Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1505 E. 2019/1309 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1505 Esas
KARAR NO : 2019/1309 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ :27/03/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/161 Esas -2019/224 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı bankada bulunan davacıya ait mevduat hesabından bilgisi ve rızası dışında dava dışı başkasının hesabına para transferi yapıldığının öğrenildiğini, hesaptan çekilen paranın yapılan ihtara rağmen müvekkiline iade edilmediğini, sahte imza ile yapılan işlemler nedeniyle davalı bankanın sorumlu olduğunu ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkilinin davalı bankanın Kadıköy Şubesinde bulunan mevduat hesabından çekilen 1.250.000.TL’nin ticari avans faizi ve diğer kesintilerle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece mahkemesi 27/03/2019 tarih 2019/161 Esas – 2019/224 Karar sayılı sayılı kararında;”…Dava, davacının, davalı banka nezdinde bulunan hesabından bilgi ve rızası dışında aktarıldığı ileri sürülen paranın tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma simsarlık, sigorta, vekâlet bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanununun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, HMK 114/1-c maddesi gereğince dava şartıdır. Aynı yasanın 115.maddesi gereğince mahkemelerce yargılamanın her aşamasında re’sen incelenir.Somut olayda ileri sürülen iddiaya göre; davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici ve dava konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayılmasının gerektiği, bu durumda dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Yasa’nın 73/1.md. gereğince taraflar arasındaki uyuşmazlığa bakma, delilleri değerlendirme ve uyuşmazlığı çözme görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu …”gerekçesi ile, Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile HMK’nın 114/1-c ve 115.maddeleri gereğince usulden reddine, Görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğuna, karar verilmiş ve karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/f maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, Buna ilişkin Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/13104 E. 2018/212 K. 11/01/2018 T. sayılı ilamının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/12357 E. 2018/5494 K. 20/09/2018 tarihli ilamının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/13273 E. 2017/160 K. 10/01/2017 tarihli ilamının, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/12436 E. 2014/18704 K. 01/12/2014 tarihli ilamının bulunduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacının belirtmiş olduğu gibi dava konusu uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, Dava konusu uyuşmazlıkla birebir aynı nitelikte bir uyuşmazlıkta Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/11/2015 T. 2015/12311 E. 2015/11323 K. sayılı kararının bulunduğunu, Ayrıca Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02/05/2014 T. 2014/670 E. 2014/8207 K. sayılı ilamının bulunduğunu, Dava konusu uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, davacının isteminin müvekkili banka ile akdetmiş olduğu bankacılık işlem sözleşmesi gereğince uğradığını iddia ettiği zararın tazmini istemine ilişkin olduğunu, TTK 4/1-f maddesinde bankacılık işleminden kaynaklanan davaların mutlak ticari dava olduğunun düzenlendiğini, ilgili düzenlemeler uyarınca işbu davanın mutlak ticari dava niteliği taşıdığından görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Ayrıca davacının 02/11/2017 tarihinde hesabına nakit olarak yatırılan 1.250.000,00.TL’nin ertesi gün talimatla …’a “… Satış Bedeli” açıklamasıyla gerçekleştirdiği para transfer işleminin tüketici işlemi olarak değerlendirilemeyeceğini, Davacının para yatırmaktaki amacının ticari faaliyeti kapsamında gayrimenkul alım satımı yapmak olduğunu, davacıya açılan hesabın bireysel vadesiz hesap olmasının bu hususu değiştirmeyeceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacının, davalı bankada bulunan hesabından bilgi ve rızası dışında aktarıldığı ileri sürülen paranın tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlık bankacılık işleminden kaynaklanmaktadır. TTK 4/f maddesine göre bankacılık işleminden kaynaklanan davalar mutlak ticari davadır. Ancak TTK 5/1. maddesinde aksine hüküm bulunmadıkça ticari davalarda ticaret mahkemesinin görevli olduğu belirtilmiştir.Davacı, 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde tanımlanan tüketici, uyuşmazlığa konu işlemde 3/ı bendinde tanımlanan tüketici işlemidir. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceği düzenlenmiştir.Buna göre somut olayda davacı tüketici, uyuşmazlık tüketici işleminden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi ise de, TTK 5/1. maddesinde belirtilen aksine düzenleme, 6502 sayılı kanunun 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek yapıldığından görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar .TL istinaf başvuru harçlarının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40’ar .TL istinaf karar harcı istinaf talep edenler tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.