Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1535 E. 2019/1356 K. 09.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1535 Esas
KARAR NO : 2019/1356 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :07/03/2019
DOSYA NUMARASI : 2017/727 Esas -2019/190 Karar
DAVA : Rücuen Tazminat
KARAR TARİHİ: 09/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, dava dışı …nin … nolu … İnşaat poliçesinin müvekkili … nezdinde olduğunu, Sigortalı şirketçe 10.09.2016 tarihinde hasar ihbarında bulunulduğunu,…. gemisinin baş ana makinasında paslanma hasarı bulunduğu belirtilmiş ve hasarın tazmininin talep edildiğini, yapılan eksper incelemesi sonucunda makinanın hatalı imal edildiği ve ayıplı olduğunun anlaşıldığını, eksper incelemesinde belirlenen 1.125.996 USD’nin ibraname karşılığı 25.01.2017 tarihinde sigortalı şirkete ödendiğini, dava konusu makinayı satanın … Ltd Şti., dava konusu gemi motorunu üreten şirketinde … şirketi olduğunu, davalılardan birinin üretici diğerinin distribütör ve satıcı olarak müşterek ve müteselsilen ayıplı imalat yaptıkları için meydana gelen hasardan sorumlu olduklarını, ancak davalıların makinanın ayıplı üretildiğini kabul etmediklerini, makinanın hurda bedeli üzerinden bile alınmadığını, müvekkili şirketin sigortalısına ödeme yapıp ibraname ve temlikname alarak, TTK 1472. madde gereği hem halef, hem temlik alan sıfatıyla davacı sıfatına ve taraf ehliyetine sahip olduğunu, müvekkili şirketçe davalı … Ltd Ştinden 31.01.2017 tarihinde 1.125.996,00 USD talep edildiğini, bu yazıya 16.02.2017 tarihli noter ihtarıyla cevap verildiğini ve bugüne kadar müvekkili şirkete bir ödeme yapılmadığını, BK 219. 231 madde BK.125. madde gereği davalılar satıcı ve üretici olarak ayıplı maldan doğan zarardan ötürü müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarından 1.125.996,00 USD’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıların tespit edilecek mal varlığı üzerine HMK 389-390 maddeleri gereği teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep etmiştir. Davalı … Şirket vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili ile dava dışı … Denizcilik arasında 19/12/2014 tarihli satım sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme kapsamında müvekkili tarafından dava dışı şirkete 2 gemi için toplam 4 adet ana makineyi çalışma testleri yapılarak çalışır vaziyette 22/04/2016 tarihinde teslim ettiğini, makinelerin tesliminden sonra ” … ” … seri nolu makinenin belirli bölgelerinde paslanma ve karıncalaşma tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkili ile makine üretici firma yetkilileri ile birlikte sistem ve elemanları üzerinde bir takım testler yapıldığını, makine dahilinde paslanmaya neden olacak herhangi bir su kaçağı bulunmadığını, akabinde dava dışı şirketin müvekkilinden gizli tek taraflı olarak mahkemeye başvurarak, son derece yüzeysel ve taraflı bir şekilde rapar istihsal ettiğini, davacının üretim hatasına dayalı olarak sigortalı dava dışı şirkete ödeme yaptığını belirterek, makinenin ayıplı olduğunu ispat eden hiçbir delil sunmadan rucu davası açtığını, ayıp iddiasında bulunan tarafın bu iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, dava dışı şirketin tek taraflı ve yanlı olarak aldığı raporla iddia konusu hasarın üretim hatasından kaynaklandığının ispat edilemediğini, ancak bahse konu eksper raporunda hasarın dava dışı şirketin kusurundan kaynaklandığını tespit ettiğini, makinedeki korosyonun sebebinin dava dışı şirketin makineye sonradan deniz suyu girmiş olabileceği kanaatine vardığını, davanın ayıplı maldan doğan tazminat istemine ilişkin olduğunu, davalı tarafça açıkça ve örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça, çözümün özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda davacı tarafça tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm verilemeyeceğini, davacının üretim hatası iddiasına dayandığını ancak hangi parçada veya sistemde nasıl bir üretim hatası olduğunu ortaya koymadığını, sigorta şirketinin dava dışı şirkete ödeme yaparken arasındaki poliçe çerçevesinde makinenin hasarının neden kaynaklandığını araştırmadan ve bunu tespit etmeden sigorta poliçesi kapsamında olmadığı halde hatır ödemesi yapabileceğini, ancak bu durumun davacı … şirketinin davada davasını ispat ile yükümlü olduğu gerçeğini ortadan kaldırmayacağını, müvekkilinin karşı tarafa ayıp iddiasını ispat için her türlü imkan tanıdığı halde ayıp iddiası ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle beraber ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını beyan ederek müvekkilince teslim edilen makinede herhangi bir üretim hatası olmadığını beyanla davanın reddine yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin huzurdaki dava kapsamında taraf sıfatı (husumet ehliyeti) olmadığını, bu nedenle müvekilleri şirkete yöneltilen uyuşmazlığın ana dava dosyasından tefrik edilerek müvekkili şirket yönenden taraf sıfatı yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, aksi taktirde usulüne uygun ileri sürülen tahkim ilk itirazı uyarınca davanın görevsizlik nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin bahsi geçen sözleşmenin tarafı olmadığını, müvekkili şirketi ile diğer davalı arasında ayrı bir sözleşme ilişkisi olduğunu, müvekkili şirketin tarafı olmadığı bir sözleşmede yer alan yetki şartı nedeniyle kendisi aleyhine İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde dava açılmasının hukki dayanağı olmadığını, müvekkilinin yasal yerleşim adresinin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu, uyuşmazlığı çözmeye Amerika Birleşik Devletleri Mahkemelerinin yetkili olduğunu, esasa ilişkin beyanında ise davacının makineyi ayıplı olduğundan bahisle tazminat talebinde bulunduğunu ancak iddiasını kanıtlayacak somut vakıa ve delilleri ortaya koymadığını, davacının dosyaya ibraz ettiği müvekkilinin yokluğunda alınan raporu delil olarak sunduğunu, ancak bu belgelerin davacının iddialarını ispatlamaya yeterli olmadığını, müvekkili şirket tarafından 26/09/2016 tarihli basınç testi teklifi ile 30/09/2016- 01/10/2016 tarihlerinde yapılan testlerin Türkiyede ekipmanların olmaması nedeniyle müvekkili şirket yetkilileri ile dava dışı … yetkililerinin katılımı ile Danimarka’da gerçekleştirildiğini, yapılan bu testlerde makine bileşeni hatasını gösterir hiçbir delil bulunmadığını, deniz suyunun makineye bir dış kaynaktan eklendiği kanaatine varıldığını, ihbar olunan … tarafından hazırlanan raporun hiçbir teknik inceleme yada test sonucu olmadığını, yalnızca bir kısım notlardan oluştuğunu, davacı … şirketinin eksper raporunun hazırlanması aşamasında müvekkili şirket ile görüşülmeden hazırlandığını, bahsi geçen eksper raporundan müvekkilinin haberdar edilmediğini, davacının müvekkil şirketin makine hurdasını almaktan vazgeçtiği ve bunun da davacının ayıp iddalarını desteklediği yönündeki beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek davaya konu taleplerin haksız, mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğundan davanın esastan reddine karar verilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.İhbar olunan ….A.Ş. vekili dilekçesi ile, müvekkilinin dava konusu hasarın meydana gelişine ve tespitene ilişkin elindeki bilgi ve belgelerin tamamını sigortacısı davacıya verdiğini, devamında sigorta tazminatını davacıdan tahsil ederek elinde kalan hasarlı makineyi dava dışı başka bir firmaya satarak teslim ettiğini, müvekkili elinde davanın tarafları arasındaki ihtilaf ile ilgili bir delil bulunmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi 07/03/2019 tarih 2017/727 Esas – 2019/190 Karar sayılı sayılı kararında;”…Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak; her ne kadar davacı taraf mahkememizde Rücuen Tazminat davası açmış ise de; Taraflar arasında ki ihtilafın Tekne İnşaat Sigorta poliçesinden kaynaklanan davacının sigortalısı tarafından sigortalanan NB 28 isimli geminin baş ana makinesinde paslanma hasarından kaynaklanan hasarın faal olan geminin motorunun üretiminden veya başka bir sebepten kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespitine yönelik olduğu taraflar arasında ki ihtilafta 6102 Sayılı Kanunun 5 maddesinin 2. fıkrası uyarınca davaya bakma görevinin Deniz İhtisas Mahkemesinde (İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi) olduğu …”gerekçesi ile, Mahkemenin görevsizliğine, 6100 Sayılı Kanunun 114md/1-c ve 115.md/2f uyarınca dava şartı noksanlığı nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine;Görevsizlik kararının kesinleşmesine müteakiben 2 hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
karar verilmiş ve karara karşı davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesi ile, Denizcilik ihtisas mahkemelerinin deniz taşımasından kaynaklı hukuki ilişkilere yönelik davalarda görevli olduklarını, derdest uyuşmazlıkta ise deniz taşımasından kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığını, Davacının müvekkili şirkete karşı yönelttiği iddiaların haksız fiil hükümlerine dayandığını, davacının bu iddialarına bakmakla görevli mahkemelerin genel nitelikli Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle işbu davanın denizcilik ihtisas mahkemelerinin görev alanına girmediğini, Her ne kadar yerel mahkemenin kararında taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tekne İnşaat Sigorta Poliçesinden kaynaklandığı yönünde bir tespit ile değerlendirme yapmış ise de, yerel mahkemenin uyuşmazlığın kaynağına ilişkin olarak yaptığı bu tespitin hatalı olduğunu, zira Tekne İnşaat Sigorta Poliçesinin davacı ile ihbar olunan arasında akdedilmiş olan bir poliçe olup, işbu dava ile bağlantısının yalnızca davacının bu poliçe kapsamında ihbar olunana ödeme yaparak halefiyet kuralları çerçevesinde ….’nin yerine geçmiş olması olduğunu, bunun dışında davacının müvekkili şirkete ya da diğer davalıya karşı iddialarının Tekne İnşaat Sigorta Poliçesine dayanmadığını, Davacının diğer davalının satıcı, müvekkilini ise üretici olarak garanti hükümleri çerçevesinde müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürdüğünü, derdest uyuşmazlıkta davacının müvekkili şirkete karşı ileri sürdüğü iddiaların temelinin bizzat davacı tarafından 07/09/2018 tarihli cevaba cevap dilekçesinde belirtilmiş olduğu üzere haksız fiil iddialarına dayandığını, Davacının iddiaları kabul edilemez olup, bu hususa ilişin ayrıntılı açıklamaları mahkemeye sundukları dilekçelerinde yer verdiklerini, özellikle pasif husumet itirazları dahil olmak üzere usule ve esasa ilişkin tüm itirazları baki kalmak kaydıyla ve kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının müvekkili aleyhine bir dava ikame edebileceği düşünülse dahi davacının sözde haksız fiil iddiaları ile ilgili taleplerinin Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin görev alanına girmeyeceği ve davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, (Yargıtay 11. H.D. 01/11/2010 T. 2010/5476 E. 2010/11100 K.)İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, dosyanın HMK 353/1-a3 maddesi uyarınca görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak, kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, davacı … tarafından tekne inşaat poliçesi ile sigortalanan dava dışı …ne ait … gemisinin baş ana makinesinin ayıplı imali nedeniyle hasarlanmasından dolayı poliçe kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın, ayıplı makinenin üretici ve satıcısı olan davalılardan rucüen tazminine ilişkindir.Mahkemece taraflar arasındaki ihtilafta TTK’nın 5/2 maddesi uyarıca Deniz İhtisas Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı … … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Sigorta poliçesi kapsamında ödenen sigorta tazminatının rucüen tahsili istemli davalarda mahkemenin görevi, 22.03.1944 gün ve 37-9 sayılı İBK uyarınca, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki temel ilişkiye göre belirlenir. Bu kapsamda dava dışı sigortalı … ile davalı … Ltd. Şti. arasındaki satım sözleşmesi, sözleşme taraflarının şirket olmaları, her iki tarafın ticari işletmeleriyle ilgili olmalası sebebiyle iş ticari olup, dava niteliği gereği nispi ticari davadır. TTK’nın 4. ve 5. maddelerine göre; “Ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi”dir. (Yargıtay 11. HD 2016/13007 E., 2018/4334 K.) Uyuşmazlık ayıplı mal satımından kaynaklandığından, olayda TTK’nın 5. bölümünde yer alan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu nedenle davaya bakma görevi TTK 4 ve 5. maddelerine göre Ticaret mahkemelerinin görevine girdiğinden ve uyuşmazlık TTK’nın 5. kitabında veya diğer kanunlarda yer alan deniz ticaretinden veya deniz sigortasından kaynaklanmadığından mahkemece Denizcilik İhtisas Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı … istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/03/2019 tarih ve 2017/727 Esas – 2019/190 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 32,00 TL olmak üzere; toplam 153,30 TL’nin davacıdan alınarak istinaf talep eden davalı tarafa verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/10/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.