Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1341 E. 2019/977 K. 10.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1341
KARAR NO : 2019/977
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2019 ( Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2018/1326 Esas ( Derdest Dava Dosyası )
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 10/07/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili dava dilekçesi ile, Taraflar arasındaki ticari ilişkiden dolayı davalıya satılan malların bir kısmının bedelinin ödenmediğini belirterek, alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, duruşma sürecinde davalının duruşmaya katılmadığı, cevap dilekçesi vermediği, dosyadaki cari hesap ve faturalardan borçlu olduğunun anlaşılacağı, borçlunun kaçma şüphesinin bulunduğu gerekçesiyle öncelikle davalı hakkında ihtiyati haciz kararı, bu mümkün değilse tüm malvarlığı hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk derece Mahkemesi 05/04/2019 tarih 2018/1326 Esas sayılı ara kararında;” … HMK’ nın 128. maddesi uyarınca davalı tarafından süresinde cevap verilmemesi durumunda davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıaları inkar etmiş sayılmaktadır. Yine HMK’ nın 150/2 maddesi uyarınca geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. Her iki düzenlemeye ilişkin hukuki sonuçlar incelendiğinde davalının cevap vermemesi ve duruşmaları takip etmemesinin ihtiyati haciz veya tedbire karar varmak için geçerli bir neden oluşturmaz.İcra ve İflâs Kanunu’ nun 258’inci maddenin 1’nci fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiği veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nın 257/II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Sadece alacağın varlığı, ihtiyati haciz kararı verilmesi için yeterli veya tek şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin bir ispat aranmamakta ise de özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması gerekmektedir. (Yüksek Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 12/06/2008 gün ve 2008/4717 esas, 2008/6504 karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi) Davacı tarafından sunulan fatura ve muavin defter kaydı incelendiğinde her ikisininde tek taraflı olarak düzenlenmiş olmasından dolayı yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemiş olması sebebi ile davacının ihtiyati haciz talebinin reddine,HMK’nın 389. Maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğinden ve belli bir para alacağına yönelik açılan icra dosyasına itirazın iptaline konu davada; davalının tüm malvarlığı hakkında ihtiyati tedbir kararı uygulanması yönündeki davacının ihtiyati tedbir talebinin yasal koşullarının oluşmadığı…”gerekçesi ile, 1-Davacı vekilinin; ihtiyati tedbire yönelik talebinin HMK 389. Maddesinde ki koşulları taşımadığından REDDİNE, 2-Davacı vekilinin; ihtiyati hacze yönelik talebinin İİK 257- 258 maddelerinde ki koşulları taşımadığından REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Davalı şirketin ticaret hayatının kötü gittiğini, işlerinin durabileceğini ve işyerinin de kapatılabileceğini, ticari çevrede bu durumun konuşulduğunu,Faturaların ve muavin defterler mahkemece de incelendiğinde davalı şirketin müvekkili şirkete borçlu olduğunun görülebileceğini, dosya bilirkişiye gönderildiğinde davalı şirketin borçlu olduğunun tespit edileceği,, ancak dosyanın bilirkişi aşamasına gelmesi ve bilirkişinin raporunu hazırlama sürecinde davalının ticareti terk etmesinin kuvvetle muhtemel olduğu,Davalı şirket tarafından davaya cevap dilekçesinin verilmediği, duruşmaya da katılım sağlanmadığı, davalı şirketin davayı takipten kaçtığı,Dava sonunda alacağının tahsili sürecinde zor durumda kalınabileceği ileri sürülerek, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın ortadan kaldırılmasına, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, ihtiyati haciz talebinin kabul görmemesi halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’ nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava ticari satışa dayalı faturalardan dolayı yapılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır.Uyuşmazlık konusu, davada ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı, mahkemece verilen kararın dosya içeriğine uygun olup olmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi içinİİK’ nın 257. maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’ nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’ nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’ nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Davada bir para alacağı istenmiş olmasına göre davada istenebilecek geçici hukuki korunma talebi ihtiyati hacizdir. Davacının ihtiyati haciz- olmazsa ihtiyati tedbir talebinde bulunması HMK’nin 390/3.maddesine aykırıdır. Adı geçen maddeye göre: Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbir uyuşmazlık konusu malvarlığı hakkında verilebilir. Davacının ihtiyati tedbir talep ettiği davalı malvarlığı uyuşmazlık konusu olmadığına göre ihtiyati tedbir kararı verme koşulları da oluşmamıştır. Davacının terditli geçici hukuki korunma talebi HMK’nın 390/3.maddesine aykırı olduğu gibi alacağının varlığına dayanak sunduğu, faturalar ve muavin defter fotokopisi ihtiyati haciz kararı verileilmesi için gerekli yaklaşık ispat koşulunu da sağlamaktan uzaktır. Davacı, davalı tarafın ticareti terkedeceği duyumu aldıkları ve duruşmaya gelmemiş olmasından dolayı alacağın tahsil kabiliyetinin kalmayacağını, bu yüzden ihtiyati haciz yahut ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmişse de; bu konuda bir delil sunulmadığı gibi, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirirken İİK’nın 257/2.maddesine dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilemez. Sonuç olarak; İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcı davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/07/2019 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.