Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1486 E. 2021/716 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1486 Esas
KARAR NO: 2021/716 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2019 Tarihli Karar, 18/06/2019 Tarihli Ek Karar
NUMARASI: 2018/880 Esas 2019/230 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,davalıların müvekkiline olan borçlarına karşılık keşide yeri İstanbul olan 15/04/2015 tarihli 50.000,00 TL ve 15/05/2015 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli … İstanbul Esenyurt şubesine ait 2 adet çeki keşide edip müvekkiline verildiğini, söz konusu çeklerden 15/04/2015 tarih ve 50.000,00 TL bedelli olan dava konusu çekin vadesi geldiğinde davalı şirket yetkilisi ve aynı zamanda diğer davalı … tarafından müvekkili aranarak kendisine süre verilmesini rica ettiğini, hesaplarının müsait olmadığını, çeklerinin yazılmasının istenmediğini belirterek çeklerin bankaya ibraz edilmemesini istediğini, bunun üzerine müvekkilinin iyi niyetli olarak kendilerini beklettiğini, ancak müvekkilinin 10 günlük yasal süresini geçirdiğini, ancak davalıların bir daha müvekkili ile irtibata geçmediğini, davalıların kötü niyetli olduğunu anlayan müvekkilinin davalılar aleyhine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilahare davacı vekiline duruşmada verilen süre üzerine verdiği dilekçede ve duruşmada alınan beyanında özetle; taleplerinin davalı tarafın keşide ettiği çek nedeniyle kambiyo senedinden kaynaklı sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayalı olduğunu bildirmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesi ile, müvekkillerin kamu kurumları ve özel şirketlerin park ve bahe yapım ve imalat işleri ile havuz bakım işi ile iştigal ettiğini, davacı ile bu konuda sözlü anlaşma yaptıklarını, ancak davacının edimini yerine getirmediğinden dolayı çeki bankaya ibraz etmediğini, en kısa zamanda işe başlayacağını beyan ederek müvekkillere durumu izah ettiğini, müvekkillerin de çekin bankaya ibraz edilmemesi dolayısıyla karşı tarafın iyi niyetli olacağını düşünerek durumu kabul ettiğini, davacının ikinci çeki aldıktan sonra işi işi yapmadığını ve ilk çeki de tahsil etmek adına haksız taleple icra takibi gerçekleştirdiğini beyanla davanın reddi ile %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/02/2019 tarih ve 2018/880 Esas – 2019/230 Karar sayılı kararında; ”…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendiğinde, dava süresinde ibraz edilmemesi nedeniyle çek vasfını kaybeden çeke dayalı olarak başlatılan takibe vaki itirazının istemine ilişkindir. Dava konusu çekin, davalı şirket tarafından diğer davalı emrine keşide edildiği ve ciro yoluyla davacıya geçtiği, çek nedeniyle davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığı sabittir. TTK’nın 732.maddesi gereğince zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasına, ihmal edilmiş olması dolayısıyla, düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş olsa bile bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar, düzenlemesi bulunmaktadır. Bu tür davalarda zamanaşımı süresi poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıl olup; ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir. Belirtilen yasal düzenlemeler ve cevap dilekçesinde ki ticari ilişkinin açıklanması şekline göre çekin ticari ilişki kapsamında davacıya verildiği sabittir. Keşideci usulüne uygun şekilde çek borcunu itfa ettiğini veya çek nedeniyle iyi niyetli hamili alacaklı olmadığını usulüne uygun şekilde kanıtlayamadığından keşideci ödenmeyen çek bedelinden sorumludur. Lehtar yönünden sorumluluk ise, hamil ile olan temel ilişkiden kaynaklanmaktadır. Cevap dilekçesindeki anlatımlara göre, taraflar arasındaki park bahçe yapımı amacıyla çekin verildiği sabittir. Davalı taraf soyut olarak edimini yerine getirmediğini savunmuş ise de, çek bir kredi vasıtası olmayıp, ödeme vasıtasıdır. Yani çek avans niteliğinde değil muaccel bir borcun tasfiyesi amacıyla verilir. Bu ilkeden ayrılmayı gerektirir herhangi bir kanıt sunulmadığından, hamil ile temel ilişkisi bulunan davalı lehtarında çek bedelinden sorumlu olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne, ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davacının davasının kabulü ile; davalıların Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 50.000TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,Hükmedilen alacağın %20’i olan 10.000TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır olduğunu, Davalı müvekkilleri park ve bahçe yapım ve imalat işleri ile havuz bakım işi ile iştigal etmekte olduğunu, davacı ile de bu konuda anlaştıkları, fakat davacı edimini yerine getirmediğini, davacı haksız ve kötü niyetle alacak hakkı olmamasına rağmen hakkı olmayan bedeli müvekkilinden tahsil etmeye çalışmakta olduğunu, Davanın itirazın iptali davası olduğunu, Davacı yan edimini yerine getirmediği gibi aynı zamanda aradaki ilişkiye ilişkin hiçbir sözleşme de sunamadığını, İncelenen taraflara ait defterler ve diğer delillerden de anlaşılacağı üzere davacı yanın çeklere konu teşkil eden mal veya hizmeti sunmadığını, Davacı yan sunmamış olduğu hizmet veya vermediği mala ilişkin aldığı çekleri tahsil yoluna gittiğini, Yerel Mahkeme de kanıt yükü malı teslim etmeyen davacıda olmasına rağmen davanın reddine dair karar vererek her iki müvekkilini de haksız ve hukuka aykırı bir ödemeyi yapmasına sebebiyet verecek bir hüküm kurduğunu, Başlangıçta sebepsiz zenginleşmeye dayanmayan davacının bunu ileri sürerek ispat külfetini de atfettiği taraflara yüklemesi hakkaniyete de aykırı olduğunu, burada ispat yükü iddiayı ileri sürmüş olan davacı yanda olduğunu, Sonuç olarak cevap dilekçesi ve diğer beyanları da ayrıntılı olarak belirttikleri üzere davanın reddi ile haksız talepte bulunan davacı hakkında kötü niyet tazminatına da hükmedilmesi gerekirken tüm itirazları dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/06/2019 tarih ve 2018/880 Esas – 2019/230 Karar sayılı ek kararında; “HMK’nun 344 maddesii “(1)İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir.Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde,346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır. Davalı vekiline istinaf harç ve masrafların yatırılması için muhtıraya rağmen istinaf harcı ve masraflarını bir hafta süre içerisinde yatırmadığından…” gerekçesi ile,
İstinaf talebinin bu nedenle REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesi ile, Mahkeme tarafından verilen 26/02/2019 tarih 2018/880 Esas Esas 2019/230 sayılı karar taraflarınca davalılar … ve … LTD ŞTİ yönünden istinaf edildiğini, İş bu istinafla alakalı olarak gerekli tüm harç, gider ve masraflar yatırılmasına rağmen mahkemece ” istinaf harç ve masrafların yatırılması için muhtıraya rağmen istinaf harcı ve masraflarını bir hafta süre içerisinde yatırmadığından istanaf talebinin bu nedenle REDDİNE .” şeklinde haksız,usule ve hukuka aykırı bir karar verildiğini, Oysa dosya incelenmesi halinde harçların eksiksiz yatırıldığı açıkça anlaşılacağını, Hal böyle iken verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği için kıymetli evrak niteliğini kaybeden çekten kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, Davacının davasının kabulü ile; davalıların Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 50.000TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, Hükmedilen alacağın %20’i olan 10.000TL icra inkarın tazminatının, davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk Derece Mahkemesi 18/06/2019 tarih ve 2018/880 Esas – 2019/230 Karar sayılı ek kararı ile;Davalı vekiline istinaf harç ve masrafların yatırılması için muhtıraya rağmen istinaf harcı ve masraflarını bir haftalık süre içerisinde yatırmadığı gerekçesi ile, İstinaf talebinin bu nedenle reddine karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince düzenlenen 18/04/2019 tarihli muhtıra ile; 853,75 TL. istinaf karar harcı, 121,30 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 150 TL. İstinaf gider avansının HMK. 344 Madde uyarınca tebliğden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde yatırılması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçilmiş sayılacağının ihtar edildiği, muhtıranın davalılar vekiline 29/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği tesbit edilmiştir. Davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı olmadığından her davalı yönünden ayrı ayrı 853,75 TL. istinaf karar harcı, 121,30 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırılması gerekmektedir. Somut davada, davalılar vekili tarafından 1 haftalık kesin süre içerisinde 06/05/2019 tarihli sayman mutemedi alındısı ile davalı … yönünden 853,75 TL. istinaf karar harcı, 121,30 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcının ve aynı tarihli tahsilat makbuzu ile de 150 TL. İstinaf gider avansının yatırıldığı, 06/05/2019 tarihli sayman mutemedi alındısı ile davalı … LTD ŞTİ için 44,40 TL. maktu istinaf karar harcı, 121,30 TL. istinaf kanun yoluna başvurma harcının yatırıldığı ve (yatırılması gereken 853,75 TL. istinaf karar harcı – yatırılan 44,40 TL. maktu istinaf karar harcı=) 809,35 TL. İstinaf karar harcının eksik yatırıldığı buna göre ilk derece mahkemesince istinaf harcı ve masrafların bir haftalık süre içerisinde yatırmadığı gerekçesi ile, davalı … LTD ŞTİ yönünden İstinaf talebinin reddine yönelik verilen ek karar yerinde olup davalı … yönünden verilen ek karar yerinde olmadığından davalılar vekilinin ek karara yönelik istinaf talebi davalı … yönünden yerinde görülmüştür. Davalılar vekilinin davalı … yönünden ilk derece mahkemesince verilen ek karara yönelik istinaf talebi yerinde olup Dairemizce davalı … yönünden İlk Derece Mahkemesince verilen istinaf talebinin reddine yönelik 18/06/2019 tarih ve 2018/880 Esas – 2019/230 Karar sayılı ek kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
DAVALI … VEKİLİNİN MAHKEMENİN KABULÜNE YÖNELİK İSTİNAF SEBEPLERİ İNCELENDİĞİNDE, Görevsizlik kararı veren Büyükçekmece 3 AHM.’ce 15/03/2016 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline, takibi ve davayı temel ilişkiye mi dayandırdıkları yoksa sebepsiz zenginleşmeye mi dayandırdıkları yolunda açıklama yapıp temel ilişkiye dayanıyor ise bu ilişkinin ne olduğunu açıklaması için iki hafta kesin süre verilmiştir. Davacı vekili ara karar doğrultusunda mahkemeye ibraz ettiği 29/03/2016 tarihli dilekçe ile; açtıkları icra takibi ve davayı TTK. 732 Madde kapsamında düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayandırdıklarını, davalılar tarafından verildiği ve düzenlendiği yönünde hiç bir muhalefet olmayan çeklerin müvekkiline borcuna karşılık verildiğini, bir tanesi ödenmiş olup dava konusu çekin ödenmediği belirtilmiştir. Davacı, davasını münhasıran TTK 732. Maddesinde belirtilen sebepsiz zenginleşme sebebine dayandırmış olup ispat yükünün davalı tarafta olduğunu, davalının sebepsiz zenginleştiğini ifade etmiştir. Zaman aşımına uğrayan çeke dayalı olarak hamil, keşideciye karşı 6102 Sayılı TTK 732 maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme davası ve kendisine çeki ciro eden kişiye karşı da, aralarında temel ilişki olması halinde işbu temel ilişkiye mesnetle dava ikame edebilir. Bu durumda keşideci, sebepsiz zenginleşmediğini, davacı hamil de kendisine çeki ciro eden kişiden, aralarındaki temel ilişkiden kaynaklı olarak alacaklı olduğunu ispatla mükelleftir. Yine TTK’nın 818/1-m maddesi yollaması ile çekler hakkında uygulanacak olan TTK’nın 732/1. Maddesinde zaman aşımı veya çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeniyle çekten doğan yükümlülükleri düşmüş olsa bile keşidecinin hamile karşı sebepsiz zenginleşme nedeniyle borçlu kalacağı, 3. Fıkrasında poliçeden (çekten) doğan borcu düşmüş olan cirantaya karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak istemde bulunulamayacağı düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile TTK 732 maddesi kapsamında davanın kabulüne karar verilmişse de eldeki davada davacı çek hamili, davalı … LTD ŞTİ. Keşideci, davalı … ise davacıya çeki ciro eden lehtardır. Davacı vekili, cevaba cevap dilekçesinde ve dosyaya sunduğu beyanlarında; müvekkilinin gerçek kişi olup tacir olmadığını, davalı ile müvekkili arasında ticari ilişkinin bulunmadığını, açtıkları icra takibi ve davayı TTK. 732 Madde kapsamında düzenlenen sebepsiz zenginleşmeye dayandırdıklarını, davalılar tarafından verildiği ve düzenlendiği yönünde hiç bir muhalefet olmayan çeklerin müvekkiline borcuna karşılık verildiğini beyan etmiştir. Davalı … davalı şirketin yetkilisi olup davalı şirketin ticari defter ve kayıtları mali müşavir bilirkişi marifetiyle incetilmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı ile davalı keşideci şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, keşidecinin davacıya herhangi bir ödeme yaptığına ilişkin hiçbir kayıt bulunmadığı, dava konusu çekin, davacıya ödendiğine yada başka bir borca mahsup edildiğine/temlik edildiğine veya başka bir menfaat sağlandığına ilişkin herhangi bir kayıt bulunmadığı belirtilmiş olup bu anlamda davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmaktadır. Süresinde bankaya ibraz edilmediği için söz konusu çekten dolayı cirantaya müracaat edilebilmesi için ciranta ile hamil arasında temel ilişkinin bulunması ve talep edenin bu temel ilişkiye dayanması gerekmektedir. Bunun haricinde cirantalara karşı sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanarak müracaat edilmesine olanak bulunmamaktadır. Davacı, her iki davalıya yönelik davasını münhasıran TTK 732. Maddesinde belirtilen sebepsiz zenginleşme sebebine dayandırmış olup 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış çeke dayalı olarak sebepsiz zenginleşme nedeniyle açılan işbu davanın ancak keşideci aleyhine açılabilecek olmasına göre, Mahkemece ciranta/lehtar olan Davalı … hakkında zamanaşımına uğramış çek nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak müracaat edilemeyeceği gözetilerek Davalı … hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Bu nedenle Davalılar vekilinin davalı şirket yönünden istinaf başvurusunun HMK. 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı … yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı … yönünden açılan davanın husumetten reddine dair yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davalı şirketin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B)Davalı …’nun istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/06/2019 Tarih ve 2018/880 Esas – 2019/230 Karar sayılı ek kararı ile 26/02/2019 Tarih ve 2018/880 Esas – 2019/230 Karar sayılı kararınn davalı … yönünden HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; 1-Davalı … yönünden davanın HUSUMET YÖNÜNDEN REDDİNE, 2-Davalı … LTD. ŞTİ. yönünden davacının davasının KABULÜ ile; davalı şirketin Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 50.000.TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %10,50 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, 3-Hükmedilen alacağın %20’i olan 10.000TL icra inkar tazminatının, davalı şirketten alınarak davacıya ödenmesine, 4-Koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 5-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan 3.415,50.TL ilam harcından peşin alınan 853,88.TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,62TL’nin davalı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından sarf edilen 800,00.TL bilirkişi ücreti, 104,00.TL posta masrafı, 27,70.TL başvuru harcı, 853,88.TL peşin harç olmak üzere toplam: 1.785,58TL. yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı … tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davalı şirket tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 7.300,00.TL vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, 10-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap ve takdir olunan 7.300,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, 11-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 121,30’ar.TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 13-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı şirket yönünden alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden davalı şirket tarafından istinaf aşamasında yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davalı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına, 14-Davalı …’nun istinaf başvurusunu kabul edildiğinden 853,75.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 15-Davalı şirket tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 16-Davalı … tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 31,00.TL istinafa dosya gönderim gideri toplamı 152,30.TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine, 17-Artan gider avansı olması halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 18-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.