Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/147
KARAR NO : 2020/1285
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatı ile )
TARİHİ : 19/02/2018
DOSYA NUMARA : 2016/398 Esas – 2018/44 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan elma suyu konsantresi emtiasının Türkiyeden ABD ‘ye gemi ile taşındığını taşıma sonucunda …. nolu konteynerin açıldığında varillerin konteyner içinde iki sıra istifli olduğu ve üst kattaki istifli varillerin alttakileri ezerek varil kapaklarında eğilme, açılma gibi hasarlara neden olduğu ve varillerdeki malın dış ortam ve hava ile temas ettiği kapak kısımlarında sızıntı olduğunun tespit edildiğini, yüklenen beş konteynerden sadece söz konusu konteynerde hasar oluşmasının ambalaj ve istif hatası olmadığını kanıtladığını, meydana gelen hasarın 02/09/2015 tarihli ekspertiz raporu ile belirlendiğini, hasar nedeni ile müvekkili sigortalı şirketin sigortalının uğradığı zararı tazmin ettiğini, TTK nın 1472. maddesi gereğince sigortalının haklarına halef olduğunu, TTK’ nın 1178. maddesi gereğince taşıyanın sorumlu olduğu sigorta tazminatının davalıdan tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nın 1188. maddesinde belirtilen hak düşürücü sürede davanın açılmadığını, müvekkiline bildirim yapılmadığını, davacı sigorta şirketinin maddi zarara uğradığını ve hasarın ne suretle meydana geldiğini ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin ve kendisine izafeten dava açılan şirketin davada sıfatı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile hasarın taşıma sırasında meydana geldiği varsayımında dahi anılan hasarın söz konusu işlemlerin gereği gibi yapılmaması nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini, yükün elverişsiz ambalajlanmış olması ihtimalinin bulunduğunu belirterek , davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/02/2018 tarih ve 2016/398 Esas – 2018/44 Karar sayılı kararı ile; ” … Davacı ve davalı vekilleri beyanları, sunulan deliller, inceleme sonrası dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre, davacı sigorta şirketi ile davadışı sigortalı arasındaki Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan emtiaların davalı şirketin sorumluluğunda deniz yolu ile taşınması sırasında hasarlanması nedeniyle sigortalısına ödediği hasar bedelinin TTK nun 1472.maddesi gereğince rücuen tahsili amacıyla İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığı, davalının takibe süresinde itirazı ile takibin İİK nun 66 ve devamı maddeleri gereğince takibin durduğunu, davacı sigorta şirketince İİK nun 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürede davanın açıldığı, dosyada mevcut emtia sigorta poliçesinin incelenmesinde, sigortalısının, …Tic. Ve San . A.Ş olduğu, geminin MSC ” Gıovana” gemisi olduğu, yükleme tarihinin 08/07/2015 tarihi olarak belirlenip, emtianın, Apple consantre olduğu , 18/09/2015 tarihinde 10.000 TL olarak davacı sigorta şirketi tarafından ödendiği,02/09/2015 tarihli ekspertiz raporunda, hasar tutarının 4.053,60 Usd olduğu , hasarın toplamda 5 konteynerin sevkiyat içinde yer alan TTNU431751-6 nolu konteynerin makul elleçleme işleminin ötesinde çok sert şekilde yere veya sert zemine bırakılmasından kaynaklandığı kanaatine varıldığı hasarın poliçe teminatı kapsamında değerlendirilmesi yönünde kanaat kullanılabileceği görüşünde olup, yükleme- istifi sigortalı firma yaptığı için bu hususta nihai taktirin sigortacının kararına bağlı olduğunun belirtildiği, 08/12/2015 tarihinde malların ellerine ulaşılıp 20 varilin hasar gördüğünün alıcı tarafından yeniden işlenerek paketlendiğinin tutanak altına alınıp malları teslim eden taşıyıcı Nestor Searre ve teslim alanın Forklıft sürücüsü olarak imzalandığı Konşimentonun incelenmesinde, … A.Ş.’ nin taşıyanın acentesi olarak konşimentoyu düzenlediği, konşimentoda FCL/ FCL- Shıpped Onboard ile Shıppers Load Stow and Coun kayıtlarına yer verildiği görülmüş olmakla davacı sigorta şirketi tarafından ödemenin sigortalı şirkete 18/09/2015 tarihinde 10.000 TL olarak ödendiği, emtia satış faturasına göre teslim şeklinin FOB olup uluslararası bu satış işleminde sigorta yaptırmak tarafların iradesinde olup somut olayda sigortanın sigortalı tarafından yaptırıldığı ve geçerli bir sigorta sözleşmesinin bulunduğu, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına yapılan ödemenin geçerli sigorta sözleşmesi gereği yapılmış olduğundan aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, 10/07/2015 tarihli konşimentoya göre, taşıyanın, Barsan İnternational Inc olup, taşıyanın acentesi olarak konşimentonun düzenlendiği ve davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu TTK’ nun hak düşürücü süre başlıklı 1188 maddesinde eşyanın ziyaı veya hasarı ile geç tesliminden dolayı taşıyana karşı her türlü tazminat istem hakkının 1 yıl içerisinde yargı yoluna başvurulmadığı takdirde düşeceği hükmüne yer verilmiş olup hasar tespit tarihinin, 12/08/2015 tarihi olduğu, icra takip tarihinin 02/11/2015 olduğu TTK’nun 1188.maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde takibin başlatılmış olduğunun anlaşıldığı, mahkememizce yapılan ilk inceleme sonrası dosyaya bilirkişi Uzakyol Kaptanı bilirkişi tarafından ayrık rapor sunulmuş olup raporda, yaklaşık 1,5 ay gibi uzun bir zaman gibi birçok limana uğranılan bir deniz nakliyat sürecinde yapılan taşıma işlemi esnasında bahse konu konteynerin içinde bulunan malların bir kısmında meydana gelen hasarın konteynerin normalin ötesinde sert biçimde yere, gemi güvertesine, ambarına, diğer konteynerlerin üzere bırakılması veya diğer konteynerlerin bu konteynerlerin üzerine bırakılacağı sonucunda oluşabileceği neticesinde hasarın devam etmekte olan taşıma işlemi esnasında meydana gelebileceği belirtilmiş olup diğer bilirkişiler ise söz konusu zarardan konşimentoda yer alan kayıtlar dolayısıyla ve ayrıca ekspertiz raporunda konteynerin dış tarafının hasarlı / darbeli olduğuna ilişkin herhanagibir belgenin olmadığı nedenle davalı taşıyanın hasardan sorumlu tutulamayacağı belirtilmiş olup bilirkişi raporu ve itirazlar mahkememizce değerlendirilerek dosya kapsamı itibariyle yeni bir heyetten rapor alınması gerektiği kanaatine varılmakla , dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda, 07/07/2015 tarihli satış faturasına göre teslim şeklinin FOB olup, 12/08/2015 tarihinde düzenlenen tutanağın taşıyan veya temsilcisi tarafından imzalanmayıp kara taşıyıcısı ve sürücü tarafında imzalanmış olduğu TTK nın 1185. Madde hükmünün koşullarının karşılanmadığı, hasarın TTK nın 1185/4. Hükmü gereği davalının sorumluluk süresinde davalının yahut adamlarının kusuru ile meydana geldiğinin ispat külfetinin davacıya ait olduğunu , ekspertiz raporunda da belirtildiği üzere tutanağın konteynerin alıcısının tesislerine ulaştığında tahliye edilmesi sırasında imzalanmış olduğu, konteynere yüklenen emtianın konteyner taşımacılığına uygun olarak istiflenmesi gerektiğini,konteynerlerin gemiden indirilerek liman vasıtalarına yüklendiği ve sahaya indirildiği, kara taşımasının yapılmak üzere kamyonlara yüklendiği ve alıcının tesislerinde kamyonlardan indirildiği 4 konteynerde hasarın meydana gelmemiş olmasının hasar meydana gelen konteynerde istifin uygun yapıldığı anlamına gelmeyeceği, istifin sigortalı tarafından yapılmış olması nedeni ile davalının hasardan sorumlu olmayacağı, hasar bedelinin 4.053 Usd kadri marufunda olduğu taşıyanın sorumluluğunun konteynerin gemiden tahliye edilmesi ile son bulacağı , davalı taşıyanın sorumlu olmadığı belirtilmiş olmakla dosyadaki mevcut konşimentodaki kayıtlardan yükleme ve istifin sigortalı firma tarafından yapıldığı TTK nın 1178. Maddesinde, “Taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında, özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür. Taşıyan, eşyanın zıyaı veya hasarından yahut geç tesliminden doğan zararlardan, zıya, hasar veya tesliminde gecikmenin, eşyanın taşıyan hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmiş olması şartıyla sorumludur.” hükmüne yer verilmiş olmakla birlikte sorumluluktan kurtulma halleri başlıklı TTK nın 1179. Maddesinde taşıyanın veya adamlarının kasıtından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri gelen zarardan taşıyanın sorumlu olmadığı ve taşıyanın veya adamlarının kastının veya ihmalinin bu zarara sebebiyet vermediğini ispat yükünün taşıyana ait olduğu hükmüne yer verilmiş olup TTK nın bildirim başlıklı 1185. Maddesinde ziya veya hasarın taşıyana bildirilmesi koşullarına yer verilmiş olup buna göre taşıyanın temsilcisi tarafından imzalanan tutanağın mevcut olması gerekip bu durumda taşıyana yazılı bir ihbara gere olmadığı söz konusu olup bu durumda ispat külfetinin yer değiştirdiği TTK nın 1184 ve 1185. maddenin 1 ve 2. fıkralarında yer alan hasarın tespiti ve ihbarına ilişkin koşulların karşılanmadığı, hasardan davalının sorumlu tutulamayacağı TTK nun 1185/6 maddesinde belirlenen şekilde usule uygun olmadığı, ihbarın TTK nun 1185/4.maddesinde “Eşyanın zıya veya hasarı ne bildirilmiş ne de tespit ettirilmiş olursa, taşıyanın eşyayı denizde taşıma senedinde yazılı olduğu gibi teslim ettiği ve eğer eşyada bir zıya veya hasarın meydana geldiği belirlenirse, bu zararın taşıyanın sorumlu olmadığı bir sebepten ileri geldiği kabul olunur. Şu kadar ki, bu karinelerin aksi ispat olunabilir.” hükmüne yer verilmiş olup, dosyada davalı taşıyanın veya temsilcisinin bulunduğu bir hasar tutanağının olmadığı kaldı ki ekspertiz raporunda sözkonusu hasarın konteynerin makul elleçleme işleminin ötesinde çok sert şekilde yere veya zemine bırakılmasından kaynaklandığı kanaatine varıldığının belirtilip mahkememizce yapılan ilk inceleme sonrası ibraz edilen ayrık görüşte de konteynerin normalin ötesinde sert biçimde yere veya gemi güvertesine veya ambara bırakılması neticesi oluşabileceği ve hasarın taşıma işlemi esnasında meydana gelebileceği görüşünde olunduğu belirtilmiş olup net bir hasar nedeni olarak belirtilmediği ayrıca söz konusu konteynerlerin taşıyana mühürlü olarak teslim edilip yüklemenin sigortalı tarafından yapıldığı ve konteynerlerin gümrük sahasından çıkarılması sırasında veya gemiden indirilmesinde dış görünüm itibariyle konteynerin hasarlı, eğik veya darbeye maruz kaldığına dair herhangi bir tutanağın da dosyada olmadığı nedenle davacı tarafından hasarın emtiaların davalı taşıyanın hakimiyetinde iken meydana geldiğinin ispatlanamadığı, konteynerlerin mühürlü olarak taşıyan tarafından teslim alınıp mühürlü bir şekilde teslim edildiği ve teslimi sırasında haricen hasarın olduğuna dair herhangi bir tutanağın bulunmadığı, konteynerin limanda tahliye edilmesi sırasında hasarlı olduğunu gösteren bir raporun bulunmadığı, davalının sorumlu olduğu bir nedenden hasarın meydana geldiğinin ortaya konulamadığını ayrıca konşimentodaki kayıtlar gereği yükleme ve istiflemenin taşıyan tarafından yapılmadığı ve taşıyanın konteyneri mühürlü olarak teslim alıp mühürlü olarak teslim ettiği yurt içi taşımasında da herhangi bir görevinin bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-TTK m.1185 koşullarının, yapılan ekspertiz incelemesi ile sağlandığını, davalının hasardan sorumlu olduğunun tespit edildiğini, ekspertiz raporlarının delil niteliğini haiz, tarafsız ve bağımsız olarak hazırlanan hukuken geçerli belge olarak kabul edildiğini, TTK m. 1184 incelendiğinde, incelemenin “bu husus için yetkili uzmanlar” tarafından yapılabilmesinin mümkün olduğunun görüldüğünü, incelemenin alanında uzman, tarafsız ve bağımsız sigorta eksperi tarafından yapıldığını, Oluşan hasarın konteynerin sert biçimde elleçlenmesi veya diğer konteynerlerin üzerine bırakılması sebebiyle ve davalının sorumluluğunda oluştuğunun eksper raporunda açıkça belirtildiğini, ayrıca taşıma neticesinde ürünlerin hasarlı teslim alındığının tutanak altına da alındığını, TTK m.1185 hükmü şartları ve davalının hasardan sorumlu olduğunun, Danıştay 8. Dairesi’ nin 2011/2237 E – 2011/2623 K sayılı kararı ile delil niteliğini ve hukuken geçerli belge niteliğini haiz olarak tanımlanan ekspertiz raporu ile ispatlanması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesinin usule, esasa ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, 2-Davalının, TTK m.1178 uyarınca iyi halde teslim aldığı emtiayı iyi halde teslim etmekle yükümlü olup, bu yükümlülüğünü yerine getiremediğini, emtianın kendi hakimiyeti sırasında ıslanarak uğramasına sebep olduğunu, Dosyaya mübrez konşimento incelendiğinde ” ürünler, paketler veya bunları içeren konteynerlar iyi bir şekilde ve durumda teslim alındı ” notu olduğunun görüldüğünü,Bu durumda, davalı taşıyan konşimentoda emtiayı iyi halde teslim aldığını belirtmiş olduğu için, emtianın iyi halde yüklendiğine dair karine oluştuğunu, TTK’ nun 1178. maddesi uyarınca iyi halde teslim aldığı emtiayı iyi halde teslim etmeyen davalının hasardan sorumlu olduğunu,3-Kabul anlamına gelmemek üzere, yüklemenin taşıyan tarafından yapılmadığı durumda bile TTK ve Yargıtay içtihatları gereğince taşıyanın nezaret yükümlülüğünün bulunduğunu ve sorumluluktan kurtulabilmesinin mümkün olmadığını, Yüklemenin biran için davalı tarafından yapılmadığı düşünülse dahi, davalının bu yüklemeye TTK m. 1184 uyarınca nezaret etme yükümlülüğü bulunduğunu, taşımanın yapılacağı konteynerleri kontrol etmek, yüklemenin nasıl gerçekleştiğine nezaret etmek, herhangi bir durumla karşılaştığında bu konuda tutanak yükümlülüğü altında olup yolculuk yapmayı reddetme hakkına sahip olduğunu, Taşıyanın, yükleme ve istiflemeden basiretli bir tacir olarak sorumlu olduğunu, taşıyanın, taşıma işini üstlendiği malı alıcısına sağlam, eksiksiz ve hasarsız bir şekilde teslim etmekle yükümlü olduğunu, bunun hem ” kanuni ” hem de ” akdi ” bir yükümlülük olduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2013/15039 E. ve 2014/17925 K. sayılı kararı) Ayrıca TTK’ nın 1091. maddesi uyarınca kaptanın yükleme, boşaltma ve istif işlemlerinin icab ettiği gibi ve usulü dairesinde yapılmasını sağlamak ve istifin “… özel istifçiler tarafından yapılsa bile,…” gerektiği surette icra edilmesini denetlemekle yükümlü olduğunu, dolayısıyla yükleme- boşaltma ve istif işlerinin yük zararına yol açması halinde dahi, taşıyanın bu madde nedeniyle sorumluluk altına gireceğini, (Dr. Jur. Bülent Sözer, Deniz Ticaret Hukuku, syf. 413 – 414.) Ayrıca TTK’ nın 1178. maddesine göre; “Taşıyan, navlun sözleşmesinin ifasında özellikle eşyanın yükletilmesi, istifi, elden geçirilmesi, taşınması, korunması, gözetimi ve boşaltılmasında tedbirli bir taşıyandan beklenen dikkat ve özeni göstermekle yükümlüdür.” Yüklemenin gönderen tarafından yapılması halinde taşıyanın sorumluluğunun devam edeceğinin Yargıtay içtihatları doğrultusunda yerel mahkemece başka bir dava dosyasında tespit edilmiş olmasına rağmen, huzurdaki davada çelişkili bir şekilde tam tersi yönünde hüküm tesis edildiğini, 4-Konteyner mührünün bozulmamış olmasının davalıyı sorumluluktan kurtarmayacağını, 5-Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, konteynerin dışında hasar olduğuna ilişkin tutanağın bulunmamasının, davalının sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, sağlam olarak davalıya teslim edilen emtianın, alıcıya hasarlı olarak teslim edildiğine göre emtianın, davalının hakimiyeti altında deniz taşıması sırasında hasara uğradığının açık olduğunu, somut olayda, hasar tespit edildiği anda hasar tutanağı tutulduğunu,6-Yüklenen 5 konteynerdan sadece TTNU 431751-6 nolu konteynerda hasar olması nedeniyle istif hatası olmadığının sabit olduğunu, mahkemenin taşıyan olarak davalının kusursuz olduğu yönündeki tespitinin hukuka aykırı bulunduğunu belirterek, -İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/398 E -2018/44 K sayılı ve 19/02/2018 tarihli kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise re’sen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar tazminatının TTK’nın 1472. maddesi uyarınca rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyanın incelenmesinde; davacı sigorta şirketi ile dava dışı …Tic. ve San. Tic.A.Ş arasında düzenlenen Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan 5 ayrı konteyner 416 varil emtianın ( elma suyu konsantresi) davalı taşıyıcının sorumluluğunda deniz yolu ile taşındığı, emtianın alıcıya teslimi sırasında konteynerlerden bir tanesinde taşınan ( TTNU 431751-6 no’lu koteyner) 20 adet varilin ve içindeki emtianın hasara uğradığı görülerek kara taşıyıcısı teslim eden Nestor Searre ve forklıft sürücüsü tarafından protokol başlıklı 08/12/2016 tarihli tutanak tutulduğu, davacı tarafça, yerinde tespit şeklinde olmayıp evrak üzerinden hasarın belirlenmesi için ekspertiz raporu alındığı, 02/09/2015 tarihli ekspertiz raporunun sonuç kısmında; hasarın toplamda 5 konteynerin sevkiyat içinde yer alan TTNU431751-6 nolu konteynerin makul elleçleme işleminin ötesinde çok sert şekilde yere veya sert zemine bırakılmasından kaynaklandığı kanaatine varıldığı, hasarın poliçe teminatı kapsamında değerlendirilmesi yönünde kanaat kullanılabileceği, yükleme- istifi sigortalı firma yaptığı için bu hususta nihai takdirin sigortacının kararına bağlı olduğunun belirtildiği, davacı tarafça, ekspertiz raporundan sonra sigortalıya 10.000,00 TL ödeme yapıldığı, eşyanın davalı taşıyıcının hakimiyet alanında iken hasarın meydana gelmesi ve TTK’nın 1178. maddesindeki özen yükümlülüğüne aykırı davranılması nedeniyle davalının zarardan sorumlu olduğu ileri sürülerek işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi heyetinden rapor alınarak, yukarıda belirtilen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından;TTK’nın 1179/1. maddesi uyarınca zararın, taşıyanın veya adamlarının kastından veya ihmalinden doğmayan sebeplerden ileri geldiğini ispat yükü, taşıyana ait ise de, taşıyıcının zarardan sorumlu tutulabilmesi için TTK nın 1184 ve 1185. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında yer alan hasarın tespiti ve ihbarına ilişkin yükümlülüklerin yerine getirilmiş olması gerektiği, 08/12/2016 tarihli protokolün, konteynerin, alıcısının tesislerine ulaştığında tahliye edilmesi sırasında kara taşıyıcısı teslim eden Nestor Searre ve forklıft sürücüsü tarafından düzenlendiği, tarafların katılımının olmadığı dikkate alındığında, deniz yolu ile taşıyıcı olan davalıya bildirim yapılması gerekmekte olup, TTK’nın 1185/1 maddesi davalıya yapılmış bir bildirim bulunmadığı, bu durumda ispat külfetinin TTKnın 1185/4. hükmü gereği davacıya geçtiği,Söz konusu konteynerlerin taşıyana mühürlü olarak teslim edilip, yükleme ve istiflemenin sigortalı tarafından yapıldığı, konteynerlerin gümrük sahasından çıkarılması, limandan tahliyesi veya gemiden indirilmesi sırasında dış görünüm itibariyle konteynerin hasarlı olduğuna dair herhangi bir tutanağın mevcut olmadığı, dava konusu konteyner ve diğer konteynerlerin karayolu ile de taşımalarının yapıldığı dikkate alındığında, davacı tarafça hasarın, emtiaların davalı taşıyanın hakimiyetinde iken meydana geldiği, davalı taşıyanın TTK’ nın 1178. maddesindeki dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı hususlarının ispatlanamadığı, TTK’ nın 1184/1 maddesine göre gönderilen, eşyayı teslim almadan önce inceleme yapılması gerekmekte olup, ekspertiz raporunun teslimden sonra ve yerinde değil evrak üzerinden hazırlanmış olması nedeniyle TTK’ nın 1184/1 maddesi koşullarını sağlayan uzman incelemesi olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.50 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 12/11/2020 tarihinde HMK’ nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.