Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1419 E. 2019/1245 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1419 Esas
KARAR NO : 2019/1245 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 04/03/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/1057 Esas – 2019/232 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/09/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, …Bankası A.Ş. Kapalı Çarşı Şubesine ait … Çek nolu, 22.10.2017 tarih, 50.000,00 (Elli Bin) USD bedelli çek davalı tarafından müvekkilinin ismine tanzim edilerek müvekkiline bizzat teslim edilmiş olmasına rağmen bu güne kadar halen ödenmediğini, müvekkilinin iyiniyeti, davalı ile eskiye dayanan ortaklık güven ve bankalar nezdinde davalıyı zor duruma düşürmemek, ticari itibarını sarsmamak için iş bu çek bankaya süresinde ibraz edilmediğini, fakat müvekkilin bu iyiniyeti davalı tarafından suistimal edilerek çek bedeli haksız olarak müvekkiline ödenmeyerek müvekkil büyük zarara uğradığını, çekin vade tarihinden neredeyse 1 yıl geçmiş olmasına rağmen 29.08.2018 tarihinde iş bu çeki ödemesi için kendisine Bakırköy …. Noterliği 29 Ağustos 2018 tarih ve… yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, fakat davalı iş bu ihtarnamemize Beyoğlu ….. Noterliğine ait 05.Eylül.2018 tarih … yevmiye numaralı ihtarname ile bahse konu çeki müvekkilin hukuka aykırı yollar ile elde ettiği iddiası ile ödemeyeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibi başlatılmış, tebligat 14.09.2018 tarihinde davalıya tebliğ olduğunu, müvekkilinin davalı ile şirket ortaklığı 2015 yılı Şubat ayında sona erdiğini, davalı ile sözlü olarak ortaklıktan ayrıldıktan sonra müvekkiline ortaklık payı olarak bir takım ödemeler yapıldığını, kalan bakiye için ödemenin gecikmesi nedeniyle daha sonra müvekkilin ısrarı ile davalı tarafından bizzat elden dava konusu çek teslim edildiğini, daha sonra yine davalının isteği ve bankalar nezdinde kötü duruma düşmeyeyim söylemi üzerine müvekkil tarafından çek bankaya ibraz edilmediğini ve ödenmediğini, davacı taraf tamamen kötöniyetle iş bu itirazı yapmış olmakla, müvekkilinin alacağına geç kavuşması için iş bu itirazı yaptığını, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, takip talebinde belirtilen faizin icra takip tarihinden itibaren işletilmesini, davalı tarafından haksız ve dayanaksız olarak yapılmış bulunan itiraz sebebiyle takip bedelinin % 20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun olarak tebligat gönderilmesine rağmen, davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece Mahkemesi 04/03/2019 tarih 2018/1057 Esas – 2019/232 Karar sayılı kararında;
“…HMK Madde 17 ‘Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.’ hükmünü havidir. Temlik sözleşmesinin 5. Maddesinde uyuşmazlıkların Çözümünde İstanbul Mahkemelerinin ve İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtildiğinden davacının yetki itirazının kabulüne karar vermek gerektiği kanaati hasıl olmuştur. Tüm bu nedenlerle; dava dilekçesini yetki yönünden usulden reddi ile mahkememizin yetkisizliğine, HMK’nın 20.maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir…”gerekçesi ile,
“1-Dava dilekçesini yetki yönünden USULDEN reddi ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE
2-HMK’nın 20.maddesi gereğince gerekçeli kararın tüm taraflara tebliği ile kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE”, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile,
Mahkemenin dosyasında davacının alacak iddiası doğru olmayıp hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını,
Davacının iddiası ticari alacak iddiası olup öncelikle arabulucuya gitmesi gerekirken dava şartı olan bu hususun ihlal edildiğini, arabulucuya gidilmeksizin doğrudan dava açılmasının hukuka aykırı olduğunu,
Davacının Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girmediğini, davacı tacir olmayıp müvekkili asilden davasına konu alacağına ilişkin iddia ticari bir alacak borç ilişkisini içermediğini, bu kapsamda kamu düzeninden olan görev konusunda mahkemenin görevsizlik kararı vermesini talep ettiklerini,Davaya ilişkin olarak itirazlarını dosyada münderecatında bulunan icra müdürlüğü dosyasında ve davacının müvekkili asile gönderdiğini, davacının müvekkili asilden hiçbir alacağının olmadığını, Davacının 29.08.2018 tarihli Bakırköy …Noterliğinin … Yevmiye nolu ihtarname ile tarafınızın lehtar olduğunu iddia ettiğiniz bir adet 50.000,00 USD bedelli çek yaprağının uhdenizde olduğunu ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 03.09.2018 tarihinde müvekkili tarafından öğrenildiğini,Davacı tarafın 29.08.2018 tarihli Bakırköy ….Noterliğinin… Yevmiye nolu ihtarnameniz ile tarafınızın lehtar olduğunu iddia ettiğiniz bir adet 50.000,00 USD bedelli çekten bahsedilse de işbu çekin ilgili bankaya ibraz edildiğine ilişkin hiçbir belge sunulmadığını, ihtarnamenin 2. maddesinde ki kabulden anlaşılacağı üzere bankaya süresi içerisinde iş bu çek ibrazın edilmediğini, süresi içerisinde bankaya ibraz zorunluluğu bulunan çeke ilişkin TTK.796’da belirtilen esaslara uyulmadığından çek olduğu iddia edilen ihtarname konusunun kıymetli evrak vasfının bulunmadığını, ihtarnamede iddia edildiği gibi lehtar bugüne kadar taraflarına herhangi bir başvuruda bulunmadığını, davacının hak düşürücü süreyi kaçırdığını, bu konuda çek yaprağının gerek delil olmasına gerekse yazılı delil başlangıcı olmasına muvafakatinin olmadığını,
Davacı taraf, müvekkili asile göndermiş olduğu ihtarnameye çek fotokopisini eklemediğini, bu konuda müvekkili asile çekmiş olduğu ihtarnamenin usulsüz olduğunu,
Davacı tarafından davaya konu çeki hukuka aykırı yolla elinizde bulundurmuş olduğu karşı tarafa gönderdikleri ihtarname ile iletilmiş olmasına rağmen davacı tarafından çek müvekkili asile iade edilmeyip hukuka aykırı olarak dava konusunun yapıldığını,Davacı taraf takibe konu geçersiz çekin ne şekilde elinde bulunduğunu hukuk kuralları ve hayatın olağan akışı çerçevesinde açıklayamadığını, davacının müvekkilinin ortağı olduğuna ilişkin ileri sürmüş olduğu iddianın soyut gerçekle bağdaşmayan asılsız iddia olduğunu,Davacı hiçbir şekilde müvekkilin ortağı olmayıp bu konuda davacının dosyaya ibraz etmiş olduğu imza sirküsü ve benzeri belgelerin ortaklığı göstermekten ziyade noter belgeleri ve imza sirküsünden anlaşılacağı üzere burada verilen yetkilerin müvekkilinin işletmesini yapmış olduğu otel de müdür olma sıfatını gösterdiğini, bu kapsamda davacı şirketin ortağı ise kendisine ait ticari defterler olmalı ve gelir vergisine tabi tutulmasının gerektirdiğini, davacı asilin dosyaya ticari ortaklık faaliyetine ilişkin sunduğu ve dayanak gösterdiği hiçbir delil ve iddianın mevcut olmadığını, davacı kendi kendine müdür sıfatını ortaklık olarak yormuş ve hukuka aykırı olarak elinde bulundurduğu çek yaprağının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine konu ettiğini,Davacının davasına konu icra takibi dosyasına ibraz ettiği çek yaprağında aslı gibidirin yapılmadığını, bu kapsamda çek fotokopisinin aslı gibidir yapmadığından ve çek yaprağını icra dosyasına muhafaza altına aldırmadığından mahkeme huzurunda çek asıl yaprağına dayanmasına muvafakatlerinin olmadığını, davacının iddiasının bu kapsamda yeni bir icra takibi konusu olmalı ve yahut itirazın iptali davasından ayrık olarak alacak davasına konu edilmesinin gerektiğini,Davacıya çek yaprağı müvekkili tarafından şirket müdürü olmasından ötürü kendisinin bankadan kredi çekeceğini ve çekeceği miktarın yüksek olmasından ötürü bankanın teminat göstermesini istediğini söylemesi üzerine müvekkilinin iş bu kredide teminat olarak göstermesi için kesildiğini ve verildiğini, daha sonra davacının müvekkiline kredi başvurusu yapmaya gerek kalmadığını söylemesi üzerine müvekkilinin davacıya çek yaprağını iç muhasebeye teslim etmesini söylediğini ve aradan zaman geçtiğini, davacının burada çek yaprağını iade etmeyerek müvekkilinin rızası hilafına elde bulundurması konusu her nekadar suç teşkil etsede bu aşamaya kadar müvekkili çek yaprağının davacı asilinin uhdesinde saklandığını dahi bilmediğini, bu konuda davalı tarafından davacıya çekilen ihtarnamede izahat yapıldığını, ancak davacı kötü niyetini devam ettirme gayreti içerisinde olduğunu ve haksız kazanç elde etme saikiyle icra takibini başlattığını ve yine dava yoluna başvurmayı tercih ettiğini, davacı asil hakkında suç duyurusunda bulunma hakkını saklı kalmak kaydıyla hukuka aykırı olarak elinde bulundurduğu çek yaprağının hukuki hiçbir mesnedinin olmadığını ileri sürdüklerini,Müvekkilinin ticari faaliyetleri şahıs şirketi üzerinden devam etmekte olup vergiye tabi müvekkilinin ticari defterlerinin hiçbirinde davacı asile yönelik borca ilişkin bir kayıtın bulunmadığını, bu konuda ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini,Davacı müvekkilinin uhdesinde müdür sıfatıyla hizmet akdi çerçevesinde istihdam edildiğini, bu konuda SGK kayıtlarının dosyaya celbini talep ettiklerini, bu konuda davacı bu aşamaya kadar SGK kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin dava da açmadığını, davacının işçi statüsünün olmadığına ilişkin beyanı karşısında bu beyana göre hizmet tespit davası açma hakkının saklı olduğunu,İleri sürerek, yerel mahkeme henüz ön inceleme duruşması yapmadığından iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı vaki olmayacağından davaya yönelik cevabi beyanları ve delillerini sunmuş olduklarından bu dilekçelerinin kabulüne, yerel mahkemenin yetkisizlik kararına itiraz ettiklerinden yetki konusunda karar verilmek üzere dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, yerel mahkeme görevsiz olduğundan Görevli Mahkeme olan Asliye hukuk Mahkemesine dosyanın gönderilmesine,
-Davacının Davasının reddi ile takibin iptaline;
-Kötüniyetli Davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine;
-Yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Dava, süresinde bankaya ibraz edilmeyen çekten kaynaklı itirazın iptali davasıdır.Dosya içinde bulunan Bakırköy…İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasının uyap kayıtları incelendiğinde, alacaklının davacı, borçlunun davalı, takip dayanağının süresinde bankaya ibraz edilmeyen çek bedeli olduğu, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine, borca ve tüm ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu ve itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.İstinafa konu dava, itirazın iptali davasıdır. İtirazın iptali davasının öncelikle görülme şartı; yetkili icra müdürlüğünde usulüne uygun yapılıp süresinde itiraz ile durmuş bir icra takibinin bulunmasıdır. İcra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildikten sonra itirazın iptali davası açılması halinde, mahkemece öncelikle (mahkemenin görev ve yetkisinden önce) icra müdürlüğünün yetkili olup olmadığı incelenmeli, icra müdürlüğü yetkisiz ise dava, dava şartı yokluğundan HMK 114/2.maddesi uyarınca usulden ret edilmeli, eğer icra müdürlüğü yetkili ise ara kararı ile gerekçesi yazılarak icra müdürlüğünün yetkisine vaki itiraz ret edilerek, şayet mahkemenin görev ve yetkisine itiraz edilmiş ise, mahkemenin görevli ve yetkili olup olmadığı incelenmelidir.Somut olayda, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiştir. Bu durumda, mahkemece öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itiraz değerlendirilerek İcra Müdürlüğü’nün yetkili olup olmadığı ve ortada geçerli bir icra takibinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.Bu nedenle; mahkemece icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz konusunda herhangi bir değerlendirme yapılarak bir karar verilmediğinden davalının istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz hususunda bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 04/03/2019 tarih ve 2018/1057Esas – 2019/232 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a3 ve 353/1-a4 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-İstinaf eden tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 121,30 TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 31,00 TL olmak üzere; toplam 152,30 TL’ nin davacıdan alınarak istinaf talep eden tarafa verilmesine,
4- Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/09/2019 tarihinde HMK 353/1-a3 ve HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.