Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1305 E. 2019/1308 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1305 Esas
KARAR NO : 2019/1308 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2018
DOSYA NUMARASI: 2015/1147 Esas 2018/317 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ: 02/10/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalılara ait şirketler nezdinde 1982 yılından itibaren çeşitli pozisyonlarda çalışmış olduğunu, son işvereni …. ile yaşamakta olduğu olumsuzluklar üzerine iş akdinin müvekkili tarafından feshedildiğini, müvekkili tarafından 19/01/2011 tarihli ihtarname ile işçilik alacaklarının talep edildiğini, müvekkilinin …firmasından da 25.000,00 TL alacaklı olduğunu, bu tutarın kendisine ödenmediğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla temerrüt tarihi olan 19/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek faiz oranları ile birlikte şimdilik 2.000,00 TL kıdem tazminatının mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, 2.000,00 TL ücret alacağının mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, 500.00 TL hafta tatili, dini-milli bayram-genel tatil alacağının mevduata uygulanan en yüksek faiziyle, 500,00 TL senelik izin alacağının yasal faiziyle, 25.000,00 TL cari hesap alacağının avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; hak düşürücü sürenin aşıldığını ve davacının istifa etmiş olduğu için bu davayı açma hakkının olmadığını, davacının kendisine aynı mahiyette bir başka şirket kurduğunu ve bu davayı haksız kazanç elde etmek amacıyla açtığını, davacının … A.Ş.’de şirket müdürü olarak çalıştığı için izin defteri, izin belgeleri vs. belgelerin tutulmasından sorumlu olduğunu, şirketten herhangi bir alacağı bulunmadığını, ayrıca… Ltd. Şti.’ini de ibra etmiş olduğunu, bu şirketten de herhangi bir alacağı bulunmadığını beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk derece Mahkemesi 03/04/2018 tarih 2015/1147 Esas – 2018/317 Karar sayılı kararında;”…dosya içeriğine göre, davacının, davalı şirkette sembolik nitelikte pay sahibi olmakla birlikte murahhas üye olmadığı gibi herhangi bir şekilde kararlarda tek başına ya da diğer bir ortakla birlikte söz sahibi olmadığı, davacının bağımsız hareket etmediği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine değil iş ilişkisine dayalı olduğu ve davaya İstanbul 10.İş Mahkemesi’nin bakmakla görevli olduğu …”gerekçesi ile, Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, İstanbul 10. İş Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş ve karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalılar vekili istinaf dilekçesi ile, Davacının, davalı şirketlerde çalıştığı, en son … A.Ş. ünvanlı davalı yanında çalıştığı, bir kısım işçilik alacaklarının bulunduğu ve yine davalı … Ltd. Şti. ‘nden 25.000TL. cari hesap alacağı bulunduğu iddiası ile İş Mahkemesinde alacak davası açtığı, İstanbul 10. İş Mahkemesi 2011 /319 E. 2015/416 K sayılı ilamı ile davacının “ Dosya kapsamından anlaşıldığı ve tarafların kabulünde olduğu üzere davalı …Ş.’inde Yönetim Kurulu Üyesi Olduğu, dosyaya sunulu ticaret sicil kayıtları, imza sirküleri ve noter evrakı itibariyle davacının davalı şirkette ortak sıfatını taşıdığı, müşterek imza ile şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyesi sıfatının bulunduğu anlaşılmış, şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi-organ sıfatı kazanılmışsa, işçi ve işveren sıfatı aynı kişide birleşemeyeceğinden iş ilişkisinin bulunmadığı, hizmetinin vekalet ilişkisine dayandığı keza davalı …. Ltd. Şti.’den talep ettiği cari hesap alacağı bakımından da İş mahkemesinin görevli olmadığı kabul edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. “ demek suretiyle ihtilafa İstanbul Ticaret Mahkemelerinin bakması gerektiğine hükmettiği,Temyiz edilmeyerek kesinleşen karar üzerine, dosyanın gönderildiği ve kararı istinafa konu ilk derece mahkemesi kararında ise “ Dosya içeriğine göre, davacının davalı şirkette sembolik nitelikte pay sahibi olmakla birlikte murahhas üye olmadığı gibi herhangi bir şekilde kararlarda tek başına ya da diğer bir ortakla birlikte söz sahibi olmadığı, davacının bağımsız hareket etmediği, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin ortaklık ilişkisine değil iş ilişkisine dayalı olduğu ve davaya İstanbul 10 . İş Mahkemesi’nin bakmakla görevli olduğu anlaşılmakla..” demek suretiyle görevsizlik kararı verdiği, İlk derece mahkemesi kararının usule, hukuka, yargı içtihatlarına ve maddi gerçeğe uygun olmadığını, Davacının “ …’inde Yönetim Kurulu Üyesi olduğu, dosyaya sunulu ticaret sicil kayıtları, imza sirküleri ve noter evrakı itibariyle davacının davalı şirkette ortak sıfatını taşıdığı, müşterek imza ile şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyesi sıfatının bulunduğu” kesinleşen İstanbul 10. İş Mahkemesi kararı ile tespit edildiğini,
İlk derece mahkemesinin bu tespitlerin dışına çıkarak davacının ”murahhas üye olmadığı, herhangi bir şekilde kararlarda tek başına ya da diğer bir ortakla birlikte söz sahibi olmadığı” şeklindeki gerekçesi maddi gerçeğe uygun olmadığı gibi yukarıda belirtilen maddi bir olguya tespit bakımından kesinleşen kararın dışına çıkmış olması da usule uygun olmadığını, Davacının, her iki davalı şirkette de ortak ve yönetim kurulu üyesi sıfatı bulunduğu şirketi temsile yetkili olduğunu, talep etmiş olduğu 25.000TL. cari hesap alacağının sebebinin Beyoğlu …. Noterliği’nin 01.12.2008 tarih ve … yevmiye numaralı Limited Şirket Hisse Devri Sözleşmesi olduğunu, davacının davalılardan… Ltd. Şti.’indeki hisselerini bu sözleşme ile devrettiği, bu alacak talebi bakımından İş Mahkemelerinin görevli olmadığını, Davacının murahhas üye olmadığı, şirketi temsile yetkili bulunmadığı şeklinde ki gerekçe de yanılgılı olduğunu, davacının, yönetim kurulu üyesi bulunduğu, şirketi müştereken temsile yetkili olduğu İstanbul Ticaret Sicil kayıtları ile sabit olduğu,İlk derece mahkemesinin yanılgı ile görevsizlik kararı verdiğini, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne gönderecek bir müzekkere ile davacının davadan önce davalı şirketlerde hangi tarihlerde ortak sıfatı ile bulunduğunu, davalı şirketleri temsile yetkisinin bulunup bulunmadığı, murahhas üye olup olmadığının kolaylıkla tespit edilebileceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Davacı, davalı şirketlerde 1982 yılından beri çeşitli pozisyonlarda çalıştığını, son olarak davalı …’ta yönetici sıfatı ile çalıştığını, iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini ve işçilik haklarının ödenmediğini, davalı … cari hesap alacağı olduğunu belirterek işçilik alacaklarının ve cari hesap alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili için davalılar hakkında İstanbul 10. İş mahkemesinde dava açmıştır. İstanbul 10. İş Mahkemesi 2011/319 E., 2015/416 K. sayılı kararı ile dava kapsamından anlaşıldığı ve tarafların kabulünde olduğu üzere davacının davalı … A.Ş.’de yönetim kurulu üyesi olduğu, davalı şirkette ortak sıfatını taşıdığı, müşterek imza ile şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyesi sıfatının bulunduğu, şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi- organ sıfatı kazanılmış ise, işçi işveren sıfatı aynı kişide birleşemeyeceğinden iş ilişkisinin bulunmadığı, hizmetinin vekalet ilişkisine dayandığı keza davalı …Ltd. Şti.’den talep ettiği cari hesap alacağı bakımından da iş mahkemesinin görevli olmadığından bahisle görevsizlik kararı verilmiş, bu karar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşerek dava ilk derece mahkemesi esasına kaydedilmiştir.Gelen ticaret sicil kayıtlarından davalı ….’nin 13/05/2010 tarihinde tescil edilen genel kurul kararı ile davacının bu şirkette yönetim kurulu üyeliğine seçildiği, müşterek imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu, yine dosya içinde bulunan 20/10/2004 tarihli imza sirkülerinden davacının anılan şirkette müşterek imza ile şirketi temsile yetkili yönetim kurulu üyesi olduğu, aynı tarihli ticaret sicil gazetesinde bu konudaki genel kurul kararının tescil ve ilan edildiği, davalı şirketin 2008 ve 2009 yılı genel kurul kararlarının ilanına ilişkin ticaret sicil gazetelerinde de davacının yönetim kurulu üyeliğinin devam ettiği, SGK kayıtlarından davacının 18/10/1982- 31/03/1990 ile 01/09/1991-30/09/1998 ve 11/09/2006-14/01/2011 tarihleri arasında davalı …Ş.’de, 01/12/2995-28/02/2005 ve 03/03/2005-28/02/2009 tarihleri arasında davalı … Ltd. Şti.’de sigortalı çalışma kayıtlarının bulunduğu, davacının 19/01/2011 tarihli ihtarname ile davalı …. yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiği anlaşılmaktadır.Davacının davalı … Ltd. Şti.’den talep ve dava ettiği cari hesap alacağının kaynağı bu şirket hisselerinin satış bedelinden kaynaklanmaktadır. Limited şirket hisse devri TTK’da düzenlendiğinden mutlak ticari dava olup Ticaret Mahkemesi görevlidir.Gelen kayıtlara göre davacının davalı şirketlerde bir dönem iş akdi ile çalıştığı, daha sonra temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı bu kapsamda davacının çalışmalarının iki ayrı devrede değerlendirilmesi gerektiği, önceki çalışmalarının hizmet akdi olarak kabulü ile İş Kanununa tabi olduğu bu döneme ilişkin işçilik haklarından doğan alacak talepleri konusunda İş mahkemesinin görevli olduğu, temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olduğu dönemden itibaren çalışmalarının ise vekalet akdi olarak değerlendirilmesi gerektiği ve bu döneme ilişkin hakları bakımından görevli mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.Buna göre davacının, davalı şirketlerde İş Kanununa tabi olarak çalıştığı dönemlere ilişkin talepleri bakımından görevli mahkeme İş Mahkemesi olduğundan bu taleplere ilişkin davasının tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, davalı … Ltd. Şti’den talebi hisse devri nedeniyle alacak olduğundan ve yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı dönemlere ilişkin talebi de vekalet ilişkisinden kaynaklanıp TTK’da düzenlendiğinden mutlak ticari dava olup bu talepleri yönünden Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan davaya devamla oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemenin davacı taleplerini ayırmadan yerinde olmayan gerekçe ile tüm dava hakkında görevsizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak gerek davanın ilk olarak açıldığı İstanbul 10. İş Mahkemesince davacının davaları tefrik edilmeksizin tüm talepleri hakkında görevsizlik kararı verilmiş olması, gerekse davanın geldiği aşama ve dosyada İş mahkemesince bilirkişi incelemeleri yaptırılıp raporlar alınmış olması, delillerin bir kısmının toplanmış olması karşısında HMK’nın yargılamaya hakim olan ilkeler başlıklı ikinci bölümünde yer alan 24. maddesindeki tasarruf ve 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkeleri gereğince bu aşamada tüm taleplerin bir arada değerlendirilerek davanın sonuçlandırılması gerektiğinden davaya Ticaret Mahkemesinde devam edilmesi gerektiği ( emsal Yargıtay 11. HD’nin 25/09/2018 tarih ve 2016/14290 E. 2018/5652 K. sayılı kararı ile onanan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/248 E., 2016/559 K. sayılı kararı da bu yöndedir.) ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararının yerinde olmadığı anlaşılmakla davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, mahkemenin görevsizlik kararı usul ve yasaya, usul ekonomisine aykırı olduğundan kararın kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-a3 maddesine göre dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf başvurusunun KABULÜ ile; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/04/2018 tarih ve 2015/1147 Esas – 2018/317 Karar sayılı kararının HMK’nun 355 ve 353/1-a3 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar tarafından yatırılan 98,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90.TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 3-İstinaf edenler tarafından, istinaf aşamasında sarf edilen istinaf kanun yoluna başvurma harcı 98,10.TL ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş – dönüş masrafı 26,00.TL olmak üzere; toplam 124,10.TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/10/2019 tarihinde HMK’nun 355 ve 353/1-a3 maddeleri gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.