Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1488 E. 2019/1135 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1488 Esas
KARAR NO : 2019/1135 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2019
DOSYA NUMARASI: 2018/175 Esas
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) – İhtiyati Haciz Kararına İtiraz.
KARAR TARİHİ: 11/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle, faturaya dayalı alacaklarının ödenmediğini, davalı hakkında yaptıkları takibe davalının haksız itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini, 01/04/2019 tarihli duruşmada da ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, 07/06/2018 tarih 2018/175 E. sayılı ara karar ile davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, iş bu karara süresinde davalı borçlu tarafından “davanın itirazın iptali davası olduğu, davacının iddia ettiği alacağın varlığının yargılama gerektirdiği, dosyada henüz delillerin toplanmadığı, bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, uyuşmazlığın konusunu alacağın varlığı oluşturmakta iken verilen ihtiyati haciz kararının ihsası rey manasında olduğunu, davacının talebini aşar şekilde alacak miktarının çok üzerinde mal varlığı üzerine gayrıhukuki şekilde ihtiyati haciz konulduğunu, verilen haksız ihtiyati haciz nedeniylemüvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ve haksız uygulama ile ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, haksız ihtiyati hacizlerin kaldırılması için dosya borcunun ferileri ile birlikte ihtirazi kayıtla dosyaya depo edildiğini, mahkemece takibe konu alacak miktarı kadar rehin verilmesine veya dosyaya depo edilmesine karar verilebilecekken tüm malvarlığı üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu ” belirtilerek itiraz edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 10/04/2019 tarih 2018/175 Esas sayılı ara kararında;
“Kural olarak; İİK’nun 257. maddesince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya 3. şahısta bulunan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilirDava, faturaya dayalı alacak iddiasına istinaden başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İncelenen tüm dosya kapsamına ve talebe dayanak belgeler içeriğine göre; yukarıda yazılı alacak için borçlu tarafından verilmiş bir rehin de bulunmadığından ihtiyati haciz isteyenin borçlular hakkındaki talebinin İİK’nun 257. maddesindeki yasal koşulları gerçekleştiği görülmekle; talebin kabulüne karar vermektirDavacı vekili 01/04/2019 tarihli celsede ihtiyati haciz taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir. Davalı vekili 01/04/2019 tarihli celsede alacağın belirsiz olduğunu likit olmadığını, ayrıca malların tesliminin henüz kanıtlanmamış olduğunu bu nedenle müvekkilinin mal kaçırma gibi bir faaliyeti olmadığını, ayrıca ihtiyati haciz kararına karşı teminatı da dosyaya yatırdıklarını beyan etmiştir.Tüm dosya kapsamında yapılan incelemede, ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir dosyada henüz delillerin toplanmamış olduğu dikkate alınarak, ihtiyati haczin alacak miktarı kadar mallara haciz konulması şeklinde değiştirilerek devamına, ayrıca eğer icra dosyasına teminat yatırılmış ise ihtiyati haciz kararının kaldırılarak teminat üzerinde ihtiyati haczin devamına dair karar vermek gerektiği…”gerekçesi ile, Celse arası konulan ihtiyati hacizde ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir dosyada henüz delillerin toplanmamış olduğu dikkate alınarak, ihtiyati haczin alacak miktarı kadar mallara haciz konulması şeklinde değiştirilerek devamına, ayrıca eğer icra dosyasına teminat yatırılmış ise ihtiyati haciz kararının kaldırılarak, teminat üzerinde ihtiyati haczin devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Yerel mahkemece 07.06.2018 tarihli, celse arasında verilen, ara kararla müvekkilinin bütün banka hesaplarına ve mal varlıklarına ihtiyaten haciz konulduğu, bu kararın taraflarınca istinaf edilmesi sonrasında Bölge Adliye Mahkemesi tarafından ihtiyati haciz kararının ortadan kaldırıldığı, ancak bu defa Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01.04.2019 tarihli celsesinde tekraren; ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirir dosyada henüz delillerin toplanmamış olduğu dikkate alınarak, ihtiyati haczin alacak miktarı kadar mallara haciz konulması şeklinde değiştirilerek devamına, ayrıca eğer icra dosyasına teminat yatırılmış ise ihtiyati haciz kararının kaldırılarak, teminat üzerinde ihtiyati haczin devamına karar verildiğini, Davanın itirazın iptali davası olup, davacı yanın iddia ettiği alacağın var olup olmadığının davanın sonuçlanması ile belli olacağını, mahkemenin 01.04.2019 tarihli ara kararında da belirttiği gibi dosyada henüz delillerin toplanmadığını, bilirkişi incelemesi yapılmadığını, tahkikat aşamasına yeni geçildiğini, Bilirkişi raporu dahi hazırlanmamışken ve dosyanın konusu iddia edilen alacağın varlığı yahut yokluğu noktasında toplanmakta iken hakimin verdiği emsali görülmeyen, istinafa konu ihtiyati haciz kararının ihsası rey manasında olduğunu, dosyada bilirkişi incelemesinin de yapılmadığını,
Mahkemenin verdiği ilk mesnetsiz ihtiyati haciz kararı sonrasında, davacı vekilinin talebi ve yine gayrıhukuki bir uygulama ile 29.000,00 TL’lik alacak için müvekkilinin yaklaşık 7.000.000,00 TL’lik gayrımenkul, araç ve banka hesaplarına ihtiyati haciz konulduğunu, tüm bunlardan başka, davacı vekili tarafından müvekkilinin adresinde fiili haciz yapılmak üzere haciz kararı ve randevusu alındığını, müvekkilinin bu durumdan dolayı ticari itibarı zedelendiğini, çalışmakta olduğu bankalara giden haciz yazıları sebebiyle tüm hesapları ihtiyati haciz haricinde de blokeye alındığı ve açıkta olan kredilerin geri çağırıldığını,İhtiyati haciz işleminin, davanın açılmasına sebep itiraza konu olan Silivri İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası üzerinden yapıldığını, müvekkilinin mal varlıkları ve banka hesapları üzerindeki hacizlerin kaldırılması adına bu dosya borcunun fer’ileri ile birlikte ihtirazi kayıt ile teminat olarak icra dosyasına depo edildiği,Mahkemenin 01.04.2019 tarihli ara kararının bu mağduriyeti doğrular nitelikte olup, verdiği kararın hukuka aykırı olduğunu fark eden mahkemenin, ancak bu ara kararında görüşünü Bölge Adliye Mahkemesi’nin iptal kararının etkisi ile alacak miktarı kadar ihtiyati hacze, teminat yatırmış oldukları için ise teminat üzerinde ihtiyati hacze çevirdiğini, ancak yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere iş bu teminatın da taraflarınca müvekkilini zor durumda bırakmış olduğu için mecburiyet sebebiyle ve ihtiyati hacizlerin konulduğu günde ivedilikle yatırıldığını,
Müvekkilinin mal kaçırma gibi bir arayış içerisine girmediğini, aksine ihtiyati hacizlerin konulduğu gün teminat ödemesini yaparak esasında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirecek bir mali yapısı olmadığını da ortaya koyduğunu, Müvekkili hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirecek şartlar oluşmadığını,
Davacı tarafça ihtiyati haciz kararının müvekkilinin mahvına sebep olmak amacıyla kötü niyetle kullanıldığını, müvekkilinin maddi durumu bu miktarı karşılayacak seviyede olduğundan hacizlerin bankalara ulaştığı aynı gün teminat olarak icra dosya alacağının depo edildiği ve hacizler kaldırılabildiğini,
İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin 01/04/2019 tarihli ihtiyati haciz ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, fazlaya ve tazminata ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Talep; faturaya dayalı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptali davasında verilen ihtiyati haciz kararına itiraza ilişkindir.
Mahkemece alacaklı vekilinin talebi üzerine teminat karşılığında verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu vekilinin itirazı üzerine mahkemece istinafa konu itirazın reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz kararına itiraz İİK 265 maddesinde düzenlenmiştir. İİK 265/1 maddesine göre borçlu kendisi dinlenilmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı itiraz edebilecektir. Maddede öngörülen itiraz sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup maddede öngörülün sebepler dışında ihtiyati haciz kararına itiraz mümkün değildir.
Davalı borçlunun ihtiyati haciz kararına karşı vermiş olduğu itiraz dilekçesinde ve duruşmada belirtiği itiraz sebepleri İİK 265/1 maddesinde öngörülen itiraz sebeplerinden değildir. Bu nedenle davalı borçlu vekilinin itirazının reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL istinaf karar harcı istinaf talep eden tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 11/09/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.