Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1352 E. 2021/522 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1352 Esas
KARAR NO : 2021/522 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2014/1603 Esas – 2019/416 Karar
TARİH : 10/04/2019
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Sermaye Piyasası Kurulu’nun davalı şirket nezdinde 2008 – 2011 yıllarına ilişkin yaptığı incelemelerin sonucunu değerlendirerek almış olduğu kararları 04-08-2014 tarihli yazısı ile müvekkili şirkete bildirdiğini, söz konusu yazıda SPK karar organının 17-07-2014 tarihli toplantısında;
A)… Madencilik Kimya İnşaat Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin haricinde Ferizli – Sakarya bölgesinde faaliyet gösteren diğer demir cevheri firmalarının düşük fiyat tekliflerini dikkate almayarak, 2008 -2011 döneminde demir cevherinin münhasıran …Madencilikten temin edilmesi sebebiyle … Çimento’nun kârının veya mal varlığının faiz hariç 4.538.424.- TL tutarında azalmasında sorumluluğu bulunan şirketin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Koordinatörü … hakkında işlem yapılması için TCK’nın 279 uncu maddesi uyarınca Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına,
B) Şirket yönetiminin suç teşkil eden eylemler hakkında bilgilendirilmesine ve şirketin uğramış olduğu 4.538.424.- TL tutarındaki zararının kanuni faizi ile birlikte tazmin edilmesi için gerekli adımların atılmasına ve bu adımlar hakkında SPK’ya bilgi verilmesinin istenmesine,
C) 2011 yılı sonrasında … Madencilikten demir cevheri alımına devam edilmesi suretiyle varsa şirket zararının şirket tarafından ayrıca hesaplanmasına ve hesaplanacak zararın kanuni faizi ile birlikte tazmini için gerekli adımların atılmasına ve bu adımlar hakkına SPK’ya bilgi verilmesinin istenmesine, ayrıca piyasa fiyatlarından daha yüksek fiyatlar ile demir cevheri alımı yapılmaması konusunda gerekli tedbirlerin alınması hususunda şirketin bilgilendirilmesine,
D) Şirket tarafından 1 ay içinde Kurul kararının gereğinin yerine getirilmemesi durumunda konunun tekrar SPK karar organına sunulmasına ilişkin kararların alındığını, bu kararların müvekkili şirkete tebliğ edilerek gerekli işlemlerin yapılmasının talep edildiğini, müvekkili şirketin yönetim kurulunun 03-09-2014 tarihli ve 1231 sayılı toplantısında SPK’nın söz konusu yazısının değerlendirildiğini, toplantıda “belirtilen zararın faizi ile birlikte tahsili için davalı … na ihtar çekilmesine ve SPK’nın denetim raporunun tamamının veya ilgili kısımlarının SPK’dan talep edilmesine, SPK’nın olumlu cevap vermemesi halinde raporun bir örneğinin suç duyurusunun yapılacağı Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istenmesine” karar verildiğini, davalı …’na 04-09-2014 tarihinde ihtarname keşide edilerek 4.538.424 TL’sinin faizi ile birlikte bir ay içinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnameyi 11-09-2014 tarihinde tebellüğ eden …’tnun cevap vermediğini, SPK’nın denetleme raporunun ilgili kısımlarını müvekkili şirkete verdiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/131850 soruşturma numaralı dosyasından da raporun tamamının örneğinin alındığını, SPK denetim raporu incelendiğinde şirket fabrikasına yakın bölgelerde demir cevheri ocağına sahip firmaların ilgili dönemlerdeki ortalama satış fiyatları ile …. Çimento’nun ortalama alış fiyatlarının karşılaştırılarak aradaki farka göre hesaplama yapıldığının görüldüğünü, müvekkili şirketin 26-11-2014 tarihli ve 1258 sayılı yönetim kurulu toplantısında; “SPK’nın kamu gücünü kullanarak elde ettiği verilerin müvekkili şirket tarafından yapılmasının mümkün olmadığına, bu nedenle 2011 yılı mali yılı sonundan …’nun şirketten ayrıldığı 06-03-2013 tarihine kadar yapılmış demir cevheri alımları ile ilgili olarak müvekkili şirketin zararı mevcut ise bu zararın mahkeme tarafından tespit ve tahsil edilmesinin istenmesine” karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından SPK’ya yapılan açıklamada demir cevheri tedariki ve fiyat tespiti sürecinde …’nun yanında Satın Alma Grup Müdürü ve Satın Alma Müdür Yardımcısının da görevli olduğunun beyan edilmesine rağmen, SPK’nın bölgede demir cevheri satan … Madencilik Pet. Tur. Nak. Ker. İnş. Taah. İth. İhr. Paz. ve Ticaret Limited Şirketi müdürü … .un “… Madencilik’in teklifinin bizzat … tarafından kabul edilmediği” şeklindeki ifadesinden hareket ederek suçu …’nun işlediği sonucuna vardığını, …’nun işlemlerinin bir kısmının eski TTK, bir kısmının da yeni TTK döneminde gerçekleştiğini, eski TTK dönemine ilişkin … hakkında dava açılması için gerekli olan genel kurul kararının alınacağını, bu eksikliğin tek başına ret sebebi olmadığını, eksikliğin giderilmesi için süre verilmesi gerektiğini, yeni TTK’da ise yönetim kurulu üyeleri hakkında dava açılması için genel kurul karan gerekeceğine dair bir hüküm bulunmadığını, iş bu davanın SPK denetleme raporunda yer verilen tespitler dikkate alınarak açıldığını iddia ederek; ileride belirlendiği zaman artınlmak üzere belirsiz alacağın asgari 4.538.424.- TL’ sı tutanndaki kısmının 2008 yılı mali yılı başından …’nun görevden ayrıldığı 06-03-2013 tarihine kadar gerçekleştirilen her bir demir cevheri alım işleminden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı yaptığını ve TBMM tarafından üstün hizmet ödülü aldığını, sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi on yılı aşkın süre zarfında davacı şirkete aktararak dev yatırımları olan bir gruba dönüştürdüğünü, hal böyleyken SPK tarafından anlaşılması güç bir şekilde 2008 – 2011 yılları arası dönemde … Madencilikten piyasaya göre daha yüksek fiyatla demir cevheri alımı yaparak şirketi yaklaşık 4.500.000.- TL zarara uğrattığı iddiasıyla müvekkili hakkında güveni kötüye kullanma suçunu işlediği yönünde savcılığa suç ihbarında bulunulduğunu, SPK’nın müvekkiline savunma yapma imkânı bile tanımadığını, tamamen bir iki şahsın beyanı ile hareket ettiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen 2014/131850 nolu soruşturma kapsamında müvekkilinin savunmalarını sunduğunu, davacı şirketin SPK’nın yaptığı suç duyurusunun ne kadar haksız olduğunun farkında olmasına rağmen SPK’nın yazısında 2008 – 2011 dönemi için belirtilen zarar tutan ile 2012 yılı ve sonrasına ilişkin belirsiz alacak tutarının tahsili için huzurdaki davayı açtığını, davacı şirketin delil olarak sadece 17-07-2014 tarihli ve 22/716 sayılı SPK karanna ve bu karara temel teşkil eden 03-12-2013 tarihli ve XXII-2/16-l sayılı denetleme raporuna dayandığını, müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığı yaptığı dönemde demir cevheri alımı konusundaki kararları tek başına almadığını, kararların ilgili birimlerin görüşü alınarak yönetim kurulu tarafından alındığını, demir cevherine ilişkin bu alım politikaları sebebiyle davacı şirketin zarar etmediğini, aksine kâr ettiğini, müvekkilinin de içinde bulunduğu yönetim kurulu üyelerinin 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yılları için genel kurul tarafından ibra edildiğini, her halükârda dava konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, müvekkili hakkında dava açılması için genel kurul kararının olmadığını, SPK’nın davacı … sorumluluk davası açmaya zorlama yetkisinin bulunmadığını, öte yandan tazminat talebi için belirsiz alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, talep sonucunun HMK m.119/l-ğ anlamında belirlilik şartını sağlamadığını, tazminat talebine ilişkin 2008 – 2012 yıllan arasındaki demir cevheri alımına ait tüm bilgi ve belgelerin davacı şirketin elinde bulunduğunu, dolayısıyla davacı şirketin bir zarar varsa bunu hesaplamasının mümkün olduğunu, belirsiz alacak davası açmada davacı şirketin hukuki yararının bulunmadığını, dava şartının oluşmadığını, demir cevheri alımına ilişkin işlemlerin davacı şirketin 2009, 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarına ait genel kurullarda görüşülüp tartışıldığını, müvekkilinin de dahil olduğu yönetim kurulunun ibra edildiğini, SPK’nın genel kurulun yerine geçerek hareket edemeyeceğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/131850 nolu dosyası üzerinden başlatılan soruşturmanın bu davanın konusu ile aynı olduğunu, bu soruşturmanın bekletici mesele yapılmasının talep edildiğini, davacı şirketin demir cevheri alımı sebebiyle zarara uğramadığını, ortada SPK’nun raporundan başka belge bulunmadığını, SPK’nın denetim raporunda; “… Madencilik Limited Şirketi ile …ğlu Madencilik Limited Şirketi’nin … Madencilik Limited Şirketi’ne nazaran daha düşük teklif verdikleri halde, bu tekliflerin kabul edilmeyerek demir cevheri alımının … Madencilik Limited Şirketi’nden yapıldığının” belirtildiğini, iddiaların buna dayandırıldığını, müvekkilinin Anayasal savunma hakkının göz ardı edildiğini, müvekkilinin savunması alınmış olsaydı gerçeklerin baştan ortaya çıkmış olacağını, davacı şirket tarafından satın alınan demir cevheri ile fiyat teklifi yapılan demir cevherinin kalitesinin aynı olmadığını, bu hususun raporda dikkate alınmadığını, ayrıca öğütme maliyetinin düşmesi açısından demir cevherinin tane boyutunun 6-10 cm. arasında olması gerektiğini, fabrikaya gönderilmeden kırılarak boyutunun küçültüldüğünü, alımın yapıldığı … Madencilik’in kesintisiz olarak bu oranlara uygun teslimat yaptığını, Fe203 oranının demir cevherine etkisini görmek açısından 2012 yılında davacı şirketin … Madencilik ve … Madencilikten aldığı tekliflere bakmanın yeterli olduğunu, 2012 yılında … Madencilikten temin edilen demir cevherinin birim fiyatı 72.- TL/ton iken, aynı kalite koşullarda… Madencilik ve …d Madencilik tarafından yapılan tekliflerin sırasıyla 104,02 TL/ton ve 80.- TL/ton olduğunu, … Madencilik tarafından teklif edilen demir cevherinin Fe203 oranının % 45 olması halinde teklif edilen fiyatın 65.-TL/tona düşeceğini, bu seferde fazla kullanım nedeniyle maliyetin artacağını, Fe203 oranındaki % 15 eksikliğin hammadde kullanımındaki fazlalık nedeniyle 15.- TL/ton maliyet artırımına yol açtığını, bu sebeple raporda Fe203 oranını tam olarak dikkate almayan bütün karşılaştırmaların geçersiz olduğunu, demir cevherindeki tenör oranının ancak laboratuvarlarda tespit edilebileceğini, müvekkilinin Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı dönemde gelen tekliflerin … Çimento’nun kendi laboratuvannda analiz ederek tenör oranını saptadığını, buna göre tekliflerin değerlendirildiğini, raporda her ne kadar Fe203 ve rutubet oranlarına yer verildiyse de bu oranların denetçi tarafından nasıl belirlendiğine açıklık getirilmediğini, SPK’nın suç duyurusunda….adencilik’in beyanlarını esas aldığını, ….Madencilik tarafından 2008 – 2011 yılları arasında satılan demir cevherinin ortalama Fe203 oranının % 50 olduğunun belirtildiğini, bu oranın doğru olduğu kabul edilse bile bu niteliklere sahip demir cevherinin … Çimento’nun arzu ettiği ve … Madencilikken tedarik ettiği demir cevherinin kalitesini taşımadığını, birbirine emsal teşkil etmeyen karşılaştırmalar ile …n Madencilikten daha pahalı alım yapıldığının söylenemeyeceğini, SPK raporunda diğer firmaların satış fiyatları karşılaştırılırken sadece nakliye masraflarının dikkate alındığını, diğer unsurların göz ardı edildiğini, …Çimento açısından demir cevheri alımındaki en önemli maliyet kalemlerinden birinin de stoklamadan kaynaklandığını, … Madencilik’in kış aylarında da sevkiyatına devam ettiğini, aylık yerine haftalık olarak teslimat yaptığını, bu durumun… Çimento’nun stoklama maliyetini düşürdüğünü, daha ucuz tekliflerde bu şartların sağlanamaması halinde fiyat cazibesinin ortadan kalkacağını, stoklama maliyetlerinden ötürü daha pahalı hale geleceğini, öte yandan rüzgâr ve yağmurun da fireye yol açtığını, bu sebeple çok stok yapmanın doğru olmadığını, bütün maliyet kalemlerinin nazara alınarak demir cevherinin … Madencilikten temin edildiğini, raporda … Çimento’nun pazarlık gücünün varlığına rağmen yüksek bedelle demir cevheri alındığı iddiasının da doğru olmadığını, …n Madencilik’in diğer çimento firmalarına teklif ettiği fiyatların emsal olarak alınmadığını, raporun 92. sayfasında yazılı olduğu üzere 23-09-2010 tarihinde … Madencilik’in Bolu Çimento’ya demir cevheri için 65.- TL/ton fiyat teklif ettiğini, aynı yıl … Çimento’nun …Madencilikten 58.- TL/ton birim fiyatla demir cevheri aldığını, … Madencilik’in 20-10-2011 tarihinde …Çimento’ya demir cevheri için 95.- TL/ton teklif verdiğini, …Çimento’nun ise 65.- TL/ton birim fiyatı ile demir cevherini temin ettiğini, ….Madencilik’in çok düşük bir kâr marjı ile … Çimento’ya satış yaptığını, …n Madencilik’in bölgede … Çimento tarafından istenen nitelik ve miktarda demir cevherini kesintisiz ve düzgün biçimde sağlayacak tek firma olduğunu, bölgede faaliyet gösteren firmalarda bu imkânların bulunmadığını, SPK tarafından yapılan incelemede teklif veren firmanın beyanına dayanılarak kapasitesinin var olduğunun kabul edildiğini, oysa bu firmaların böyle bir kapasiteye sahip olmadıklarının resmi belgeler ile sabit olduğunu, davacı …’nun 2008 – 2011 yılları arasında … Madencilikten toplam 679.292 ton demir cevheri tedarik ettiğini, tekliflerinin kabul edilmediği belirtilen … Madencilik ve …er Madencilik’in kesinlikle bu miktarda malı tedarik edecek kapasitelerinin bulunmadığını, raporda … Madencilik’in 2008 – 2011 dönemine ilişkin potansiyel üretim kapasitesinin 3.500.000 ton olarak belirtildiğini, bunun sadece firma sahibinin beyanına dayandığını,… Madencilik’in o dönemde Adapazarı bölgesinde işlettiği ve … Çimento’ya 2007 yılında verdiği teklife konu olan 3508 ruhsat nolu demir cevheri ocağına ilişkin sözleşmesinden doğan işletme süresinin sona erdiğini, daha sonra söz konusu ocak için işletme hakkını alan …y Madencilik’e sunulan Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün raporunda teklife konu ocağın yıllık kapasitesinin toplam 30.000 ton olarak tespit edildiğini, 2008 – 2011 dönemine ilişkin toplam kapasitenin ise 120.000 ton olduğunu, nitekim bu miktarın…r Madencilik’in anılan dönemdeki satış miktarı ile uyumlu bulunduğunu, müvekkilinin bilgisi dahilinde Hatipoğlu Madencilik tarafından … Çimento’ya yapılmış bir teklifin söz konusu olmadığını, raporun 121. sayfasında …Madencilik tarafından …Çimentoya iletilen 24-02-2009 tarihli yazıda KDV hariç 42.- TL/ton üzerinden teklif verildiğinin belirtildiğini, ancak müvekkilinin böyle bir tekliften bilgi sahibi olmadığını, nitekim raporun 122. ve 123. sayfalarında görüleceği üzere davacı …’ya gönderilen yazıda yapılan incelemelere rağmen H… Madencilik tarafından gönderildiği iddia edilen teklif yazısının bulunamadığının bildirildiğini, raporun 125. sayfasında … Madencilik’in teklifinin kabul edilmediği ve müvekkili ile yapılan görüşmede “Yine mi sen geldin, senden cevher almayacağım, … Madencilikten alıyorum” dendiğinin öne sürüldüğünü, …r Madencilik’in burada müvekkili aleyhine nefret hissiyle hareket ettiğinin görüldüğünü, kaldı ki müvekkili tarafından böyle bir ifade kullanıldığına dair belge sunulmadığını, … Çimento’nun … Madencilik ile uzun yıllardan beri çalıştığını ve sorunsuz demir cevheri temin ettiğini, aralarında sağlam bir güven ilişkisinin oluştuğunu, 2007 yılında iki şirketler grubunun … adıyla kurdukları ortak girişimleri vasıtasıyla Cezair’de milyonlarca dolar değerinde bir çimento tesisi projesini yürüttüklerini, müvekkilinin …. Çimento’dan ayrılmasından sonra mevcut yönetimin demir cevherini daha yüksek bir fiyatla… Madencilikten tedarik ettiğini ve bunun şirket açısından en avantajlı politika olduğunu beyan ettiğini, davanın reddini gerektirdiğini, demir cevherinin tedarikine ilişkin kararların yönetim kuruluna ait olduğunu, müvekkilinin tek başına yetkili kılınmadığını, … Çimento’nun Cezair’de …grubu ile yaptığı işlerden büyük kâr sağladığını savunarak; davanın usul ve esas yönünden reddine, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/131850 nolu soruşturmasının bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 10/04/2019 tarih 2014/1603 Esas – 2019/416 Karar sayılı kararında;
” Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları, hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı 2008 – 2011 yılları arasında davacı şirketin yönetim kurulu başkanı ve genel koordinatörü iken 06-03-2013 tarihinde görevinden istifa etmiştir.
….Çimento Sanayi A.Ş.’nin öz kaynakları sürekli artış kaydetmiş olup;
>2008 Senesinde 756.486.956.- T.L. sı,
>2009 Senesinde 797.428.571.- T.L. sı,
>2010 Senesinde 804.660.973.- T.L. sı,
>2011 Senesinde 836.042.507.- T.L. sidir.
…Çimento Sanayi A.Ş.’nin
> 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin 4 yıllık satışlarının toplamı 3.224.386.626.-T.L. sı,
> 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin 4 yıllık net kârlarının toplamı 373.412.927.-TL dir. İş bu davada davalının 2008 -2011 yılları arasında davacı … zarara uğrattığı iddia edilmektedir.
Davacı şirket Çimento üretimi yapmakta, halka açık olup, ihracatı da bulunmaktadır. Şirket üretimde kullanmak üzere demir cevheri tedarik etmektedir. Demir cevherini … Madencilik Kimya İnşaat Nakliyat Sanayi Ticaret Limited Şirketinden, tekliflere göre daha yüksek fiyatla temin ettiği iddiasıyla, huzurda görülmekte olan dava, o dönemde Yönetim Kurulu Başkanlığı yapan …’na karşı açılmıştır. Oysa, davacı şirketin mevcut sermaye yapısına göre tek kişinin karar alması mümkün gözükmemektedir. Ayrıca davacı şirketin satın alma depertmanıda vardır.Davacı şirketin işlemleri üzerinde Sermaye Piyasası Kurulu Uzmanı inceleme yapmış ve denetleme raporu düzenlemiştir. Sermaye Piyasası Kurulu da bu rapora istinaden, davacı şirketten … hakkında dava açılmasını ve Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasını istemiştir. Bunun üzerine iş bu dava açılmış ve dava tarihinden sonra, dava açılmasına icazet veren genel kurul kararı alınmıştır. İncelenen belgelere göre, … Madencilik’in makul bir kâr ile demir cevherini davacı şirkete sattığı, davacı şirketin de yüksek bir fiyatla satın almadığı, kaldıki davalının istifa ederek ayrılmasından sonra da, davacı şirketin …Madencilik’den demir cevheri satın almaya devam ettiği, üstelik fiyatta da bir düşme söz konusu olmadığı görülmüştür.
En önemlisi olayımız açısından fiyat tek başına bir gösterge değildir. Yeterlik fiyattan önce gelen bir unsurdur.Davacı şirket programa dayalı üretim yapan bir kuruluştur. Ham maddenin aksaması veya istenilen vasıfta olmaması tüm üretim prosesini etkileyecektir. Buda davacı şirketin taahhütlerinin aksamasına yol açacaktır.şte bunun için demir cevheri gibi önemli bir maddenin ciddi ve yeterliliği olan bir firmadan temin edilmesi zorunluluktur. Bunun için fiyatın yüksekliğine bile katlanabilir.Davacı ile … Madencilik’in grup şirketlerinin birlikte ortak girişim olarak yaptığı işler bulunmaktadır. Dolayısıyla demir cevheri alım – satımının haricinde de birliktelikleri söz konusudur.Birbirleri ile ortaklık bazında ilişkisi olan firmaların, aralarında emsallerine göre düşük veya yüksek fiyattan mal alıp satmaları Vergi Kanunlarına göre transfer fiyatlandırılması olarak addedilmektedir ve cezai yaptırımı bulunmaktadır. Bunun tespit edilmesi de, davacı şirketin hesaplarını tasdik eden Yeminli Mali Müşavirin sorumluluğundadır. Dosyada, Yeminli Mali Müşavirin böyle bir tespit yaptığına dair bilgi ve belge bulunmamaktadır.Davalı, huzurunuzdaki dava konusu olay sebebiyle istanbul Anadolu 47. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanmış ve Mahkemenin Dosya No:2015/263 Esas, Karar No:2017/346 olan 11-07-2017 tarihli kararı ile beraatine karar verilmiştir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalının, davacı … zarara uğrattığı iddiasının kanıtlanamadığı, davalının demir cevheri satın alımından ötürü davacı … zarara uğratmadığı belirlenmekle kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır….”gerekçesi ile,
Kanıtlanamayan davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun teknik açıdan yanlış ve dikkatli özeninin gösterilmeden hazırlandığını, mahkemenin gerekçesini bu rapora dayanarak hazırladığını,Davaya konu alım işlemlerine ilişkin olarak alınmış yönetim kurulu kararı bulunmadığını, demir cevheri alımlarında davalının talimatlarının gerçekleştirildiğini,
SPK denetleme raporunda davalının başka tedarikçiler ile görüşmeyi reddediğini, alternatif fiyat ve tedarikçi araştırması yapmadığını, yüksek fiyatlardan alım yaptığını ortaya koyduğunu ancak yerel mahkemenin bunları göz ardı ettiğini, SPK tespitlerini değil davalının ve bilirkişinin somut dayanağı olmayan açıklamalarını kabul ettiğini,
Yerel mahkeme tarafından … Madenciliğin satış fiyatının kendisi bakımından makul bir kar içerdiği açıklamasını kabul ettiğini ve bunu gerekçe yaptığını,
Davalının görevde kaldığı süre içerisinde davacı şirketin tasdik yaptırmadığını, ilgili dönemde hesapları her hangi bir yeminli mali müşavir tarafından incelenmediğini,
Davalı hakkında beraat kararı verilmesinin, somut delillere rağmen kusursuzluğunun bir göstergesi olarak gerekçede kullanılmasının hukuka uygun olmadığını ayrıca beraat kararının kesinleşmediğini,
İleri sürerek, yargılamanın duruşmalı olarak yapılmasını, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulü ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacı şirketin zarara uğratıldığından bahisle şirket yöneticisi davalının sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır.Davacı, davalının 2008 yılından görevden ayrıldığı 06/03/2013 tarihine kadar şirket yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığını, SPK tarafından davacı şirketin 2008-2011 mali yıllarına ilişkin olarak gerçekleştirilen inceleme ve denetim sonuçlarını değerlendiren SPK karar organının aldığı kararları şirkete bildirdiğini, anılan kararda SPK karar organının 17/07/2014 tarihli toplantısı sonucunda 2008-2011 döneminde şirketin demir cevheri tedarikçisi firmalardan alınan ve şirkete iletilen tedarik fiyatlarında daha düşük fiyat teklifleri dikkate alınmayarak Ferzli-Sakarya bölgesinde faaliyet gösteren demir cevheri tedarikçisi firmaların fiyatlarından bariz şekilde daha yüksek fiyatlarla münhasıran … Madencilikten tedarik ederek şirket karının veya mal varlığının 4.538.424 TL tutarında azalmasına sebep olduğundan bahisle sorumlular hakkında dava açılması talebinin iletildiğini, şirket genel kurulunca da söz konusu demir cevheri alımında tek söz sahibi olan davalı hakkında dava açılmasına karar verildiğini belirterek, daha düşük teklifler bulunmasına rağmen bu teklifler değerlendirilmeksizin, anılan dönem içinde münhasıran … Madencilik firmasından yüksek fiyatla demir cevheri almak suretiyle şirketin zarara uğratıldığından bahisle sorumlu olan davalıdan tahsili için dava açılmış, mahkemece ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.TTK’nın 553. maddesinde, yöneticilerin, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem de pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu oldukları belirtilmiştir.558. madde de ibra kararının genel kurul kararıyla kaldırılamayacağı, 445. madde hükmünün saklı olduğu, şirket genel kurulunun sorumluluktan ibraya ilişkin kararının ibranın kapsadığı açıklanan maddi olaylara ilişkin olarak şirketin ve ibraya olumlu oy verenlerin dava hakkını ortadan kaldıracağı düzenlenmiştir.Dosya içinde bulunan şirket kayıtlarından anılan dönem içinde davalının, davacı şirket yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı, davalının 06/03/2013 tarihinde görevinden ayrıldığı, davalının görev yaptığı dönemlere ilişkin olarak davacı şirket genel kurullarının toplandığı ve genel kurullarda alınan kararlar ile davalının da içinde bulunduğu yönetim kurullarının ibrasına karar verildiği görülmüştür. Söz konusu genel kurullarda alınan ibra kararlarının iptaline ilişkin her hangi bir dava açıldığına dair bir bilgi bulunmamaktadır ve davacı tarafça da dava açıldığına ilişkin bir iddia ileri sürülmemiştir. Tüm söz konusu genel kurullarda şirket bilançoları genel kurulda görüşülmüş olup, şirket bilançoları ve faaliyet raporları onaylanmıştır.Şirket yöneticinin TTK 553 maddesi uyarınca kanundan ve ana sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı davranışı nedeniyle sorumlu olması için ilgili yöneticinin kusuru, şirketin bu nedenle zararı ve kusur ile zarar arasında uygun illiyet bağının ispatlanması gerekir.Davalının, davacı şirket yönetim kurulu başkanı iken şirketin ham madde olarak tedarik ettiği demir cevherini daha düşük fiyatla temin imkanı bulunmasına ve bu konuda daha düşük fiyat teklifine rağmen yüksek fiyatla münhasıran … Madencilik firmasından temin etmek suretiyle şirkete zarara uğrattığı iddia edilmektedir. Dayanak olarak da 2008-2011 yılları şirket faaliyetini denetleyen SPK denetçisinin raporu ve SPK karar organının kararına dayanılmaktadır.Dosyada alınana bilirkişi raporları, SPK inceleme raporu, tanık beyanları dikkate alındığında, davacı şirketin çimento üretimi yaptığı, çimento üretiminde kullanılmak üzere demir cevheri tedarik ettiği, demir cevherinin çimento üretiminde olmazsa olmaz koşul olduğu, davacı şirketin yıllık çimento üretimi ve taahhütleri göz önüne alındığında talep edilen demir cevheri kapasitesi miktarı ile tedarik zamanı ve yer itibarıyla bunu karşılayacak tedarikçi şirket sayısının sınırlı olduğu, teklifte bulunan firmaların kapasitelerinin, tedarik edebilecekleri demir cevheri içeriğinin ve tedarik zincirinin önemli hususlar olup bu durumun araştırmasının şirket satın alma müdürlüğünce yürütüldüğü, davalının satın almada tek başına karar verici olduğunun ispatlanamadığı, yine bilirkişi raporlarına ve SPK inceleme raporu tespitlerine göre piyasada demir cevheri fiyatlarının değişken olduğu, içeriği ve tedarik miktarlarına göre fiyatın değiştiği, nakliye ve depolamanın da maliyete etki ettiği anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde, salt fiyat açısından değerlendirme yapılarak şirketin zarara uğratıldığı sonucuna ulaşılamaz. Bu konuda fiyat kadar, şirketin talebinin istenen nitelikte ve zamanında karşılanması, bunun yeterince taahhüt altına alınması da önemlidir. Aksi halde tedarikte yaşanacak olumsuzluklar şirketin üretimine dolayısıyla taahhütlerine yansıyacak olup bu durum şirketin daha büyük zararlarına neden olabilecektir. Şirketi zarara uğrattığından bahisle yöneticinin sorumluluğuna gidilebilmesi için yöneticinin kanun ve ana sözleşme ile kendisine yüklenilen görevlerini kusuru ile ihlal etmesi, bunun sonucu olarak bir zararın doğması gerekmekte olup, kusur ve zararı bunu iddia eden davacının ispatlaması gerekir.Sadece üretim için gerekli olan ham maddenin alım fiyatı zararın tespiti için yeterli değildir. Salt hammadde fiyatındaki farklılık tedarik firmasının seçiminde etkili olmadığı gibi bu husus tek başına zararlandırıcı olay olarak değerlendirilemez. Tedarik talebinde bulunan şirketin ihtiyaçları, bunun zamanında ve düzenli olarak karşılanması, tedarikçi firmanın tedarik kabiliyeti, taderik sürecindeki ek maliyetler fiyat kadar önemli olup bu hususta alınacak kararlarda fiyat kadar etkilidir. Sadece fiyata bakılarak daha düşük bedelle satın almama zararın oluşumuna neden olmaz.
Davacı, davalının tek başına aldığı kararlarla şirketin daha yüksek fiyatla (uygun fiyata istenen nitelikte ve istenen miktarda, düzenli olarak) hammadde tedarik edilmesine neden olarak şirketin zarara uğratıldığını, bunun davalının kusuru ile gerçekleştiğini ispatlayamamıştır.
Bu nedenle davacı istinaf sebepleri yerinde değildir.
Dava dosyası içinde bulunan bilge ve bilgilere göre mahkeme kararında belirtilen gerekçede ve delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesi ile esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.