Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1572 Esas
KARAR NO : 2019/1657 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/175 Esas 2019/452 Karar
TARİH : 18/04/2019
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/11/2019
İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın Beylikdüzü Şubesi ile… Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini davalı … ve … müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden, asıl borçlu …. Ltd. Şti. adına kredi tahsis edildiğini, asıl borçlu müvekkili bankadan kullandığı kredilerden kaynaklanan borçlarını ödemediğinden, asıl borçlu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalılara Büyükçekmece …. Noterliği’ nin 05.10.2017 tarih ve … yevmiye numarak ihtarnamesi keşide edildiğini, ihtarnamele rağmen, borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirket ve müşterek borçlu/müteselsil kefiller aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını, asıl borçlu firma ve kefilleri hakkında, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından haciz yoluyla yürütülen icra takibine itiraz dilekçesinde; borcun tamamına, faize ve ferilerine, vekalet ücretine itiraz edildiğini ve bu kötü niyetli ve mesnetsiz itiraz ile söz konusu icra takibinin durduğunu, belirterek ; itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 den az olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına , yargılama gideri ile birlikte vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya üzerinden takibe geçildiği ve müvekkiller tarafından takibe karşı yapılan itiraz neticesinde işbu davanın açıldığı belirtilmişse de, müvekkillerin söz konusu dosya kapsamında davacı bankaya hiçbir borcu olmadığı gibi, söz konusu dosyada müvekkiller taraf olmadığı icra dosyası üzerinden müvekkiller aleyhine ikame edilen itirazın iptali davasının husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, müvekkiline karşı İstanbul …. icra müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan bir takip olmadığını, Büyükçekmece … Noterliği’nin 05.10.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin müvekkillerine tebliğ edilmediğini, davaya konu edilen takipte müvekkiller taraf olmadığından davaya ilişkin diğer taleplerle birlikte icra inkar tazimatı talebinin de reddini, ayrıca davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte olması halinde yukarıda belirtilen esasa ilişkin itirazları neticesinde davanın esastan reddine, takip konusu alacağın %20’sinden aşağıya olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ,ve tüm yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı yan üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 18/04/2019 tarih 2018/175 Esas 2019/452 Karar sayılı kararında;”Dava; İİK.nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkindir.Davalı tarafın müvekkileri hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapılmadığına ilişkin itirazının değerlendirilmesi için icra takip dosyası getirtilmiştir.İncelenen icra takip dosyasında ; alacaklının …A.Ş ve …A.Ş , borçlunun… olduğu anlaşılmıştır. İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası davacı vekili tarafından cevaba cevap dilekçesinde delil olarak bildirildiğinden bu dosya getirtilip incelenmiştir.İncelenen takip dosyasında davacı tarafın davalılar … Ltd Şti, ….hakkında toplam 791.978,54 TL alacağın ödetilmesi istemiyle ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu anlaşılmıştır.Mahkememizce yapılan 18/04/2019 tarihli 2.ön inceleme duruşmasında davacı vekili dava dilekçesinde maddi hata bulunmadığını açıklamıştır.Bu açıklama karşısında davalı tarafça İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkileri hakkında yapılmış takip bulunmadığı şeklindeki itiraz kabul edilmiş, HMK 119 koşullarını taşımayan dava dilekçesi nedeniyle, davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile HMK 119 koşullarını taşımayan dava dilekçesindeki taleplerinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkili bankanın Beylikdüzü Şubesi ile … Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesini, davalı … de müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, Bahse konu sözleşmeye istinaden, asıl borçlu …Ltd. Şti. adına kredi tahsis edildiği, asıl borçlu müvekkili Bankadan kullandığı kredilerden kaynaklanan borçlarını ödemediğinden, asıl borçlu ve müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalılara Büyükçekmece …. Noterliği’ nin 05.10.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edildiği, ihtarname keşide edilmesine rağmen, borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirket ve müşterek borçlu/müteselsil kefiller aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile tahsili için İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından haciz yoluyla icra takibine geçildiği, Davalı borçluların haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, itirazın kaldırılmasını teminen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/175 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası açıldığı, yerel mahkemece davanın reddine karar verildiğini, Davanın son celsesinde taraflarına söz verildiğinde öncelikle ıslah talebinin mevcut olup olmadığı sorulmuş olup, ıslah talebi mevcut olmakla birlikte davaya konu icra dosyası hususunda ek bilgi vermeleri gerektiğinin beyan edildiği, ancak talep dinlenmeden karar verildiğini, Duruşma zaptında kayda geçirilmeyen ve mahkeme başkanı tarafından sual edilen, taraflarınca da kabul edilen ıslah talebi hali hazırda geçerli olduğu, ayrıca dava açıldığında belirtilen icra dosyası dava açıldığı tarihte geçerli iken, ihtiyati haciz nedeniyle iki ayrı dosyaya bölünmesi yönünde karar verildiği, dava açıldıktan sonra İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından bir kısım borçlular için İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından esas açılarak tevzisi yapıldığı, her iki dosya derdest iken icra müdürlüğü tarafından karar alınarak tekrar icra dosyasının İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından birleştirilmesine karar verildiği, İhtiyati haciz dosyalarında kısmen kabul kısmen ret olması halinde, ret edilen borçluların açılan icra dosyasında takibe devam edilmesine, kabul edilenler için tevziye tabi tutulmasına karar verilmekte olduğu, dolayısı ile dava açıldığı tarihte tek icra dosyası bulunmakta iken daha sonra iki ayrı icra dosyası mevcut hale geldiği, Dava dilekçesinde belirtilen icra dosya numarası doğru iken, yargılama sırasında icra müdürlükleri kendi aralarında yaptıkları yazışmalar ile bir takım esas numarasına ilişkin değişiklikler yaptıkları yani dava açılır iken mevcut olan icra dosya numarası doğru yazıldığı, dilekçede kirli ekran kalması, sehven icra dosya numarasının yanlış yazılması söz konusu olmadığı, mahkemece açıklamaların dinlenmediğini, Dava dilekçesi ekinde ibraz edilen dayanak belge suretleri incelendiğinde, icra müdürlüklerinin kendi aralarında Uyap üzerinden yaptığı yazışmalar incelendiğinde, davada ne kadar haklı oldukları ve her geçen gün faiz karşısında müvekkili bankanın alacağını tahsil edememesinin hem alacaklı müvekkilinin hem de borçlu davalının zararına olduğunu, Özellikle İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası arasında Uyap üzerinden yapılan yazışmalar incelendiğinde, dosyaların ayırıldığı, birleştirildiğinin görüleceğini, bu hususun beyan edilmesi aşamasında ıslah talebi mevcut olduğu şeklinde beyanlarına rağmen maddi hatalarının olmadığı şeklinde açıklamanın zapta geçirilmesi de taraflarınca kabul edilmediğini,Bu hali ile mahkeme kararının iptal edilerek dosyanın yargılama yapılması için tekrar mahkemeye gönderilmesi gerektiği, mahkeme tarafından ıslah talebi olup olmadığı hususunu sormasından ve “evet vardır” şeklinde cevap verilmiş olmasından sonra H.M.K.119 gereği davanın zaten reddedilmesi mümkün olmayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Yerel mahkeme gerekçeli kararında dava dilekçesinin HMK 119. Maddesi gereğince gerekli koşulları taşımadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verdiği, lehlerine ise AAÜT gereğince sadece 2.725,00 TL maktu karşı vekalet ücretine hükmettiğini, Her ne kadar davanın reddine karar verilmesinin asıl nedeni gerekçe kısmında, itirazın iptali istenen İstanbul …. İcra dairesinin … e. Sayılı dosyasının, görülen davanın tarafları ile ilgisinin olmaması, nitekim taraflarınca bu doğrultuda yapılan itirazların doğru görüldüğünden bahsedilmişse de HMK 119. Maddesi koşullarına atıfta bulunularak usulü bir eksiklik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğu, zira HMK’nın ilgili hükmü dava dilekçesi içeriğinde olması gereken unsurları tahdidi olarak saydığı kısaca bu eksikliklerin belirtildiğini, Tahdidi olarak sayılan eksikliklerin bulunması ve sonradan tamamlattırılmasına imkan sağlanan bazı eksikliklerin, verilen süre içerisinde de tamamlanmaması halinde mahkeme davanın açılmamış sayılmasına karar vereceğini, ancak davacı tarafından ibraz edilen dava dilekçesi incelendiğinde hiçbir usuli eksikliğin olmadığı HMK 119 da sıralanan şartların tamamının var olduğu açıkça görüldüğü, bu kapsamda davanın HMK 119 maddesi gereği dava dilekçesinde olması gereken zorunlulukların eksikliğinden bahsedilerek reddedilmesi usul ve yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiği, Yerel mahkeme dosyası incelendiğinde davanın esasına girildiği, delillerin toplandığı, dilekçeler safhasının tamamlandığı, taraflarınca verilen cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde neticenin bu şekilde tezahür edeceği belirtildiği, ancak davacı vekili kendi ifadeleri ile defalarca maddi ve usuli bir hatanın olmadığını tahkikatın bu şekilde yapılıp kararın tesis edilmesi gerektiğini belirttiğini, reddine karar verilen itirazın iptali davası 21.02.2018 tarihinde ikame edildiği, kararsa 18.4.2019 tarihinde verildiğini, bir buçuk seneye yakın süren tahkikat, dilekçeler safhası, ön inceleme aşaması ve duruşma süreleri göz önünde bulundurulduğunda işin esasına girildiği, usuli değil esasa ilişkin bir takım hatalar yahut eksiklikler nedeniyle davanın reddedildiğini, Değeri para ile ölçülen ve esasına girilip hükme bağlanan iş bu dava da hükmedilmesi gereken karşı taraf vekalet ücreti de bu kapsamda maktu değil nispi olmalı ve 791.978,54 TL harca esas bedel üzerinden lehimize vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, (Yargıtay 17. H.D. 2015/10592 E. 2015/11759 K. 09/11/2015 T.)İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda ret gerekçesi ve buna bağlı hükmedilen vekalet ücretine ilişkin kararın kaldırılmasına, davanın esastan reddine, nispi vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/175 Esas 2019/452 Karar sayılı dosyası kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, ticari genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkemece, her ne kadar HMK’nın 119 koşullarını taşımayan dava dilekçesindeki taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, HMK 119. maddede dava dilekçesinin içeriği düzenlenmiş olup, maddede öngörülen kayıtları içermeyen ve süresinde eksikliği tamamlanmayan dava dilekçesi üzerine mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği belirtilmiştir. İncelenen dosyada, dava dilekçesinin HMK 119. maddesinde belirtilen koşulları taşıdığı, dava dilekçesinde HMK 119. maddede belirtilen tüm hususların yer aldığı, bu konuda eksiklik bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca HMK.nun 119 .maddesine göre koşulları bulunduğu taktirde sadece açılmamış sayılmasına karar verilebilir. Bu nedenle mahkemece, HMK 119 koşullarını taşımayan dava dilekçesindeki taleplerin reddine karar verilmesinin hiçbir yasal dayanağı bulunmaması nedeniyle usul ve yasaya aykırı olmuştur.Diğer taraftan karar gerekçesinde; “davalı tarafça İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında müvekkileri hakkında yapılmış takip bulunmadığı şeklindeki itiraz kabul edilmiş, HMK 119 koşullarını taşımayan dava dilekçesi nedeniyle, davanın usulen reddine karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçe yazıldığı halde, gerekçeyle hüküm arasında çelişki yaratacak şekilde ve gerekçede belirtilenden farklı sonuçları olan istinafa konu hükmün kurulması da açıkça usul ve yasaya aykırı olmuştur. Belirtilen nedenlerle, taraf vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf talepleri kabul edilerek istinafa konu kararın kaldırılması gerekmiştir.Davacı dava dilekçesinde, davalılar hakkında İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile yaptıkları takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkemece ilgili icra dosyası getirtilmiş, incelenmesinde söz konusu takip dosyasının alacaklısının ve borçlusunun farklı olduğu anlaşılmıştır. İlgili icra dosyasının aslının icra müdürlüğünce bulunamadığı, Uyapta yer alan kayıtlarının gönderildiği anlaşılmıştır. Uyaptan gönderilen kayıtlar üzerinde yapılan incelemede; söz konusu takibin önceki dosya numarasının …. olduğu, daha sonra yenilenerek dosya numarasının … olduğu görülmüştür.Taraf dilekçelerinde belirtildiği üzere İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde takip taraflarının aynı olduğu, itirazın iptali davasının konusunu teşkil eden asıl dosyanın bu dosya olduğu anlaşılmıştır. Bu takip dosyası içerisinde yer alan İstanbul …. İcra Müdürlüğünün… sayılı takip dosyasından 15.02.2018 tarihinde düzenlenen belgenin incelenmesinde; taraflarının istinafa konu dava ile aynı olup, ” müdürlükleri bünyesinde bulunan ihtiyati haciz dosyasının yukarıda yazılı dosya numarasını aldığını, ancak alacaklı vekilinin talebi üzerine bu dosyanın müdürlüğünüz bünyesindeki … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine” karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili tarafından dava açılırken icrada yatırılan peşin harcın dava peşin harcından mahsubu için ibraz edilen derkenarın incelenmesinde; derkenarın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından düzenlendiği, taraflarının istinafa konu dava ile aynı olup mahsubu gereken harcın ise İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından tahsil edilen harç miktarı ile birebir aynı miktarda olduğu görülmüştür. Gerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından verilen birleştirme kararı gerekse dava açıldığı sırada düzenlenen harç mahsubuna ilişkin derkenar birlikte değerlendirildiğinde; dava açıldığı sırada davacı vekilinin iddia ettiği gibi takibe konu dosyanın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esasına kayıtlı iken birleştirme ile tekrar asıl dosya olan İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esasına gönderildiğinin anlaşıldığı, dava açıldığı sırada yanlış dosya bildirimi söz konusu olmadığı, karışıklığın icra müdürlüklerindeki dosyaların ayrılıp tekrar birleştirilme kararlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde belirtilen icra dosya numarasındaki farklılığın neden kaynaklandığını açıklayarak taleplerinin dava dilekçesinden farklı olarak İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E.dosyasına davalıların itirazlarının iptalini talep etmiştir.HMK’nun 141.maddesinde, tarafların cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde serbestçe iddia ve savunmalarını genişletebilecekleri gibi değiştirebilecekleri de düzenlenmiştir. Davacı taraf yukarıda belirtildiği gibi cevaba cevap dilekçesinde itirazın iptalini talep ettikleri dosyanın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün…. Esas olduğunu belirtmesine rağmen, mahkemece bu hususun dikkate alınmaması kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil ettiği gibi, mahkemenin, davadan önce davalı taraf aleyhine başlatılmış icra takibi bulunmadığı yönündeki davalı itirazının kabul kararı yukarıda açıklanan nedenlerle; dosya kapsamı ile hiçbir şekilde uyuşmadığından hatalı olup, davacı tarafın istinaf talepleri yerinde görülerek verilen kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Davalılar ise mahkemece lehlerine maktu vekalet ücreti hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın esasına girildiği, delillerin toplandığı gerekçesi ile dava değeri üzerinden nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Yukarıda açıklanan nedenlerle dairemiz tarafından yapılan değerlendirme sonucu İDM tarafından verilen kararın kaldırılmasına karar verildiğinden, davalı tarafın nispi vekalet verilmemesine yönelik istinaf talebinin incelenmesine gerek ve neden bulunmadığından, bu aşamada belirtilen hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2018 tarih ve 2018/175 Esas 2019/452 Karar sayılı kararının HMK’nun 353/1-a4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Verilen karara göre davalı tarafın istinaf talebinin incelenmesine yer olmadığına, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 98,10’ar.TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 44,40’ar.TL istinaf karar harçlarının talep halinde yatıran tarafa iadesine, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan masrafların kendi uhdelerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/11/2019 tarihinde HMK’nun 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.