Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1529 Esas
KARAR NO : 2019/1213 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİ : 29/04/2019 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI : 2019/207 Esas ( Derdest Dava Dosyası)
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili …, dava dışı diğer ortaklar … ve …’un cebir ve tehdidi nedeni ile ortağı olduğu şirkete giremediğini, şirket yönetimde rol alamadığından dava dışı diğer ortaklar…’un şirketin malvarlıklarını kaçırma amacı güttüğünün açıkça ortada olduğunu bu nedenle; müvekkilinin şirket nezdindeki hak ve alacaklarının zayi olmaması adına şirket adına kayıtlı araçlar üzerine tedbir konulmasını, bu yönde haksız ve usulsüz bir şekilde alınan mezkur genel kurul kararın iptal edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 29/04/2019 tarih ve 2019/207 Esas sayılı ara kararında;
“…HMK’nun 389. maddesindeki şartların mevcut olması ve talep halinde ihtiyati tedbire karar verilmelidir.
Bu itibarla yargılamanın bulunduğu bu aşama itibariyle , deliller toplanmamış, teati tamamlanmamış iken, uyuşmazlığı çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir isteminin bu aşamada reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığı…”gerekçesi ile,
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile,
Davalı şirketin diğer ortakları olan dava dışı….(%33 oranında Hissedar) ve …. (%33 oranında Hissedar) arasında bir çok hukuki husumet bulunduğunu, bu husumetlerin devam ettiği süreçte şirkete ait demirbaş ve araçların satımı istemi; kötüniyetle şirkete ait malvarlıkların kaçırılması saikinden ibaret olduğunu, Davacı tarafça yapılan harici araştırmalara göre de … ve Tic. Ltd. Şti’nin adına kayıtlı malvarlıklarını, dava dışı diğer ortaklar… ve …’un kaçırdığını, şirketin içi boşaltıldığı bilgisine ulaşıldığını,… ve Tic. Ltd. Şti’nin kayıtlı araçlarından ve demirbaşlardan başka malvarlığının bulunmadığını,Dava dilekçesi ekinde sunulu toplantı tutanağından da dava dışı diğer ortaklar… ve ….’un şirket adına kayıtlı demirbaş ve malvarlıklarını kaçırmak amacı güttüklerinin açıkça ortaya çıktığını, müvekkilin şirket nezdindeki alacak ve haklarının zayi olmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin gerektiğini,
İhtiyati tedbir kararının reddine gerekçe olarak; verilecek kararın uyuşmazlığı çözeceği mahiyeti gösterilmiş ise de bu gerekçeyi kabul etmediklerini, HMK madde 389’a göre verilecek tedbir kararının uyuşmazlık konusu hakkında olduğunu, uyuşmazlık konusu hakkında verilecek tedbir kararının uyuşmazlığı çözer mahiyette olabileceği yorumunun HMK madde 386’nın varlık amacına ve lafzına uygun olmadığını,Tedbir talep edilen asıl husus şirkete ait malvarlıklarının ve demirbaşlarının satışına dava sonuçlanıncaya değin engel olmak olduğunu,Tedbir konusunun huzurdaki husumeti çözecek nitelikte olduğu kabul edilse dahi; huzurdaki dava sonuçlanıncaya değin dava dışı ortaklarca şirkete ait araç ve demirbaşların satımı ile huzurdaki davada müvekkilinin bir menfaatinin de kalmayacağının açık olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi 29.04.2019 tarihli kararın kaldırılmasına, davalı …Tic. Ltd. Şti’nin 27.03.2019 tarihi saat 14.00’de davacının da katılımı ile yapılan Olağan Genel Kurul toplantısında alınan şirkete ait demirbaş ve araçların satımı yolundaki genel kurul kararının iptali davasının sonuçlanıncaya değin, davalı … Tic. Ltd. Şti’nin üzerine kayıtlı, müvekkilinin hak ve alacaklarının zayi olmaması adına ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın bulunduğu bu aşama itibariyle , deliller toplanmamış, teati tamamlanmamış iken, uyuşmazlığı çözer mahiyette tedbir kararı verilemeyeceğinden HMK 389 ve devamı madde hükümlerinde ön görülen koşullar gerçekleşmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verildiği, bu ara karara karşı davacı vekili tarafından istinafa başvurulmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/12965 Esas 2013/15637 Karar 16/09/2013 tarih ve aynı dairenin 2013/13514 Esas 2013/18546 Karar 23/10/2013 tarihli emsal kararları gerekçeleri de gözetildiğinde; 6100 sayılı HMK’nın “ihtiyati tedbirin şartları” başlıklı 389. maddesinde “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır,” hükmü düzenlenmiş; 6102 Sayılı TTK’nın 622. maddesinin atıf yaptığı “kararın yürütülmesinin geri bırakılması” başlıklı aynı Yasa’nın 449. maddesinde ise “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir,” düzenlemesine yer verilmiştir.TTK.449.mad.’deki bu düzenleme kamu düzenine ilişkin emredici düzenlemedir. Buna göre; mahkemece, dava konusu olup iptali istenen genel kurul kararları doğrultusunda davalı LTD. ŞTİ.’nin yönetim kurulu üyelerinin görüşleri alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekecektir. Somut olayda dava konusu LTD. ŞTİ.’nin genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir isteminin, HMK. ve TTK.’nın ilgili hükümleri nazara alınarak ihtiyati tedbir şartlarının incelenmesi gerekirken, bu usule uyulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması TTK 449, HMK. 355,3531/a-6 maddesine aykırılık oluşturmakla; HMK.’nun 3531/a 4-6.mad.uyarınca mahkemenin 29/04/2019 tarihli ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararının kaldırılarak, talep hakkında usul ve yasaya uygun yeniden bir karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine iadesine, karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul Anadolu 6 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/207 Esas sayılı dosyasında 29/04/2019 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının TTK.449, HMK.353 1/a-4,6 maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA, dava dosyasının mahkemesine İADESİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine YEROLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-İstinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30 TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş masrafı 17,63 TL toplamı 138,93 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/09/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 ve 353/1-a6 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.