Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1605 Esas
KARAR NO: 2021/767 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/67 Esas – 2019/141 Karar
TARİH: 11/02/2019
DAVA: Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının sorumluluğunda ve işletmesinde bulunan otoparka, kendisine ait … plaka sayılı aracını aboneliği kapsamında bıraktığını, otoparkta meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda aracının çalındığını, kendisinin pazarcılık yaptığını ve aracının içinde muhtelif cinste tekstil ürünleri bulunduğunu, aracının bilahare bulunarak kendisine teslim edildiğini, davalının aracında meydana gelen hasarı ödediği halde aracın içinde bulunan tekstil ürünlerinin bedelinin ödenmediğini, bu nedenlerle araç içinde bulunan tekstil ürünlerinin bedeli olan 75.000-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, öncelikle davaya bakma görevinin AHM’ye ait olduğunu, ayrıca davanın … otoparkına karşı açıldığını, söz konusu davalının tüzel kişiliği bulunmadığını, otoparkı müvekkili olan …’un işlettiğini, ayrıca talebin zaman aşımına uğradığını, bu bağlamda öncelikle davanın görev, husumet ve zaman aşımı nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davacı tarafın talep etmiş olduğu alacağın dayanağını teşkil eden tekstil ürünlerinin müvekkiline teslim edilmediğini, bu nedenlerle bedelinin talep edilemeyeceğini belirterek davanın esas yönünden de reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/02/2019 tarih 2018/67 Esas – 2019/141 Karar sayılı kararında; ” davalının sorumluluğunda bulunan otoparkta davacıya ait içinde tekstil ürünleri bulunan aracın ücret karşılığında muhafazası için bırakıldığı, otoparkta meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda davacıya ait aracın içinde bulunan malzemeyle birlikte çalındığı, davacıya ait araçta bulunan ve çalınan malzemenin yaklaşık değerinin bilirkişi tarafından düzenlenen 17/12/2018 tarihli ek raporda belirtildiği üzere toplam 44.979-TL olduğu, davacı tarafın bu miktardaki tekstil ürününü otoparka bıraktığı araç içinde muhafaza etmesinde kendisinin de ek kusurunun bulunduğu, bu bağlamda belirlenen zarar miktarından taktiren %10 oranında indirim yapılarak netice itibariyle davacının oluşan 40.481-TL zararının olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 40.481-TL’nin olay tarihi olan 22/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Haksız fiilin oluştuğu tarihin 22/11/2014 olup, aynı zamanda davacının öğrenme tarihi olduğunu, tazminat istemi hakkının 1 yıllık zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadan ve değerlendirmeye tabi tutulmadan, gerekçesiz olarak reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davacının aracını, müvekkilinin işletmesine aylık aidat ödemek suretiyle bıraktığını, akşam otoparka bırakılan araçları, araç sahiplerinin kendileri için ayrılmış olan park alanına bıraktığını ve aracını kilitleyerek anahtarını da kendilerinin aldığını, bu tür işletmelerin aylık aidat ödemeli çalışma usullerinin bu şekilde olduğunu, davalının, davacıdan aracının anahtarını teslim almadığını, sadece arabasını parka koymak için gelen davacının, pazarcılık işi yaptığı ve aracında mal taşıdığının bu şartlar içinde, davalı tarafından bilinmesinin de mümkün olmadığını, Davacının aracı; müvekkili tarafından alınan tüm önlemlere rağmen, yangın vs. çıkışı olarak kullanılan arka kapının asma kilidi kesilerek ve yine aracın da kapısı anahtarsız açılmak suretiyle kırılarak, insan gücüyle ittirilmek suretiyle otoparktan çıkarıldığını, Hırsızlık eyleminin savcılığa intikal ettirilmesinin akabinde aracın bulunduğunu ve araçta meydana gelen tüm zararların giderildiğini, kamyonetin, hırsızlıktan kaynaklanan eksiklikler ile hırsızlık dışında oluşmuş eksiklikler dahi müvekkili tarafından ödendiğini, Otopark işletmecilerinin sorumluluklarının 6098 sayılı BK’nın 549. Maddesinde düzenlendiğini, buna göre; “Garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenler, kendilerine bırakılan veya çalışanlarınca kabul edilen hayvan, at arabası, bunlara ait koşum ve benzeri eşya ile motorlu taşıt ve eklentilerinin yok olmasından, zarara uğramasından veya çalınmasından sorumludur.” hükmünün geçerli olduğunu, Davacı aracın içerisinde; 75.000 TL (bilirkişi raporu ile kanıtlanabilen miktarın 44.979,51 TL olduğu belirlenmiştir) bedelli malının bulunduğunu iddia etse ve bu mallara ilişkin fatura ibraz etse de müvekkilini bu miktarla sorumlu tutmanın hatalı olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; 2012/13-1510 E, 2013/633 K, 08.05.2013 tarihli kararında; araç içerisinde bırakılan eşyadan dolayı otoparkın sorumluluğunun bulunmadığının açıkça vurgulandığını, ancak yerel mahkemece hiçbir itirazın kabul görmediğini, tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, tamamen davacının beyanları ile davanın neticelendirildiğini, Bilirkişi raporunda; araç içerisindeki ürünlerin, davacı tarafından sunulan faturalara istinaden var olduğu kanısı ile ürün bedellerinin değer tespiti ve davacının zararının tespiti yönünde rapor hazırlandığını, rapor içeriğinde davacının, işletme defterine göre 2014 yılının Ocak ayı itibariyle tüm almış olduğu emtialara karşılık gelen fatura bedellerinin tek tek belirtildiğini, 1 Yıllık emtia alımlarına tek tek bakıldığında özellikle hırsızlık olayının vuku bulduğu 21.11.2014 tarihi dikkate alınarak, kasım ayı içerisinde davacı tarafından fahiş olarak nitelendirebilecek oranda emtia alındığı, Davacının burada, resmi kurum ve kuruluşları vasıta kılarak, kötü niyetli davranarak ve kanunu dolanmak yolu ile haksız kazanç temin ettiği de aşikar olduğundan, yapılan eylem ile TCK’nın 158/1-d bendinin ihlal edildiği sabit olup, tüm sorumlular hakkında şikayet haklarının da saklı tutulduğunu, 51.066,00 TL tutarındaki bebek tekstil ürünlerinin hacim olarak da hırsızlığa konu araca sığmasının mümkün olmadığını, Bir an için davacının ticari yoğunluğunun diğer yıllar itibariyle de kasım ayına denk geldiği varsayımı yapıldığında yerel mahkeme tarafından bilirkişi incelemesine konu edilecek işletme defterlerinin sadece 2014 yılına denk gelen kısımlarının istenmiş olup, 2014 yılından önceki kasım aylarına denk gelen defter kayıtlarının sunulmasının talep edilmediğini, bilirkişi incelemesinde de davacının önceki yıllara ait kayıtlarının incelenmemiş olması sebebiyle geçmiş yıl içindeki ticari yoğunluğunun olduğu ayların tespit edilemediğini, İleri sürerek istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını davanın tüm talepleri ile birlikte reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, garaj, otopark ve benzeri yerleri işletenlerin sorumluluğundan (TBK. 579 md. saklama sözleşmesi) kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Davacı, davalının işlettiği otoparka aracını bıraktığını, aracın içindeki eşyalar ile birlikte otoparktan çalındığını, çalınan araç içerisinde bulunan eşyalar nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiş .mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, TBK’nın 561 vd maddelerinde düzenlenen saklama sözleşmesinden kaynaklandığından ve taraflar arasında 561. maddede öngörülen şekilde saklama sözleşmesi kurulduğu sabit olduğundan olayda TBK’nın 146. maddesinde öngörülen 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Davalının zaman aşımı itirazı da mahkemece 14/05/2018 tarihli duruşma ara kararı ile bu nedenle reddedilmiştir. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı işletmekte olduğu otoparka bırakılan aracın güvenle saklanması konusunda gereken dikkat ve özeni gösterdiğini, zararın mücbir sebepten ileri geldiğini, çalışanlarının kusuru bulunmadığını, ispatlayamamıştır. Söz konusu olayda davacının otoparka bıraktığı araç otoparkta iken içinde bulunan eşyalar ile birlikte çalınmıştır. Buna göre davalı saklayan gerekli koruma tedbirlerini almadığından ve zararın meydana gelmesini önleyici tedbirleri yerine getirmediğinden dolayı hasardan sorumludur. Meydana gelen hasardan TBK’nun 579. maddesi uyarınca davalının sorumlu olduğuna dair mahkemenin tespit ve gerekçesi yerindedir. Zarar miktarı, bilirkişi tarafından davacının sunduğu faturalara ve ticari defter kayıtlarına göre hesaplanmıştır. Bilirkişi zarar hesabı dosya içeriğine uygun olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.765,25.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan (44,40.TL + 692,00.TL=) 736,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 2.028,85.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.