Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1434 E. 2019/1428 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1434
KARAR NO : 2019/1428
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2018/1224 Esas – 2018/1245 Karar
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 16/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Taraflar arasında “açık hava reklam yeri” kira sözleşmesi imzalandığını; sözleşmede müvekkilinin kiralayan, davalının ise kiracı olduğunu, sözleşmenin konusunun müvekkilinin kullanma ve kullandırma hakkına sahip olduğu reklam panolarının kiracıya sözleşme süresinde bir ücret mukabilinde kullandırılması olduğunu; müvekkili tarafından edimin yerine getirildiğini, yerlerin kullandırıldığını ancak kullanım bedeli olarak kesilen faturaların davalı tarafından ödenmediğini belirterek; bu faturalara dayalı olarak Beykoz İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek; itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıdan %20 inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili vekaletnamesini ibraz ederek cevap süresinin uzatılmasını talep etmiş; ancak mahkemece öncelikle görev ve ihtiyati tedbir konusunda bir karar verilmek üzere duruşma günü tayin eilmiş, davalı vekili duruşmada mahkemenin görevli olmadığını savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 13/12/2018 tarih 2018/1224 Esas – 2018/1245 Karar sayılı kararında; ” … Davacı vekilinin, müvekkili şirketin davalı için reklamlar hazırlamadığını; sadece kullanma ve kullandırma haklarına sahip olduğu reklam panolarına davalının kendi hazırlayıp verdiği reklamları astığını bildirdiği, bu bildirime göre açıkça taraflar arasındaki ilişkinin sadece bir kira ilişkisi olduğu; davacı tarafça, sahip bulunduğu reklam panolarının bedeli karşılığında davalıya kullandırıldığı; bu nedenle ve HMK’nun 4/a maddesi gereğince davanın kira sözleşmesinden kaynaklanan dava olmasından ötürü Sulh Hukuk Mahkemesinin görevinde olduğu; davanın Beykoz ilçesinin Ticaret Mahkemesi olmamız nedeniyle mahkememizde açıldığı; Beykoz’ da Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu için görevli mahkemenin Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu; görevinde kamu düzeni gereğince resen ve her aşamada nazara alınması gerektiği…”gerekçesi ile, Dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Görevli mahkemenin BEYKOZ SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna, Süresinde başvurulduğu taktirde karar kesinleştiğinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Usul yönünden Mahkeme tarafından 13.12.2018 tarihinde davacı tarafın ihtiyati tedbir talebine ilişkin duruşmanın yapıldığını ve cevap süresi dolmadan görevsizlik kararının verildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından verilmiş olan bu kararın usule aykırı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da kabul gördüğü üzere dilekçeler teatisi tamamlanmadan görevsizlik kararı verilmesinin usule aykırı olduğunu, (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 24.10.2016 Tarih, 2016/4099 Esas, 2016/4350 Karar) Esas yönünden Davacı tarafından mahkemeye sunulan olan ve iddia edilen borcun dayanağı olan açık hava reklam yeri kira sözleşmelerinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını, Kabul anlamına gelmemekle birlikte sözleşmelerde belirtilen bedellerin fahiş ve çok yüksek bedeller olduğunu, davacı tarafından müvekkiline bu bedellere ilişkin bir hizmetin verilmediğini, Davacının vermiş olduğunu iddia ettiği hizmete ilişkin ispat külfetinin davacıya ait olduğunu, bu durumun davacı tarafından ispatlanmasının gerektiğini, ayrıca davacı tarafından sunulan dayanak faturaların TTK m.21 gereğince kesinleştiğini ve tarafları bağlayıcı olduğundan bahsedilebilmesi için de uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlilikte iş sahibine teslim edildiğinin davacı tarafça kanıtlanmasının zorunlu olduğunu, Yerleşik Yargıtay kararları da bu doğrultuda olduğunu, (Yargıtay 11. HD 04.07.2014 TARİHLİ, 2014/6421 ESAS – 2014/12936 KARAR ) Davacı tarafından talep edilen icra inkâr tazminatının reddinin gerektiğini, icra inkar tazminatına hak kazanılabilmesi için gerekli olan alacağın likit olması şartının mevcut olmadığını ve davacı şirket lehine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, yargılamayı gerektiren söz konusu alacağın likit olduğunun kabulünün hukuk ve usul açısından mümkün olmadığını ileri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının haksız ve kötü niyetli davasının esastan reddine, %20′ den az olmamak üzere davacı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK ‘nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açıkhava reklam yeri kira sözleşmesinden dolayı ödenmediği iddia edilen kira bedellerinin tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır. İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, davada görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu ve mahkemece verilen görevsizlik kararının yasa ve usule, dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır. İstinaf eden davalı vekili, dilekçelerin teatisi safhası tamamlanmadan görevsizlik kararı verildiğini bunun yasaya aykırı olduğunu öne sürmektedir. Mahkeme tensip zaptında kiralanan yerlerde yayınlanan reklam görüntülerinin kimin tarafından hazırlandığının belirlenmesi ve ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi için dilekçelerin teatisi safhasından önce müstakil bir duruşma açmış ve taraf vekillerinin beyanlarını dinleyerek istinafa konu kararı vermiştir. Mahkemenin görevli olması, davanın görülebilmesi için gerekli bir dava şartı olup, HMK 114/1-c maddesinde belirtilen bu şartın olup olmadığı HMK’ nın 115/1.maddesine göre yargılamanın her safhasında, taraflar ileri sürmese bile resen değerlendirilebileceğinden bu istinaf nedeni yerinde değildir. Davalı esas istinaf nedenlerinde, kira sözleşmelerindeki imzaların şirketlerini temsile yetkili kimse tarafından imzalanmadığını, bu yüzden geçersiz olduğunu, ayrıca istenen kira bedellerinin de fahiş ve inkar tazminatı isteminin de yerinde olmadığını öne sürmektedir. Uyuşmazlık taraflar arasındaki 12/01/2018 tarihli açıkhava reklam yeri kira sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Reklam panosunun kiralanması sözleşmesi TTK’ da düzenlenen bir sözleşme türü değildir. 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesine göre kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalara bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Bu nedenle davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi yönündeki mahkeme kararı yerindedir. Sonuç olarak; ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına; yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/10/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.