Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1510 E. 2021/854 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1510
KARAR NO : 2021/854
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/345 Esas – 2018/1175 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ : 03/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı banka nezdinde “…” numaralı mevduat hesabı ve “…” numaralı kredi kartı kullandığını, müvekkilinin, “…” plakalı, “…” plakalı ve “…” plakalı araçlar ile ilgili olarak HGS geçiş ödemelerinin söz konusu kredi kartından otomatik olarak ödenmesi için talimat verdiğini, davalı bankanın 09/04/2014 tarihine kadar otomatik ödeme talimatına uygun olarak ödemeleri gerçekleştirdiğini, 09/04/2014 tarihinden sonra ise talimata aykırı olarak ödemeleri gerçekleştirmediğini, söz konusu durumdan 04/05/2015 tarihinde haberdar olur olmaz banka ile iletişime geçildiğini fakat banka tarafından 08/05/2015 tarihinde verilen cevabi yazıda “23/05/2013 tarihinde kullanmış olduğu 28.000TL tutarındaki kredi ödemesinin taksitlerinde gecikme olduğu için kredi kartlarına bloke konulduğunun bildirildiğini, bankalar ile müşterileri arasında vekalet ilişkisi ve bu ilişkiden doğan güven ilişkisi mevcut olduğunu, müvekkilinin de bankaya duyduğu bu güven nedeni ile 09/04/2014 tarihinden 04/05/2015 tarihine kadar HGS ödemelerinin otomatik olarak ödendiğini düşündüğünü, davalı bankanın, özen yükümlülüğüne aykırı eyleminden dolayı otomatik ödeme talimatının bulunduğu kredi kartından HGS geçişlerine ait ücretlerin ödenmediğini ve idare tarafından müvekkili hakkında 10/11/2015 tarih ve … seri numaralı 17.149,00TL tutarında 13/01/2015 tarih ve … seri numaralı 187,00TL 09/01/2015 tarih ve … seri numaralı 46,75TL tutarlı idari para cezaları kesildiğini, söz konusu idari para cezalarına ilişkin geçiş ihlal tarihlerinin, davalı bankanın HGS’nin bağlı olduğu kredi kartına bloke koyarak taraflarına bildirimde bulunmadığı tarih aralıklarını kapsadığını, davalı bankanın, dürüstlük kuralına aykırı eylemi ve güven kurumu olarak bilgilendirme yükümlülüğüne uymayarak objektif özen yükümlülüğüne aykırı eyleminden doğan zararı tazmin etmesi gerektiğini belirterek, müvekkili hakkında verilen toplam 17.382,75TL idari para cezası zararlarının, cezaların tebliğ tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız fiile dayandırdığı tazminat talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının 2004 yılında HGS etiketinin bağlı olduğu kredi kartı borcunu ödememesi nedeniyle idari etiket aldığını, dolayısıyla blokeli olan kartından HGS geçiş bedellerinin karşılanamayacağından da haberdar olduğunu, davacının müvekkili banka nezdinde bulunan kredi kartının 2014 yılı dönem borçlarını düzenli ödememesi nedeniyle öncelikle “ön idari” ardından da “idari” etiket aldığını, kredi kartı borcunun vadesinde ödenmemesi nedeni ile müvekkili Bankanın kartına bloke uygulandığını ve borç ödemesi yapılıncaya kadar kullanıma kapatıldığını, ödenmeyen borçlar nedeni ile kartına bloke uygulanarak harcamaya ve diğer borçlandırıcı işlemlere kapatılmasının kendi eylemi ile ve bilgisi dahilinde gerçekleştiğini, davacının vadesinde ödenmeyen borçları sebebi ile kullanıma kapatılan kredi kartından otomatik ödeme işleminin gerçekleştirilememesi sorumluluğunu müvekkili Banka’ya aktarmaya çalışmasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı kartının ödemeye müsait olmadığını farketmese dahi, otoyol ve köprülerden ilk geçişinde yazılı uyarı ve alarm olarak tabir edilen siren sesi ile cezalı geçişten haberdar olduğunu, bu nedenle bir zararı var ise bu zararının oluşmasına ve artmasına kendi kusuru ile sebep olduğunu, davacının, köprü ve otoyollardan kaçak geçiş yaptığını ve bu durumu fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı tarafın her geçişinde uyarı verilmesine ve kaçak geçiş yaptığını bilmesine rağmen kaçak geçiş yapmaya devam ettiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın ceza tutarı içerisinde yer alan normal geçiş ücretini bankadan talep edebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/11/2018 tarih ve 2018/345 Esas – 2018/1175 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı, davalı ….’ye … plakalı araçların HGS – geçiş ödemeleri için kredi kartından otomatik olarak ödenmesi için talimat verdiğini, (Banka nezdindeki … mevduat hesabı ve … nolu kredi kartlarından) ancak bu talimatlara aykrı olarak ödeme gerçekleştirilmediğinden HGS ödemeleri yapılmadığından idare tarafından 10/11/2015 tarih ve … seri no ile 17.149,00TL’lik ve 13/01/2015 tarih, … seri nolu 187,00TL ve 09/01/2015 tarih, … seri nolu 46,75TL tutarında idari para cezası kesildiğini, bu idari para cezalarının davalı bankanın kusurlu eyleminden gerçekleştiğinden bankadan tahsilini talep etmiştir. Davamızın konusu bankanın kusurlu eylemi sonucu, davacının uğradığı zararın tazmini talebidir. Davacı adına 3 adet idari para cezası kesilmişse de otoyollardan kaçak geçişlere ilişkin geçmişde kesilmiş henüz tahsil edilmemiş cezalarıda kapsar şekilde 25/05/2018 tarih ve 7144 sayılı kanun ile cezalarda indirime gidildiğinden, sözkonusu yasa dava konusu cezaları da kapsadığından davacı tarafından henüz bir ödeme yapılıp zararda oluşmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı banka ile müvekkili arasında Bankacılık Kanunu ve Borçlar Kanunu uyarınca güvene dayalı bir vekalet ilişkisi olduğunu, davalının sözleşmesel yükümlülükleri gereği objektif özen yükümlülüğünün bulunduğunu, kredi ödemelerinde gecikme yaşanmış olsa bile hem bu gecikmeyi hem de gecikmeye bağlı olarak HGS otomatik ödemelerinin bağlı olduğu kredi kartına bloke konulduğu bilgisini müvekkiline iletmemesi ve ayrıca davalı banka açısından herhangi bir risk ortada yokken kredi taksit ödemesinin gecikmesinden dolayı kredi kartına bloke koyulması ve kredi ödemeleri yapılmsına rağmen bir yılı aşkın bir süre boyunca blokeyi kaldırmayarak müvekkilini zarara uğratması nedeniyle kusurlu olduğunu, Zararın oluşması noktasında mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığını, zarar kavramının, kişilerin aktifinin azalması ve pasifinin artması şeklinde tanımlanacağını, hiç kimsenin sorumlu olmadığı bir borcu ödemekle yükümlü olmadığını, dolayısı ile davalı bankanın kusurlu eylemi ile müvekkilinin pasifinde artış meydana geldiğini ve zararının oluştuğunu, bu zarardan da kusuru nedeniyle davalı bankanın sorumlu olduğunu belirterek, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/345 E – 2018/1175 K numaralı kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bankanın kusurlu hizmeti nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacının davalı bankadan aldığı ve HGS geçişleri için otomatik ödeme talimatı verdiği kredi kartından HGS geçiş ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle davacıya tahakkuk ettirilen idari para cezalarının davacı tarafça ödenerek işbu davanın açıldığı iddia ve ispat edilmemiştir. Davacı vekilinin beyanlarından, para cezaları henüz ödenmeden bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla dava tarihi itibarı ile, davacının talep edilebilir bir zararı bulunmadığından, henüz doğmamış bir zarar için açılan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 03/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.