Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1449 E. 2021/839 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1449 Esas
KARAR NO : 2021/839 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2017/1138 Esas 2019/193 Karar
DAVANIN KONUSU: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi
KARAR TARİHİ: 03/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,Müvekkili banka ile davalılardan …. San. Ve Tic. A.Ş arasında genel alacaklı cari hesap sözleşmesi imzalandığını, adı geçen firma talebi sonrasında firmaya çek karnesi teslim edildiğini, yine davalı şirket lehine davaya konu … numaralı 100.000,00 TL ve … numaralı 50.000 USD miktarlı teminat mektuplarının düzenlenerek verildiğini, Beyoğlu … Noterliğinin 29/06/2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile tedavülde olan çek yaprakları için toplam 9.870,00 TL, meri teminat mektuplarından kaynaklanan 100.000,00 TL ve 50.000 USD gayrinakdi kredi borcu olduğunun ihtar edilerek,açıklanan bedellerin … numaralı hesaba yatırılmasının bildirildiğini, ancak davalı yanca söz konusu bedelin yatırılmadığını belirterek; Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile çek sorumluluk bedeli 9.870,00 TL ve meri … numaralı 100.000-TL bedelli teminat mektubu ile … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubundan kaynaklanan gayri nakdi kredi borcunun müvekkili banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar … San.ve Tic A.ş. ,… Sanayii ve Ticaret Anonim Şirketi ,… vekili cevap dilekçesi ile, yetkili mahkemenin gerçek ve tüzel kişilerin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri adresi olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkili şirketlere TMSF’nin kayyım olarak atandığını, TMSF’nin ilişkili olduğu bakanlık yöneticileri tarafından yönetildiğini, davacının dava dilekçesinde genel alacaklı cari hesap sözleşmesi olarak belirtilen sözleşmenin hangi tarihli içeriğe sahip bir sözleşme olduğunun tam olarak anlaşılamadığını, müvekkili şirketin davacıya borcu olmadığını, 678 sayılı KHK. 37.maddesi uyarınca müvekkili şirketin borçlarından ötürü öncelikle kefil olan diğer borçlulara müracaat edilmesinin gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, Kendisinin İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/183 Esas sayılı dosyası ile tutuklu olduğunu, şahsi hesaplarına ve dava açılan şirketlere de kayyım atandığını, kendisinin herhangi bir yetkisi ve sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 21/02/2019 tarih ve 2017/1138 Esas – 2019/193 Karar sayılı kararında;”….Davacı …Ümraniye ticari merkez şubesi ile …San.ve Tic A.ş. arasında 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin ayrılmaz parçaı olarak 13.000 TL limitli ve 13/08/2012 tarihli, 40.000 TL limitli 18/09/2012 tarihli, 23.000 Tl limitli ve 25/01/2013 tarihli cari hesap kredi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmelere …, … A.ş ,… A.ş ,… A.Ş , …San ve Tic A.ş nin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza koydukları Davacı … ın asıl borçlu şirket …San.ve Tic A.ş ile bağıtladığı 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin kat edilmediği ve devam ettiği,Ancak asıl borçlu şirket …San.ve Tic A.ş ye TMSF tarafından kayyım atanması nedeniyle gayrinakdi alacaklarının teminatı olarak bedellerinin depo edilmesini,asıl borçlu ve sözleşme kefillerinden istediği,Bağıtlanan sözleşmede davacı bankanın depo talep etmesine engel olmadığı, ancak 678 sayılı KHK’nın 37.maddesi gereğince TMSF tarafından kayyım atanan şirketler hakkında yapılacak taleplerde özel düzenleme gereğince asıl borçlu dışındaki kefillere gidilmesi gerektiği, fakat asıl borçlu dışındaki şirketlerede TMSF tarafından kayyım atandığı, gerçek kişi kefil … ında tutuklu olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizce; davacı banka ile davalı asıl borçlu … San.ve Tic A.ş. arasında bağıtlanan 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin devam ettiği, davalı asıl borçlu şirketin sözleşme gereğince temerrüde düşmediği, sözleşme sorumluluklarını yerine getirdiği, TBK 581 madde gereğince kefiller yönünden ise ; asıl borçlunun kusur ve temerrüdü nedeniyle, borca aykırılık nedeniyle sorumluluk halinin oluşmadığı, bu nedenle davacı bankanın kefillerin sorumluluğunu gerektirecek talepte bulunamayacağı Bu aşamada davacı bankanın depo talebinin dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırı olarak, hakkın kötüye kullanımı niteliğine olduğu sabit bulunmuş, istemin ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir. …”gerekçesi ile, Sabit olmayan davada davacının tüm taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Yerel Mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olmadığını, dava konusu uyuşmazlığın çözümünde ve tespitinde eksik inceleme ve hatalı kanaate varıldığını, Yerel mahkemenin 21/02/2019 tarihli davanın reddine yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Müvekkil Banka ile …. SAN. VE TİC A.Ş. arasında Genel Alacaklı Cari Hesap Sözleşmesi imzalandığı ve adı geçen firma talebi sonrası gerekli tetkikler yapılmak suretiyle firmaya çek karnesi teslim edildiği, yine davalı şirket lehine belirtilen teminat mektupları düzenlenerek verildiğini, Taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi hükümleri doğrultusunda temerrüde uğramış olan davalı şirketin kredi hesapları Beyoğlu … Noterliğinin 29/06/2017 tarih … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kat edildiği, kat ihtarnamesi davalılardan kredi ve kefalet sözleşmelerindeki adreslerine tebliğ edildiğini, Yerel Mahkeme tarafından dava konusu ihtilafta davalı şirketin kredi hesaplarının kat edilmediği ve devam ettiğine dair tespit ve değerlendirmelerin nasıl ve ne şekilde kanaat getirildiği öncelikle anlaşılamadığını, zira, taraflar arasındaki kredi sözleşmeleri hükümleri ve davalı şirket ile diğer davalı kefillere gönderilen hesap kat ihtarnamesine rağmen hesabın kat edilmediği ve devam ettiğine dair kanaatin yasal dayanağı bulunmadığını, Taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin “TEMERRÜT” başlıklı 10. maddesi kapsamında davalı şirket kredi hesaplarının kat edildiği ve temerrüte düştüğü açıkça ortada iken, yerel mahkeme tarafından hukuki dayanak ve somut hiçbir veriye yer verilmeksizin temerrüdün gerçekleşmediği ve hesabın kat edilmeyerek kredi sözleşmesinin devam ettiğinin gerekçeli kararda belirtmiş olduğu, yerel mahkemece bu sonuca nasıl ve ne şekilde ulaşıldığı anlaşılamadığını, genel kredi sözleşmesi hükümlerinde açıkça yer verilen temerrüt şartları değerlendirilmeksizin verilen kararın eksik incelemeye dayalı bir karar olduğu, bu haliyle usul ve yasaya uygun olmayan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini, Davalılara gönderilen Beyoğlu … Noterliğinin 29/06/2017 tarih … yevmiye sayılı davalıların müvekkili banka ile akdettikleri kredi sözleşmeleri kapsamında bildirilen adreslerine 03/07/2017 tarihi itibariyle tebliğ edildiğini, Söz konusu hesap kat ihtarnamesi içeriği itibariyle, hesapların kat edildiği dava konusu gayri nakdi kredi borçlarının depo edilmesi gerektiği hususu bildirildiğini, her ne kadar hesap kat ihtarnamesi davalılar adına tebliğ edilmiş olmasına rağmen, yerel mahkeme hesabın kat edilmediğinden bahisle hüküm kurduğunu, yerel Mahkemenin gerek kredi sözleşmeleri gerekse usul ve yasa hükümleri ile tüm bu hususlara uygun olmayan tespit ve değerlendirmelerinin kabulü hukuken mümkün olmadığını, Kaldı ki; gerek uygulama gerekse Yargıtay’ın işbu uyuşmazlıkla ilgili birçok kararında yer vermiş olduğu hususlar itibariyle her ne kadar hesap kat ihtarnamesinin davalılar adına tebliği işlemleri gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, davalılar adına çıkarılan kat ihtarnamesinin bildirilen adreslere tebliğ edilmiş olması halinde dahi kredi sözleşmesi 11.02 maddesi kapsamında geçerli olacağı açıkça ortada olduğunu, (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2017/1848 K. 2018/6597 T. 21.6.2018 tarihli kararı)Yasal düzenlemeler, kredi ve kefalet sözleşmelerindeki ilgili hükümler ile konu hakkındaki yargıtay kararları yerel mahkemenin hesabın kat edilmediği ve temerrüdün gerçekleşmediğine dair kararının isabetsiz olduğunu açıkça göstermekte olduğu, bu sebeple, usul ve yasa hükümleri ile sözleşme hükümlerine uygun bir şekilde kredi hesaplarının kat edildiği ve temerrüdün gerçekleştiği açıkça ortada olduğundan yerel mahkemenin usul ve yasaya uygun olmayan kararının kaldırılması gerekmekte olduğunu, Yerel mahkeme dosyaya sunulan bilirkişi raporunda sadece müvekkili banka aleyhine yer verilen tespitlere itiraz edilerek davanın reddine karar verdiğini, Yerel Mahkeme dosyaya sunulan ve bilirkişi tarafından hukuki tesit ve değerlendirmelere yer verildiği görülmekte olan 24.01.2019 tebellüğ tarihli Bilirkişi Raporu’nda;”…Davacı bankanın asıl kredi borçlusu davalı …. San. Ve Tic. A.Ş’den teminat mektubu ve çek yaprakları için bunların karşılığını oluşturacak tutarda paranın bloke edilmesinin talep edilebileceği, ancak 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti başlıklı madde 37 hükmünün özel düzenleme olması sebebiyle öncelikle uygulanması halinde öncelikle kefillerin sorumluluğunun söz konusu olacağı ve borcun depo edilmesinin diğer davalı gerçek ve tüzel kişi kefillerden talep edilebileceği, …Blokesi talep edilebilecek tutarların halen geri dönmeyen teminat mektuplarından 5080-TM-02172 Ref.li mektup için 100.000,00-TL ve tedavülde olan çek yaprakları ile ilgili yasal sorumluluk miktarı olan toplam 9.780,00-TL olacağı” sonuç ve kanaatine vardığını, Esasen Bilirkişi Raporu içeriği itibariyle 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti başlıklı madde 37 hükmünün özel düzenlemesine dair yorum ve değerlendirmeleri haricinde genel olarak yer verilen tespit ve değerlendirmeler huzurdaki davanın sübuta erdiğini açıkça gösterdiğini, yerel mahkemenin bilirkişi raporu’na karşı dosyaya sundukları itiraz ve beyanlarımızı değerlendirmeksizin karar ittihaz etmesi usul ve yasa hükümlerine uygun olduğunu, Zira, bilirkişinin hukuki teknik ve değerlendirmeleri içeren konularda Yerel Mahkeme’yi yanıltıcı bir şekilde görüş ve değerlendirme sunması, yerel mahkemenin bilirkişinin hükme elverişli olmayan tespit ve değerlendirmelerine vaki haklı itirazlarına itibar etmeksizin davanın reddine yönelik hüküm kurması hukuken kabul edilemeyeceğini, Bilirkişiler tarafından asıl kredi borçlusu davalı şirket itibariyle 678 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti başlıklı madde 37 hükmünün özel düzenlemesinden bahisle öncelikle kefillerin sorumluluğunun söz konusu olacağı ve borcun depo edilmesinin diğer davalı gerçek ve tüzel kişi kefillerden talep edilebileceği değerlendirildiğini, bilirkişilerin söz konusu tespitlerinin kabulünün Mahkeme nezdinde ikame olunan depo talebi davada davalı kredi borcu şirketlerin gayri nakit riskin depo edilmesi istemi için açılan dava olması sebebiyle hukuken mümkün olmadığını, Bilirkişi raporu içeriğinde müvekkili bankanın davalı şirketin kefillerinden bu aşamada herhangi bir talepte bulunup bulunmayacağı hususunun ayrıca değerlendirilmesi gerektiğine dair tespitlerini anlaşılamadığını, Mahkeme huzurundaki dava müvekkil banka nezdindeki gayri nakit riskin depo edilmesi hususunda yasal yükümlüğü bulunan kredi borçlusu davalı şirket ile söz konusu gayri nakit kredi borca ilişkin olarak kefaleten sorumluluğu bulunmakta olan diğer davalılar aleyhine ikame edildiği, dolayısıyla, dava konusu ihtilafta yasal yükümlülükleri şüphesiz ortada olan davalılar aleyhine ikame edilmiş olan davada bilirkişiler tarafından sunulan ve kabulü hukuken de mümkün olmayan işbu tespit ve değerlendirmeler anlaşılamadığını, Yerel mahkemenin TMSF tarafından kayyım atanan şirketler haricindeki gerçek kişi …’ın hakkındaki davayı tutuklu olmasından bahisle reddetmesi de usul ve yasa hükümlerine uygun olmadığını, davalı … hakkındaki dava usul ve yasaya uygun olup kabulü gerektiğini, Yerel Mahkeme davalı …’ın tutukluluk haline yer verdiği, tutukluluk hali dışında hiçbir gerekçeye yer vermeksizin davalı hakkında davanın reddine ilişkin hüküm kurduğunu, Yerel mahkemenin davalı … hakkındaki davanın reddine yönelik kararının hukuken kabul edilemez olduğunu, yerel mahkeme kararının bu haliyle kabulü tutuklu şahıslar hakkında dava açılamaması neticesini doğuracağını, bu halde dahi davanın esastan reddi usul ve yasa hükümleri ile bağdaşmadığını, (TARAF EHLİYETİ” BAŞLIKLI HMK 50. MADDESİ,DAVA EHLİYETİ” BAŞLIKLI HMK 51. MADDESİ)Davalı …’ın tutukluluk halinin huzurdaki davada hakkındaki davanın reddine dayanak teşkil etmesi hukuken mümkün olamayacağı gibi, tutukluluk halinin kendisini huzurdaki davada vekil ile temsil ettiren davalı … adına velev ki dava açılmasına engel olduğu bir an için düşünülse dahi, davanın usulden reddi gerekir ken esastan reddedilmesi dahi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından … Ref.li mektup için 100.000,00-TL ile çek sorumluluk bedeli olan 9.780,00.-TL’nin müvekkil banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesaba depo edilmesine, dava tarihinden sonra 22.01.2018 tarihinde sistemsel çıkışı gerçekleştirilmiş … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubu itibariyle Sayın Mahkeme huzurundaki davanın konusuz kalmış olması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermesi gerekmekte iken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, Dava dilekçesinde de belirttildiği üzere, yerel mahkeme huzurunda dava tarihi itibariyle tedavülde olan çek yapraklarından kaynaklanan 9.870,00 TL gayri nakdi kredi borcu ile yine meri teminat mektuplarından kaynaklanan … numaalı 100.000-TL ve … numaralı 50.000-USD gayri nakdi kredi borcuna ilişkin olarak depo talep davası ikame edildiğini, Yerel mahkeme huzurunda ikame olunan dava gayri nakit borcun depo edilmesi olduğu, 678 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti başlıklı 37.maddesi kapsamında sınırlı değerlendirilerek davanın reddine karar verilmesi hak ve hakkaniyet ilkeleri ile bağdaşmadığını, Kredi sözleşmesindeki gayri nakit borçlara ilişkin 8.04 maddesinde yer verilen düzenlemeler dahi yerel mahkeme huzurundaki davanın haklılığını açıkça gösterdiğini, Kredi sözleşmesindeki gayri nakit kredi borçlarına dair açık düzenlemeler Yerel Mahkeme kararının eksik inceleme neticesinde verildiğini açıkça göstermekte olduğunu, kredi sözleşmesindeki açık düzenlemelere dosyaya sunulan Bilirkişi Raporunda da açıkça yer verilmiş olmasına rağmen Yerel Mahkeme usul ve yasaya uygun davayı reddettiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, iki adet banka teminat mektuplarının ve çek teminat bedelinin depo edilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, sabit olmayan davada davacının tüm taleplerinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı …Ümraniye Ticari Merkez Şubesi ile …San.ve Tic A.ş. arasında 13/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin ayrılmaz parçası olarak 13.000.00,00 TL limitli ve 13/08/2012 tarihli, 40.000.000,00 TL limitli ve 18/09/2012 tarihli, 23.000.000,00 TL. limitli ve 25/01/2013 tarihli cari hesap kredi sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmelere …, …Sanayii ve Ticaret A.ş , … A.ş , … A.Ş , … San ve Tic A.ş nin müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıkları anlaşılmıştır.Davacı Banka tarafından Beyoğlu … Noterliğinden davalı muhataplara çekilen 29/06/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile, 9.870,00 TL. Gayrinakit çek bedeli, teminat mektubundan kaynaklı 50.000 USD ve 100.000,00 TL. Nin tebliğden itibaren 3 gün içerisinde yatırılması talep edilmiştir.Mahkemece 11/10/2018 tarihli duruşmanın 4 nolu ara kararı ile davacı vekiline, terminat bedeli istenmen çeklerin numarası, banka şubesi, miktarını gösterir dilekçe sunmasına, ayrıca teminat bedeli istenen mektıupların birer fotokopisini ibraz etmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Davacı vekili ara karar doğrultusunda verdiği beyan dilekçesinde, Davalı firmalar aleyhine keşide olunan Beyoğlu …. Noterliğinin 29.06.2017 tarih … yevmiye sayılı kat ihtarnamesinde davalıların çek yapraklarından kaynaklanan gayri nakit borçları ihtarname tarihi itibariyle 9.870-TL olup,Çek Numarası Durum Kodunun; … numaralı 100.000-TL ve 5080-TM-02173 numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektupları örnekleri işbu dilekçe ekinde dosyaya sunulduğu, söz konusu teminat mektuplarından … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubu söz konusu teminat mektubunun vadesi dolduğu için dava tarihinden sonra 22.01.2018 tarihinde sistemsel çıkışı gerçekleştirildiği, … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubu yönünden davanın konusuz kaldığı belirtilmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, teminat mektuplarının blokesi konusunun taraflar arasındaki GKS. Nin 8/4-g maddesinde düzenlendiği, bu madde de bankaya, sebep göstermeden teminat bedellerinin vadesiz bir hesaba bloke edilmesini talep etme hakkı verdiğini, mevcut dosya kapsamına göre asıl borçlu davalı şirketin herhangi bir kredi borcunun ödenmesinde temerrüdünün bulunmadığı, bu nedenle TBK. 581 madde uyarınca kefillerin sorumluluğunu gerektirecek bir durumun olmadığını, çeklere ilişkin teslim ve tesellüm makbuzlarının dosyaya sunulmadığı, çek yaprağı iadesine ilişkin yazılardan çok sayıda çek karnesi verildiğinin anlaşıldığı belirtilmiştir.Davalılardan …A.Ş. ve …San. ve Tic. A.Ş. ‘nin Türk Ticaret Kanunu 136. ve devamı maddeleri uyarınca davalı …. San. ve Tic. A.Ş. tarafından devralınmak suretiyle dava tarihinden önce birleştiği ve dava tarihinden önce Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı anlaşılmıştır.Dava konusu 5080-TM-02173 numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubu 30/04/2016 tarihine kadar geçerli süreli teminat mektubu olduğu, bu sürenin dolmasına kadar tazmin talebinde bulunulmaması halinde kendiliğinden hükümsüz olacağı teminat mektubu içeriğinde yazılı olduğu ve dava tarihinden önce teminat mektubunun süresinin dolduğu anlaşılmakla, bu nedenle bu teminat mektubu bedelinin depo edilmesi talep edilemeyecektir.Dava konusu 100.000,00 TL. Bedelli teminat mektubunun dava dışı … BANKASI lehine kesin ve süresiz olarak düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacı banka tarafından Beyoğlu … Noterliğinden davalı muhataplara çekilen 29/06/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile, 9.870,00 TL. Gayrinakit çek bedeli, teminat mektubundan kaynaklı 50.000 USD ve 100.000,00 TL. Nin tebliğden itibaren 3 gün içerisinde yatırılması talep edilmiştir. Banka ile müşterisi arasında yapılan GKS. Nin 8/4-g maddesi uyarınca davacı bankaya, sebep göstermeden teminat bedellerinin vadesiz bir hesaba bloke edilmesini müşteriden talep etme hakkı vermektedir ve genel kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefillerin kefaletinin gayrinakit alacağı da kapsadığı tesbit edilmiştir.Asıl borçlu …San.ve Tic A.Ş. İle davalı kefil şirketlere mahkeme kararıyla atanan kayyımların yetkilerinin TMSF’ye devredildiği anlaşılmıştır.678 Sayılı KHK’nın, TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin kefaleti başlıklı 37.maddesinin 1.fıkrasında TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerde, şirketin doğrudan veya dolaylı borçlarının ödenmesi için öncelikle şirket lehine kefil olan ortak, yönetici veya bunlarla bağlantılı üçüncü gerçek veya tüzel kişilerin mal varlığına müracaat edilmesi gerektiği, ikinci fıkrasında ise TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketlerin müşterek müteselsil borçluluğu kapsayan kefaletler dahil kefil olduğu borçlarda ise kayyımlık devamı süresince borcun öncelikle asıl alacaklıdan ya da diğer kefillerden tahsili yoluna gidileceğinin hükme bağlandığı görülmüştür.678 sayılı KHK’nın 37. maddesi açıkça TMSF’nin kayyım olarak atandığı şirketler aleyhine dava yasağı düzenlemesi getirmemiş, borçların tahsilinde izlenecek yolu belirlemiştir. Somut olayda Anılan madde hükmü mahkeme kararırın infazı aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınması gereken bir husus olup, yargılama aşamasında nazara alınması mümkün değildir. Zira borcun kaynağı olan genel kredi sözleşmesi, davacı banka ile davalı Asıl borçlu … San.ve Tic A.Ş. arasında imzalanmıştır. Yukarıda açıklanan gerekçelerle mahkemece,Davalılardan … A.Ş. ve … San. ve Tic. A.Ş.’nin dava tarihinden önce Türk Ticaret Kanunu 136. ve devamı maddeleri uyarınca davalı … San. ve Tic. A.Ş. tarafından devralınmak suretiyle birleştiğinden, Davalılardan … A.Ş. ve ….San. ve Tic. A.Ş.’ye yönelik açılan davanın pasif husumetten reddine,Asıl borçlu … San.ve Tic A.Ş. ve davalı kefiller … San. ve Tic. A.Ş., …, … hakkında … numaralı 50.000-USD bedelli teminat mektubu bedelinin depo edilmesinden kaynaklı açılan davanın reddine, Asıl borçlu … San.ve Tic A.Ş. ve davalı kefiller …. San. ve Tic. A.Ş., …, … hakkında Dava konusu 100.000,00 TL. Bedelli teminat mektubunun depo edilmesi talebi ile 9.870,00.TL gayri nakdi çek depo bedeli talebinin GKS. Nin 8/4-g maddesi uyarınca kabulüne, karar verilmesi gerektiği halde yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davacı vekilinin istinaf sebebi kısmen yerinde görülmüştür.Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüre karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/02/2019 tarih ve 2017/1138 Esas 2019/193 Karar kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; A-) Davalılardan … A.Ş. ve … San. ve Tic. A.Ş.’ye yönelik açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle HMK’nın 355, 114/1-4 ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, B-) Davalılardan …San.ve Tic A.Ş., …San. ve Tic. A.Ş., …, … hakkında açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;1-Davaya konu edilen 50.000 USD teminat mektubu yönünden açılan davanın REDDİNE, 2-Dava konusu 100.000,00.TL bedelli teminat mektubu depo talebi ile 9.870,00.TL gayri nakdi çek depo bedeli yönünden davanın KABULÜ ile, Davalılardan … San.ve Tic A.Ş., … San. ve Tic. A.Ş., …, …’dan tahsiline, 3-678 s.k. 37.maddesinin infazda dikkate alınmasına, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 7.505,22.TL harçtan, davacı tarafından dava açılırken yatırılan 5.134,27.TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.370,95.TL’nin davalılardan … San.ve Tic A.Ş., … San. ve Tic. A.Ş., …, …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan 5.170,27.TL harcın davalılardan …San.ve Tic A.Ş., …. San. ve Tic. A.Ş., …, …’dan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından sarf edilen 321,63.TL posta / tebligat gideri ile 2.000,00.TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.321,63.TL yargılama giderinin, haklılık oranına göre (%37 kabul) takdiren 859,01.TL’sinin davalılardan … San.ve Tic A.Ş., …. San. ve Tic. A.Ş., …, …’dan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.387,65.TL vekalet ücretinin Davalılardan …San.ve Tic A.Ş., …San. ve Tic. A.Ş., …, …’dan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalılardan … A.Ş. ve … San. ve Tic. A.Ş.’ye yönelik açılan davanın davanın usulden reddine karar verildiğinden ve kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak alınarak bu davalılara verilmesine, 10-Davalılardan … San.ve Tic A.Ş., … San. ve Tic. A.Ş., …, … kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden, Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 21.804,25.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,11-Bakiye gider avansı varsa, karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 13-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 14-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 23,63.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş ücreti olmak üzere; toplam 144,93.TL yargılama giderinin davalılardan …San.ve Tic A.Ş., …. San. ve Tic. A.Ş., …A.Ş., …’dan alınarak davacıya verilmesine, 15-Bakiye gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 03/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.