Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1602 E. 2021/765 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1602 Esas
KARAR NO: 2021/765 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
NUMARASI: 2018/50 Esas – 2019/123 Karar
TARİH: 14/03/2019
DAVA:İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı sigortalı … Tic ltd Şti’nin, Irak’taki alıcısına göndereceği Telekobik Forklift emtiasının nakliyat sigorta poliçesi ile müvekkiline sigorta ettirdiğini, söz konusu emtianın taşıması işini … A.Ş.’nin üstlendiğini, diğer davalı …’in ise fiili taşıyıcı olduğunu, söz konusu emtianın deniz taşımasının … firmasına ait … gemisi ile yapıldığını, söz konusu forkliftin alıcı firmada tahliyesi esnasında hasarlı olduğunun tespit edildiğini, sigortalının başvurusu üzerine müvekkilince hasar ihbarında bulunulduğunu, müvekkilince sigortalıya 11.691,24 TL sigorta tazminatının 06/01/2017 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin sigortalının yerine geçtiğini ve alacaklı/davacı sıfatını elde ettiğini, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun yasal sürede takibe itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın husumet nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının iddialarını ve sonuç olarak zararın taşıyanın sorumluluğunda gerçekleştiğini ispatlayamadığını, süresinde bir ihbar da yapılmadığını, davacının rücu hakkı bulunmadığını, dava şartı ve aktif husumet ehliyetinin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/03/2019 tarih 2018/50 Esas – 2019/123 Karar sayılı kararında; ” Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu birlikte incelenip değerlendirildiğinde, davanın halefıyete müsteniden açıldığı, tarafların husumet ehliyeti açısından yapılan değerlendirmede, geçerli bir sözleşme olan 26539410 numaralı Nakliyat Sigorta Poliçesi kapsamında dava dışı sigortalısına ödemede bulunan davacının TTK m. 1472 gereğince aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalı Damco Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik A.Ş. tarafından dava dışı … Ltd.Şti. adına düzenlenmiş 07.11.2016 tarih ve … no’lu faturaya göre; davalının … numaralı konişmentoya atıfta bulunarak … numaralı 1 adet 40’lık Flat rack konteynerin üzerindeki yükle birlikte Mersin limanında “…” isimli gemiye yüklenerek denizyolu ile Irak/Umm Qasr limanına kadar yapılan taşımaya ilişkin olarak navlun ücreti açıklamalı toplam 17.241,40 TL (5.500,00 USD) tutarında navlun faturası düzenlemiş olduğu, faturanın içeriğinin … nolu konişmento kayıtları ile uyumlu olduğu, TTK m. 917’ve göre, taşıma işleri komisyoncusu eşya taşıtmayı üstlenmekle birlikte, m. 921’e göre taşımaya ilişkin tek bir bedel kararlaştırılmışsa taşıma işleri komisyoncusunun taşıma bakımından taşıyanın hak ve yükümlülüklerine tabi olacağı, bu şekilde davalı …’nun taşıma işini organize ettiği ve navlun faturası keşide ettiğinin anlaşılması karşısında pasif husumet ehliyetine sahip olduğu sonucuna varılmıştır. Davalının sorumluluğu açısından yapılan değerlendirmede, dosya içeriğinde yer alan belgelerden, yükün 12.11.2016-13.11.2016 tarihlerinde gemiden tahliye edildiği ve emtiadaki ilk hasar tespitinin 30.11.2016 tarihinde yapıldığının anlaşıldığı, ihbarın ise 14.12.2016 tarihinde yapıldığı, buna göre, ihbarın TTK.m.1185′ de öngörülen sürenin geçmesinden sonra yapıldığı, TTK.m. 1185/4 uyarınca geç yapılan bildirim sebebiyle, taşıyan lehine karineler doğduğu, geç ihbar halinde taşıyan lehine, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiğinin kabul edildiği, karinenin aksinin ispat edilebileceği, tazminat talep eden davacının yük zararından taşıyanının sorumlu olduğunu ortaya koyması gerekeceği, dosya içeriğinden yük zararından taşıyanının sorumlu tutulmasını gerektiren bir olguya rastlanılmadığı, dosya içerisinde hasarın denizyolu taşıması sırasında meydana geldiğine dair, tahliye limanındaki liman ve gümrük yetkilileri tarafından düzenlenmiş herhangi bir hasar tespit tutanağına rastlanmadığı, dava dosyasına getirilen maddi vakıanın, flat rack konteynır üzerine yüklenen Teleskobik Forklift emtiasının aynasının, çatı camının ve muhafaza kapaklarının kırılarak hasarlanmış olduğu hususu olduğu, ancak söz konusu hasarların ne şekilde olduğu ve bunun taşıyanın sorumluluk alanı içerisinde mi yoksa dışarısında mı meydana geldiği hususu belirli olmadığından davacının davasının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, TTK madde 1185/4 e göre hasar ihbarının geç yapılması halinde taşıyan lehine karine oluşursa da aynı maddenin son cümlesinde belirtildiği üzere bu karinenin aksinin de ispat olunabileceğini, Dosyada davalılar tarafından sunulan bir teslim belgesinin bulunmadığını, davası tefrik edilerek ayrılmış olan diğer davalı … tarafından 11/7/2018 tarihli dilekçesi ekinde teslim ordinosunun orijinali ile tercümesinin sunulduğunu, orijinal belge incelendiğinde dava konusu emtianın kime ve ne şekilde teslim edildiğinin belirtilmediğini, dosyadaki tek teslim belgesinin dava dilekçesi ekinde hem orijinali ve hem tercümesi sunulan … tarafından düzenlenmiş olan 30/11/2016 tarihli Delivery Receipt (Teslimat Makbuzu) olduğunu, bu belgeye göre dava konusu emtianın alıcısına hasarlı olarak teslim edildiğini, Taşıma konusu emtiada meydana gelen hasarın, gemiye yüklenmesi/aktarılması/boşaltılması sırasında meydana gelmiş olduğunun net bir şekilde ortada olduğunu, söz konusu emtia … ile … gemisine yüklendiği halde, …’in 11/7/2018 tarihli dilekçesi ekinde sunduğu Delivery Order (Teslim Ordinosu) dan görüleceği üzere Irak’ taki Umm Qasr limanına … isimli gemiyle getirildiğini yani taşıma konusu emtia Mersin Limanından … gemisine yüklendikten sonra yolda bilinmeyen bir yerde muhtemelen gemiden indirildiğini ve indirilen yerden de … isimli gemiye yüklendiğini, Umm Qasr Limanında da bu gemiden boşaltıldığını, …; tavanı ve yanları olmayan konteyner olduğunu, Ekspertiz raporunda “Eksperimizin kanaatine göre flat rack konteynır içine yüklenen forklift emtiasının üzerine başka bir konteynır ya da ağır bir cisim çarpması sonucu hasar meydana gelmiştir.” şeklinde görüş belirtildiğini, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki itirazlarının iptaline, takibin takip talebinde yazılı olan şartlarla aynen devamına davalının da icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, deniz yoluyla yapılan taşımadan kaynaklı zararın rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine nakliyat abonman sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın hakkında dava tefrik edilen davalı … tarafından … isimli gemi ile Mersin limanından Umm Qasr limanına taşındığını, söz konusu taşıma işini davalının üstlendiğini ve taşımaya ilişkin navlun faturasının davalı tarafça düzenlendiğini, sigortalı emtianın alıcısına tesliminde hasarlı olduğunun tespit edildiğini, hasar bedelinin poliçe kapsamında sigortalıya ödendiğini, böylece sigortalılarının haklarına halef olduklarını, hasardan sorumlu olan taşıyanlara rucüen hasar bedelinin ödenmesi için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davalı … hakkındaki dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş davalı hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya içinde bulunan belgelere, konişmento, navlun faturası, 23/11/2016 tarihli teslim ordinosu ve 30/11/2016 tarihli teslimat makbuzu (delivery receipt) ile bilirkişi raporuna göre davaya konu sigortalı emtianın alıcısına ulaştırılmak üzere Mersin limanından konteyner içinde … isimli gemiye teslim edildiği, varma limanı olan Umm Qasr limanında 12-13/11/2016 tarihinde gemiden tahliye edildiği, limandan alıcının adresine kara yolu ile nakledilerek alıcıya teslim edildiği ve alıcı tarafından 30/11/2016 tarihinde hasar tutanağı düzenlendiği, hasarın ise taşıyıcıya 14/12/2016 tarihinde ihbar edildiği anlaşılmaktadır. TTK 1185/1 maddesine göre ziya veya hasarın en geç eşyanın gönderilene teslimi sırasında taşıyana yazılı olarak bildirilmesi şarttır. Zıya veya hasar haricen belli değilse, bildirimin eşyanın gönderilene teslimi tarihinden itibaren aralıksız olarak hesaplanacak üç gün içinde gönderilmesi yeterlidir. Buna göre hasar 30/11/2016 tarihinde tespit edilmiş olup hasar ihbarı taşıyıcıya süresinde bildirilmemiştir. TTK 1185/4 maddesinde eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği yönünde karine bulunmaktadır. Anılan karineye göre hasar ihbarı süresinde yapılmadığından taşıyanın eşyayı teslim aldığı gibi teslim ettiği veya hasarın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten dolayı meydana geldiğinin kabulü gerekmektedir. Aksinin ispatı külfeti davacıdadır. Davacı bu karinenin aksini ispatlayamamıştır. Buna göre davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içinde bulunan belge ve bilgilere, mahkeme kararının gerekçesine göre delillerin takdirinde ve gerekçede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine karar verilmesi gerektiği kararına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 44,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.