkili servis sözleşmesini haksız olarak fesheden davalı ….şirketleri Türkiye pazarından çıkacağını ilan ettiğini ve bu karar doğrultusunda yapacakları işlemler sonucunda Türkiye’de davalı … şirketlerinin herhangi bir mal varlığı ve tüzel kişiliğinin kalmayacağını, yargılama sürecinin sonunda müvekkili, alacağını tahsil edebileceği bir muhatap bulamama tehlikesi altında olduğunu,Davalı … A.Ş., diğer yetkili servislerle ibranamenin imzalandığını ve bu ibranameyle müvekkilinin haksız fesihten kaynaklanan zararlarını tazmin etmek zorunda olduğunu kabul ettiğini,HMK’nın 389. maddesindeki düzenlemeye göre davanın konusu bakımından bir sınırlamaya tabi olmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin anlaşıldığını, yasa koyucu uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğini belirtirken, davanın konusunu oluşturan alacağın, tazminatın ya da mal varlığının değeri ile sınırlı bir miktar hakkında tedbir kararı verilebileceğinin anlatmak istendiğini, bizzat müddeabihin kendisi hakkında tedbir kararı verilmesini şartının koşmadığını,İhtiyati tedbirin alanının ihtiyati hacze göre daha geniş olduğunu, para alacakları ve haksız fiil de sadece uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararının verilebileceğini, diğer mal varlıkları hakkında verilemeyeceğini savunmak, ihtiyati tedbirin alanını daraltacak ve alacaklı ya da davacının haklarının önceden korunmasının imkanını azaltacağını, (Yargıtay 9. HD. – E. 2012/24239 – K. 2012/25011 – T. 2.7.2012) Müvekkilin haklarının korunması amacı taşıyan taleplerine ilişkin hukuki nitelendirme mahkemenin görev olduğunu, (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin, E: 2018/547, K: 2018/197 sayılı ve 08.02.2018 tarihli )İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi 14/05/2019 tarihli tensip tutanağında yer alan 12 numaralı ara kararın istinaf başvurusu doğrultusunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir verilmesi istemlerinin kabulüne, istinaf yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Somut olayda davacı, davalılar …. Tic. A.Ş. ve …Paz. ve Tic. A.Ş ile müvekkili arasında 2011 yılında 1 yıl süreli yetkili servis sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmenin sürekli olarak yenilendiğini, aralarındaki ticari ilişki sözleşmenin haksız olarak feshedilmesine kadar devam ettiğini, davalı şirket imzalanan sözleşmenin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkili ile … Yetkili Servisleri arasında haksız rekabet ortamı yarattığını, güven ve dürüstlük ilkesine aykırı olarak sözleşmeyi feshettiğini, dolayısıyla Rekabet Kanunu m.57 uyarınca…A.Ş. Dava konusu yetkili servis sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müvekkilinin uğradığı tüm zararlardan … A.Ş. İle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, bu nedenle davalıların ortak kusuruna dayanan haksız rekabet teşkil eden eylemleri sonucunda müvekkilinin taraf olduğu sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle doğan şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi zararın, haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu davalılardan tahsil edilerek müvekkiline ödenmesine karar verilmesini ve ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.HMK’nın 389. maddesinde, ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre şartların mevcut olması durumunda ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Dava maddi ve manevi tazminat davası olup ihtiyati tedbir konulması istenen menkul ve gayrimenkuller uyuşmazlık konusu değildir. Bu nedenle davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına yasal olarak olanak bulunmamaktadır.Yine HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir.Davacının talebi,ihtiyati haciz zımmında ihtiyati tedbir kararı verilmesidir.Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’nin 19/09/2016 tarih ve 2016/8719 Esas, 2016/7357 Karar sayılı içtihadı ve yerleşik içtihatlarında belirtildiği üzere ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz farklı geçici hukuki koruma sağlayan müesseselerdir. İhtiyati tedbir, genelde dava konusunun el değiştirmesine engel olurken, ihtiyati haciz, alacağı teminat altına almaktadır. Bu nedenlerle; ihtiyati haciz gibi ihtiyati tedbir kararı verme olanağı olmadığından ve davacı iddiaları yargılamayı gerektirip henüz ispatlanmamıştır. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.