Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1598 E. 2021/762 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1598 Esas
KARAR NO: 2021/762 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
NUMARASI: 2015/572 Esas – 2019/91 Karar
TARİH: 26/02/2019
DAVA:İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket tarafından … numaralı Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalanan … Ltd. Şti.’ne ait oto lastiği emtiasının Qingdao/Çin’den İstanbul/Türkiye’ye nakliyesi işleminin … gemisi ile taşıyan sıfatıyla davalı … A,Ş. tarafından üstlenildiğini, 1 nolu davalı … A.Ş.’ne navlun faturalarını düzenleyen nakliyeci firma sıfatıyla dava açıldığını, 2 nolu davalı …’e izefeten … A.Ş’ne ise konşimentoları düzenleyen taşıyıcı sıfatıyla dava açıldığını, sigortalıya ait emtianın taşındığı … no lu konteynerin, yükleme limanından (Qingdao) çıktıktan sonra aktarma için bulunduğu Çin’in Nimgbo Limanında kaza geçirdiğini ve içerisinde bulunan 282 adet oto lastiğinde şekil bozukluğu, ovalleşme ve ezilmeler tespit edildiğini, emtialarda hasar meydana geldiğini, ekspertiz raporunun, hasarın oluş şekli, hasar hakkındaki saptamaların hasarın niteliği ve miktarı konusunda ayrıntılı bilgiler içerdiğini, fatura ve yapılan tespitler gereğince 15.048,07 TL sigortalı zararının müvekkili şirket tarafından tazmin edilmiş olup TTK ve poliçe hükümleri ile ihbarname gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalının haklarını devralan müvekkilinin TTK ilgili hükümleri gereğince davalıya rücu hakkı bulunduğunu, davalılar hakkında yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek icra takibine yapılan itirazın iptali ile, alacağın yasal faizi ile birlikte tahsiline, %20’den az olmayan oranda icra inkar tazminatı, yargılama giderlerinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep edilmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, … Ltd. Şti’ ne ait olan emtiaların, denizyolu ile taşınması sırasında hasarlandığı iddiası ile sigortalıya ödenen hasar bedelini rücuen talep ettiğini, ancak asıl taşıyan gemi maliki ve/veya fiili taşımayı gerçekleştiren ile onların sigorta şirketlerine rücu edilmesinin gerektiğini, zira müvekkilinin taşıma işleri organizatörü olup denizyolu sevkiyatı ile sigortalının mallarının taşınmasının organizasyonunu gerçekleştirdiğini, emtiaları asıl taşıyan armatör … A.Ş.’ye ve onun sigorta şirketine rücu edilmesi gerektiğini, işbu nedenlerle de davanın … A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep ettiklerini, TTK. Md. 1182 gereğince ambalajın yetersizliği ve denizyolu ile sevkiyatına uygun olmaması durumlarında taşıyanın kusursuzluğunun esas olduğunu, yükleme tarihi, hasar tarihi, vanş tarihi, gemi ve konşimento bilgileri konusunda ekspertiz raporunda yer alan bilgiler ile müvekkilin düzenlediği faturada yer alan bilgilerin çelişkili olduğunu, aynı şekilde rizikonun yani hasar tarihinin, poliçe suresi içinde gerçekleştiği hususunun da tartışmalı olduğunu, hasarın hangi aşamada ve neden kaynaklandığının da belirsiz olduğunu, müvekkilin, tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni gösterdiğini, aksi düşünülse dahi ekspertiz raporunda hasarlı emtiaların sovtaj değerinin 25.552,00 TL olduğu belirtildiği halde söz konusu bedelin mahsup edilmediğini, yine aksi düşünülse dahi maddi hasarın tespitinin, TTK. Md. 1186 gereğince yapılması gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle … A.Ş’ye davanın ihbarına, davanın reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/02/2019 tarih 2015/572 Esas – 2019/91 Karar sayılı kararında; “Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile objektif, bilimsel verilere dayanıp dosya kapsamı deliller ile uyumlu olması nedeniyle içeriğine itibar edilen bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde; sigortalı … Ltd. Şti. tarafından, Belçika’da yerleşik … isimli firmadan 22.07.2014 tarih … no.lu fatura kapsamında 6.490 adet değişik ebatlarda oto lastiğinin 186.790,20 USD bedelle … olarak satın alındığı ve yapılan taşıma esnasında emtianın hasarlandığı iddiasıyla açılan davada, tarafların husumet ehliyeti açısından yapılan değerlendirmede, davanın halefiyete müsteniden açıldığı ve davacının yaptığı ödeme dolayısıyla aktif husumet ehliyetine hak kazandığı, davalı … A.Ş.’ nin de dosyaya sunulan faturası uyarınca, taşımayı üstlendiği ve … ile anlaşarak taşımanın yapılmasını sağladığı dolayısıyla davalıların pasif husumet ehliyetine sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Dosyaya sunulan … Ltd. Şti. tarafından düzenlenmiş 14.11.2014 tarihli ekspertiz raporu incelendiğinde, ekspertiz çalışmasının eksper tarafından fiilen alıcının deposuna gidilmek suretiyle yerinde yapıldığının anlaşıldığı, ekspertiz raporunda, yola çıkan geminin Çin’in Ningbo Limanı’ na uğradığı ve konteynerlerin başka bir gemiye aktarılmak üzere limana tahliye edildiğinin ve bu limanda … no.lu konteynerin bir kaza geçirdiği ve içindeki oto lastikleri ile birlikte hasar görmüş olduğunun bildirildiği, hasarın tam olarak hangi tarihte ve nasıl meydana geldiğine ilişkin dosya kapsamında belge bulunmadığı, dosyaya sunulmuş olan Survey Raporundan söz konusu konteynerin Ningbo Limanında düştüğünün anlaşıldığı, olay sonrasında söz konusu konteyner içinde bulunan emtianın Ningbo Limanında hasarlı … no.lu konteynerden boşaltılarak … no.lu 40’lık konteynere 05.09.2014 tarihinde aktarıldığı, aktarım sonrasında … no.lu konteynerin, başka bir gemiye yüklenerek 03.07.2014 tarih ve … no.lu konşimento tahtında, 14.10.2014 tarih ve … no.lu navlun faturası ile İstanbul’a sevk edildiği, gümrük işlemleri sonrası konteynerin, 22.10.2014 tarihinde limandan kamyona yüklenerek sigortalı firmanın İstanbul/Bağcılar’daki deposuna taşındığı, neticeten dosyaya sunulmuş olan belgeler, ekspertiz raporu ve raporda mevcut fotoğrafların incelenmesinden; bahse konu oto lastiği emtiasının içinde bulunduğu konteynerin, Çin’in Qingdao Limanından … adlı gemiye yüklenerek, Çin’in Ningbo Limanına getirildiği ve burada söz konusu konteynerin düşmeye bağlı olarak ezildiği ve deformasyona uğramış olduğu, saç malzemeden mamül konteyner gövdesinde meydana gelen ezilmeye bağlı göçüklerin konteynerin hacmini daralttığı ve meydana gelen bu daralmanın konteyner içinde dökme şeklinde istiflenmiş olan oto lastiklerini sıkıştırarak şekillerini deforme ettiği, yırtılan konteyner sacının da bazı lastikleri keserek yırttığı, söz konusu hasar gören konteynerin içerisindeki lastiklerin … no.lu 40’1ık konteynere 05.09.2014 tarihinde aktarılmasına kadar geçen süreçte oto lastiklerinde ki deformasyonun kalıcı hale gelmiş olduğu dolayısıyla zararın taşıyanın sorumlu olduğu zaman dilimi içerisinde gerçekleştiği ve davalıların zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Hasar miktarı açısından yapılan değerlendirmede; kadri marufundaki yapılan hasar ödemesinin 27.462,36 TL olup, … Ltd firması tarafından fiilen yapılan ödemenin 13.500 TL olması nedeniyle davacının rücuya tabi alacağının 13.962 TL (27.462,36 TL – 13.500 TL) olması gerekeceği kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. İşlemiş faiz açısından, davacının sigortalısına yaptığı ödeme tarihi ile icra takip tarihi arasında işlemiş faize hak kazandığı anlaşılmıştır….”gerekçesi ile, 1-Davacının davasının KABULÜ ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİ ile takibin talep gibi devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a madde ve fıkrası gereğince faiz uygulanmasına, 2-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Kanuna göre ödeme tarihinden itibaren 90 gün içinde rücu davası açılması gerektiğini, açılmayarak 90 günlük hak düşürücü süre sona erdiğini, hak düşürücü sürenin re’sen dikkate alınması gerektiğini, 21.07.2014-04.09.2014 tarihleri arasında deniz taşınmasından kaynaklandığının ispat edilmesi gerektiğini, eksper raporunun 4. sayfasında yer alan hasarın oluş şekli ve nedeni başlıklı kısmında “Olayın 21/07/2017 tarihinde ya da bu tarihten önce meydana geldiği anlaşılmaktadır” denildiğini, ancak bu tespitlerin, varsayıma dayalı olduğundan, olayın gerçekleşme tarihi ile ilgili kesin bir belge olmadığından, olayın poliçe süresinde gerçekleştiğini ispat etmeye elverişli olmadığından davacının iddiasını ispat edememiş sayılması gerektiğini, eksper raporuna göre … nolu konteynerda, 152 adet lastiğin hasar gördüğünün tespit edildiği belirtilmesine rağmen yüklerin aktarıldığı … nolu konteynerda 25.10.2014 tarihinde yapılan ekspertizde 282 adet lastiğin hasar gördüğünün tespit edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla 04.09.2014 tarihinden sonra gerçekleşen hasarların poliçe kapsamında olmadığından müvekkilinden talep edilemeyeceğini, müvekkilinin sorumluluğunun Ambarlı gümlük müdürlüğüne bağlı limanda sona erdiğini, emtiaların limanda sigortalının çalışanlarınca veya yetkilendirdiği kişilerce ihtirazi kayıtsız bir şeklide teslim alındığını, teslim alınma aşamasında emtiaların hasarlı olduğuna dair tutulan tutanağın olmadığını, bu nedenle emtiaların sağlam şekilde teslim edildiğini, Hükme esas alınan bilirkişi raporunun 25.552,00.TL sovdaj bedelinin mahsup edilmesi gerektiği tespiti dışındaki tespitlerin ve hesapların davacının sunduğu eksper raporunun tekrarından ibaret olduğunu, Hasarın ne zaman hangi aşamada ve neden kaynaklandığının objektif olarak bilinmediğini, davacının davasına dayanak yaptığı belgelerin tek taraflı hazırlandığını, objektif ve denetime elverişli olmadığını, hasarın deniz taşımasından kaynaklandığının illiyet bağı ile ispat edilemediğini, davacı tarafından poliçe ve abonman sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediğini dolayısıyla poliçe ve abonman şartları incelenemediğini,
Eksper raporunun sonuç kısmında belirtildiği üzere, poliçenin bağlı bulunduğu abonmanda aşağıdaki şartın bağlı bulunduğunun tespit edildiğini, : “Sigortalı, partiler halinde sevk ettireceği sigorta konusu emtiaya ait bilgileri her sevkiyat için ve seferin başlangıcından varış mahalline kadar tüm seferi karşılayacak şekilde emtianın cinsi, sigortaya esas teşkil edecek bedeli, ambalaj durumu, koli adedi, emtianın nereden nereye sevk edileceği, hareket tarihi vb. bilgileri sevkiyat başlamadan önce sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.” Sigortalının bu yükümlülüğü yerine getiremediğini, ancak dosyaya poliçe ve abonman ibraz edilmediğinden bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin müeyyidesinin bilinmediğini, davacının, ödememesi gereken bir bedeli sigortalısına ödemiş olabileceğini, bu durumda müvekkiline rücu edemeyeceğini, aksi düşünülse dahi davacının müteferrik kusuru olduğunu müteferrik kusur tespiti ile talebinden mahsubu gerektiğini, TTK. m. 1182 gereğince ambalajın yetersizliği ve denizyolu ile sevkiyata uygun olmaması durumlarında taşıyanın kusursuzluğunun esas olduğunu, Sovdaj bedelinin, ödenen bedelden mahsup edilmesi gerektiğini, Yük üzerinde fiili hakimiyeti olmayan ve fiili taşınmayı gerçekleştirmeyen müvekkiline husumetin yöneltilemeyeceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, TTK 1188/3’e göre ödeme tarihinden itibaren 90 gün içinde rücu davası açılmadığından hak düşürücü süre yönünden davanın reddine, yük üzerinde fiili hakimiyeti olmayan ve fiili taşınmayı gerçekleştirmeyen müvekkili hakkında husumet yönünden davanın reddine, hasarın, ne zaman ve nasıl gerçekleştiği belirsiz olup hasarın poliçe süresi içerisinde, deniz taşınmasından dolayı müvekkilinin sorumluluğunda gerçekleştiği ispat edilemediğinden davanın reddine, ambalajın yetersizliği ve denizyolu ile sevkiyata uygun olmaması nedeniyle taşıyanın kusursuzluğu esas olduğundan davanın reddine, sovdaj bedelinin, ödenen bedelden mahsup edilmesine, maddi hasarın tespitinin TTK m. 1186 gereğince yapılmasına, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, deniz yoluyla yapılan taşımadan kaynaklı zararın rucüen tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda deniz yoluyla taşınması sırasında hasarlandığını, poliçe kapsamında sigortalıya hasar bedelinin ödendiğini ve alacağın temlik alındığını, gerek poliçe kapsamında ödeme yapılmış olması nedeniyle TTK hükümleri gereğince sigortalılarına halefiyet, gerekse alacağın temliki nedeniyle zarardan sorumlu olanlara rucü hakları bulunduğunu, hasar taşıma sırasında meydana geldiğinden zarardan davalıların sorumlu olduğunu, hasar ödemesinin tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar istinaf başvurusunda bulunmuştur. Ekspertiz raporu ile meydana gelen hasar tespit edilmiş olup dosyada alınan bilirkişi raporu ile de tespit edilen hasar bedelinin kadri maruf olduğu belirlenmiştir. Yine ekspertiz raporu ile hasarlı emtiaya önerilen sovtaj bedelleri belirlenmiştir. Ekspertiz raporunda … sovtaj bedeli olarak 25.552 TL teklif verdiği yazılıdır. Ancak hasarlı emtianın satıldığı ve sovtaj bedeli olarak ne kadar alındığına ilişkin belge bulunmamaktadır. Mahkemece sovtaj bedeli olarak 13.500 TL’nin hasar bedelinden mahsup edildiği belirtilmiş ise de dosya içinde sovtaj bedeli olarak alınan miktara ilişkin her hangi bir belge bulunmamaktadır. Mahkemece de ekspertiz raporunda sovtaj bedeli olarak teklif edilen en yüksek miktarın neden kabul edilmediği açıklanmamıştır. Buna göre mahkemece yapılacak iş, hasarlı emtiaya ilişkin sovtaj bedelinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, davacının veya sigortalısının sovtaj bedeli olarak ne kadar aldıklarına ilişkin belgenin getirtilmesi ile teklif edilen en yüksek sovtaj bedeli ile fiilen tahsil edilen sovtaj bedeli arasında fark bulunması halinde bunun nedeni araştırılarak, teklif edilen en yüksek sovtaj bedelinin indirilmesi gerekip gerekmediği konusunda gerekçe belirtilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar vermek iken her hangi bir gerekçe gösterilmeden ve sovtaj bedeline ilişkin belgeler getirtilmeden davacının beyanı doğrultusunda sovtaj bedelinin indirilmesi hatalı olmuştur. 6100 Sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır. Tarafların davada ileri sürdükleri iddia ve savunmalarının bir kısmının hiç bir şekilde değerlendirilmemiş olması halide HMK’nın 353/1-a-6 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir. Sonuç itibariyle; ilk derece mahkemesince uyuşmazlığın giderilmesi için gerekli ve esasa etkili olan delillerin toplanmamış ve değerlendirimemiş olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’ nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (Denizcilik ve İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 26/02/2019 tarih ve 2015/572 Esas – 2019/91 Karar sayılı kararının HMK’nın 297. ve 353/1-a6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Kararın kaldırılma sebebine göre davalının diğer istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, (44,40.TL + 213,00.TL=) 257,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/05/2021 tarihinde HMK’nın 297. ve 353/1-a6 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.