Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1345 E. 2021/410 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1345 Esas
KARAR NO : 2021/410 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/466 Esas – 2019/224 Karar
TARİH: 26/02/2019
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı tarafla yapılan anlaşma gereğince müvekkili tarafından davalı şirkete, dondurulmuş taze fasulye, milföy hamuru, mantı, mısır vs gıda malzemeleri satış ve teslimatı yapıldığını, ancak davalının cari hesap bakiye borcunu ödemediğini, Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, dava konusu olayda müvekkili şirkete teslim edilen bütün fatura bedellerinin ödendiğini, bu nedenle davacının, ödenmemiş hangi fatura kalmış ise bunu sevk irsaliyesi ile müvekkiline teslim edildiğinin kanıtlanması gerektiğini, faturanın tek başına ispata yeterli olmadığını, davacıya bir borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 26/02/2019 tarih 2016/466 Esas – 2019/224 Karar sayılı kararında;” davacı tarafça davalı ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen faturalardan kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça teslimi yapılmış ve bedeli ödenmemiş herhangi bir fatura olmadığını belirterek borçlu olmadıklarının iddia edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafça icra takibine konu edilen 14/08/2015 tarihli ve 164,16 TL bedelli ve 18/08/2015 tarihli ve 210,60 TL bedelli olmak üzere 374,76 TL bedelli faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin ispatlayamadığı, bunun haricindeki takibe konu faturalara ilişkin malların davalı şirket çalışanlarına teslim edildiği, davacının faturadan kaynaklı olarak davalıdan 8.368,54 TL bakiye alacağının bulunduğu, davalının icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, talep edilen faiz oranının yerinde olduğu, takibe konu alacak faturaya dayalı olup miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu, davacı tarafın kötü niyeti sabit olmadığından reddedilen miktar yönünden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceeme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, -Davanın KISMEN KABULÜ ile;Sabit olan 8.368,54 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık % 9,75 oranını aşmayacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına itirazının kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Kabul edilen asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,Reddedilen miktar bakımından davacının kötü niyeti sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,Taraflar arasında daha önceki dönemlerde yapılan ticari ilişkiye dayalı mal alımlarının bedellerinin ödendiğini, dava konusu olan faturalara ilişkin her hangi bir mal alımı yapılmadığını,Yerel mahkeme tarafından verilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacağın belli olduğu yönündeki kararının kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu alacağın likit olmayan bir alacak olduğunu, borçlu alacağın belirli olmamasından dolayı itirazında haklı olduğunu ve itirazın iptali davasını kaybetse dahi inkar tazminatına mahkum edilmeyeceğini, İleri sürerek, davanın reddine, davanın esası yönünden talebin kabul görmemesi durumunda ise hükmedilen icra inkar tazminatının kaldırılmasına, yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün belirtilen nedenlerle bozulmasına dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı alacağın tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, taraflar arasında açık hesap ticari ilişkide davalı adına düzenlenen fatura bedellerinin bir kısmının ödenmediğini, alacağın tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptalini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davaya ve takibe konu alacak, davacı tarafça davalı adına düzenlenen sevk irsaliyeli faturalardan kaynaklanmaktadır. Bilirkişi raporuna göre davacı sevk irsaliyeli faturaları altında davalı adına teslim alan isim ve imzaları bulunmakta olup 2 adet fatura dışındaki davacı faturalarını teslim alan olarak isim ve imzası bulunanlar SGK kayıtlarına göre davalı çalışanı olup davacı söz konusu fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini ispatlamıştır. Davalı ise fatura bedellerini ödediğini savunmasına rağmen davacı defterlerinde kayıtlı olan dışında ödeme yaptığını ispatlayamamıştır. Buna göre alınan bilirkişi raporu dosyada bulunan ticari defter ve belgeler ile fatura ve SGK kayıtlarına göre düzenlenmiş olup denetime elverişli olduğundan davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Takipte talep edilen alacak faturaya dayalı olup 2 adet fatura dışında tüm fatura içeriği malların davalı çalışanlarınca teslim alındığı ve davalının bu fatura bedellerine karşı yaptığı ödeme belirli olduğundan alacak miktarı likit olup davalı itirazında haksızdır. İİK 67. Maddede öngörülen şartlar oluşmakla davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının icra inkar tazminatına yönelik istinaf sebebi de yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 571,65.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davalı tarafından yatırılan 142,92.TL harcın mahsubu ile bakiye 428,73.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.