Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1444 E. 2021/747 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1444
KARAR NO : 2021/747
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/11/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/36 Esas – 2018/1140 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
TARİHİ : 20/05/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/Borçlu şirket ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmelerde aynı zamanda şirket yetkilisi olan diğer davalı/borçlu …’ın da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzası bulunduğunu, Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi, Genel Kredi Sözleşmesi, Business Card üyelik sözleşmesi uyarınca davalı borçlulara … nolu şirket kredi kartı kullandırıldığını ve … nolu ek hesap (kredili ticari mevduat hesabı) açıldığını, davalı borçlu tarafından konu borçlara ödeme yapılaması üzerine, şirket kredi kartı ve ek hesaba ilişkin borçlar 18.11.2016 tarihi itibariyle kat edilerek muaccel hale geldiğini ve Kartal …. Noterliği 21.11.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin borçlulara tebliğ edildiğini ancak borç ödenmediğinden borçlular hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçluların borca ve fer’ilerine itiraz ettiğini belirterek, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/11/2018 tarih ve 2017/36 Esas – 2018/1140 Karar sayılı kararı ile; “…Mahkememizce yapıln yargılama, toplanan deliller ve yapılan bilirkişi incelemesi ile; davacı bankadan davalı …. Ltd. Şti.’ne “Ticari Kredi Kartı ve Kredili Ticari Mevduat Hesabı Sözleşmesi” kullandırıldığı, davalı …’ın ise bu kredinin müşterek ve müteselsil kefili olduğu, oluşan borcun ödenmemesi nedeniyle asıl borçlu ve kefile Kartal …. Noterliğinin 21/11/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirimde bulunulduğu, borcun ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, yapılan bilirkişi incelemesi ile icra takip tarihi itibariyle bakiye 55.166,85 TL borcun bulunduğu, davalı …’ın kefaletinin geçerli olduğu ve bu miktarın davalının kefalet limiti içerisinde kaldığı, davalı … yönünden temerrüdün icra takip tarihinde oluştuğu anlaşılmakla bu davalı yönünden işlemiş faiz talebi kabul edilmeksizin ana para üzerinden sorumluluğu kabul edilmek üzere, davanın bu kapsamda kısmen kabulüne karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın kısmen kabulü ile; davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin (Davalı …’ın alacağın 26.364,48 TL’sinden sorumlu olmak üzere ) 55.166,85 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında faiz uygulanmasına, 2-Davalı … yönünden alacağın likit olduğu anlaşılmakla, bu davalı yönünden itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının bu davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, 3-Davalı … yönünden alacak likit olmadığından bu davalıya yönelik icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalılar vekili tarafından ve katılma yolu ile de davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin gerekçeli kararının inceleme kısmında, bilirkişi incelemesi ile icra takip tarihi itibariyle bakiye 55.166,85- TL borcun bulunduğu, davalı …’ın kefaletinin geçerli olduğu ve bu miktarın davalının kefalet limiti içerisinde kaldığı, davalı … yönünden temerrüdün icra takip tarihinde oluştuğu, işlemiş faiz talebi kabul edilmeksizin anapara üzerinden sorumluluğunun kabul edildiği belirtilmiş ise de, takibin davalı … açısından 26.364,48- TL üzerinden devamına karar verilerek, gerekçeli kararın inceleme ve hüküm kısımları arasında çelişki oluşturulduğunu ve davalılardan … hakkında reddedilen kısma ilişkin açıklama da yapılmadığını, Davalı/borçlu …’ın müvekkili banka ile yetkilisi olduğu … arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi ile Business Card Üyelik Sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefili sıfatıyla imzalaması nedeniyle, sözleşmeler uyarınca sorumlu olduğunu, Yerel Mahkemenin, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/4675 D.iş sayılı kararı kapsamında takdir edilen ve ayrı bir alacak kalemi olarak talep edilen 400,00-TL maktu vekalet ücretini takip borcunun kapsamı dışında bırakarak, gerekçe göstermeksizin usul ve yasaya aykırı olarak reddettiğini, Şirket faaliyetleri kapsamında verilen kefaletlerde 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 584/3. fıkrası uyarınca eş izninin aranmayacağını, Türkiye Ticaret Sicili Gazetelerinde yayınlandığı üzere davalı …’ın aynı zamanda davalı şirketin kurucusu olduğunu, müvekkili bankaya güven vererek borçlu şirkete kredi kullandırmasından sonra davacının kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmesinin açıkça TMK 2 maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, Dosyada mübrez bilirkişi raporlarında müvekkil bankanın takip açılış tarihi itibariyle 63.102,25-TL alacağı bulunduğu yönünde rapor tanzim edildiğini, mahkemece 55.166,85-TL alacak bulunduğu yönünde hüküm kurulduğunu, bu kapsamda davalı vekilinin borç miktarının gerçekte olduğundan fazla hesaplandığı yönünde iddialarının somut olayla bağdaşmadığını, Müvekkil banka ile davalılar arasında imzalanan sözleşmenin 13.5 maddesi uyarınca müvekkili bankanın usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının kesin delil niteliğinde olup davalılar tarafından dosyaya herhangi bir kayıt sunulmaksızın banka kayıtlarının esas alındığından bahisle karar verildiği iddialarının mesnetsiz olduğunu belirterek, İstinaf başvurularının kabulüne, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, İlk Derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, yargılama sırasında müvekkillerinden …’ın kefilliği konusunda sürekli olarak itirazlarını ileri sürmüş olmalarına rağmen, bu hususun irdelenmediğini ve müvekkili … aleyhine de haksız ve hukuka aykırı olarak hüküm kurulduğunu, 27.03.2018 tarihli beyan dilekçeleri ekinde sundukları Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/2060 E. 2017/6760 K. sayılı ve 10.05.2017 tarihli Yargıtay ilamı incelendiğinde davalı müvekkili … hakkında verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunun görüleceğini, Tüm dosya kapsamında, davacı tarafça ileri sürülen belge ve dayanak evraklar incelendiğinde, hazırlanan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğu ve borç miktarının gerçekte olduğundan fazla olarak hesaplandığını, söz konusu raporun hükme esas alınmış olduğu dikkate alındığında kararın da usul ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece rapora itirazları üzerine ek rapor alınmış ise de, ek rapora yapmış oldukları itirazların mahkeme tarafından dikkate alınmayarak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Ticari Kredi Kartı ve Kredili Ticari Mevduat Hesabından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı banka ile şirket arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ve Business Üyelik sözleşmelerine istinaden davalı şirkete kredili mevduat hesabı ve Business Card kredi kartı tahsis edilerek kullandırıldığı, davalı …’ın da bu sözleşmelerin müşterek ve müteselsil kefili olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin fer’ileri ile birlikte toplam 55.166,85 TL borcu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Davacı vekilince bir örneği ibraz edilen 13/06/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre davalı …’ın, davalı şirketin kurucusu olduğu, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 584/3. fıkrası uyarınca dava konusu bankacılık işlemlerinde eş rızasının aranmayacağı, her iki sözleşmede de el yazısı ile kefalet limitinin ve kefaletin müteselsil olduğunun belirtildiği, açık imza inkarı bulunmadığı da nazara alındığında davalı …’ın kefaletinin geçerli olduğu, davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğu, borç miktarının olduğundan fazla hesaplandığı, ek rapora itirazların mahkemece dikkate alınmadığı hususları istinaf sebepleri olarak ileri sürülmüş ise de, raporun hatalı olduğuna dair somut bir gerekçe ve itiraz belirtilmediğinden bu istinaf sebeplerinin incelenmesinin mümkün olmadığı, mahkeme kararında davalı …’ün kefaletinin geçerli olup olmadığına dair değerledirme yapıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.Mahkemece verilen kararın gerekçesinde, bilirkişi incelemesi ile icra takip tarihi itibariyle bakiye 55.166,85 TL borcun bulunduğu, davalı …’ın kefaletinin geçerli olduğu ve bu miktarın davalının kefalet limiti içerisinde kaldığı belirtilmesine rağmen hükümde davalı …’ın alacağın 26.364,48 TL’sinden sorumlu olduğuna dair karar verilmesi ve icra takip talebinde ayrı bir alacak kalemi olarak talep edilip dava değerine dahil edilmesine rağmen İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/4675 D.iş sayılı ihtiyati haciz kararı kapsamında davacı lehine hükmedilen 400,00-TL maktu vekalet ücreti yönünden bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Mahkemece davacının, davalı … yönünden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olup, bu husus istinaf sebebi yapılmadığından Dairemizce kurulan hükümde de aynı şekilde yazılmıştır.)
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarih ve 2017/36 Esas – 2018/1140 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası takip dosyasında davalıların itirazlarının kısmen iptaline, takibin 53.730,70 TL asıl alacak, 1.367,77 TL işlemiş faiz, 68,38 TL BSMV, 400 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere; toplam 55.566,85 TL alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %30,24 oranında faiz uygulanmasına, 3-Davalı … yönünden alacağın likit olduğu anlaşılmakla, bu davalı yönünden itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının bu davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine, 4-Davalı … yönünden alacak likit olmadığından bu davalıya yönelik icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 5-Dairemiz karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.796,00.TL harçtan peşin alınan 783,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.012,4 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 819,60 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 7-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan, bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 846,80 TL yargılama giderinin davacının haklılık oranına göre takdiren (%86 kabul ) 728,25 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 9-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 8.023,69 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca ret edilen miktar üzerinden hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 11-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 13-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 14-Harçlar Kanunu gereğince davalılardan alınması gereken 3.768,45 TL istinaf karar harcından, davalılar tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 942,11 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.826,34 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 15-Davacı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 16-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 17-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.