Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1516 E. 2021/1014 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1516 Esas
KARAR NO : 2021/1014 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2018
NUMARASI : 2014/189 Esas 2018/1001 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Müvekkili davacının, endüstri gazlarının üretimi ve bu gazların depolanması için gerekli araçların tedariki konusunda faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalının, müvekkilinin sunduğu bu hizmetlerden yararlanmak istemesi üzerine taraflar arasında 17.08.2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik sözleşmesi imzalanmış olduğunu, sözleşme 17.08.2010 başlangıç tarihli olup 3 yıl süreli olduğunu, sözleşmenin imzalanmasıyla birlikte müvekkili davacı, davalıya bir adet kabin tipi dondurucu ünitesi teslim etmiş olduğunu, teslim edilen kabin tipi dondurucunun davalıya satılmamış, sadece sözleşme süresince kullanımı için kiralanmış olduğunu, bu durum sözleşmenin 3.1 maddesinde “söz konusu depolama ve sair kullanım malzemelerinin mülkiyeti …’a ait olduğunu, …, bu malzemeyi sözleşme süresi boyunca müşteriye kiralayacaktır” denilerek açıkça ifade edilmiş olduğunu, sözleşmenin 2.6 maddesinde davalının almış olduğu malların sözleşmede belirtilen miktarlardan düşük olması halinde fiilen satın almış olduğu miktar ile satın almayı taahhüt ettiğini asgari miktar arasındaki farkın karşılığını oluşturan bedeli ödemek mecburiyetinde olduğunu, müvekkili şirketin bu bedeli talep ve fatura etme hakkı bulunduğunun kayıtlı olduğunu, sözleşmenin 2-10 maddesinde ise davalının; sözleşmenin suresi dolmadan önce sözleşmeyi feshetmek isterse sözleşme bitiş tarihine kadar olan kabin tipi dondurucuya ait ileri tarihli kira bedelinin tamamımı ve 10.500 Euro- KDV tutarındaki bedeli peşinen ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği kayıtlı olduğunu bu şartlar dahilinde sözleşme imzalayan taraflar bir müddet sorunsuz olarak çalışmışlar ancak daha sonra davalı müvekkilden satın almayı taahhüt ettiği gaz alımını herhangi bir sebep ileri sürmeksizin kesmiş ve cari hesapta biriken bedeli ödememiş olduğunu, bunun üzerine tarafımızca Beyoğlu ….Noterliğinin 22 Aralık 2011 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edilerek sözleşme feshedilmiş, cari hesabın ödenmesi ve davalıda bulunan kabin tipi dondurucunun iadesi talep edilmiş olduğunu, davalı herhangi bir ödeme yapmadığı gibi elinde bulunan kabin tipi dondurucuyu da iade etmemiş olduğunu, müvekkili davacı, davalının elinde bulunan kabin tipi dondurucu için kira faturaları düzenleyerek davalıya göndermiş ancak davalı uyuşmazlık konusu dondurucuyu satın aldığını iddia ederek bedelini ödememiş ve gönderilen faturayı da İstanbul ….Noterliğinin 18 Aralık 2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ekinde iade etmiş olduğunu, davalı, dondurucuya karşılık bir bedel ödememiş, satın alma niyetinde olduğuna dair bir beyanda bulunmamış olduğunu, müvekkili davacı 2014 yılı için ayrıca bir kira faturası düzenleyerek davalıya göndermişse de davalı bir kez daha İstanbul ….Noterliğinin 24 Ocak 2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile faturayı iade etmiş olduğunu, taraflarınca Beyoğlu ….Noterliği’nin … yevmiye sayılı ve 04.03.2014 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek dondurucunun iadesi ve alacağın ödenmesi ihtar edildiyse de davalı bir kez daha borcun inkarı yoluna gitmiş olduğu” beyanları ile mülkiyeti müvekkile ait olmakla birlikte halen davaimın elinde bufunan SH-CES-LIN-Batch Freezer 15xl5x;2l-DSWF-PT-E model numaralı kabin tipi dondurucunun ihtiyati tedbir yoluyla taraflarına teslimini, olmadığı takdirde kabin tipi dondurucunun 3.şahıslara devredilmesinin tedbiren önlenmesine, müvekkili davacının, sözleşmenin feshi tarihine kadar davalıya sattığı ancak davalının ödemediği gaz bedeli olan 27.726,62-TL’n in ihtar tarihi olan 22 AraIrk 2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiz i ile, sözleşme halen yürürlükteyken davalının almayı taahhüt ettiği asgari gaz miktarı ile fiilen satın almış olduğu miktar arasındaki farkın karşılığını oluşturan 1000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte, sözleşmenin fesih tarihi olan 22 Aralık 2011 tarihinden sözleşmenin normal koşullarda sona erme tarihi olan 17.08.2013 tarihine kadar hesaplanacak dondurucu ünite kirasına karşılık 1.000-TLrnin 22 Aralık 2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, ihtilaf konusu kabin tipi dondurucunun müvekkile iadesini, olmadığı takdirde rayiç bedelinin hesaplanarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacı taraf, taleplerinden sadece 27.726,62 TL gaz bedeli için d eğer belirtmiş ve harç ödemiş olduğnu, bunun dışında kalan alacak kalemlerinden davalı tarafından alınması taahhüt olunan ve alınmayan gaz farkı ile dondurucu ünitesi aylık kira bedelleri için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL talep etmiş ve aynen iadesini yada rayiç bedel iadesini talep ettiği kabin tipi dondurucu için değer bildirmemiş olduğunu, kismi dava açımş olduğnu, davacı tarafın, kısmi dava açmakta hukuki yararı olmadğını, bu nednele davanın dava şartı eksikliğinden ötürü usulden reddi gerektiğini, dava konusu edilen alacak kalemleri taraflarlar arasında imzalanan 18/07/2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik anlaşmasından kaynaklanmakta olduğunu, ayrıca davacı firma dava öncesinde alacaklı olduğu ancak kalemlerini faturalandırarak davalı firmadan ödenmesini talep etmiş olduğunu, sözleşme ile belirlenen ve davacı tarafça ftarulanadırılan dava konusu alacak kaemleri için .emirsiz alacak davacı açılması mümükün olmdaığını, davacı taraf dilemçesinde yer alan taleplerinden ilki 22/12/2011 tarihli fesih ihbarına konu olan ve ödenmediği iddia olunan 27.726,62 TL gaz bedelinin fesih tariniden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ödenmesi talebi olduğunu, davacı tarafça gönderilen 22/12/2011 tarihli fesih ihtarında borç miktarı 24.726,62 TL olarak bildirilmiş olduğnu ileri sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/10/2018 tarih ve 2014/189 Esas – 2018/1001 Karar sayılı kararında;”…Somut olayda davacının sözleşmenin feshinden sonra asıl borç olan gaz alım bedellerini ihtirazi kayıtsız tahsil ettiğinden anılan açıklamalar kapsamında davacının tonaj ihlali nedeni ile cezai şart talep edemeyeceği kanaatine varılarak buna yönelik talebin reddine , davacının, taraf defterleri ile de uyumlu – kabin tipi dondurucunun 3.825,16 TL bakiye- kira bedeli ile mülkiyetin davalıya geçtiği davalı tarafça ispat edilemeyen kabin tipi dondurucunun davacıya iadesine dair oluşan vicdani kanaat ile …”gerekçesi ile, Davanın kısmen KABÜLÜ ile;-3.825,16 TL bakiye kira bedelinin 22/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte (avans faizini geçmemek üzere) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,-Taraflar arasında akdedilen 17/08/2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik sözleşmesi ile davalıya teslim edilen SH-CES-LIN-BATCH FREEZER 15x15x21-DSWF-PT-E model kabin tipi dondurucunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen ifanın mümkün olmaması halinde İ.İ.K.’nun 24.maddesi gereği haciz tarihindeki rayiç değerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: DAVACI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Davalı şirket sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği ve müvekkili şirket tarafından tedarik edilen gaz bedeline ilişkin 24.726,62.TL cari hesap borcunu müvekkili şirkete ödemediğini, ancak yerel mahkeme gerekçeli kararında, 24.726,62.TL gaz alım bedelinin davalı şirket tarafından ödendiği gerekçesi ile işbu talebi reddettiğini, Borcun ödendiğinin ispat külfeti davalı tarafta olup davalı taraf söz konusu ödemeyi ispat edemediğini, buna rağmen yerel mahkemenin ödeme yapıldığına ilişkin tespitini neye dayandırdığının anlaşılamadığını, keza, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunda da davalı tarafından müvekkili şirkete işbu alacağa mahsuben yapılan herhangi bir ödeme tespit edilmediğini, Yerel Mahkeme tarafından, davalı şirketin almayı taahhüt ettiği halde satın almadığı asgari gaz miktarı ile fiilen satın almış olduğu gaz miktarı arasındaki farka tekabül eden 17.968,87.TL bedelin tahsili talebi reddettiğini, Taraflar arasındaki Sözleşme’nin 2.6. Maddesine göre, davalı şirketin sözleşme süresi boyunca Sözleşme ile belirlenen miktardan daha az gaz alması halinde, almış olduğu gaz miktarı ile almayı taahhüt ettiği asgari miktar arasındaki farkın karşılığını oluşturan bedeli ödemek mecburiyetinde olduğu ve müvekkili şirketin bu bedeli talep etmeye ve faturalandırmaya hakkı bulunduğu hüküm altına alındığını, Yine Sözleşme’nin 2.11 maddesinde, davalı şirketin Sözleşme’nin EK-1 1. Fıkrasında yer alan miktarda ürün alımını peşinen kabul ve taahhüt ettiği, sözleşme süresi boyunca yahut sözleşmenin feshi durumunda, o güne kadar EK-1 fıkra 1’de belirlenen minumum alım miktarını geçmediği takdirde, alınmayan miktara ilişkin hazırlanacak faturayı ödemeyi peşinen kabul ve taahhüt edeceği kararlaştırıldığını, sözleşme Ek-1 fıkra 1’de ise Sözleşme süresi olan 3 yıl boyunca minumum gaz alım miktarı 150 ton olarak belirlendiğini, Sözleşme süresi boyunca minumum alınması gereken 150 ton gaz miktarı, Sözleşme’nin yürürlükte olduğu (17.08.2010-22.12.2011 tarihleri arası) süre ile oranlanarak davalı şirketin alması gereken asgari gaz miktarı belirlenmiş ve bu miktar ile fiilen almış olduğu gaz miktarı arasındaki farka tekabül eden bedel müvekkili şirketin uğradığı kar kaybının tazmini amacıyla yerel mahkeme huzurundaki dava ile talep edildiğini, fakat Yerel Mahkeme gerekçeli kararında, asgari gaz alım taahhüdüne ilişkin talebini bir cezai şart talebi olarak nitelendirdiği ve talebi ifaya bağlı bir cezai şart olarak kabul ettiğini, yerel mahkeme tarafından talebe ilişkin hukuki nitelendirmede hata yapılmış olup, bu hatalı tasnifin akabinde, müvekkili şirketin sözleşmenin sonra asıl borç olan gaz alım bedellerini ihtirazi kayıt olmadan tahsil ettiğinden, tonaj ihlali nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği kanaatine vardığını, Yerel Mahkeme tarafından asgari gaz alım taahhüdüne ilişkin talebi hatalı olarak nitelendirilmiş olup işbu talebi cezai şart niteliğinde değil, müvekkili şirketin müspet zararının tazmini amacıyla yöneltilmiş kar mahrumiyeti talebi niteliğinde olduğunu, bu nedenle davalı şirket tarafından müvekkili şirkete 24.726,62 TL gaz alım bedeline ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı ve yerel mahkemenin ödeme yapıldığına ilişkin tespitini neye dayandırdığının anlaşılamadığı yönündeki iddiaları baki olmakla birlikte, müvekkili şirket herhangi bir ihtirazi kayıt bildirmeksizin ödemeyi kabul etmiş olsa ve bu hususu ihtar etmemiş olsa dahi talebin reddi isabetli olmadığını, zira davalı şirketin bir önceki yılda asgari alım taahhüdüne uymaması halinde sonraki yıllarda fazla alım yaparak taahhüdünü dengelemesinin mümkün olduğunu, bu nedenle asgari alım taahhüdü sebebiyle doğan kar mahrumiyeti ancak sözleşmenin sonlanması halinde hesaplanabilmekte ve talep edilebilmekte olduğunu, Bu hususlara ilaveten, Sözleşme’nin asgari gaz alım taahhüdüne ilişkin maddeleri de açıkça incelendiğinde görülecektir ki Sözleşme maddelerinde cezai şart ibaresine yer verilmemiş olup, ilgili maddeler cezai şartı hüküm altına almak amacıyla düzenlenmediğini, ayrıca, talebin cezai şart alacağı olarak yöneltilse idi Sözleşme süresi boyunca taahhüt edilen toplam alım miktarı ile fiilen alınan gaz miktarı arasındaki fark üzerinden hesap yapılacağı ve bu ihtimalde sözleşmenin hangi tarihte feshedildiği önem arz etmeyeceğini, fakat dilekçede de belirtildiği üzere, asgari gaz alım taahhüdüne ilişkin talep edilen miktar belirlenirken, sözleşme süresi boyunca alınması gereken minimum 150 ton gaz miktarı Sözleşme’nin yürürlükte olduğu süre ile oranlandığını, bunun ta talebin cezai şart niteliğinde değil, müvekkili şirketin uğradığı kar mahrumiyeti niteliğinde olduğunu gösterdiğini, Bu nedenlerle; yerel mahkemenin 24.726,62 TL gaz bedelinin tahsili ve Sözleşme halen yürürlükte iken davalı şirketin almayı taahhüt ettiği halde satın almadığı asgari gaz miktarı ile fiilen satın almış olduğu gaz miktarı arasındaki farkın karşılığını oluşturan 17.968,87 TL’nin tahsiline ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAF DİLEKÇESİ İLE, Yargılamanın 11/07/2018 tarihli duruşmasında:”1-Davacı vekiline, birleşmeye ilişkin belge örneklerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, 2-Davacı vekiline HMK 26 maddesi gereği tamamlama harcının hangi talepler ile ilgili yatırıldığı ve hangi talebin ne miktar arttırıldığı konusunda beyanlarını sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine aksi halde davanın usulden reddedileceğinin ihtarına, (ihtarat yapıldı)” karar verildiğini, Davacı taraf Hakim tarafından verilen 2 haftalık kesin süreye uymadığı ve her iki ara kararı da 07/09/2018 tarihinde gerçekleştirdiğini, Her ne kadar davacı dilekçesinde araya adli tatil girdiği ve süreler durduğu belirtilmiş ise de, adli tatilde duran süreler HMK md.104’de belirlenen kanundan kaynaklanan süreler olduğu, dosyanın duruşmasında hakim tarafından verilen kesin süreler adli tatilde kesilmeyeceği ve adli tatil sonrasına uzamayacağını, Prof.Dr.Ejder Yılmaz, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi’nin 728.Sayfasında bu konu: “Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu Kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa, bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır (HMK m. 104). Hükümde açıkça “bu Kanunun tayin ettiği süreler” den söz edildiği için, hâkimin verdiği süreler için Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 104. maddesi uygulanmaz.” şeklinde açıklandığını, Yargılamanın 11/07/2018 tarihli duruşmasında, yargılamanın sürüncemede kalmaması amaçlanarak ve verilen kesin sürenin adli tatil içerisine girdiği bilinerek kesin süre verildiğini, bu sürenin HMK md.104 kapsamında olduğunu iddia etmek verilen ara kararın amacına uygun düşmeyeceği ve Hakim tarafından verilen kesin süreyi etkisiz hale getireceğini, özetle kesin süreye uymayan davacının davasının usulden reddi gerektiğini, Ancak yerel mahkeme ara kararı ile verdiği kesin süreye ve sonuçlarına uygun hareket etmediğini, kesin süreye uygun davranmayan davacının davasının reddine hükmetmediğini, kesin sürenin sonuçlarını uygulamayarak açıkça kazanılmış hakkı ihlal ettiğini, bu nedenle kararın usule ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme kararı ile kabin tipi dondurucunun 3.825,16 TL bakiye- kira bedeli ile mülkiyetin davalıya geçtiği davalı tarafça ispat edilemeyen kabin tipi dondurucunun davacıya iadesine, karar verildiğini, Yargılama sırasında defalarca ifade ettiğimiz üzere; davacı taraf, davalı müvekkilinde bulunan gaz tankını, sözleşme devam ederken geri almıştır. Gaz tankı olmadan gaz alınamayacağı davacı tarafçada bilinmekte olduğu, gaz olmadan, iadesine hükmedilen kabin tipi dondurucu dahil sistemin çalışmayacağını, Davacı gaz tankını alırken taraflar arasında bir mutabakat oluştuğunu, gaz tankının iadesinden sonra davalı müvekkilinin istese de gaz satın alamayacağı ve soğutma sistemini kullanamayacağı, bu nedenle faydalanamadığı kabin tipi dondurucu için kira ödememesi gerektiği hakkaniyet gereği olduğunu, Bu doğrultuda, kabin tipi dondurucu bedeli de 2012 ve 2013 yılı içerisinde yapılan çeşitli ödemeler ile ödendiğini, her ne kadar faturalar kira bedeli olarak düzenlenmiş ise de, yapılan ödemeler kabin tipi dondurucunun bedeli olarak yapıldığını, Taraflar arasındaki sözleşmenin fesih ihtarı ve azot tankının davacı firma tarafından geri alınması ile davacı firma; sözleşmede bahsi geçen ve davacı tarafça tedbiren iadesi talep olunan kabin tipi dondurucuyu, sözleşmede belirtildiği gibi 10.500-Euro + KDV bedel ile davalı firmaya sattığını, kabin tipi dondurucu bedeli de 2012 ve 2013 yılı içerisinde yapılan çeşitli ödemeler ile ödenmiş olup, kabin tipi dondurucu davalı müvekkiline ait olduğunu, Kötü niyetli davacı, verdiği sözlere aykırı davranmış ve kabin tipi dondurucu bedelinin tek seferde ödenmemesinin mali açıdan sıkıntı yaratabileceğini söyleyerek, kabin tipi dondurucu ödemelerine istinaden dondurucu ünitesi kira bedeli olarak faturalar kestiğini, aradaki samimiyete güvenen davalı firma yetkilileri de, kabin tipi dondurucu bedelini ödedikleri düşüncesi ile azot tankının davacı tarafça alınmasından ötürü kullanamadıkları dondurucu ünitesi kira faturalarını itiraz etmeksizin ödediklerini, yapılan ödemelerin kabin tipi dondurucu bedeli olarak dikkate alınması gerekirken, kira bedeli olarak değerlendirilmesi olmadığını, bu nedenle kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne dair kısmının kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan endüstriyel gazlar tedarik sözleşmesinin davacı tarafından feshedilmesi sonucu fesih tarihine kadar doğmuş gaz bedeli, fesih tarihinden sözleşmenin normal koşullarda normal koşullarda sona erme tarihi olan 17/08/2013 tarihine kadar hesaplanacak dondurucu ünite kirası, eksik gaz alım bedeli, kabin tipi dondurucunun iadesi,olmadığı taktirde rayiç bedelinin ödenmesi istemine ilişkindir.Mahkekece,Davanın kısmen KABÜLÜ ile; 1) 3.825,16 TL bakiye kira bedelinin 22/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte (avans faizini geçmemek üzere) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 2)Taraflar arasında akdedilen 17/08/2010 tarihli endüstriyel gazlar tedarik sözleşmesi ile davalıya teslim edilen SH-CES-LIN-BATCH FREEZER 15x15x21-DSWF-PT-E model kabin tipi dondurucunun davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aynen ifanın mümkün olmaması halinde İ.İ.K.’nun 24.maddesi gereği haciz tarihindeki rayiç değerinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3) davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında 17/08/2010 tarihli 3 yıl süreli ”ENDÜSTRİYEL GAZLAR TEDARİK SÖZLEŞMESİ” imzalanmıştır. Davacı şirket, Beyoğlu … Noterliğinden çektiği 22/12/2011 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile, aralarındaki sözleşmeyi davalının sözleşmeye aykırılığı nedeniyle feshettiğini, fesih uyarınca davalıda bulunan 1 adet likit azot tankı ile, 1 adet kabin tipi dondurucu, cari hesaptan 24.726,62 TL. Nin tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi/ iade edilmesi ihtar edilmiştir.Dosya kapsamından 22/11/2012 tarihinde azot tankının davacı tarafından teslim alındığı tesbit edilmiştir.Taraflar arasında imzalanmış 17/08/2010 tarihli sözleşmenin EK 1 maddesine göre aylık kirasının 780 EURO+KDV olduğu ve sözleşmenin 2.10 maddesine göre davalı şirketin 3 senelik sözleşme süresinin bitiminde kabin tipi dondurucuyu 10.500 EURO+KDV bedelle satın alma hakkına sahip olduğu, sözleşmenin 3 yıldan önce sona ermesi halinde bile sözleşme bitiş tarihine kadar olan kabin tipi dondurucuya ait ileri tarihli kira bedellerinin tamamının ve 10.500 EURO+KDV tutarındaki bedelin ödenmesi ile kabin tipi dondurucunun mülkiyetinin kazanılabileceği düzenlenmiştir.
DAVALI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Mahkemece 11/07/2018 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararı ile; Davacı vekiline HMK 26 maddesi gereği tamamlama harcının hangi talepler ile ilgili yatırıldığı ve hangi talebin ne miktar arttırıldığı konusunda beyanlarını sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verildiği ve davacı vekilinin ara karar doğrultusunda 07/09/2018 teslim tarihli dilekçe ile beyanda bulunduğu tesbit edilmiştir.Mahkemece verilen süre, davacının davayı somutlaştırma ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında verilen süre olup davanın yürütülmesi için zorunlu işlem olduğundan ve dava değeri ile ile ilgili harçlarında daha önceden davacı tarafça yatırıldığı gözetildiğinde sürenin geçirilmesi davalı yararına kazanılmış hak oluşturmayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin davacının mahkemece verilen kesin süreden sonra beyanda bulunduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında 30/11/2013 tarihi itibariyle tarafların ticari defter kayıtlarına göre uyumlu görünen 3.825,16 TL. Davalının ödenmemiş kira borcunun gözüktüğü belirtilmiş olup davalı tarafından yapılan ödemelerin kabin tipi dondurucuya yönelik yapıldığına dair kayıt ve belge olmadığı, ayrıca sözleşmenin 2.10 maddesine göre sözleşmenin 3 yıldan önce sona ermesi halinde bile sözleşme bitiş tarihine kadar olan kabin tipi dondurucuya ait ileri tarihli kira bedellerinin tamamının ve 10.500 EURO+KDV tutarındaki bedelin ödenmesi ile kabin tipi dondurucunun mülkiyetinin kazanılabileceği düzenlenmiş olup davalı tarafından sözleşmenin 2.10 maddesine göre tüm ödemelerin yapıldığının ispatlanamadığından, davalı vekilinin kabin tipi dondurucunun ücreti ödendiğinden mülkiyetinin müvekkiline ait olduğu yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE,Davalının ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden alınan raporda;”… davalı yasal defterlerinde 2014 yılında sadece 2013 yılından devin olan 3.815,16 TL.lik devir alacağının kayıtlı olduğu, söz konusu devir alacağı haricinde herhangi bir kaydın olmadığı , ” belirtilmiştir.Davacının ticari defterleri incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda ise, tarafların 30/11/2013 tarihi itibariyle 3.825,16 TL. Lik davacı alacağı bulunduğuna dair tam mutabakatın olduğu tesbit edilmiş olup bu tesbitlere göre davacının fesih ihtarında belirttiği ödenmesi talep edilen 24.726,62 TL. nin ödenmiş olduğu ve mahkemecede 3.825,16 TL. ödenmeyen kira bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine yönelik karar verildiğinden davacı vekilinin fesih ihtarında belirtilen cari hesaptan kaynaklı borcun ödenmediğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.Taraflar arasında imzalanan sözleşme süresi 3 yıl olup 3 yıllık süre boyunca toplam:150 ton gaz alım taahhüdünde bulunulduğu, sözleşmenin süresinden önce davacı tarafça feshedilerek sonlandırıldığı, bu durumda davalının taahhüdünü ister ifaya bağlı cezai şart, isterse müsbet zarar olarak nitelendirmesi halide dahil davacının kendi feshi nedeniyle eksik alımdan kaynaklı talep hakkı olmadığından, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve tarafların istinaf sebepleri gözetildiğinde mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının ve davalının istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf talep eden davalıdan alınması gereken 2.269,61.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan (65,33.TL+502,10.TL=) 567,43.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.702,18.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran taraflara iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/07/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.