Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1340 E. 2021/739 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1340
KARAR NO : 2021/739
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/02/2019
DOSYA NUMARASI : 2018/422 Esas – 2019/238 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacağına dayalı olarak Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla davalı aleyhine takip yapıldığını, borcun ödenmesi konusunda davalıya ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından borcun çekle ödendiğine dair ödeme bordrosu ve tediye makbuzu ibraz ettiğini, bordrodaki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, borcun ödenmediğini, cari hesap kaynağı faturalar ve fatura konusu malların davalıya borçluya teslim edildiğini, müvekkilinin adresi itibarı ile icra takibinin yetkili icra müdürlüğünde başlatıldığını belirterek, davalının yetkiye ve esas borca ilişkin itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında cari hesaptan kaynaklanan borç ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin bu ilişkiyi ve bundan doğan borcu kabul etmekle birlikte, borcun çek takas sistemi kapsamında ödediğini, ödemenin … Bankası E5 Pendik şubesine ait … çek numaralı 30/06/2017 tarihli 16.240 TL bedelli çekle gerçekleştirildiğini, davacıyı temsilen gelen şahsa çekin verildiğini, şayet kendisini şirket yetkilisi olarak tanıtan şahıs bu vasfı haiz değil ise bu durumda hileli hareketlerle kendini yetkili gibi göstererek, müvekkili şirketi aldattığını, temsilci sıfatıyla gelen şahsın bu durumundan davacı şirketin haberdar olduğunun bilindiğini, müvekkili tarafından davacı şirketçe görevlendirilen kişiye yine davacının bilgisi dahilinde çek verildiğini, takibin haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 27/02/2019 tarih ve 2018/422 Esas – 2019/238 Karar sayılı kararı ile; ” ….Taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğu, takip konusu alacağın olduğu taraflarca kabul edilmiştir. Davalı ödeme iddiasına dayanmaktadır. İhtilaf konusu olan 16.240 TL tutarlı çeki davacı adına … 11/10/2017 tarihinde tediye makbuzu ile teslim aldığı ve alınan çekin 30/06/2017 tarihinde takastan ödendiği anlaşılmaktadır. Davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan davalıdan 30/09/2016 tarihinde 15.510 TL tutarlı çeki … nolu tediye makbuzu ile davacı adına … teslim aldığı, bu itibarla … davacı adına tahsil yetkisinin bulunduğu tespit edilmiş olmakla takip konusu olan borcun çek karşılığında davalı tarafından ödendiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın reddine, …. ” karar verilmiş ve verilen karara karış, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkiline ödeme yapıldığına dair sunulan çekte müvekkilinin cirosunun bulunmadığını, dosyaya sunulan makbuzun davalı taraça düzenlendiğini ve her zaman düzenlenmesi imkanı bulunduğunu, 30/06/2017 tarihli çek ve arkasındaki ciro silsilesi incelendiğinde, müvekkili şirket yetkilisi ya da çalışanlarının cirosunun olmadığının görüleceğini, …, 2017 yılına ait SGK hizmet döküm cetvelinden de, müvekkilinin çalışanı olmadığının belli olduğunu, müvekkilinin çalışanı olmayan … adlı kişinin 2016 yılında almış olduğu bir çek nedeni ile çek alma yetkisinin olduğunu kabul ederek borç olmadığının kabul edilmesinin TTK ve Borçlar Kanunu’na aykırılık teşkil ettiğini, Cironun hak sahipliğini ispatladığını, çekteki ciro silsilesinde müvekkilinin cirosu bulunmadığını, tediye makbuzu ile çeki teslim aldığı iddia edilen … müvekkili adına işlem yapma yetkisine sahip olmadığını, davalı tarafından her zaman düzenlenebilecek bir makbuza ve 2016 yılında yapılan işleme dayanılarak müvekkilinin alacağı olmadığı yönündeki tespiti kabul etmediklerini, … 2017 yılında SGK kayıtlarından anlaşılacağı üzere şirket çalışanı olmadığını, bu şahsın çek teslim alma yetkisi olup olmadığı araştırılmadan, çekteki ciro silsilesi göz önüne alınmadan ve bu husustaki itirazları değerlendirilmeden, her zaman düzenlenebilecek bir makbuza dayalı olarak 3. şahsa yapılan teslim geçerli sayılarak borcun ödendiği kabul edilerek verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Basiretli bir tacir olarak davranması gereken davalının, objektif özen borcunu yerine getirmeden, belgesiz olarak çeki 3 şahsa teslim etmesinin kendi kurusundan kaynaklandığını, kendi kusuru sonucu müvekkili ile iş ilişkisi olmayan kişiye yapılan ödeme nedeni ile borcun ödendiğini iddia etmenin TTK 18/2 maddesine aykırılık teşkil ettiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın kabulüne ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde eksik ve hatalı inceleme nedeni ile kararın bozularak yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, faturadan kaynaklanan açık hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İcra takibine ve davaya dayanak … Bankası E5 Pendik şubesine ait 8538652 çek numaralı 30/06/2017 tarihli 16.240 TL bedelli çekin keşidecisinin davalı … Tic.Ltd. Şti, lehtarın davacı …. olduğu, ilk cironun lehtar davacı şirket tarafından dava dışı … yapıldığı, … tarafından dava dışı Hakan Demir isimli şahsa ciro edildiği, banka yazı cevabında çekin takasa verildiğinin bildirildiği, dosyaya ibraz edilen dekonttan çek bedelinin davalı şirket tarafından ödendiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı vekilince çekte müvekkili şirket cirosu bulunmadığı iddia edilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere ilk cironun (Kaşe üzerine imza) davacı şirkete ait olduğu, ciro imzasına yönelik yapılmış açık bir imza itirazının bulunmadığı, ayrıca davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan davalıdan 30/09/2016 tarihinde 15.510 TL tutarlı çeki 1362 nolu tediye makbuzu ile davacı adına … teslim aldığı, dolayısıyla …’ın davacı adına tahsil yetkisinin bulunduğu, dosya kapsamı ile takip ve davanın dayanağını oluşturan alacağın davalı tarafça söz konusu çek ile ödendiği anlaşılmakla, davacı tarafça ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 280,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 220,7 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 20/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.