Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1334 E. 2021/738 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1334
KARAR NO : 2021/738
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2019
DOSYA NUMARASI : 2015/1047 Esas – 2019/472 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Çekten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne sipariş ettiği malların gönderilmesi amacıyla muhtelif tarihli toplam değeri 240.000 USD olan 8 adet çeki teslim ettiğini, uzun zaman geçmesine rağmen malların gönderilmediği gibi bir kısım çeklerin vadesinin de geçtiğini, davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkili şirketin çeklerini kullandığını, kredilerin teminatı için diğer davalı bankaya rehin cirosu ile devrettiğini, malların gönderilmemesi üzerine çeklerin ticari ilişki kapsamında bedelsiz kaldığını, rehin/teminat cirosunun bir hükmü olmadığından çeki elinde bulunduran bankanın meşru hamil olmadığını, davalı bankanın çeke verdiği krediye teminat olarak, yani rehin amacıyla ciro aldığının şüphesiz olduğunu, çekte rehin cirosunun batıl olduğunu, banka çekin yetkili hamili olmadığından kendilerinden borcu talep etme yetkisinin bulunmadığını belirterek, davalı … Tic. Ltd. Şti. açısından çeklerin bedelsiz kalması nedeniyle, diğer davalı bankanın çekleri rehin/teminat cirosu ile aldığından, bu cironun geçerli olmaması nedeniyle, müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın dava konusu çeklerde herhangi bir hukuki sıfatı bulunmadığını, çeklerde bankanın cirosunun bulunmadığını, çeklerin fiziki olarak da bankada bulunmadığını, bu nedenle müvekkili bankaya husumet yöneltilmeyeceğini, bedelsizlik iddiasının TTK.nın 599. maddesine göre kişisel defi olduğunu, bu nedenle keşideci tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürebileceğini, davacının öncelikle, müvekkili bankanın bilerek kendisinin zararına hareket ettiğini ispat etmesi gerektiğini, TTK.nın 687. maddesine göre şahsi def’inin davacı tarafından müvekkili bankaya karşı ileri sürülemeyeceğini, müvekkili bankanın, temel ilişkiyi, çekin doğumunu araştırmak yükümlülüğü bulunmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı… Tic. Ltd. Şti. davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/03/2019 tarih ve 2015/1047 Esas – 2019/472 Karar sayılı kararı ile; ” ….Mahkememizce toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin davalı … Tic. Ltd. Şti.’nden sipariş ettiği mallara karşılık verilen dava konusu 8 adet çeke karşılık malların teslim edilmediği, buna ilişkin herhangi bir fatura ve sevk irsaliyesi sunulmadığı, bu nedenle bu çeklerin bedelsiz kaldığı ve davacı şirketin bu çeklerden dolayı davalı… Tic. Ltd. Şti.’ne borçlu olmadığı anlaşıldığından bu davalı hakkındaki davanın kabulüne ve dava konusu çeklerden dolayı davacı şirketin davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Davalı ….’ nin davacı ve davalı diğer şirket arasındaki sözleşmenin tarafı olmadığı, çeklerin ciro yolu ile davalı bankaya verildiği, çeklerin son hamilinin davalı banka olmadığı, TTK’nın 818/1-e maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken 687/1. maddesine göre çek keşidecisi ile lehtar arasındaki temel borç ilişkisinden kaynaklanan defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği, ancak borçlunun bile bile zararına hareket ettiğinin kanıtlanması halinde bu defilerin hamile karşılı ileri sürülebileceği, davalı ….’ne karşı davacının sipariş edilen malların diğer davalı şirket tarafından teslim edilmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığı yolundaki defiin ileri sürülemeyeceği, davalı …nin davacıyı bile bile zarara uğrattığının ispat edilemediği anlaşıldığından davalı …. hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; 1-Davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, 2-Davalı … Tic.Ltd.Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne ile; dava konusu çeklerden dolayı davacının Davalı … Tic. Ltd. Şti.ne borçlu olmadığının tespitine, … “karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın davalılardan … Tic. Ltd. Şti’nin kendisine mal vereceği vaadi ile dava konusu çekleri verdiğini, davalının bu çekleri, kendi borçlarına teminat olmak üzere diğer davalı …’a teslim ettiğini, Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin müvekkiline vermesi gereken malları teslim etmediği gibi bedelsiz kalan çekleri de iade etmediğini, dava açılırken dava konusu çeklerin fiilen davalı … elinde olduğunu, bu nedenle … karşı da dava açıldığını, Mahkemeye ibraz edilen bilirkişi raporunda, müvekkilinin her iki davalıya da dava konusu çeklerden dolayı borcunun olmadığının belirtildiğini, dava konusu çekler bedelsiz olduğu halde çeklerin davalılardan … Tic. Ltd. Şti. tarafından davanın açıldığı tarihten önce diğer davalı … A.Ş.’ye ciro ve teslim edildiğini, bu nedenle müvekkili tarafından haklı ve yasal gerekçe ile davalı …’a karşı da dava açıldığını, dava tarihinden sonra dava konusu çeklerin … tarafından diğer davalıya teslim edildiğini, çeklerde davalı …’ın da cirosunun bulunduğunu, dava konusu çeklerin davalı … tarafından diğer davalıya iade edildiğinin, davalı …’ın kendi ikrarı ile de sabit olduğunu, Davalı …’ın dava konusu çeklerin kendilerinde olmadığından bahisle çeklerde cirosu olmadığını, çeklerin fiziki olarak kendilerinde bulunmadığını iddia ettiğini, oysa çek suretleri incelendiğinde, çeklerin arka yüzlerinde davalı …’ın cirosunun olduğu ve sonradan karalandığının görüleceğini, davalı bankanın talep etmelerine rağmen dava konusu çekleri hangi tarihte diğer davalıya teslim ettiğine dair herhangi bir belge ibraz etmediğini, mahkemece de bu hususta eksik inceleme yapılarak karar verildiğini, dava konusu çeklerin davalı … tarafından diğer davalıya ne zaman teslim edildiği konusunda davalı …’ta bilirkişi incelemesi yapılması ve aynı davalıya karşı haklı sebep ile dava açtıkları hususunun ortaya çıkarılması gerektiğini, ayrıca haklı sebep ile dava açtıklarından dolayı yargılama giderleri ile ilgili olarak lehlerine karar verilmesi gerekirken aleyhlerine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk Derece mahkemesince davalı … hakkında verilen kararın ortadan kaldırılması ile davanın kabulüne, aksi kanaat oluştuğu takdirde ise, dava açılırken dava Odeabank’a karşı haklı gerekçe ile açıldığından, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari alım satım kapsamında avans olarak verildiği iddia edilen çeklerden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davalı … A.Ş. aleyhine açılan davanın reddine, davalı … Tic.Ltd.Şti. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça davalı …A.Ş. yönünden verilen hükme ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Tic.Ltd.Şti. hakkında verilen hükme yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından, adı geçen davalı yönünden verilen hükmün kesinleştiği anlaşılmakla, istinaf incelemesi davalı …A.Ş. hakkında verilen hükme yönelik yapılmıştır. Davaya konu çeklerin davalı bankaca diğer davalı şirketin kredi borcuna karşılık ödeme amaçlı temlik cirosuyla alındığı, çeklerin metninde “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” ibaresi veya rehnetmeyi belirten diğer herhangi bir kayıt bulunmadığından, cironun, TTK’nın 684. maddesi anlamında devir cirosu niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacı, davalı bankanın, çeklerin bedelsiz olduğunu bilerek ve davacıya zarar vermek kastıyla çekleri iktisap ettiğini ispat edememiştir. Davanın niteliği gereği dava konusu çeklerde cirosunun bulunması nedeniyle davalı banka aleyhine husumet yöneltilmesi mümkün olmakla birlikte, mahkemece, dava tarihinde dava konusu çeklerin davalı bankanın elinde olmadığı ya da çıktığı gerekçesi ile değil, çek keşidecisi ile lehtar arasındaki temel borç ilişkisinden kaynaklanan defilerin hamile karşı ileri sürülemeyeceği, davalı …nin davacıyı bile bile zarara uğrattığının ispat edilemediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere mahkeme gerekçesi ile gerekçeye göre davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,9 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.