Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1498 E. 2021/528 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1498 Esas
KARAR NO : 2021/528 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/733 Esas – 2018/503 Karar
TARİH: 29/05/2018
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucundaverilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının müvekkil bankaya başvurusu üzerine müvekkil banka ile davalı arasında akdedilen sözleşmeler gereğince davalıya şirket kredi kartı verildiği ve taksitli ticari kredi kullandırıldığı, davalının yapılan tüm uyarılara rağmen şirket kredi kartı ve taksitli ticari krediden doğan borçlarını ödememesi üzerine davalıya Üsküdar … Noterliği aracılığıyla 30/12/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi keşide edildiğini, davalı tarafın icra takibini sürüncemede bırakmak amacıyla itiraz ettiğini, davalı taraf şirket kredi karı ve taksitli ticari krediden kaynaklanan borçlarını ödemeyerek imzalamış olduğu sözleşmeleri ihlal ettiğini, davalı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptaline ve takibin devamına, davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin kullanmış olduğu kredi borcunun tamamını ödediğini, davacı bankaya borcunun olmadığını, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun yürürlüğü ve uygulama şekli hakkında kanunun 2 ve 7. Maddeleri gereğince bir an için müvekkilinin temerrüte düştüğü kabul edilse dahi temerrüt hükümleri için TBK 120. Maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/05/2018 tarih 2016/733 Esas – 2018/503 Karar sayılı kararında;” Dosyamıza getirtilen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine toplam 7.341,86 TL üzerinden icra takibi yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, itirazın süresinde ve usulüne uygun yapıldığı, buna göre davanın, İİK.67.maddesinde yazılı 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İcra dosyası, tüm dosya kapsamı, dosyaya celp olunan belge ve bilgiler davacı banka kayıtlarıda incelenmek suretiyle borç alacak ilişkisinin tespiti ile davalının icra takibine konu alacak nedeni ile davacıya borcu bulunup bulunmadığı, alacak talebi yönünden borç var ise icra takip tarihi itibariyle alacak ve faiz miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. Yapılan incelemede davacı banka ve davalı kredi borçlusu arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafın ticari kayıt ve belgelerinde yapılan incelemede takip tarihi itibarıyla ticari kredi alacağına ilişkin 6.553,39-TL asıl alacak, 1.401,70-TL İşlemiş faiz, faizin %5’i 70,08-TL BSMV ve 370,18-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 8.332,35-TL, kredi kartı alacağına ilişkin 326,53-TL asıl alacak, 21,12-TL işlemiş faiz, faizin %5’i 1,06-TL BSMV olmak üzere toplam 348,71-TL alacaklı bulunduğu, takip tarihinden borç ödeninceye kadar ticari kredi alacağına ilişkin 6.553,39-TL matrah üzerinden %100, kredi kartı alacağına ilişkin 326,53-TL matrah üzerinden %30,24 nispetinde temerrüt faizi ile bunun % 5 i gider vergisinin istenebileceği yönünde rapor sunulmuştur.İddia, toplanan deliller ve bilirkişi raporu değerlendirilerek dosya incelendiğinde; davacı banka ve davalı arasında genel kredi sözleşmesi ve teminat sözleşmesi imzalandığı, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek, davalıya Üsküdar … Noterliğinin 30/12/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarın tebliğ edildiği, davalının 05/01/2015 tarihinde temerrüde düştüğü, ihtara rağmen borç ödenmediğinden takip başlatıldığı, sözleşmenin ayrılmaz parçası olan ödeme planı, hesap ekstresi ve davacı açıklaması dikkate alındığında, davalının takip tarihi itibariyle ticari kredi alacağına ilişkin 6.553,39-TL asıl alacak, 1.401,70-TL işlemiş faiz, faizin %5’i 70,08-TL BSMV ve 370,18-TL ihtar gideri olmak üzere toplam 8.332,35-TL, kredi kartı alacağına ilişkin 326,53-TL asıl alacak, 21,12-TL işlemiş faiz, faizin %5’i 1,06-TL BSMV olmak üzere toplam 348,71-TL borçlu olduğu ancak takip talebinin ise belirtilen miktarların altında olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.İİK 67/2 maddesinde “…borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmü yer almakta olup, davalının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz ettiği, takip konusu alacağın likit olduğu anlaşılmakla asıl alacak miktarının %20’sine tekabül den icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir….”gerekçesi ile, 1-Davanın kabulü ile davalının takip dosyasına yapmış olduğu itirazın dava talebi de dikkate alınarak iptaline, takibin devamına, 2-Asıl alacak 2.986,26 TL nin %20 oranında tazminatın davalından tahsiline, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, 19.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda borca itiraz edilen 14.04.2015 tarihi itibari ile davacı bankanın alacağının hesaplanması gerekirken hesaplama dava tarihi itibari ile yapıldığını, dava tarihi itibari ile hesaplama yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, İtirazın iptali davasında davalının icra takibi tarihi itibari ile borçlu bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, yerel mahkeme “…davalının takip tarihi itibariyle ticari kredi alacağına ilişkin 6.553,39-TL asıl alacak, 1.401,70-TL işlemiş faiz,”… borcu bulduğu şeklinde hüküm kurduğunu, yerel mahkeme tarafından takip tarihi itibari ile müvekkilin borçlu olduğu yönünde hüküm kurulmuş isede söz konusu hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından bilirkişi raporu alınmasının amacı müvekkilinin takip tarihi itibari ile borçlu olup olmadığının tespit edilmesinin sağlanması olduğunu, Yerel mahkemenin gerekçeli kararının esasını teşkil eden 19.02.2018 tarihli bilirkişi raporunun (6.) sayfasında 22.05.2015 tarihi ile davanın açılmış olduğu 01.08.2016 tarihine kadar geçen sürede sadace 3.342,95 TL temerrüt faizi ile 167,15 TL gider avansı hesabı yapıldığını, bilirkişi raporundaki bu hesaplama yöntemi ile davacının talebinden daha fazla bir rakam hesaplaması yapıldığını, müvekkilinin borcu, icra takip tarihi itibari ile değil; dava tarihi itibari ile hesaplanarak hüküm altına alındığını, yerel mahkeme usul ve yasaya aykırı olarak müvekkilinin takip tarihi itibari ile borçlu olduğuna hükmedildiğini, müvekkilinin icra takibi tarihi itibari ile borçlu olup olmadığının hesaplanmadığını, 19.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesinin 03.01.2015 tarihinde tebliğ olduğu gerekçesi ile 05.01.2015 tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edildiğini, davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesi Tebligat Kanunu hükümlerine aykırı olarak tebliğ edildiğinden davalı müvekkilinin temerrüde düşmüş sayılmayacağını, (7201 sayılı Tebligat Kanunu 10ncu maddesi)İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi gereğince davalıya kredi kullandırıldığını ve şirket kredi kartı verildiğini, davalının borçlarını ödememesi üzerine hesabın kat edilerek kat ihtarnamesinin davalıya tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, davalının takibe kısmi itirazda bulunduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalıya kredi kullandırıldığı ve kredi kartı verildiği, davacı banka tarafından kredi hesabının kat edilerek kat ihtarının davalıya tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi üzerine takibe geçildiği, davalının süresinde kısmi itirazda bulunarak takibi durdurduğu uyuşmazlık konusu değildir.Mahkemece dosyada bilirkişi raporu alınmış olup, bilirkişi raporunda takip tarihi itibarıyla davalının davacı bankaya olan kredi borcu faizleri ile birlikte hesaplanmış olup, davalının borcun dava tarihi itibarıyla hesaplandığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. HMK. 357/1-son cümlede belirtildiği üzere resen göz önünde tutulacaklar dışında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar istinaf aşamasında ileri sürülemeyecektir. Davalı, davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine bu nedenle temerrüdün oluşmadığına ilişkin ilk derece mahkemesinde usulüne uygun savunma ileri sürmediğinden bu yöndeki istinaf sebebi inceleme konusu yapılmamıştır.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 353,28.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 88,32.TL harcın mahsubu ile bakiye 264,96.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.