Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1517 E. 2019/1101 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1517
KARAR NO : 2019/1101
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/01/2019 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI : 2018/1083 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya Bayilik Sözleşmesi kapsamında ariyet olarak teslim ettiği davaya konu ariyet malzeme ve ekipmanlarının tedbiren kullanılmasının önlenmesini, davalıdan alınarak müvekkil şirkete yada müvekkil şirketin muhafaza için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle teminatsız mümkün görülmemesi halinde teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama sonunda davalı taraf ile akdedilen ariyet sözleşmesi ve diğer sözleşmeler uyarınca, ariyet olarak verilen ariyetlerin iadesine, aynen iade edilmemesi halinde bu ariyetlerin bedelinin davalıdan alınarak tazmin edilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 07/01/2019 tarih 2018/1083 Esas sayılı ara kararı ile;
” … Taraflar arasında sözleşmeler ve protokoller akdedildiği, bu kapsamda yargılama yapılmadan davacı tarafın haklılığının ortaya çıkamayacağı, dava değeri göz önünde bulundurulduğunda davacı taraf yönünden mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmediği ayrıca ihtiyati tedbir talebinin kabulü halinde davanın konusuz kalacağı … ” gerekçesi ile,
” İhtiyati tedbir talep konusu yargılamayı gerektirdiğinden ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesi ile,
Yerel Mahkemenin red kararının hukuka, yasa hükmüne ve mevcut delil durumuna aykırı olduğunu,
İhtiyati tedbir için yasada aranan tüm şartlar mevcut iken, Yerel Mahkemece bu şartlar gözetilmeden tedbir taleplerinin reddedilmesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu,
6100 sayılı HMK’ nın 390. maddesinin 3. fıkrası gereğince de; yerel mahkemece değerlendirme dahi yapılmadan peşin hükümle ihtiyati tedbir taleplerinin genel geçer ifadelere yer verilerek reddedilmesinin yasa hükmünün hem özüne hem de ruhuna aykırı olduğunu, Bazı durumlarda tam ispat yerine, hakikate yakın gösterme (inanılır kılma) şeklinde bir ispat söz konusu olduğunu, bu halde talepte hakkı olma ihtimalinin bulunmasının yeterli olduğunu, yaklaşık ispatta hakimin ispat edilmek istenen olayı muhtemel görmesi gerektiğini, diğer bir ifadeyle iddia edilen olayın doğru olma ihtimalinin, doğru olmama ihtimaline göre ağır basması gerektiğini, (Yargıtay 1. HD, 03.07.2012, 7381/8346 – Yargıtay 1. HD, 24.09.2012, 11124/9822) Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre başlangıçta hiçbir kanaatin oluşmadığı durumlarda bile muhtemel zarar görme tehlikesine dayalı olarak ihtiyati tedbire karar verilmesi gerektiği dava konusu olayda müvekkilin zarara uğradığı ve davasını yaklaşık olarak ispat ettiği açıkça ortada olmasına karşın yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebini red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davalının müvekkil şirketin malzemeleri ve ekipmanlarını kullanmaya devam etmesi nedeniyle malzeme ve ekipmanların yıpranarak hızla değer kaybına uğramakta olduğunu ve müvekkil şirketin gün geçtikçe zararının arttığını, ayrıca davalının ariyet olarak verilen kurumsal kimlikleri kullanarak müvekkil şirketin markasına telafi edilmesi güç zararlar vermekte olduğunu, Davalının müvekkil şirket ile bayilik ilişkisinin sona ermiş olması sebebiyle ariyetleri teslim etmeyerek müvekkil şirketin logo ve amblemi altında satış yapma ihtimalinin de ayrıca mevzuata aykırı olup tüketiciyi de yanıltmaya sebebiyet vereceğini, Müvekkil şirketin uğrayacağı maddi ve manevi zararların önlenmesi, Mülkiyeti Müvekkil Şirkete ait ariyete konu malzeme ve ekipmanların davalı bayi istasyonunda yıpranmak suretiyle hızla meydana gelen değer kaybının önlenmesi, Davalının başka dağıtıcı firmalardan veya yasadışı yollardan temin ederek satışa sunacağı ürünlerden dolayı nihai kullanıcı konumundaki tüketicilerin hak ve menfaatlerinin EPDK mevzuatı çerçevesinde korunması, Kamu Sağlığı’ nın ve Kamu Güvenliği’ nin, davalı bayinin istasyonundaki olası kaçak akaryakıt satımı ve denetimsizlik nedeniyle tehlikeye düşürülmesinin önüne geçilmesi, Tüketicilerin, piyasada Müvekkil Şirket markası adı altında satılan ürünlere duyduğu güvenin sarsılmaması, Davalının Müvekkil Şirketin malzeme ve ekipmanlarını kullanarak elde ettiği haksız kazancın daha da artmasının önlenmesi ve sabitlenmesi, Dava konusu ariyet malzeme ve ekipmanların tedbiren kullanılmasının önlenmesini teminen, dilekçelerinde belirttikleri ve ekli listede yer alan ariyete konu menkullerin davalıdan alınarak müvekkil şirkete ya da müvekkil şirketin muhafazası için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle teminatsız, bunun kabul görmemesi halinde ise makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini beyanla; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/1083 Esas sayılı dava dosyasında 07/01/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbirin reddine dair kararının HMK’ nun 394/5 maddesi uyarınca istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak, talepleri gibi davaya konu ariyetleri istinaden ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile ariyetlerin müvekkil şirkete veya 3. kişiye teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava; sona eren bayilik sözleşmesi kapsamında ariyeten verildiği öne sürülen malzeme ve ekipmanların iadesi davası olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu dava konusu emtia açısından ihtiyati tedbir kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Mahkemece istemin yargılamayı gerektirmesi ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi halinde davanın konusunun kalmayacağı gerekçesiyle talebi reddetmiştir. Uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir fakat davanın sonunda karşılanabilecek hukuki korunma ihtiyati tedbir ile karşılanamaz. Davada ariyeten verildiği öne sürülen malzemenin davacıya iade koşullarının oluşup oluşmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, ayrıca davalıya ariyeten teslim edildiği öne sürülen malzemenin derhal davacıya verilmemesi halinde HMK’ nın 389/1.maddesindeki hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yahut imkansızlaşacağı yönünde kanıt bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığı gibi, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığından ve kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından 30/11/2018 tarihli makbuz ile yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından 05/02/2019 tarihli makbuz ile peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından 30/11/2018 tarihli makbuz ile yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcı ile 05/02/2019 tarihli makbuz ile yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
6-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.