Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1369 E. 2019/1034 K. 17.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1369
KARAR NO : 2019/1034
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2019 tarihli İhtiyati Haciz Kararı
DOSYA NUMARASI: 2019/350 D. İş – 2019/355
DAVA : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 17/07/2019
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: İhtiyati Haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; Taunustor 1 / 60310 Frankfurt am Main Germany adresinde mukim … ile davalı borçlu … (MERKEZİ İTALYA) TÜRKİYE ANKARA – TÜRKİYE ŞUBESİ arasında imzalanan sözleşmeler gereğince; adı geçen muhataba 12.01.2018 tarihinde 18.01.2019 vadeli 18.200.000 TL tutarında yıllık % 17,10 faiz oranı ile TL Spot kredi kullandırıldığını, Borçlunun, kredinin vadesi olan 18.01.2019 tarihinde ödemesi gereken 18.200.000.TL. Kredi anaparası, 3.207.295 TL faizi olmak üzere 21.407.295 TL borcunu, Müvekkil banka … . ile imzaladığı Genel Kredi Sözleşmesine istinaden ” Türev İşlemi (FxSwap)” yaparak yükümlülüğünü 4.160.715,05 Euro’ ya dönüştürdüğünü, Borçlunun Türev İşlemi ile 4.160.715,05 Euro’ ya çevrilmiş olan borcunu kredi vadesi olan 18.01.2019 tarihinde ödemediğini, Müvekkil …. ile …. arasında imzalanan 12.02.2019 tarihli temlik sözleşmesi ile …’ nin 18.01.2019 tarihli bakiyesi olan 18.200.000 TL anapara 3.207.295 TL faizi olmak üzere 21.407.295 TL alacağı işlemiş ve işleyecek faiz ve ferileri ile birlikte ….’ ye devir ve temlik edildiğini, Davalı borçlunun kredi borcunu vadesinde ödememesi sebebiyle kredi alacağı imzalanan sözleşmeler gereğince kredi hesabı kat edilerek, Ankara …. Noterliği’ nin 12.02.2019 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, İşbu kredilerden dolayı borçlunun ihtar tarihi olan 12.02.2019 itibari ile; 4.160.715,05 Euro asıl alacak, 9.390,50 Euro faiz ve 469,53 Euro BSMV olmak üzere toplam 4.170.575,08 Euro borcu bulunduğunu, işbu borcun 12.02.2019 tarihli döviz satış kuru TL karşılığının 24.964.290,30.TL. olduğunu, işbu alacağın 21.736.697,90 TL kısmının madde(4)’de belirtilen ….’ den temlik alınan alacak olup, kalan 3.227.592,40 TL’ nin (437.932,06 EURO karşığı) ise Müvekkil …. tarafından Genel Kredi Sözleşmesine istinaden temlik alınan kredinin “Türev İşlemi (FxSwap)” ile yükümlülüğün Euro para cinsine dönüştürülmesi sebebiyle oluşan işlem farkından kaynaklanan alacak olduğunu, Netice itibari ile borçlunun Müvekkil Bankaya ihtarname tarihi itibariyle toplam 24.964.290,30-TL kredi borcu bulunduğunu, keşide edilen ihtarnameye rağmen borç ödenmediği gibi ödeme planına da bağlanmadığını beyanla; Alacağın yüksek olup, alacağın tahsilde tehlike altında olduğundan müvekkil bankanın telafisi imkansız zararlarla karşı karşıya olduğunu, bu sebeple muaccel hale gelen ve rehinle teminat altına alınmamış olan alacağın tahsilini teminen İİK.257. ve devamı maddeler gereğince ihtiyati haciz talep etme zorunluluğu doğduğunu beyanla; fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile borçlular hakkında şimdilik 24.964.290,30-TL tutarında alacakları için ihtiyati haciz kararı verilmesi ile borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, masraf ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/02/2019 tarih ve 2019/350 D. İş – 2019/355 Karar sayılı Değişik İş Kararı ile;
” … TALEBİN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, ….’ den davacı banka tarafından temlik alınan 21.722.695,81 TL’nin kabulü ile bakiye kısım yönünden talebin REDDİNE, Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, toplam 21.722.695,81 TL Alacak yönünden alacağın % 15′ ine tekabül eden 3.258.404,37 TL teminat karşılığında İİK.’ nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden alacaklı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş, borçlu vekilince ise itiraz edilmiştir. Borçlu vekili itiraz dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile …arasında 27/04/2017 tarihinde Ana Kredi Sözleşmesi imzalandığını, 12/01/2018 tarihinde ana kredi sözleşmenin eki olarak müvekkil şirketin yeni adresini içeren Cetvel 1 Kredi kullandırım talebi imzalandığını, …bu sözleşmelere ilişkin alacaklarını 11.02/2019 tarihli kredi alım sözleşmesi ile … ye devrettiğini, bu temlik sözleşmesinin 14/02/2019 tarihinde kargoya verildiğini, 18/02/2019 tarihinde müvekkiline ulaştığını, Temlik anlaşmasının müvekkiline bildirilmesi amacıyla kargoya verilmesinden 2 gün önce hesabın kat edilmesine ilişkin ihtarın Ankara …. Noterliğinden müvekkil şirketin Türkiye Şubesi’nin eski adresine keşide edildiğini, hesap kat ihtarı müvekkilinin eski adresine keşide edilerek tebliği imkansız kılarak, ihtiyati haciz talep ettiklerini, müvekkili hakkında İstanbul …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, Alacağı temlik alan … hesabı kat ettiği ihtarnameyi kötü niyetli olarak şirketin eski adresine tebliğ ettiği, alacağı temlik alan ….’nin hesap katını müvekkil şirkete tebliğ etmeden ihtiyati haciz talebinde bulunduğunu, … nin başlattığı cebri icra işlemleri ile devam eden projelerin riske girmesine başkaca kredilerin geri çekilmesine diğer ortakların da zarara uğramasına sebep olduğunu, ihtiyati haciz kararıyla müvekkilinin üstlenmiş olduğu işlere karşılık kullandığı yaklaşık 10 milyar EURO’ luk kredinin risk altına girdiğini, beyanla müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı vekili borçlunun itirazına cevap dilekçesinde özetle; İtiraz eden borçlunun alacağın miktarına ve 18/01/2019 tarihinde ödemenin yapılacağına dair bir itirazının olmadığını, müvekkil tarafından keşide edilen ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, ihtiyati haciz yasal şartlarının oluştuğunu, kesin vadeli bir alacak olduğundan ayrıca ihtara gerek olmadığını, ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edildiğini, borçlunun Türkiye’ de yatırım yapmış olmasının vadesinde borcunu ödemediği gerçeğini ortadan kaldırmayacağını, Temlik sözleşmesinde borçlunun muvaffakatına ihtiyaç olmadığını, bildirime gerek olmadığını, borçlunun ödeme güçlüğü içinde olduğunu, İtalya da konkordato talep ettiğini, takdir edilen teminatın yatırıldığını, borçlu vekillerinin itirazlarının İİK 265 maddesine uygun olmadığını, itiraz edenlerin dilekçelerinde geçen temerrüt halinin bulunmadığı hususunun temlik eden tarafından ikrar edildiğini kabul etmediklerini,11/02/2019 tarihli kredi alım sözleşmesinin ilgili maddesinde temerrüt halinin bulunmadığı değil, temerrüt halinin olmadığını teyit edecektir cümlesinin olduğunu, mesele temerrüt halinin olup olmaması değil, kesin vade tarihinin belli olduğunu ve vadesinde borcun ödemediğini, borca ilişkin yasal şartların gerçekleştiğini beyanla; ihtiyati haciz kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/03/2019 tarih ve 2019/350 D. İş – 2019/355 Karar sayılı Ek Kararı ile; ” … Mahkememizce icra edilen yargılama ve tekmil dosya mündericatından edinilen vicdani kanaat gereğince; İhtıyati hacze itirazın süresinde olduğu anlaşılmakla itiraz sebeplerinin esastan incelenmesine geçilmiştir. İhtiyati haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar alacağın muaccel olması ve alacakla ilgili rehnin bulunmamasıdır. Sözü edilen maddede bunun dışında her hangi bir koşul öngörülmemiştir. Somut olayda; temlik eden alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince kredi kullandırıldığı görülmüştür. İhtiyati hacze konu kredi taksitli veya benzeri nitelikte olmayıp, kesin vadeye bağlandığından vade tarihi geçmekle temerrüt oluşmuştur. Aksi düşünülse dahi; kredi borcunun ödenmemesi üzerine, hesabın kat edilerek asıl borçlu şirket adına noter kanalıyla kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Kat ihtarının tebliğine ilişkin tebliğ mazbatası dosyaya sunulmuştur. Buna göre kat ihtarına ilişkin tebligatın asıl borçlunun taşınması sebebiyle bulunamadığından iade edilmiş olduğu görülmüştür. Hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir. Ayrıca ihtarın tebliğ edilmiş olması aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdü bakımından gerekli ise de; muacceliyete engel teşkil etmez. Taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinin, “Bildirimler” başlıklı 25.7 maddesinde ”…İşbu sözleşmede bahsi geçen adresler tarafların yasal ikamet adresleridir…. Taraflar, adres değişikliklerini noter veya iadeli taahhütlü ödenmiş posta ile söz konusu adres değişikliğinden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde diğer tarafa bildirecektir. Aksi takdirde işbu sözleşmede sözü edilen adreslere bulunulan bildirimler geçerli olacaktır. ” hükmüne yer verilmiştir. İİK 68/b maddesinde, “ Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Kredi ilişkisinde asıl borçlu olan şirkete hesap kat ihtarnamesinin sözleşmede belirlenen adrese çıkarıldığı, adresin değişmiş olması sebebiyle tebligatın yapılamadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, hesap kat ihtarının İİK 68/b maddesi ve sözleşme hükmü uyarınca asıl borçluya tebliğ edilmiş sayılması gerekir. Yani, asıl kredi borçlusuna hesap kat ihtarı hukuken tebliğ edilmiş hükmündedir. Kredi lehtarı asıl borçlu şirket yönünden hesap katının alacağın muaccel olması için yeterli olup, borçlu şirket yönünden somut olayda ihtiyati haciz koşulları oluştuğundan itiraz eden vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddi gerekmiştir. Ayrıca; itiraz eden tarafça alınan teminatın miktarına itiraz edilmiş ise de; alınan teminatın yeterli olması sebebiyle itiraz yerinde görülmemiştir. İtiraz eden vekillerince mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına konu edilen miktarın kat ve kat üstünde mal varlığı üzerine uygulanmak suretiyle şirketin önlenemeyecek zarara duçar olacağı hususu itiraz sebebi yapılmış olmakla; İhtiyati haciz dahil her türlü haciz işlemi borçluya en az zarar verecek şekilde uygulanması gerek İİK’ nın amir hükmü, gerekse M.K 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının gereği olmakla infazda nazara alınması gerektiğinden, ihtiyati haczi veren mahkemenin kararın uygulama alanını daraltması ve somutlaştırmasının önünde herhangi bir yasal engel bulunmadığından İİK 263. maddesinin talep halinde infazda icra müdürlüğü tarafından uygulanması yönünde karar verilerek ihtiyati hacze vaki itirazın kısmen kabulü gerekmiştir. Mahkememizce tüm dosya kapsamının incelenmesi ve icra edilen murafaa celsesi sonunda; ihtiyati hacze vaki itirazın kısmen kabulü ile borçlular tarafından talep edilmesi halinde İİK 263 maddesinin icra müdürlüğünde infaz aşamasında uygulanmasına, sair itirazlar İİK 265 maddesine uygun olmadığından ve yerinde görülmediğinden reddine … ” karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile; ” 1-İtirazın kısmen kabulü ile İcra İflas Kanunu’ nun 263. maddesinin icra müdürlüğünce infazda uygulanmasına, sair yönlerinden İİK nın 265. maddesine uymayan ihtiyati hacze itiraz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, borçlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme tarafından reddedilen 3.227.592,40 TL alacak yönünden de ihtiyati haciz koşulları oluştuğu halde, bu kısım yönünden ihtiyati haciz taleplerinin kısmen reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Reddedilen 3.227.592,40.TL alacağın da mevcudiyetinin dosya kapsamı ile sabit olup, ihtiyati haciz için alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesinin yeterli olduğunu, Emsal Yargıtay kararlarının da ihtiyati haciz için alacağın ispat edilmesine gerek olmadığını, alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesinin ve alacağın varlığına kanaat edilmesinin yeterli olduğunu kabul etmekte olduğunu, Davalının borcunu vadesinde ödemediğinin ve alacağın muaccel olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu, Alacak rehinle de temin edilmediğinden ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, İİK.258. ve devamı maddeleri gereğince muaccel olan para alacaklarının rehinle teminat altına alınmadığını, bu nedenle reddedilen kısım yönünden de ihtiyati haciz koşullarının oluştuğunu, Netice itibari ile; ihtiyati haciz taleplerine konu 3.227.592,40.TL. kısım için de alacağın yaklaşık olarak ispat edildiğini, alacağın vadesinde ödenmemiş olması sebebiyle muaccel olduğu ve rehinle teminat altına alınmamış olduğu sabit olduğundan, bu kısım yönünden de ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilmesi gerekirken, kısmen red kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve reddedilen kısım yönünden yerel mahkeme kararının kaldırılarak, bu kısım yönünden de ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla; Yerel Mahkemenin kısmen red kararının, ortadan kaldırılarak, istinaf sebepleri ve resen gözetilecek sebepler ile reddedilen 3.227.592,40 TL kısım için de ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Verilen ihtiyati haciz kararının, İİK’ nın amaç ve ruhuna aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin ek kararında, kesin vadeli bir borç olduğundan bahisle vade tarihi geçmekle temerrüt oluştuğuna hükmetse de kesin vadeli bir borç olduğundan bahsetmenin hukuka aykırı olduğunu, Müvekkil şirketin temerrüt içerisinde olmadığı, …. arasında akdedilen sözleşmede açıkça belirtildiğini, Hesap kat ihtarının müvekkil şirketin ” Eski Adresine ” gönderilmesinin kötü niyetli olduğunu ve kötü niyetin hukuk sistemimizce korunmayacağını, ….’ nın yüklenicisi olduğu kamu özel iş ortaklığı kapsamında birçok projesi bulunduğundan halihazırda Türkiye’ de faaliyette olan bir şirketin aleyhine ihtiyati haciz talep edilmesinin herhangi bir hukuki yararı olmadığı gibi birçok zararı mevcut olduğunu, Yerel Mahkemece her ne kadar istenilen teminatın yeterli olduğundan bahisle buna ilişkin talepleri reddedilse de ihtiyati haciz sebebiyle uğranılacak zararın tazmini için mahkemece belirlenen teminat tutarının müvekkil şirketin ve bu ihtiyati hacizden etkilenecek üçüncü kişilerin zararlarını karşılamaktan uzak olduğunu beyanla; Açıklanan nedenlerle İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/03/2019 tarih ve 2019/350 D. İş – 2019/355 Karar sayılı dosyasından verilen ek kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.İstinaf açısından uyuşmazlık; ihtiyati haciz talep eden tarafından temlik alınan ve kat edilen alacağın tamamına ilişkin olarak İİK. 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşullarının oluşup oluşmadığı ve ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olup olmadığı noktalarındadır. İhtiyati hacze itiraz eden borçlunun hesabın kat edilmesi, eski adrese tebliğ işlemi yapılması, temerrüt koşullarının oluşmaması ve teminata ilişkin itirazlarının istinafa konu edilen karar gerekçesinde; ayrı ayrı tartışılıp değerlendirilerek reddine karar verildiği, itiraz üzerine verilen karar ve gerekçesinin dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu, itiraz eden borçlunun Türkiye’ de büyük yatırımlarının bulunduğu, ihtiyati hacizde hukuki yararın bulunmadığı vs şeklindeki itirazların İİK’ nun 265 maddesinde tahdidi olarak sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı anlaşılmakla; ihtiyati hacze itiraz edenin istinaf nedenlerinin, itiraz nedenleri ile aynı mahiyette olduğu görüldüğünden yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından ihtiyati haciz talebinin kısmen reddine ilişkin verilen karar istinaf edilmiştir. İhtiyati haciz talep eden tarafından talep dilekçesi ile: temlik alınan ana para, işlemiş faiz ve taraflarca imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden türev işlem sorumluluğundan kaynaklanan alacak olmak üzere kat ihtarnamesine konu edilen toplam 24.964.290,30 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Mahkemece temlik alınan ana para ve işlemiş faizi olan toplam 21.722.695,81 TL üzerinden % 15 teminatla ihtiyati haciz kararı verilmiş, bakiyesi ise reddedilmiştir. Ancak istinafa konu kararda ret gerekçesi yazılmadığından mahkemenin hangi hukuki gerekçe ile türev işleminden kaynaklanan alacağına ilişkin talebi reddettiği anlaşılamamıştır. İhtiyati haciz talep edenin, dilekçesi ekinde alacağın dayanağı olan temlik sözleşmesi, hesap dökümü, türev işlemi dekontu ve kat ihtarnamesi, alacağın tutarını ve vadesinin 18/01/2019 olduğunu gösterir borçlunun imzasını havi kredi kullandırım talimatı, … nin borçlunun temerrüt halinde olduğuna dair 19/03/2019 tarihli yazısı, Genel Kredi Sözleşmesi, … ve borçlu arasında imzalanan Kredi Sözleşmeleri ve Türkçe Çevirisi, tadil sözleşmesi, borçlunun ödeme güçlüğü içinde olduğunu, İtalya’ da konkordato talep ettiğini ve Türkiye’ deki mal varlığını devretmeye çalıştığına dair basında çıkan haberlere ilişkin dökümleri ibraz ettiği görülmüştür. Kat ihtarnamesiyle asıl alacak, işlemiş faiz ve KKDF’ nin 12/02/2019 ihtarname tarihi ile ödenmeyen 4.170.575,08 Euro’ nun TL karşılığı olan 24.964.290,30 TL’ nin ödenmesi talep edilmiştir. Alacaklı taraf, Türev işlemine ilişkin talebini Genel Kredi Sözleşmesi’ nin 5.18. maddesine dayandırmıştır. Mahkemece talebin kısmen kabulüne ilişkin yaklaşık ispat şartı ile rehinle temin edilmemiş muaccel alacağın bulunması şartının, ibraz edilen belgelerle alacağın tamamı için gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından, yasal dayanağı olmayan İlk Derece Mahkemesinin kısmen ret kararı, dosya kapsamına, usul ve yasaya aykırı olmuştur. Sonuç itibari ile; dosya kapsamına göre ihtiyati hacze itiraz eden borçlunun istinaf talebinin reddine, ihtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’ nin ihtiyati haciz kararı kaldırılarak düzeltilmek suretiyle alacağın tamamı yönünden % 15 teminatla ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği uygun bulunmuş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlunun istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- İhtiyati haciz talep eden alacaklının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 22/02/2019 tarih ve 2019/350 D. İş – 2019/355 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dairemizce düzeltilerek yeniden hüküm kurulmasına, 3- Yukarıda yazılı sebeplere, dosya kapsamına ve borçluların durumuna göre borç, para borcu olup, borcun rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği, ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla, ihtiyati haciz talep eden vekilinin talebinin kabulü ile İİK.’ nun 257 ve müteakip maddeleri gereğince borçlunun 24.964.290,30TL’ lik borcuna ve masraflarına yeterli miktarda taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 4-İhtiyati haciz isteyen tarafın İİK. 259, HMK.87 maddesi uyarınca belirlenen ve alacak miktarının % 15′ ine tekabül eden 3.744.643,545 TL tutarında nakdi veya Mahkemece kabul edilecek kat’ i süresiz ve muteber banka teminat mektubunu ilgili ilk derece mahkeme veznesine depo etmesi halinde ihtiyati haciz kararının yetkili icra müdürlüğünce infaz edilmek üzere ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 5-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 73,10 TL karar harcı ihtiyati haciz talep eden tarafından dava açılırken peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 6-Karar tarihi itibariyle alacaklı yararına AAÜT 2. kısım 1.bölüm 1/b maddesine göre takdir olunan 750,00 TL vekalet ücretinin borçludan alınarak alacaklıya verilmesine, 7-İlk derece mahkemesinde alacaklı tarafından yatırılan 123,90 TL talep harç toplamı ve yine alacaklı avansından sarf edilen 52,5 TL tebligat/ posta gideri olmak üzere; toplam 176,4 TL’ nin borçludan alınarak alacaklıya verilmesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince alacaklı tarafından istinaf aşamasında yatırılan 121,30TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde alacaklıya iadesine, 9- Harçlar Kanunu gereğince borçlu tarafından istinaf aşamasında yatırılan 121,30TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 44,40 TL istinaf karar harcının hazineye gelir kaydına, 10-Alacaklı tarafından sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine, 11-Borçlu avansından sarf edildiği anlaşılan istinaf posta giderinin borçlu üzerinde bırakılmasına, 12-Artan gider avansı olması halinde, yatıran tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/07/2019 tarihinde İİK. 258/2 ve HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.