Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1511 E. 2019/1264 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1511
KARAR NO : 2019/1264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/09/2018
DOSYA NUMARASI: 2018/803 Esas – 2018/851 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 25/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2014 ve 2016 tarihli sözleşmeler imzalandığını, gerekli çalışma ortamının hazırlandığını, ancak davacının bekleneni veremediğini, katkı sağlayamadığını, davacının hak kazandığı ödemelerin yapıldığını, davacıya fazladan 40.000,00-USD ödeme yapıldığını, hatalı ve elverişsiz cihaz seçimi nedeni ile 12.000,00-EURO zarar oluştuğunu belirterek bu tutarın faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili dilekçesinde özetle; davalı hakkında iflas davası açıldığını, davanın bu nedenle davalıyı bezdirmek için açılmış olduğunu, davanın iş mahkemesinde görülmesi gerektiğini, fazla ücret ödenmediğini, aksine müvekkilinin alacaklı olduğunu, belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/09/2018 tarih ve 2018/803 Esas – 2018/851 Karar sayılı kararında; ” … Somut olayda uyuşmazlık, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup dava, mutlak ticari davalardan değildir. Davalı tacir olmadığından ve taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi bulunduğundan davanın İş Mahkemesinde görülmesi gerekir. Davanın görevli mahkemede açılmış olmasının sonradan giderilmesi mümkün olmayan dava şartı olduğu ve davanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilmesi gerektiği anlaşıldığından (TTK.nun 4-5, HMK.nun 114/1-c,115) davanın esasına girilmeden usulden reddiyle dosyanın İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine, 2-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; İlk Derece Mahkemesi’ nin 07/09/2018 tarihli görevsizlik kararının HMK’ m.297′ de sayılan unsurları taşımadığından, dosyanın HMK m.353/1-6 uyarınca İlk Derece Mahkemesi’ ne iadesi gerektiğini, Bu hükümde bulunması gereken şekli unsurların HMK’ nın 297,298,299,301 ve 302. Maddelerinde açıkça düzenlendiğini, bu şekli unsurlardan hakim veya zabıt katibinin imzalarının bulunmamasının, hükmün hangi sıfatla verildiğinin belirtilmemiş olması gibi eksikliklerin Yargıtay tarafından bozma nedeni olarak kabul edilebildiğini, İlk Derece Mahkemesi’nin 07.09.2018 tarihli görevsizlik kararında herhangi bir gerekçeye yer verilmediği gibi, kararda “Türk Milleti Adına” ibaresi ile karar numarasının bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesi’nin görevsizlik kararını tensiben tesis etmiş olmasının, mehaz düzenlemenin kapsamı dışında kaldığı sonucunu doğurmayacağını, zira görevsizlik kararı tensiben verilmiş dahi olsa uyuşmazlığı usulden çözen bir nihai karar olduğunu, karardaki “Türk Milleti Adına” ibaresi ve diğer şekli noksanlıkların tamamlanabileceği düşünülse bile, istinaf incelemesinde, İlk Derece Mahkemesi yerine geçip bir esbabımucibe tesis edilemeyeceğini, hâl böyleyken HMK.m.353/1-6 uyarınca; esası incelemeden kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmesi gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi’ nin görevsizlik ve ayırma kararının isabetsiz olduğunu, her iki davanın konusunun ayı hukuki ilişkiden doğduğu gibi, sonuçlarının da birbirini etkileyeceğini, asıl davadan ayrılan karşı davanın sulh hukuk mahkemesinin görevi içine giren uyuşmazlıklarla en ufak bir ilintisi olmadığını, İlk Derece Mahkemesi’nin 2018/464 Esas sayılı asıl dava dosyasında davacının, 2014 ve 2016 tarihli hizmet sözleşmelerine istinaden müvekkil hastaneye verdiği danışmanlık ve tıbbi destek bedelinin ödenmediğinden bahisle itirazın kaldırılması ve müvekkilin iflasına karar verilmesini talep ettiğini, karşı dava ise müvekkilin sözleşme ile kararlaştırılan bedelden fazla davacıya ödeme yapılması ile davacının hatalı yatırım tercihleri ile uğranılan zarardan doğan alacağın tahsilini istediğini, Asıl ve karşı davanın aynı sözleşmeden doğduğu, taraf edimlerinin istemlerdeki alacak – borç dengesini etkilediği, davaların tahkikât sürecinde aynı incelemelerin yapılacağı ve böylelikle tahkikâtlarının birlikte götürülmesinin hukuki istikrar prensibine de uygun düşeceği sonucuna varıldığını, HMK.m.353/1-5′ de usule aykırı olarak davaların ayrılmasının mutlak istinaf sebepleri arasında sıralandığını, mehaz düzenleme uyarınca İlk Derece Mahemesi’nin ayırma kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmesi gerektiğini, Davaya konu isteklerinin hiçbirinin sulh hukuk mahkemesinin inceleme alanına dahil olmadığını, İlk Derece Mahkemesi’ nin görevsizlik kararının kaldırılarak, HMK.m.353/1-3 uyarınca dosyanın kararı veren mahkemeye iadesine karar verilmesi gerektiğini beyanla; İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07.09.2018 gün ve 2018/803 E. 2018/851 K. sayılı kararının kaldırılarak dosyanın, 1.HMK.m.353/1-6 uyarınca şekli noksanlıklarının tamamlanması için, 2.HMK.m.353/1-3 ve 1-5 uyarınca İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/464 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi yahut davaya bakmakla görevli İlk Derece Mahkemesi’nin 2018/803 Esas sayılı dosyası üzerinden yargılamasının sürdürülmesi için İlk Derece Mahkemesi’ ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Uyuşmazlık, mahkemece verilen görevsizlik kararının yasa ve usule, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır. Dava, İstanbul 2. ATM’ nin 2018/464 E sayılı dosyasında görülen karşı dava iken, mahkemenin 06/09/2018 tarihli duruşma ara kararıyla davadan tefrikine ve ayrı esasa kaydedilmesine karar verilmiş, tefrik sonrası İstanbul 2. ATM’ nin 2018/803 E sayılı dosyasına dönüşmüş ve 07/09/2018 tarihli tensip tutanağında “Mahkememizini görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş, 11/09/2018 tarihinde yazılan gerekçeli kararda ise; davanın hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fazla ödemenin iadesi ve tazminat talebine ilişkin olduğu, davanın işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davası olup mutlak ticari dava olmadığı gerekçesiyle “Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın usulden reddine, Kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. İstinaf eden davacı vekili, istinaf sebeplerini tensip tutanağını esas alarak yapmış bulunmaktadır. Mevcut davada tensip tutanağıyla verilen gerekçesiz kısa karar ile gerekçeli kararda çelişki bulunmaktadır. Mahkemenin sulh hukuk mahkemesine mi görevsizlik kararı verdiği, iş mahkemesine mi görevsizlik kararı verdiği anlaşılamamaktadır. Bu durumda istinaf incelemesinin hangi kararı esas alarak yapılacağı belirsiz bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK’ nın 298/2. maddesine göre “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” Mahkemece verilen karar HMK’ nın 298/2. maddesine aykırı olduğundan ortada istinafa konu geçerli bir hüküm bulunmadığı cihetle kararın HMK 353/1-a-4. maddesi uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/09/2018 tarih ve 2018/803 Esas – 2018/851 Karar sayılı kararının HMK.nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf aşamasında sarfedilen 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ ne gidiş – dönüş masrafı 32,5 TL olmak üzere toplam 130,6 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/09/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.