Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1470 E. 2021/787 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1470
KARAR NO : 2021/787
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 24/01/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/29 Esas – 2018/76 Karar
DAVA: Menfi Tespit -Çek İptali
KARAR TARİHİ : 27/05/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 13.04.2015 tarihinde 300.000,00 desimetrekare deri alım satım sözleşmesi imzalandığını, hazır giyim alanında faaliyet gösteren davacının davalı şirketten malzeme satın aldığını ve … Bankasına ait 10.01.2016 tarihli 49.500 TL bedelli, 14.01.2016 tarihli 98.700 TL bedelli, … numaralı,15.01.2016 tarihli 110.000 TL bedelli, … numaralı ve … Bankasına ait 05.02.106 tarihli, 46.000 TL bedelli, … numaralı çekleri verdiğini, taraflar arasında imzalanan satım sözleşmesi ile malzemelerin teslim tarihinde teslim edilmemesi halinde 3 iş günü içerisinde verilen çeklerin elden iade edilmesi gerektiği ve doğabilecek zararlardan sorumlu olacaklarının taraflarca kabul edildiğini, ancak davalı tarafça malzemelerin zamanında teslim edilmediğini belirterek, dava sonuna kadar çeklerin ödenmemesi için çekler üzerine İİK.m.72/2 maddesi gereğince ihtiyatı tedbir konulmasına, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 24/01/2018 tarih ve 2016/29 Esas – 2018/76 Karar sayılı kararı ile; “… Çekleri avans olarak davalıya verdiği davalının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediği, davacı tarafından davalıya verilen çeklerin bedelsiz kaldığı belirlenmekle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. ” gerekçeleri ile; ” 1-DAVANIN KABULÜ İLE dava konusu… çekler nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, Çeklerin iptaline ilişkin talebin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece deliller ve sözleşme içeriğine rağmen, her ne kadar borçlu olunmadığına dair karar verilmiş ve bu karar yerinde ise de, çeklerin iptali istemlerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca mahkeme kararında çeklerin iptali taleplerinin neden reddedildiğine dair bir gerekçe de bulunmadığını belirterek,İlk Derece Mahkemesi kararının çeklerin iptali taleplerinin reddi yönünden kısmen kaldırılarak, yeniden yargılama yapılarak, talepleri doğrultusunda çeklerin iptali taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çekten kaynaklanan menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkindir. Mahkemece menfi tespit talebinin kabulüne, çek iptali talebinin reddine karar verilmiş, davacı tarafça mahkeme kararının çek iptali taleplerinin reddine dair kısmına yönelik istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça dava konusu çeklerin taraflar arasında yapılan satım sözleşmesi kapsamında davalıdan alınacak mallara karşılık olarak davalıya verildiği, davalı tarafça mal teslimi yapılmaması nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığı belirtilerek işbu dava açılmıştır.Mahkemece tensip ara kararı ile, dava konusu çekler hakkında, İİK 72/2 mad. gereğince açılması muhtemel icra takiplerinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına ve yalnızca tarafları bağlayıcı nitelikte bankaya ibrazı halinde ödeme yasağı konulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, davacı vekilince ilk derece mahkemesine ibraz edilen 26/04/2017 havale tarihli dilekçe ile; talepleri üzerine teminat karşılığında çeklerin ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiğini, ancak davalının çekleri 3. kişilere cirolaması nedeniyle müvekkili aleyhine icra takiplerine başlanıldığını, ihtiyati tedbir kararının hukuki bir yararının kalmadığını belirterek, tedbir kararının kaldırılarak, yatırdıkları teminatın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin bu beyanına göre, dava konusu çeklerin dava dışı 3. kişilere ciro edildiği, davacı çeklerin keşidecisi olup çek iptalini isteme hakkının meşru hamile ait olduğu, dolayısıyla mahkemece gerekçesi belirtilmemiş ise de, dava konusu çeklerin iptaline karar verilmesinin mümkün olmadığı, çek iptali talebinin reddine dair mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 27/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.