Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/161 E. 2020/1286 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/161
KARAR NO : 2020/1286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/1087 Esas – 2018/881 Karar
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirket ile satış sözleşmesi başlıklı sözleşme imzaladığını, müvekkilinin müşteri konumunda olduğunu, satıcı davalıdan sözleşme bedeli 112.000.00TL olarak belirlenmiş makine ve malzeme aldığını, karşılığını 10 adet çek ile ödeme konusunda anlaştıklarını, ancak 9 adet senet 1 adet çek verildiğini, makine ve malzemelerin davalıya iade edildiğini, iadeye ilişkin 3 adet toplamda 78.367,00TL’ lik fatura kesildiğini, müvekkilince iade faturası kesilmeden önce 2 adet toplamda 15.000,00 TL’lik çekin ödendiğini, iade faturası ile birlikte toplam 93.367,00 TL para çıktığını, kalan borcunun 18.633,00TL olduğunu, davalıya verilen 27.000,00 TL’lik çekin yazdırıldığını, müvekkilinin çek bedelini ödeyerek çeki iade aldığını, müvekkilinin davalıdan 8.367,00TL alacaklı olduğunu, halen 19.11.2016 vadeli 20.000,00TL’lik çekin davalıda bulunduğunu, çekin 3. kişilere ciro edildiğini, sözleşmeye göre çeklerin yazdırılamayacağını, davalının 106.436,09 TL alacaklı olduğuna ilişkin takip başlattığını, takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek, 19.11.2016 tarihli 20.000,00 TL bedelli çekin iptaline, 8.367,00TL alacağın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalının müvekkilinden bir takım mal aldığını, sözleşme bedeli olarak 9 adet senet 1 adet çek verildiğini, davalının kesmiş olduğu iade faturalarının taraflarınca başlatılan icra takibinden sonra düzenlendiğini, malların müvekkilinin ısrarı üzerine iade edildiğini, davacının iddia ettiği 20.000,00 TL ve 27.000,00 TL’ lik çeklerin tahsil edilmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/09/2018 tarih ve 2016/1087 Esas – 2018/881 Karar sayılı kararı ile; ” Dava taraflar arasında gerçekleşen satış sözleşmesi nedeniyle alıcı taraf olan davacının satıcı taraf olan davalıya malların iade edilmesi nedeniyle davalıdan 8.367,00-TL alacaklı olduğunun tespiti ve davalı tarafa verilen … seri numaralı 20.000,00-TL bedelli çekin iptali istemine ilişkindir.Dosya kapsamında talimat yoluyla taraf defterleri ayrı ayrı incelenmiş ve ayrı ayrı bilirkişi raporu düzenlenmiştir. Taraf defterlerinin incelenmesine yönelik bilirkişi raporlarının birlikte değerlendirilmesi bakımından mahkememizce SMM bilirkişiden rapor aldırılmıştır.Davalı taraf cevap dilekçesinde malların iade edildiğini beyan etmiş ancak 11/07/2018 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde iade faturalarının defterlerine kaydedilmesinin sözleşmeye konu malların iade edildiği anlamına gelmediğini, davacı tarafın iade hususunu ispat etmesi gerektiğini beyan etmiştir. Davalı taraf her ne kadar malların iadesi hususunu inkar etmişse de cevap dilekçesinde açıkça malların iade edildiği hususunu kabul etmiştir. Hal böyle olunca, iade faturalarını itirazsız olarak usulüne uygun tutulan ticari defterine kaydetmiş olan ve malları iade aldığını cevap dilekçesinde kabul eden davalının bu faturalara konu malları iade aldığının kabulü gerekir.Davacı taraf 30.06.2016 tarihli 7.500,00-TL ve 30.07.2016 tarihli 7.500,00-TL bedelli senetlerin ödendiği ve bu senetlerin ödenmesinden sonra iade faturalarının kesildiğini beyan etmiştir. Davalı taraf davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini beyan etmiştir. Davacı tarafın davalı tarafa gönderdiği son iade faturasının tarihi 17/08/2016 tarihlidir. Bu tarihe kadar sözleşmenin feshedildiği hususunda dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmamakta olup taraflarca sözleşmenin devam ettirildiği ve sözleşmenin gereklerinin yerine getirildiğinin ve iade edilmeyen mallar bakımından davacının haziran ve temmuz ayına ait ödemeleri yaptığının kabulü gerekir. Davacı tarafça 27.000,00-TL çek bedelinin de ödenmiş olması değerlendirildiğinde, davacının davalıdan 8.367,00-TL alacaklı olduğu kanaati hasıl olmuştur.Her ne kadar mahkememizin kısa kararında davanın kabulüne karar verilmiş ise de davacı tarafın 19.11.2016 tarihli … seri numaralı 20.000,00-TL bedelli çekin iptali bakımından ayrıca hüküm tesis edilmediği anlaşılmış olup, davacı tarafın çekin keşidecisi olduğu, çekin bir ödeme vasıtası olması ve ciro edilebilmesi nedeniyle 3.kişinin haklarını etkileyecek şekilde çek iptaline karar verilemeyeceği ve keşideci tarafından çekin iptalinin istenemeyeceğinden davacının çekin iptaline yönelik isteminin reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddi İle; a-Alacak Talebi Yönünden: Dacanın kabulü ile; 8.367,00-TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, b-Çek İptali Talebi yönünden: 19.11.2016 tarihli 1016918 seri numaralı 20.000,00-TL bedelli çekin iptali isteminin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davacının defter ve kayıtlarının eksik olarak incelendiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin miktarının farklı olduğunu, davacı yanın defterlerinde yer alan iade faturaların, icra takibi başladıktan sonraki tarihe ait olduklarının açıkça tespit edildiğini, Müvekkili defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesinde de, yine davacı yanca düzenlenen iade faturalarının müvekkilinin defterinde yer aldığının görüldüğünü, ancak bu iade fatura tarihlerine dikkat edilecek olursa, Antalya …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile başlatmış oldukları icra takibinden sonra düzenlendiğinin görüldüğünü, borçlu davacıya gönderilen ödeme emri tarihi 15.03.2016 olup, düzenlenen iade faturalarının tamamının bu tarihten sonra olduğunu, iade faturalarının müvekkili defter ve kayıtlarında olmasının, bu faturalar kapsamı malların müvekkiline iade edildiği ve iadenin de müvekkil tarafından kabul edildiği anlamını taşımadığını, Hüküm doğurabilmesi için, faturanın, taraflar arasında önceden yapılmış ve geçerli bir sözleşme ilişkisine dayanması gerektiğini, faturaya itiraz edilmemesinin, sözleşme ilişkisinin varlığını göstermeyeceğini, faturayı alıp da süresi içinde itiraz etmeyen taraf, sözleşme ilişkisini inkar ederse, TTK. m. 21/no.2’deki karinenin uygulanabilmesi için, aralarında, faturanın dayandığı geçerli bir sözleşme ilişkinin bulunduğunu ispat yükünün; faturayı düzenleyip gönderen (satıcı, işi yapan veya mezkur davada iade eden) tarafın üzerinde olduğunu, faturaya konu alacağın dayandığı bu sözleşmenin senetle/kesin delille ispatlanması gerektiğini, yine faturayı düzenleyip gönderen tarafın; fatura konusu borcunu ifa ettiğini (malın teslim ettiğini, işin yaptığını, malı iade ettiğini vs.) de ispatlaması gerektiğini, Her ne kadar müvekkili defter ve kayıtlarında davacı yanca icra takibi sonrasında düzenlenen iade faturaları yer almakta ise de, bu faturaların defterlerde yer almasının, faturada yer alan malın müvekkiline iade edildiğini göstermediğini, bu nedenle öncelikle söz konusu malların müvekkiline iade edildiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, davacı tarafın halihazırda söz konusu malları müvekkiline iade ettiği yönündeki iddiasını kesin mahiyette bir delille ispatlayamadığını, Davacının ödeme yaptığı ve müvekkilinden alacaklı olduğu iddiasının asılsız olup yerel mahkemece bu hususta yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan davacının 8.367 TL alacaklı olduğuna karar verildiğini belirterek, – İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın reddine, kısmen redde ilişkin hükmün ise hukuka uygun bulunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise rese’n gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, satış sözleşmesine konu malların iade edilmesine rağmen, iade edilen mal mukabili yapılan bir kısım ödemenin iade edilmediği iddiasından kaynaklanan alacak ve çek iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Davacı tarafça satın alınan malların davalıya iade edildiği hususunun davalının cevap dilekçesinde kabul edildiği, davacı tarafça düzenlenen iade faturalarının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, bu faturaların davacıya iade edildiğinin de iddia ve ispat edilmediği, faturaların icra takibinden sonra iade edilmesinin sonuca etkili olmadığı, bu hali ile davalı beyanı ve ticari defter kayıtları ile, davacı tarafça davalıdan satın alınan malların iade edildiği ve davacının, mahkemece tespit edilen miktarda davalıdan alacaklı olduğunun sabit olduğu, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme yeterli olup, tüm istinaf sebepleri karşılıklarının gerekçeli kararda yer aldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davalıdan alınması gereken 571,55.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 142,89 TL ( 35,90 TL + 106,99 TL ) harcın mahsubu ile bakiye 428,66 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa, avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.