Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1562 E. 2019/1323 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1562 Esas
KARAR NO : 2019/1323 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :16/03/2017
DOSYA NUMARASI : 2014/4 Esas -2017/277 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Fon Kurulunun 13/02/2004 tarih ve 13 sayılı kararı uyarınca yönetim ve denetimine el konulan müvekkili … Tic. A.Ş’nin 24/03/2006 tarihinde yapılan 2002, 2003 ve 2004 faaliyet yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında, şirket denetim kurulunun şirketin geçmiş yılları kapsayan faaliyetleriyle ilgili yapmış olduğu incelemeler sonucu oluşturduğu ve bu yılları kapsayan 09/09/2005 tarihli denetim kurulu raporu içeriğinin genel kurulun bilgisine sunulduğu ve şirketin 24/03/2006 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 5. Maddesi ile şirket denetim kurulu tarafından şirketin önceki Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyesi davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, … 2001 yılı ortaklarının sermaye apel ödemesinin … A.Ş.’ye ve aynı gün bu nakit meblağın … aktarılmasından dolayı geri dönüşsüz kalan 223.000TL ile kasa açığından dolayı 46,81TL olmak üzere toplam 223.046,81TL tutarındaki şirket zararının davalılardan sorumlulukları oranında avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Şirket denetçilerinin kim oldukları ve nasıl atandıklarının bilinmesi gerektiğini, bu konular açıklandığında görüleceği üzere denetçilerin TTK’nın belirlediği usullerle seçilmedikleri ve dava açma ehliyetlerinin bulunmadığını, davacı şirketin 24/03/2006 tarihli genel kurul toplantısının ortak olmayan kişilerce yapıldığını, bu toplantıda alınan kararların yok hükmünde olduklarını, ayrıca davacı yan tarafından ileri sürülen donuk alacak kavramının ne TTK’da ne de diğer bir mevzuatta yer almadığını, söz edilen şirketlerin yönetimin TMSF’ye geçtiğini, söz konusu işlem nedeniyle müvekkilinin sorumlu tutulmasının açıkça hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, şirkete el konulma tarihinde kasada bulunması gereken 46,81TL nakit tutarın mevcut olmadığının ileri sürüldüğünü, kasa sayımının ne zaman yapıldığının, TMSF’nin kasayı kimden aldığının belli olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi 16/03/2017 tarih 2014/4 Esas – 2017/277 Karar sayılı sayılı kararında;”…Dava, şirket denetim kurulu üyesi … sorumluluğu nedeniyle mirasçıları hakkında açılmış tazminat davasıdır.Adı geçen denetim kurulu üyesi ile birlikte diğer sorumlular hakkında mahkememizin 2006/833 Esas sayılı dava dosyası ile görülmekte olan davanın yargılaması aşamasında 25/12/2013 tarihli oturumda, davalı … Terekesi hakkında açılan davanın TEFRİKİNE karar verilmiştir. Konuyla İlgili Emsal Yargıtay Kararı: (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/5329-7171 sayılı kararı) Emsal kararda da belirtildiği gibi TMK’nın 636. maddesine göre “Mevcudu borçlarını ödemeye yetmeyen terekenin tasfiyesi, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre yapılır.” Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzük’ün 52. Maddesine göre, “Resmi deftere göre terekenin mevcudunun borçlarını ödemeye yetmediği anlaşılır veya başlangıçta mevcudun borcu karşılayacağı kanati ile olağan usulle tasfiyeye başlanıp sonradan mevcudun borçları ödemeye yetmediği sonucuna varılırsa, sulh hakimi durumu derhal alacaklılara bildirir ve iflas usulü ile tasfiyeye karar vererek bu tasfiyeyi yapmak için bir veya birkaç memur atar. Bu tasfiye, İcra ve İflas Kanunu’nun iflasa ilişkin hükümlerine göre yapılır.” hükmünü içermektedir. Terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinde “iflas idaresi” yerine “tasfiye memuru” ve “Ticaret Mahkemesi” yerine “Sulh Hukuk Mahkemesi” geçmektedir. Tasfiye memurunun işlemlerine karşı yapılacak şikayetleri, sıra cetveline itirazları incelemek ve tasfiyenin son bulduğuna karar vermek sulh hukuk mahkemesine aittir. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku s.1202, Ankara, 2013) … terekesi iflas hükümlerine göre tasfiye edilmektedir…”gerekçesi ile, Görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalının mirasçıları aleyhinde davalara devam edebilmek için mirasçılık belgesi alınmışsa da mirasçıların mirası reddettiklerinden ilgili mahkemelerce …varisleri hakkındaki davanın temsilini sağlamak üzere taraflarına dava açma yetkisi verildiğini, İİK 180. maddesi çerçevesinde tasfiyeye gidilmesi ve bu amaçla Kanunun açık lafzı karşısında reddedilen mirasa ilişkin terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesini sağlamak üzere terekenin atanacak tasfiye memurunca tasfiyesi için taraflarınca terekenin tasfiyesi talepli dava açıldığını, Tereke dosyasına taraflarınca alacak kaydı yaptırıldığı, alacağın dayanağı olan dava dosyalarının kabul ve reddi kararının İİK 14. mad. gereğince ikinci alacaklılar toplantısında verileceğinden ikinci alacaklılar toplanması kararlarına göre işlem yapılmak üzere kaydedilen alacağın tamamının sıra cetvelinde davalı olarak kaydına karar verilerek birinci sıraya kaydı yapıldığı ve sıra cetvelinin ilan edildiğini, Bunun üzerine 27/06/2014 tarihinde ikinci alacaklılar toplantısı yapıldığı, kurumlarında başka alacak kaydı talebinde bulunan ve gelen olmadığı ve böylece İİK 245 maddesi uyarınca davalı alacak kaydının kabul edilip edilmeyeceğinin görüşülmesinin mümkün olamayacağı veya takibini üstlenecek başka bir alacaklının bulunmayacağı anlaşıldığından, tasfiye işlemlerinin devamı konusu mahkemece değerlendirilmek üzere 2. alacaklılar toplanmasının yapılamadığına dair tutanak tutulduğunu, 29/01/2015 tarihli oturumda da tasfiye işlemlerinin devamına karar verildiğini, tasfiye işlemleri halihazırda devam ettiğini, Davalı müteveffa … aleyhinde Ticaret Mahkemelerinde görülmekte olan davaların sonuçlanıp lehlerine hüküm tesisi halinde alacaklarının kesinleşecek ve terekenin tasfiyesi işlemlerinin bitimnde terekeden pay alabilmenin mümkün olabileceğini, İlk derece mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu, görülen davanın sonucuna göre müvekkili kurumun terekeden pay alabilmesinin söz konusu olabileceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket denetçisinin sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır. Davacı, Fon Kurulunun 13/02/2004 tarih ve 13 sayılı kararı uyarınca yönetim ve denetimine el konulan … Tic. A.Ş’nin 24/03/2006 tarihinde yapılan 2002, 2003 ve 2004 faaliyet yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında, gündemin 5. Maddesi ile şirket denetim kurulu tarafından önceki Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyesi davalılar hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, … 2001 yılı ortaklarının sermaye apel ödemesinin … A.Ş.’ye ve aynı gün bu nakit meblağın … Holding’e aktarılmasından dolayı geri dönüşsüz kalan 223.000TL ile kasa açığından dolayı 46,81TL olmak üzere toplam 223.046,81TL tutarındaki şirket zararının davalılardan sorumlulukları oranında avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili için dava açılmış, davalılardan … ölü olduğunun anlaşılması üzerine mirasçılarına karşı dava açılarak asıl dava ile birleştirilmiş, … mirasçılarının mirası reddetmesi üzerine TMK 612. maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesince terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine karar verilerek terekeye temsilci atanmış, … mirasçılarına karşı açılan dava asıl davadan tefrik edilerek ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının verildiği esasa kaydedilmiştir.Dava, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 359. maddesi yollaması ile denetçiler hakkında da uygulanacak olan aynı kanunun 309 ve 341 maddelerine göre açılmış sorumluluk davasıdır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 4/1 ve 6102 sayılı TTK 4/1-a. maddesine göre mutlak ticari dava olup, 6102 sayılı TTK 5. maddesine göre davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesine aittir.Mahkemece, dava şirket deneticisinin sorumluluğu davası olduğu halde yanılgılı değerlendirme ile davanın alacağın tereke masasına kayıt ve kabulü davası olarak değerlendirilerek olaya uymayan Yargıtay kararı emsal gösterilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, dava şirket deneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğundan ve TTK 4. maddesine göre mutlak ticari dava olup Ticaret mahkemesi görevli olduğundan, davanın görülmesi için HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2017 tarih ve 2014/4 Esas – 2017/277 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-İstinaf eden davacı harçtan muaf olduğundan ve yatırılan harç bulunmadığından istinaf harçları yönünden bir karar verilmesine yer olmadığına, 3-İstinaf eden tarafından istinaf aşamasında sarf edilen toplam 28,43.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafının davalıdan alınarak istinaf talep eden davacı tarafa verilmesine, 4- Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/10/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.