Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1560 E. 2019/1204 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1560 Esas
KARAR NO : 2019/1204 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 15/05/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/437 D.iş – 2019/472 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
TALEP :İhtiyati Hacze İtirazın Kabulü Kararının Kaldırılması
KARAR TARİHİ 18/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesi ile, kredi borçlusu .. Tic. A.Ş.’nin, kredilerini ödememesi üzerine … Bankası Gebze Kurumsal Şubesi’nin müvekkili şirket ve kefillere ödeme ihtarında bulunduğunu ve kredi borçlusu tarafından ödeme yapılmayınca, müvekkili şirketin … Bankası Gebze Kurumsal Şubesi’ne ödemeleri yapmak durumunda kaldığını, müvekkili tarafından ödemeler haciz tehdidi altında yapıldığını, ödeme yapılmaması durumunda kredinin katedilmesi halinde, müvekkilinin kendi kredilerinde de sorun olacağından, ödeme yapmak durumunda kaldığını, müvekkili şirketin yaptığı ödemeleri kefillere bildirmesine rağmen kefiller tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlunun ödeme yapmaktan kaçındığını ve müvekkilini sürekli oyaladığını, müvekkili şirketin söz konusu kefalet nedeniyle borçludan başkaca teminat almadığını, müvekkili tarafından yapılan ödemeler kefil sıfatıyla yapılmış olduğundan kefillerin kendi aralarındaki rücu haklarını teselsül hükümlerine göre talep edeceğinden, borçlunun hissesine düşen ödeme miktarı ise yapılan ödemenin ¼ olan 410.361,09TL bedelle sınırlı olduğunu, söz konusu bedelin kefil tarafından müvekkiline ödenmediğini, borçlunun ödemelerini tatil ederek mal varlığını gizlemeye devretme gayreti içinde olduğunun tespit edildiğini belirterek öncelikle teminatsız olarak aksi halde mahkemece uygun görülen teminat karşılığında, borca yeter miktarda borçlunun menkul, gayrimenkul mal ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz talep ettiği, bu talep üzerine ilk derece mahkemesinin 10/03/2019 tarihli kararı ile; “alacaklının, borçlulardan yukarıda miktarı yazılı alacağının tahsilinin ifasının temini bakımından vaki isteği İİK’nun 257.maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunan alacak rehinme temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminatta alınmış bulunduğundan adı geçen borçluların yukarıda gösterilen malları ile alacaklarını, İİK’nun da muayyen tahditler dairesinde İHTİYATEN HACZİNE, karar verdiği anlaşılmıştır. İtiraz eden vekili tarafından verilen itiraz dilekçesi ile, itiraz edenin adresinin …. Başiskele/Kocaeli olduğunu, HMK 6. Maddesi uyarınca yetkili mahkemelerin Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, itiraz eden tarafından yüklenilen edimlerin teminatı olarak dava dışı alacaklı banka lehine ipotek tesis edildiğini, ipoteğin itiraz edenin kefalet borcunu da kapsadığından ihtiyati haciz kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili itiraz dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, itiraz edenin yetki itirazının hukuka aykırı olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, kefaletlerin kredi borcundan sonra verildiğinden verilen teminatlara alacaklının halef olmasının hukuken mümkün olmadığını, borcun ödenmemesi halinde bankanın kredinin katedilmesi halinde borcu, faizleri ve takip masrafları vekalet ücreti dahil tüm ferilerini ödemek durumunda kalacağından alacaklının ödemesinin haklı olduğunu, kefaletin geçersiz olduğuna dair beyanların hukuku aykırı olduğunu belirterek ihtiyati hacze itirazın reddine dair karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 15/05/2019 tarih ve 2019/437 D.İş – 2019/472 Karar sayılı ek kararında; “…6100 Sayılı HMK 17. maddesi uyarınca geçerli bir yetki sözleşmesinin tacirler arasında hüküm ifade edebileceği, somut olayda ise tarafların tacir sıfatıa haiz olduklarına dair dosyada mübrez herhangi bir delil bulunmaması dikkate alınarak yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu takdir edilmiş, itiraz edenin yerleşim yeri itibariyle genel yetki kuralı dahilinde ihtilafın “Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerinin” yetkisi dahilinde kaldığı anlaşıldığından mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararının itiraz eden borçlu yönünden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığı…”gerekçesi ile, İtiraz edenin yetki itirazının KABULÜ ile mahkemenin 2019/437 D. İş Esas – 2019/472 Karar sayılı 18/03/2019 tarihli ihtiyati haciz kararının mahkemenin yetkisiz olması sebebiyle KALDIRILMASINA, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararın yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, kaldırılmasının gerektiğini, Dava dışı borçlu Bilyapı’nın borcunu ödemediğini, borcun ödenmemesi halinde müvekkili aleyhine icra takibine başlanacağına ilişkin ihtarnamenin gönderildiğini,İhtarname sonrasında kredi borçlusu ile iletişime geçildiğini, kredi borcunun ödenmesinin talep edildiğini ancak, kredi borçlusu tarafından ödemenin yapılmadığını, müvekkili şirketin borsada işlem gören halka açık bir şirket olması nedeniyle kredilerin ödenmemesi durumunda müvekkili şirket aleyhine takip başlatılması halinde tahsil harcı, vekalet ücretleri ve faizlerin ödenmesi durumunda kalınacağını, bu durumun şirketi maddi anlamda sıkıntıya sokacağından müvekkili kredi bedelini bankaya ödemek durumunda kaldığını, toplamda 1.641.444,38 TL ödemenin yapıldığını, diğer kefillerin ödeme yapmadığını, bu nedenle de diğer kefiller aleyhine ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu, Karşı tarafın yetki itirazının hukuka aykırı olduğunu, 26/02/2015 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 13. maddesinde her türlü anlaşmazlıkta yetkili mahkeme ve icra dairesinin sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin ayrı ayrı yetkili olarak belirlendiğini, Kefiller arasındaki ilişkilerde sözleşme hükümlerinin uygulanmasının zorunlu olduğunu ( TTK madde 7), ödeme yapan kefil TBK 596 uyarınca alacaklının haklarına halef olduğundan bu halefiyet uyarınca da alacaklının sözleşmeden kaynaklanan tüm haklarına sahip olacağının ortada olduğunu, ( Yargıtay 19. HD 2015/4766 E. 2015/15190 K. 19/11/2015 T. – Yargıtay 19. HD 2015/17736 E. 2016/6115 K. 07/04/2016 T. – Yargıtay 19 HD 2015/8700 E. 2016/914 K. 27/01/2016 T. – Yargıtay 19. HD 2014/11150 E. 2015/1636 K. 10/02/2015 T. – Yargıtay 19 HD 2016/14598 E. 2017/7866 K. 11/12/2017 T. – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13 HD 2018/1599 E. 2018/1357 K. 27/12/2018 T. – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16 HD 2017/5429 E. 2019/144 K. 24/01/2019 T. – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12 HD 2018/216 E. 2018/232 K. 12/03/2018 T. – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16 HD 2017/4536 E. 2018/2508 K. 22/11/2018 T. )Karşı tarafın tacir olduğunu, imzaladığı sözleşmedeki tüm hükümlerin kendisi açısından da geçerli olduğunu, Genel Kredi sözleşmesinde bulunan yetki kaydının karşı tarafın tacir olması sebebi ile geçerli olduğunu, Mahkemenin dosyadan el çekip dosyayı asıl davanın açılmış olduğu mahkemeye göndermesinin gerektiğini, ancak ihtiyatı hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, işbu kararın verilmesinin hukuka aykırı olduğunu,( Yargıtay 11 HD 2012/18803 E. 2013/799 K. 11/12/2017 T. – İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 HD 2018/1371 E. 2018/1061 K. 11/10/2018 T. )Bu nedenle yerel mahkeme kararının kaldırılarak, dosyanın itiraz hakkında karar vermek üzere asıl davanın açıldığı İstanbul 15 ATM. 2019/255 Esas sayılı dosyasına gönderilmesini,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takip ve dava ile ilgili İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitine, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 D.iş – 2019/472 Karar sayılı dosyada yapılan itirazın reddi ile ihtiyati hacizlerin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Uyuşmazlık, ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetkili olup olmadığı, ihtiyati hacze itiraz üzerine itirazı incelemede kararı veren mahkemenin görevli olup olmadığı ve ihtiyati haciz koşullarının bulunup bulunmadığı noktalarındadır.Alacaklı karşı taraf vekilinin yerel mahkeme kararının kaldırılarak,dosyanın itiraz hakkında karar vermek üzere asıl davanın açıldığı İstanbul 15 ATM.nin 2019/255 Esas sayılı dosyasına gönderilmesine yönelik istinaf talebi incelendiğinde; İİK’nun 265. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararına itiraz, ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye yapılır. İtirazı incelemeye bu kararı veren mahkemenin görevli olduğuna ilişkin kuralın tek istisnası ihtiyati hacze konu alacak hakkında dava açılması hali olup, bu durumda ihtiyati hacze itiraz asıl uyuşmazlığın görüldüğü mahkemece incelenecektir.Somut olayda, İstanbul 10 ATM.nin 2019/437 D.İş sayılı dosyasında 18/03/2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği,İhtiyati haciz kararının İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından takibe konulduğu,Borçlu vekili ihtiyati haciz kararına 05/04/2019 teslim tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin karşı taraf alacaklı vekiline 09/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu aleyhine başlatılan icra takibine karşı borçlu tarafça itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce alacaklı vekili tarafından 11/04/2019 tarihinde 2019/6625 başvuru numarasıyla arabuluculuk başvurusu yapıldığı, 26/04/2019 tarihinde arabuluculuk görüşmesinde tarafların anlaşamaması üzerine 03/05/2019 tarihinde İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/255 E. Sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığı, Borçlunun, itirazından sonra açılması gereken davanın bir ön şartı olarak arabuluculuğa başvurduğu anlaşılmakla,buna göre ihtiyati hacze itirazı incelemekle görevli mahkeme ihtiyati haciz kararı veren İstanbul 10 ATM.ye ait olduğundan karşı taraf alacaklı vekilinin bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Alacaklı karşı taraf vekilinin borçlu tarafın yetki itirazının hukuka aykırı olduğu,bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takip ve dava ile ilgili İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunun tespitine, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/437 D.iş – 2019/472 Karar sayılı dosyada yapılan itirazın reddi ile ihtiyati hacizlerin devamına yönelik istinaf talebi incelendiğinde; Dava dışı … Bankası Gebze Kurumsal Şubesi ile dava dışı asıl borçlu …. Arasındaki Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesinin 13.4. maddesinde;”iş bu sözleşmeden doğacak her türlü uyuşmazlıklarda ….mahkeme ve icra dairelerinin yanı sıra sözleşmeyi imzalayan banka şubesinin bulunduğu yer ile İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri’nin ayrı ayrı yetkili olduğunu, ancak bu mahkeme ve icra müdürlüklerinin yetkili kılınmasının kanunen yetkili kılınmış olan mahkeme ve icra dairelerinin yetkisini kaldırmadığını, kanunen yetkili kılınmış olan mahkemelerde ve icra dairelerinde veya müşteriye ait mal ve değerlerin bulunduğu yerlerde yada ilgili hesabın bulunduğu banka şubesinin yerleşim yerinde yetkili olduğu,” düzenlenmiştir.Sözleşmeye göre İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır. Müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzalayan itiraz eden borçlu … tacir olmasa bile, tacirler arasındaki genel kredi sözleşmesinde yer alan yetki şartı, 6102 sayılı TTK’nun 7. maddesinde öngörülen ticari teselsül karinesi nedeniyle muteriz …’yi de bağlar.Bu durumda GKS’ deki yetki sözleşmesi aleyhine ihtiyati haciz istenen kefile de şamil olduğundan mahkemenin kararı yerinde değildir. Alacaklı karşı taraf vekilinin yetki yönünden yaptığı istinaf talebi yerinde olmakla birlikte bu durumda diğer itiraz nedenlerinin de incelenmesi gerekmektedir. Alacaklı karşı taraf kefilin dosyaya sunduğu …Bankası A.Ş. Gebze Kurumsal Müdürlüğü tarafından verilen fototopi yazıya göre, alacaklı karşı tarafça yapılan ödemelerin 09/04/2018 ile 07/11/2018 tarih aralığında yapıldığı görülmüştür.İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK 257. Maddedeki koşulların oluşması gerekmektedir. Bu koşullar da vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para alacağının varlığı konusunda mahkemenin kanaat sahibi olmasıdır.İİK’ nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek olmadığı gibi, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’ nun 27.12.2017 tarih, 2016/1 Esas, 2017/6 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, ihtiyati haciz bir icra işlemi de olmayıp özel geçici bir hukuki koruma müessesesidir. İhtiyati hacze itiraz ise İİK 265. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Buna göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir.İtiraz eden borçlunun itiraz nedenleri İİK. 265 maddesinde düzenlenen itiraz sebepleri arasında olmayıp somut olayda ihtiyati haczin koşullarının bulunduğu tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince muterizin itirazının reddine karar vermesi gerekirken, yetki itirazının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılması açıklanan nedenlerle dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olmuştur. Sonuç olarak; “istinaf eden alacaklının istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b/2 uyarınca kaldırarak yeniden hüküm kurmak suretiyle itiraz edenin itirazının reddine, itiraz reddedildiğinden ve önceki ihtiyati haciz kararının geçerli olduğundan yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesine gerek ve neden olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 15/05/2019 tarih ve 2019/437 D.İş Esas – 2019/472 Karar sayılı Ek Kararının HMK 353/1-b2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, dairemizce itiraza yönelik olarak yeniden hüküm kurularak; İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/03/2019 tarih ve 2019/437 D.İş Esas – 2019/472 Karar sayılı ihtiyati haciz kararına borçlu … tarafından yapılan itirazın REDDİNE, İlk Derece Mahkemesi’ nin ihtiyati haciz kararına ilişkin borçlunun itirazı reddedilip ihtiyati haciz kararı geçerliliğini devam ettirdiğinden, yeniden ihtiyati haciz hükmü kurulmasına yer olmadığına, 2-Harçlar Kanunu gereğince ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından istinaf yönünden yatırılan 121,30 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 3- Karar tarihi itibariyle alacaklı yararına AAÜT 2. kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 750,00 TL vekalet ücretinin borçludan alınarak alacaklıya verilmesine, 4-İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından istinaf aşamasında yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 23,63 TL dosya gidiş – dönüş masrafı olmak üzere toplam: 144,93. TL’ nin ihtiyati hacze itiraz eden borçludan alınarak ihtiyati haciz talep eden alacaklıya verilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6- Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2019 tarihinde İİK. 265/son ve HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.