Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1623 E. 2019/1359 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1623 Esas
KARAR NO : 2019/1359 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 09/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/564 Esas – 2019/351 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı / borçludan olan alacağının tahsili için 06/03/2018 tarihinde İstanbul …. İcra dairesinde … Esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, ödeme emrinin davalıya 31/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı da süresinde icra takibine haksız ve yersiz olarak itirazda bulunarak takibi durdurduğunu, müvekkili ile davalı … Tic. A.Ş. arasında yurtdışından gelen müşterilerin karşılanması gezdirilmesi karşılaması konusunda taşıma sözleşmesi imzalandığını, müvekkili ile davalı arasında yapılan taşıma sözleşmesi kapsamında müşteri taşıma kayıt formlarında yer alan üç ayrı müşteriye ait havaalanı-otel transferleri gerçekleştirilmiş ve günlük tur gezisi de yaptırıldığını, taşıma kapsamında ve tur yapıldığını, Transfer ve tur taşımacılığı sonrasında, 23/10/2017 tarihli 1.385,00 -TL, 13/11/2017 tarihli 3.960,00-TL 31/10/2017 tarihli 2.025,00-TL meblağındaki faturalar tanzim edilerek borçluyu kargo ile gönderildiğini, bu faturalar borçlu şirketin muhasebe defterinde kayıtlı bulunduğunu, davalı borçlu tarafından işbu fatura bedelleri müvekkiline ödemediğini, bu nedenle borçlu aleyhine alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını ileri sürerek, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikle yetki itirazlarını tekrar ettiklerini, takibin yetkili icra müdürlüğünde yapılmadığını, yetki itirazlarının değerlendirilmesini talep ettiklerini, davayı kabul etmediklerini, zira davacının sunmuş olduğu taraflarınca kabul edilmeyen taşıma-turlara,borca ve faturalara ilişkin konuşmalar müvekkili şirket yetkilisi ile olmadığı gibi müvekkili şirket çalışanı olduğunun dahi belli olmadığını, davacının tanık dinletilmesi talebine muvafakatlerinin olmadığını, davacının davasının taraflarınca kabulü mümkün olmadığını savunarak, müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 09/04/2019 tarih 2018/564 Esas – 2019/351 Karar sayılı kararında;”…Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Mahkememizce, öncelikle yetki itirazının incelenerek karar verilmesi yoluna gidilmiştir. Davalının ikametgâhı Ankara’dır.Toplanan kanıtlardan, dava konusu malın teslim yerinin Ankara olduğu açıktır.Bu durumda, takibin davalının ikametgâhı sayılan Ankara İcra Dairesinde yapılması gerekir. (İİK.m.50; HMK.m.6 -17 ).Yukarıda açıklanan yasal ve hukuksal nedenlerle, İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle, itirazın iptaline konu takip bulunmadığında HMK 114, 115 Md. uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile;İstanbul İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle, itirazın iptaline konu takip bulunmadığından HMK 114, 115. Md uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle dava dilekçesinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, Ortada bir malın olmadığını, malın teslim yerinin Ankara diye bir durumun mevcut olmadığını, ortada bir hizmet sözleşmesinin olduğunu, sözleşmedeki ifa yerinin İstanbul olduğunu, Hizmet sözleşmesi, İstanbul Sabiha Gökçen ve Yeşilköy havaalanına gelen yabancı konukların karşılanması, İstanbul’da gezdirilmesi, İstanbul’daki otellerine transfer edilerek yerleştirilmesi hususunda olduğunu, İşin yapılacağı yerin İstanbul olduğunu, müşteri kayır taşıma formlarının mahkemeye sunulduğunu, İstanbul havalimanı – İstanbul otel transferi olduğunun belgelendiğini,Davaya konu faturaların bu iş için düzenlenerek davalıya gönderildiğini, ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, icra takibine başlanıldığını, Düzenlenen hizmet sözleşmesinin İstanbul Mecidiyeköy’de imzalandığını, ifa yerinin de İstanbul olduğunu, malın teslim yerinin Ankara olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, yetkili icra müdürlüğünün İstanbul olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda davanın kabulüne, İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, taraflar arasında imzalanan taşıma sözleşmesi başlıklı sözleşmeden kaynaklanan ücretin tahsili istemine ilişkin olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İcra dairesinin yetkisi İcra İflas Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK hükümleri çerçevesinde hadise şeklinde incelenip değerlendirilmelidir. Borçlu vekili tarafından İcra takibine yapılan itirazda açıkça icra müdürlüğünün yetkisine ve hizmetin alınmadığını belirtip borca itiraz etmiştir.Davacı, Hizmet sözleşmesi kapsamında, İstanbul Sabiha Gökçen ve Yeşilköy havaalanına gelen yabancı konukların karşılanması, İstanbul’da gezdirilmesi, İstanbul’daki otellerine transfer edilerek yerleştirilmesi hususunda davalıya hizmet verdiğini iddia etmiş ve delil olarak da dosyaya fatura, sözleşme ve müşteri taşıma kayıt formu sunmuştur.Dosya arasında fotokopisi bulunan Taşıma Sözleşmesi başlıklı sözleşme incelendiğinde; Sözleşmenin 1.ci maddesinde; 24/10/2016-31/12/2017 tarihleri arasında geçerli olduğu,”hükmü düzenlenmiştir. 37.ci maddesinde; ”Kültür turlarının toplamaları bölge içerisinde yapılıyorsa araç tipine göre araç transfer fiyatları geçerli olacaktır. Toplamalar bölgeden Antalya;ya kadar yapılıyorsa bölgeden çıkışlı araç tipine göre transfer fiyatları baz alınacaktır,”hükmü düzenlenmiş olup sözleşmede açıkça taraflarca ifa yerinin kararlaştırılmadığı, sözleşmenin taraflarının davacı ve davalı olduğu, sözleşmedeki davacıya ait kaşede adresin Başakşehir/İSTANBUL olduğu, davalıya ait kaşede ise adresin Çankaya/ANKARA olduğu ve davacı tarafından kesilen faturalarda da davalının adresinin Çankaya/Ankara olarak yazıldığı görülmüştür. Yargıtay 11 HD.nin 06/12/2017 tarih ve 2016/12801 Esas, 217/6955 Karar sayılı içtihadında ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında, taşıma ilişkisinden kaynaklı borcun para borcu olup 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği belirtilmiştir.Somut olayda, davanın, İstanbul 14 Asliye Ticaret Mahkemesinde açıldığı, icra takibinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile yapıldığı, davacının adresinin Başakşehir/İstanbul olduğu; davalının adresinin ise Çankaya/Ankara olduğu, 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralına göre yetkili mahkemenin ve icra dairesinin: davalının icra takibinin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesi olan Ankara İcra Daireleri’nin yetkili olduğu; 6100 sayılı HMK’nın 10. maddesinde düzenlenen özel yetki kuralına göre yetkili mahkemenin, sözleşmenin ifa yeri mahkemesi olduğu,Yargıtay 20 Hukuk Dairesi’nin 2018/6631 Esas,2019/854 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere, ifa yeri sözleşmede taraflarca açıkça kararlaştırılmadığından ve borcun para borcu olup 6098 sayılı TBK’nın 89. madde hükmü uyarınca para borçlarının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceği, TBK 89/1. maddesi hükmü uyarınca davacı alacaklının muamele merkezinin bulunduğu Bakırköy İcra Dairelerinin ve HMK 6 Maddesine göre de Ankara İcra Dairelerinin yetkili olduğu, buna göre İstanbul İcra Dairesi’nin yetkili olmadığı görülmüştür.Davacı vekili istinaf dilekçesinde her ne kadar hizmetin İstanbul’da verildiğini belirtmiş isede, davacı tarafça dosyaya sunulan müşteri taşıma kayıt formları incelendiğinde, … isimli müşteriye günlük tur hizmeti verildiği, Hisham isimli müşteriye havalimanı karşılama,sirkeci otel, gayrettepe – havalimanı transfer hizmeti verildiği, Mamdah isimli müşteriye ise havalimanı karşılama,günlük tur, sapanca günlük tur,Bursa-İstanbul dönüş ve tur, Balmumcu Otel-Sabiha Gökçen transfer hizmeti verildiği, buna göre hizmetler değişik yerlerde verilmiş olup sözleşmenin ifa yerinden bahsedilemez.Sonuç olarak, İlk Derece Mahkemesi hüküm ve gerekçesinde dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına; yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.