Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1391 E. 2021/743 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1391
KARAR NO : 2021/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2018
DOSYA NUMARASI : 2017/1035 Esas – 2018/1426 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 13.04.2016 tarihinde davalı kargo şirketinin Çekmeköy/İstanbul Şubesinden, Üçkuyular/İzmir adresindeki … 23 adet İngilizce müzik ders kitabı-… gönderildiğini, ancak bu kitapların alıcıya teslim edilmediğini, söz konusu kayıp kargodaki kitapların müvekkilinin öğrencileri tarafından eğitim amaçlı olarak sipariş edilmesi üzerine yurtdışından getirtildiğini, bu sebeple müvekkilinin kayıp kitapların ikamelerini temin etmesinin uzun zaman aldığını, sipariş alıp teslim edemediği kitaplardan dolayı güvenilirliğini yitirdiğini, müşteri çevresince duyulan güvenin zedelendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.382,84.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, müvekkilinin olay tarihinden itibaren bilirkişice tespit edilecek gelir kaybının müvekkiline ödenmesine ve müvekkilinin çalışma çevresinde itibarının zedelenmesi ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilenmesi nedeniyle 5.000,00.-TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde özetle: TTK 855’deki 1 yıllık dava süresinin geçirilmesi sebebiyle davanın zamanaşımına uğradığını, taşınan eşyaya değer biçilmemesi halinde kanun gereği kg başına 8,33TL üzerinden sorumlu olunacağını, kargo göndericisinin ibraz ettiği faturanın tarihinin 01/04/2016, müvekkili şirkete gönderi işlerinin yapılması için teslim ettiği kargonun tarihinin ise 13/04/2016 olması karşısında fatura içeriğinin müvekkiline teslim edilen kargo içeriği ile aynı olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, fatura tarihi ile gönderi tarihinin uyuşmadığı belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/12/2018 tarih ve 2017/1035 Esas – 2018/1426 Karar sayılı kararı ile; ” …Davacının dosyaya sunduğu fatura, dinlenen tanık beyanı ,davalı tarafın teslim olgusunu ispatlayamadığı anlaşıldığından fatura bedeli olan 1.382,84 TL kadar maddi tazminat davası yönünden davanın kabulü cihetine gidilmiştir.Kitapların uluslararası müzik sertifikası almak üzere öğrencilere gönderildiği kolay temin edilen kitaplar olmadığı, temin eden firmanın bu ifasızlıktan itibar kaybına uğradığı kanaati oluştuğundan, olayın oluş şekli, hak ve nesafet gözetilerek 5000 TL manevi tazminat talebi kabul edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Maddi tazminat talebine yönelik davanın kabulü ile 1.382,84TL maddi tazminatın 13/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine,2-5.000,00TL manevi tazminatın ( talebinin olayın oluş şekli, hak ve nesafet, davacı tarafın duyduğu elem vs. dikkate alınarak takdiren ) davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin kargo taşımacılığı alanında faaliyet gösteren ve TTK hükümlerince tüzel kişiliğe sahip bir işletme ve yaptığı işin TTK hükümleri gereğince ticari bir iş olduğunu, bu nedenle de olayda uygulanması gereken kanun hükümlerinin Karayolu Taşıma Kanunu değil Türk Ticaret Kanunu hükümleri olduğunu, Taşınmak üzere eşyanın müvekkili şirkete 13.04.2016 tarihinde teslim edildiğini, davanın ise 24.05.2017 tarihinde açıldığını, dolayısıyla TTK 855. maddesinde belirtilen 1 yıllık zamanaşımını süresi dolduğundan, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, aksi yönde tesis edilen kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Davacı tarafça, kargo teslim edilirken içindeki ürüne ait herhangi bir fatura ibraz edilmediğinden kargo içeriğinin ispatlanmadığını, davacının haricen dosyaya sunduğu fatura tarihi 01.04.2016 olup, şirketlerine gönderi işleminin yapılması üzerine teslim ettiği kargonun tarihinin ise 13.04.2016 olduğunu, bu fatura içeriğinin kendilerine teslim edilen kargo içeriği ile aynı olduğunun kabulünün mümkün olmadığını, zira fatura tarihi ile gönderi tarihinin uyuşmadığını, bu nedenle kargo içeriğinin 1.382,84-TL olduğunu kabul etmediklerini, aksi yönde tesis edilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça kargo içeriği ispatlanmadığından müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olup, TTK 882. madde kapsamında hesaplama yapılıp tazmin sağlanması gerektiğini, Davacı yanın manevi tazminat talebi ile müvekkili şirket arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, mahkemece davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, talepleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi ve manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalının maddi tazminata yönelik istinaf başvurusu yönünden; 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00-TL olmuştur.Mahkemece davacının 1.382,84 TL olan maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Bu hali ile, istinafa konu miktar 1.382,84,00 TL olup, ilk derece mahkemesince verilen karar maddi tazminat yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin mahkemece hükmedilen maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun, HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalının manevi tazminata yönelik istinaf başvurusu yönünden; Davalı tarafça zamanaşımı def’i ileri sürülmüş, mahkemece 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde dava açıldığı gerekçesi ile zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir. Dava konusu olayda yurtiçi taşıma bulunduğundan uyuşmazlığın TTK m. 850 vd. hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Aynı yasanın “Zamanaşımı” başlıklı madde 855 hükmünde ” (1) Bu Kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması hâlinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar.(2) Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar….(5) Taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı; a) Eşya zıyaa, hasara uğramış veya geç teslim edilmişse, b) Yolcu geç ulaşmışsa, taşıyıcının sorumluluğu üç yılda zamanaşımına uğrar.. ” düzenlemesi yer almaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta, davacının taşınmak üzere davalıya teslim ettiği gönderinin alıcıya teslim edilmediği sabittir. Yetkisizlik kararı veren mahkemece, davalı kargo şirketine söz konusu taşımaya ilişkin tüm belgelerin gönderilmesi için yazı yazılmış ise de dosya kapsamında yazı cevabı bulunmamaktadır. Herkes iddiasını ispatla mükellef olup, zamanaşımı def’i davalı tarafça ileri sürüldüğünden, davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını davalı taraf ispat etmelidir. Davacı tarafça taşınmak üzere eşyanın davalı şirkete 13.04.2016 tarihinde teslim edildiği taraf beyanlarından anlaşılmakta olup, dava 24.05.2017 tarihinde açılmıştır. TTK’nın 850/1 fıkrası uyarınca taşıma sözleşmesinden doğan alacaklar 1 yıllık zamanaşımına tabi tutulmuş ise de, 850/3 fıkradaki hükme göre, taşıyıcının kastından veya pervasızca bir davranışıyla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinden veya ihmalinden dolayı eşya zıyaa uğramışsa 3 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. Davalı tarafça, dava konusu taşımaya ilişkin belgeler ibraz edilmediğinden, TTK’nın 850/1. fıkra uyarınca davada uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 1 yıl olduğu yönündeki savunma ispatlanamamıştır. Bu hali ile davanın 3 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Türk Borçlar Kanununun 58. maddesine göre, kişilik hakkının zedelenmesinde zarar gören, uğradığı zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Kişilik haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK 58. maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise kişilik haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. Somut olayda; davacının taşınmak üzere davalıya teslim ettiği gönderi alıcıya teslim edilmemiştir. Davacı vekili, gönderi içeriğinde öğrenciler tarafından verilen sipariş üzerine yurt dışından getirtilen kitaplar bulunduğu, kaybolan kitapların ikamelerini temin etmelerinin uzun zaman aldığı, müvekkilinin sipariş alıp teslim edemediği kitaplardan dolayı güvenilirliğini yitirdiği, çalışma çevresinde itibarının zedelendiği ve psikolojik olarak olumsuz yönde etkilendiği sebeplerine binaen manevi tazminat talep etmiş ise de, kargo taşıma sözleşmesine aykırılıktan kaynaklanan maddi zarar meydana gelmiş olup, TBK’nın 58. maddesine göre, söz konusu olayın davacının kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulünün mümkün olmadığı, kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem bulunmadığı, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nın 58. maddesinde öngörülen manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemece davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usuldan reddine, manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının manevi tazminat yönünden kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalının maddi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Davalının manevi tazminata ilişkin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2018 tarih ve 2017/1035 Esas – 2018/1426 Karar sayılı kararının manevi tazminat yönünden HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle;
A)Maddi tazminat talebine yönelik davanın KABULÜ İLE 1.382,84 TL maddi tazminatın 13/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı tarafa verilmesine, B) Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre alınması gereken 94,5 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 109,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 14,51.TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında, davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 238,20TL posta masrafı, 31,40TL başvuru harcı, 94,5 TL peşin harç olmak üzere toplam 364,1 TL’nin haklılık oranına göre hesap ve takdir edilen 80,10 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-İlk Derece Mahkemesi’nde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşıldığından; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 6-Maddi Tazminat Yönünden; dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.382,84TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Manevi Tazminat Yönünden; dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Bakiye gider avansı bulunduğu takdirde talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 109,25 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 10-Davalı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile ilk derece mahkemesi kararından sonra istinaf aşamasında sarf edilen 89,8 tebligat/posta gideri olmak üzere; toplam 211,1 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 11-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.