Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1624 E. 2021/974 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1624
KARAR NO: 2021/974
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2018
DOSYA NUMARASI: 2017/407 Esas – 2018/1228 Karar
BİRLEŞEN DAVA: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin
2017/928 Esas sayılı dosyası
DAVA: Tazminat (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, müşterisi olan “… Ltd. Şti” firmasının Türkiye geneli nakliyat, sevkiyat ve depolama işini yaptığını, davacı müvekkili firmaca, … firmasının daha sonra sevkiyat ve nakliyatı yapılacak olan ürünlerin bulunduğu kolileri davalı şirketin ” … mah. … Cad. No: …-… Sultanbeyli/İSTANBUL” adresinde bulunan antreposuna muhafaza ve saklanmak üzere teslim edildiğini, taraflar arasında saklama sözleşmesi bulunduğunu ve bu sözleşme gereği davalı firmanın, antrepoya konulan ürünleri teslim aldığı şekliyle tam-sağlam ve eksiksiz muhafaza yükümlülüğüne karşın, Temmuz ayına kadar muhafaza amacıyla antrepoda kalan ürünlerin müvekkili firmaya patlamış, ezilmiş ve hasar görmüş şekilde bidon ve kapların içindeki Antifiriz sıvıların yerlere dökülmüş halde iade edildiğini, müvekkili firmanın müşterisi olan ürünlerin sahibi … şirketi tarafından, kendi ürünlerinin hasara uğrayıp zayi olması nedeniyle 29/09/2016 tarihli … sıra nolu KDV dahil 28.598,72 tutarlı faturanın keşide edilerek bu hasar tutarının müvekkili firmadan tahsil edildiğini, müvekkili firmanın bunun üzerine saklama yükümlülüğünü gerektiği şekilde yerine getirmediğinden hasardan sorumlu olan davalı firmaya “Depolama Hasar Bedeli(… firma Hasarları)” açıklaması ile 22.505 TL ve 4.050,90 TL KDV olmak üzere 26.555,90 TL tutarlı 24/10/2016 tarih ve 064389 nolu faturayı düzenlediğini ve ulaştırdığını, söz konusu faturanın davalı tarafça uzunca bir süre bekletildiğini ve daha sonra müvekkiline iade edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Kartal 7. Noterliğinin 29/11/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 26.555,90 TL tutarlı 24/10/2016 tarih ve … nolu fatura aslını gönderdiğini ve hasar bedelinin kendilerine ödenmesi aksi halde dava açacaklarını ihtar ettiklerini, davalı şirketin Üsküdar … Noterliğinin 09/12/2017 tarih, … yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile itiraz ederek ödemenin red edildiğini belirterek, 26.555,90 TL alacağın davalı şirketten temerrüt tarihinden (01.12.2016) itibaren işleyen avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket deposuna depolama hizmeti amacı ile Haziran ayında teslim edilen emtiaların temmuz ayı ilk haftasında davacı tarafından teslim alındığını, davacının emtiaları antrepodan teslim alırken hasarlı teslim aldığına dair bir şerh tutanak düzenlenmediğini, dolayısıyla müvekkili şirketin tam, eksiksiz ve sağlam olarak emtiaları teslim ettiğnii, davacının iddia ettiği gibi emtiaların patlamış ve akarlı olması halinde bunun tutanak tanzim edilmek suretiyle, teslim evrakına şerh düşülerek alınmasını gerektiğinin açık olduğunu, ilgili emtiaların müvekkili şirket deposundan herhangi bir hasar iddası ileri sürülmeksizin teslim alınmasından çok sonra 29/09/2016 tarihinde dava dışı kemetyl tarafından davacıya 28.598,72 TL bedelli fatura düzenlendiğini, fatura içeriğinde düzenlenme sebebine yer verilmediğini, ardından davacı tarafından müvekkiline 24/10/2016 tarihli 26.555,90 TL bedelli depolama hasar bedeli açıklaması adı altında işbu davaya konu edilen fatura düzenlendiğini ve düzenlenen ekim ayı faturasının 29/11/2016 tarihinde müvekkiline ihtarname ile gönderildiğini, Temmuz ayının ilk haftasında hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin depodan teslim alınan emtia ile ilgili olarak 24 Ekim tarihli düzenlenen ve 29/11/2016 tarihli ihtar ile yaklaşık 5 ay sonra müvekkiline yöneltilen hasar iddiası ve rücu faturasının hukuken kabul edilebilir olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen 2017/928 Esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının ticaıri emtiasının, müvekkili firma antreposunda muhafaza edildiğini, ancak bu hizmetin bedeli için düzenlenen 30/06/2016 tarih … nolu fatura bakiyesi 8.892,62 TL alacağın ödenmediğini, müvekkili tarafından alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçildiğini, ancak davalı tarafça icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, müvekkili tarafından davalının emtiasının gereği gibi özenle saklandığını ve davalı tarafından teslim alındığını, davalının emtiada hasar olduğu iddiasının gerçeklerle örtüşmediğini belirterek, davalının itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN CEVAP VE SAVUNMA: Davacı tarafından takip sebebi olarak, cari hesap ekstresi ile 30/06/2017 tarih ve … nolu 8.892,62 TL tutarlı faturanın gösterildiğini, bahsedilen faturanın, müvekkili şirkete icra takibi öncesi tebliğ edilmediğini, ticari kayıt ve defterlerde bulunmadığını, dolayısıyla alacaklı gibi hareket eden davacı firmaya müvekkili şirketin takip dayanağı fatura ve cari hesaba davalı bir borcu bulunmadığını, hatta hasar bedeli nedeniyle CDA firmasının, müvekkiline borçlu olduğunu belirterek, davanın reddine, % 20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 2017/928 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda; dosyanın yine aynı mahkemenin 2017/407 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/12/2018 tarih ve 2017/407 Esas – 2018/1228 Karar sayılı kararı ile; ” Dosyanın bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda, birleşen dava yönünden celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … Esas sayılı dosyanın incelenmesinde; 25/05/2017 tarihinde birleşen davalı davacı tarafından faturadan kaynaklı bir alacağı ilişkin ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin birleşen davalı borçluya 26/05/2017 tarihinde tebliğ olduğu, borçlunun ödeme emrine 30/05/2017 tarihinde itirazda bulunduğu, bu nedenle takibin durduğu anlaşıldı. Dosyaya sunulan ihtarnamelerin incelenmesinde; keşidecisi … olan Kartal … Noterliği’nin 01/19/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinde özetle; 26.555,90 TL tutarlı fatura aslını işbu tutarnamenin tebliğinden itibaren antreponuza keşideci müvekkilce muhafaza amacıyla teslim edilen ürünlerin taraflar arasındaki saklama sözleşmesi gereği uğramış olduğu hasar zarar ve zayiinde muhatap şirketin sorumlu olduğu, ekte gönderilen fatura bedeli 26.555,90 TL hasar bedelini keşideci müvekkilin … iban nolu banka hesabına 3 gün içinde ödenmesi yönünde ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalı çalışan …’a 01/12/2016 tarihinde tebliğ olduğu anlaşıldı. Davalı … firması tarafından ihtarnameye cevap verildiği ve özetle; ihtarname içeriğinde belirtilen faturadan dolayı depolanmış ve hasarlı teslim edilmiş bir emtia bulunmadığı, hasarın gerçekleştiği iddia edilen tarihten bu yana uzun bir süre geçmiş olup firmanız tarafından afaki ve belirsiz hasar iddialarının ve bu iddiaya dayanak faturanın kabul edilemez olduğu, fatura ve diğer belgelere itiraz edildiği, faturanın ve irsaliyeli örneğin iade edildiğine yönelik ihtarname düzenlendiği görüldü. Mahkememizce asıl davada uyuşmazlık davacı tarafından davalının antreposuna muhafaza amacıyla teslim edilen dava dışı müşteriye ait ürünlerin antrepoda tam sağlam ve eksiksiz olarak muhafaza edilip edilmediği, davacıya patlamış ezilmiş ve hasar görmüş şekilde iade edilip edilmediği ve davacının dava dışı müşterisine ödediği depolama hasar bedelini davalıdan talep edip edemeyeceği yönünde ihtilaf olduğu, Birleşen dosyada ise uyuşmazlığın; davalı birleşen davacı tarafından davacı birleşen davalı aleyhine başlattığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında takibe konu alacağın dayanağı faturalar arasında ihtilafsız olan antrepo hizmet sözleşmesi bedeline ilişkin düzenlenen fatura bedelinden kaynaklanmakta olup birleşen davacının birleşen davalıdan takibe konu miktar kadar alacaklı olup olmadığı konusunda ihtilaf olduğu tespit edildi. Mahkememizce 07/06/2018 tarihli 2 nolu celsede 1 mali müşavir ve 2 teknik bilirkişi aracılığıyla tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi yönünde uyuşmazlık hakkında mali müşavir yönünden tarafların 2016 – 2017 -2018 yıllarına ait tüm yasal ticari deftlerleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, 1 mali müşavir 1 lojistik ve taşıma uzmanı ve 1 kimya mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti 27/08/2018 tarihli raporunda özetle; davacı … şirketinin yasal ticari defterlerinin usul yönünden incelenmesinde 2016-2017 ve 2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılışlarının zamanında yapıldığını, 2016 yılı kapanış tastiklerinin yapılmadığı, davalı … şirketinin defterlerinin incelenmesinde, 2016-2017 -2018 yılına ilişkin ticari defterlerinin GİB onaylı beratlarının süresinde alındığı, hesap yönünden yapılan incelemede davacı defterlerinde davalı şirkete 61.289,20 TL borç kaydettiği, karşılığında 34.993,00 TL alacak kaydı girmek suretiyle davacı şirketin kendi kayıtlarında 26.356,20 TL alacaklı göründüğü, davalı defterlerinde yapılan hesap incelemesinde ise davacı şirkete 43.389,92 TL borç kaydettiği, karşılığında 34.497,30 TL alacak kaydedildiği, 25/05/2017 takip tarihi itibariyle davalı tarafın kendi defterlerinde davacıdan 8.892,62 TL alacaklı göründüğü, fatura ve sevk irsaliyelerinin incelenmesinde dava dışı … firması tarafından hasar görün ürünlerle ilgili davacı … şirketi adına 29/09/2016 tarihli 28.598,72 TL bedelli fatura ve sevk irsaliyesi düzenlendiği, davacı … şirketi tarafından hasar gören ürünlerle ilgili davalı şirket adına 24/10/2016 tarihli irsaliyeli fatura düzenlendiği ve açıklamanın depo hasar bedeli olarak belirtildiği, tutarın ise 26.591,90 TL olduğu, davalı … tarafından düzenlenen antrepo hizmet faturasının tarihinin 30/06/2016 açıklamanın antrepo hizmeti tutarın ise 8.893,52 TL olduğu, düzenlenen faturanın davalı … şirketine verilen hizmetin ifasına yönelik olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; asıl dava yönünden davacının dava dışı … şirketine yapmış olduğu ödeme nedeniyle antrepo hizmet sözleşmesi uyarınca davacının teslim edilen malları ayıplı ve hasarlı olarak teslim ettiği iddiasıyla ödemiş olduğu tazminatı davalıdan rücuen tazminine yönelik olduğu, taraflar arasında bir saklama sözleşmesi bulunduğu konusunda ihtilaf olmadığı, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu davacının ticari defterlerinde 26.356,20 TL alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerinde davacıdan 8.992,62 TL alacaklı göründüğü, davacıya ait emtianın davalı şirket deposunda bekletildiği, davalı tarafından depo hizmeti verildiğinin ihtilafsız olduğu, dava dışı … firmasının davalı şirket depolarından bilirkişi raporunda mevcut sevk irsaliyeleri ile teslim alındığı, dava dışı … firmasının saklama alanına emtianın 26/05/2016 tarihinde çekilmeye başladığı ve depolama alanına tesliminin 08/06/2016 tarihinde tamamlandığı, dava dışı … firmasının yüklerinin 06/06/2016-20/06/2016 tarihleri arasında sevk irsaliyeleri ile taşınmış ve davalı sorumluluğunda olan saklama aktarma sürecinin tamamlandığı, malın teslim alınma sürecinde düzenlenen sevk irsaliyeleri ile teyit edilen saklanma süreci açısından davalı … firmasının katılımıyla tutulan bir hasar zayi veya benzer bir tazminat gerektiren olaya ilişkin tutanak ve itirazi kayıt olmadığı, davacı … şirketi tarafından davalıya malın tesliminden yaklaşık 5 ay sonra 29/11/2016 tarihli ihtarname ile depolanma hasar bedeli olarak 28.598,72 TL tutarında fatura bedelinin ödenmesi yönünde ihtarname gönderildiği anlaşılmakla; malın teslimi sırasında fatura konusu hasara ilişkin bir tutanak olmadığı gibi davacının ihtarname tarihine kadar davalıya bir başvurusuna ilişkin belge de sunmadığı, fatura konusu hasar bedeli alacağının davalı şirketin kusurundan kaynaklandığına ilişkin dosyada mevcut bir delilin olmadığı, zararın davalı sorumluluğu sürecinde meydana geldiğinin ispatının davacı tarafta olduğu, alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından dava dışı … şirketine ödenen bedelin 28.598,72 TL olduğu, talep edilen miktarın 26.555,90 TL olduğu, ticari defterlerinde ise bilirkişi marifetiyle yapılan inceleme sonucu 26.356,20 TL olarak alacaklı göründüğü, tutarların uyumlu olmadığı, fatura bedeli hasarın davalı şirket sorumluluğunda iken olduğunun davacı tarafça ispat edilemediği, malın tesliminden yaklaşık 4 ay sonra davacıya ihtarname gönderildiği, ispat külfetinin davacıda olduğu, davacının davasını dosyadaki mevcut delillere göre ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Birleşen dava yönünden ise davacının davalı şirkete vermiş olduğu antrepo hizmet bedelinin ödenmemesi nedeniyle cari hesaba dayalı olarak başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine durduğu, davacının huzurdaki itirazın iptali davasını açtığı, birleşen davada davacının antrepo hizmetini sunduğu konusunda ihtilaf olmadığı, davalının da bu konuda bir itirazının olmadığı, kaldı ki sunulan hizmet sonucu malların hasarlı teslim edilmesi nedeniyle birleşen davada davalı tarafından dava açıldığı, davacının birleşen dava konusu icra takibinde talep ettiği alacağın saklama – ardiye hizmet bedeline ilişkin olduğu, dosyada mevcut 08/06/2016 tarihinde antrepo girişine ilişkin sevk irsaliye ve 06/06/2016-20/06/2016 tarihleri arasında antrepo çıkışına ilişkin sevk ve irsaliyeleri değerlendirildiğinde davacının davalıya saklama hizmeti verdiği teyit edilmektedir. Ancak dava konusu faturanın davalı tarafından ödendiğine ilişkin bir dekont veya benzeri bir belge sunulmadığı, davacının hizmeti vermiş olduğu sabit olmakla bedelin ödendiğinin ispatının davalı tarafta olduğu, bilirkişi tarafından yapılan incelemede davacının ticari defterlerinde yazılı 8.892,62 TL alacak ile talep ettiği fatura tutarının birebir uyumlu olduğu, davacının icra takibi yapmakta haklı olduğu, davalının icra takibine yaptığı itirazın haksız olduğu, davacının antrepo hizmetini verdiğinin dosya kapsamına göre ihtilafsız olduğu, ödeme yapıldığının ispatının davalıda olduğu ancak davalı tarafından ödemenin yapıldığının ispat edilmediği, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu sonuç ve kanaatine varılmakla birleşen davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1.Asıl davanın REDDİNE, 2.Birleşen davanın KABÜLÜ İLE Davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 8.892,62TL yönünden iptaline, 3.Takip tarihi olan 25/05/2017 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, 4.Alacağın %20’si oranında hesap edilen 1.775,52 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı-birleşen davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf Yoluna Başvuran Davacı- Birleşen davalı … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Asıl davada, davacı müvekkili firmanın davalı firmadan saklama hizmeti aldığını, 27.08.2018 tarihli Bilirkişi raporunda belirtilen ve mahkemece de benimsediği şekilde “Meydana gelen zararı ve zararın davalı sorumluluğunda meydana geldiğini ispatlayacak şekilde delillerin dosyaya sunamadıklarının tespiti ” ile “Ürünlerin İhtirazi kayıtsız teslim alındığı” kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili firmanın davalı … firması antreposuna teslim etmiş olduğu … firması ürünlerinin patlamış, ezilmiş ve hasar görmüş şekilde bidon ve kapların içindeki antifiriz (ANTİFREEZE) sıvıları yerlere dökülmüş (zayi olmuş) halde olduğunu gösterir 6 adet fotoğrafın, delil olarak sunulduğunu, bilirkişi ve Mahkemenin bu resimleri delil olarak hiç değerlendirmediğini, bu resimlerin davalı şirketin antreposunda çekildiklerini, aksi bir savunmanın da bulunmadığını, bu resimlerde … firması ürünlerinin hasar gördüğü – patladığı – ezildiği hususlarının açık bir şekilde görüldüğünü, … firmasının bu hasarlı ürünleri müvekkili firmaya kalem kalem ürün cinsi ve miktarı belirterek faturaladığını ve müvekkilinden tahsil ettiğini, haliyle hasar, zarar gören ürünler cins-adet ve tutar olarak ispatlandığı halde aksi kabulün mümkün olmadığını, 02.08.2016 tarihli E-Posta ile davalı şirkete” firmanız yaptığımız 30 günlük depolama işimizde hüsran sonuçlar yaşandı…firma tarafından hasar bedeli tarafımıza kesilecektir.Ben de firma olarak bu hasar bedelini firmanıza kesmek durumundayım. Size ekte kesilecek tutarları kalem kalem iletiyorum.Konuyu bilgilerinize sunar iyi çalışmalar dilerim .” şeklinde ihbar ve ihtirazi kayıtta da bulunulduğunu, aksi yöndeki hatalı rapor tespitinin hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, Dava dışı … şirketinin, antrepoda kendi ürünleri hasara uğrayıp zayi olduğundan 29.09.2016 tarihli … sıra nolu KDV Dahil 28.598,72-TL tutarlı faturayı (%50 iskonto uygulamak suretiyle) keşide ederek bu hasar tutarını müvekkili firmadan tahsil ettiğini 29.9.2016 tarihli fatura örneği ve aynı tarihli fatura içeriğindeki hasarlı ürünlerin sevk irsaliyesinden hasar ve hasara uğrayan ürünlerin somut olarak belli ve ispatlı olduğunu, aksi yöndeki rapor ve bu raporun hatalı tespit ve değerlendirmeleri üzere kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacı müvekkili firmaca düzenlenmiş ve davalı firmaya ödenmek üzere noter kanalı ile gönderilmiş olan “Depolama Hasar Bedeli (… firma Hasarları)” açıklaması ile 22.505 TL ve 4.050,90 TL KDV olmak üzere 26.555,90-TL tutarlı 24.10.2016 tarih ve 064389 nolu fatura nedeniyle, ticari defter ve kayıtlarında da davalı firmanın bu miktarda borçlu görüldüğünü, kayıtlarının da alacak iddialarını tevsik ettiğini, Davalı firma garaj amiri … imzalı belgede “11.09.2016 tarihinde cda deposunda …’a (… yetkilisi) ait olan ve depolanan ürünler sabah depoya geldiğimizde yıkılmış olarak görülmüştür ve … dahil olmak üzere ilgili mercilere bilgi verilmiştir.” şeklindeki hasara ilişkin delil niteliğindeki belgeden bilirkişilerce hiç söz edilmediğini/ mahkemece de hiç değerlendirme konusu edilmediğini, Taraflarınca hasar, hasarın varlığı, hasarlanan ürünlerin cinsi-türü-miktarı tutarı her şekilde ve özellikle yazılı olarak (mail- ihtar- faturalar- ticari defter kayıtları – davalı çalışanı tutanağı vs.ile) ispatlanmışken, ispat külfetini yerine getiremediklerinden bahisle düzenlenen raporun hükme esas alınarak asıl davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkili firma açısından ihtirazi kayıt sorgulanırken, davalı firmanın saklama yükümünü gereği gibi yerine getirmemesi ile oluşan hasarın varlığına dair deliller ve sorumluluğuna dair belgelerin hiç göz önüne alınmadığını, müvekkilinin … firmasına “hatır ödemesi” yapabileceğine dair yorumun ise tümüyle afaki olduğunu, sunmuş oldukları veri/delillerin ve somut olayın özellikleri ile alakasız nitelikte olduğunu, yine davacı müvekkilinin müşterisi … firmasına ödediği hasar miktarı, talep ettiği miktar ve defterlerinde kayıtlı alacak miktarlarının birbirini teyit etmediği şeklindeki tespitin aleyhlerine karine olamayacak nitelikte olduğunu, … firmasınca davacı müvekkiline fatura edilen ve ödenen hasar tutarının müvekkili firmaca, davalı şirkete aynen değil ” iskontolu” olarak yansıtıldığını, bu itibarla tutarların birbirini teyit etmemesinin aleyhlerine bir veri olarak değerlendirilmesinde hukuki bir isabet bulunmadığını, müvekkilinin kendisine fatura edilen hasar bedelinden bir miktar iskonto uygulayarak davalı firmaya fatura etmiş olmasının aleyhe yorumlanabilecek bir husus da olmadığını, Mahkemece tespite yönelik eksik inceleme ve hatalı takdirle karar verildiğini, mahkemenin davalı firma uhdesinde ürünlerinin hasarlandığına ilişkin sunulu delillerini takdirde hata ile yok saydığını, delil listelerinde hasara ilişkin tanık deliline dayanmalarına rağmen tanıklarını dinlemediğini, mail yazışmaları, hasar fotoğrafları, ticari deftere işli dava dışı şirket hasar faturası ve defter kayıtlarında alacaklı oldukları gibi somut delillerinin yok sayılarak, yalnızca müvekkilince keşide edilen ihtarnamenin 4 ay gibi bir süre sonra yani geç olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Karşı dava dosyasında denetime elverişsiz bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, taraflar arasında saklama sözleşmesi bulunmakta ise de, müvekkili firmanın takibe konu fatura ve cari borcunun bulunmadığını, hatta kendilerine fatura edilen ve haksız olarak itiraz ettikleri asıl davaya konu hasar bedeli nedeniyle CDA firmasının müvekkiline, müvekkilinin ticari defterleriyle sabit olduğu üzere borçlu bulunduğunu, bu bakımdan ayıplı hizmet veren CDA firmasının müvekkilinden alacaklı olduğunun kabul edilemeyeceğini, takibe bu yönden de haklı olarak itiraz edildiğini, Yine davalı şirket ve müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının birbirini teyit etmediğini, karşı davaya konu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini ve ticari defterlerinde kayıtlı bulunmadığını, hal böyle iken tek yanlı davalı kayıtları ve iddialarına dayalı üstelik hasara ilişkin asıl davaya konu fatura nedeniyle kendi ticari defterlerinde alacaklı bulunmalarına rağmen müvekkili firmanın borçlu adledilmesinin hatalı olduğunu, yine birleşen dava yönünden, davalı firma alacağının likit kabul edilerek aleyhlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemenin asıl davanın reddine dair kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesini, birleşen davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına ilişkin kararlarının kaldırılarak yeniden esas hakkında birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava, taraflar arasındaki antrepo saklama sözleşmesi uyarınca davalının ayıplı ifada bulunduğu iddiasından kaynaklanan tazminat, karşı dava ise, saklama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı-birleşen dosyada davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında saklama sözleşmesi bulunduğu, asıl dosyada davacı tarafça dava dışı Kemetly firmasına ait malların saklanmak üzere 08/06/2016 tarihinde davalıya ait antrepoya teslim edildiği, davalı tarafça saklama hizmetinin verildiği, malların 06/06/2016-20/06/2016 tarihleri arasında antrepo çıkışının yapıldığı hususlarında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mahkemece konusunda uzman bilirkişilerden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak istinafa konu kararın verildiği görülmektedir. Mahkemece de tespit edildiği üzere, asıl dosyada davalı tarafça saklama hizmeti verildiği sabit olup, malların antrepoda hasarlandığına dair teslim sırasında tanzim edilen herhangi bir tutanak, ihtirazi kayıtla teslim alındığına dair bir şerh vs bulunmadığı, bu hususun malların hasarsız teslim edildiğine karine teşkil ettiği, aksini ispat yükü davacı taraf üzerinde bulunup, dosyaya sunulan resimlerin ne zaman ve nerede çekildiklerinin belli olmadığı, dayanılan mail ve davalı firma garaj amiri tarafından imzalandığı belirtilen belgenin, malların antrepo çıkışlarından yaklaşık iki ay sonraya ait olduğu, ayrıca tek taraflı davacı tarafça davalıya gönderilen mailin tacir olan davacı yönünden usulüne uygun hasar ihbarı olarak kabul edilmesi ve dava değerine göre söz konusu iddiaların tanık delili ile ispatının mümkün olmadığı, davacının kendi ticari defter kaydı dışında davalıya saklanmak üzere teslim edilen malların davalı uhdesinde iken hasara uğradıklarına dair iddiayı ispata yeterli delil bulunmadığı, bu hali ile mahkemece davacı iddialarının ispatlanmadığı gözetilerek, asıl davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğu gibi, birleşen dosyada davacı tarafça verilen antrepo saklama hizmeti karşılığının ödendiği de iddia ve ispat edilmediğinden birleşen dosya ile açılan davanın kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı-birleşen dosyada davalı vekilinin asıl ve birleşen dosya yönünden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davacı-birleşen davada davalı … Ltd. Şti.’nin asıl ve birleşen davaya ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince, asıl dava yönünden davacı- birleşen dosya davalısı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince asıl dava yönünden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden davacı- birleşen dosya davalısı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacı- birleşen dosya davalısı … Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince, birleşen dava yönünden alınması gereken 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 607,45 TL istinaf karar harcının davacı – birleşen dosya davalısı … Ltd. Şti.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden taraf üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.