Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1301 E. 2021/735 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1301
KARAR NO : 2021/735
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
DOSYA NUMARASI : 2016/260 Esas – 2019/88 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Çekten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 20/05/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait … AŞ.-Kayseri Şubesi’ne ait … nolu 71.280,50-TL bedelli çekin, müvekkili şirketin rızası dışında elinden çıktığını, akabinde her ne sebeple çeki elinde bulundurduğunu bilmedikleri ve ticari ilişkilerinin bulunmadığı davalılardan … Tic.Ltd.Şti. tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından icra dosyasına konu çekin, ticari ilişkisi bulunan davalılardan …San.Tic.AŞ.’ye … vasıtası ile 09/09/2015 tarihinde gönderildiğini, taşıyıcı kargonun çeki … San.Tic.AŞ.’ye teslim edecekken 11/09/2015 tarihinde kargo şirketine ait araçtan farklı firmalara ait evraklarla birlikte çalındığını, çekin hiçbir zaman … San.Tic.AŞ.’nin eline geçmediğini ve bu firmadan çek ciro edilip 3.kişi veya kuruma verilmediğini, çekin üzerindeki imzanın … San.Tic.AŞ.’ye ait olmadığını, davalılardan … Tic.Ltd.Şti.nin başlattığı icra takibinin kötü niyetli olduğunu, çekteki ciranta silsilesinin bozulduğunu ve üzerinde tahrifat yapılan çekin bu haliyle kambiyo evrak hükmünü yitirdiğini, müvekkilinin davalılara hiçbir borcu bulunmadığını belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … Tic.Ltd.Şti. ve … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen çekteki ciro zinciri incelendiğinde ortada hukuka aykırı bir durum olmadığını, dava konusu çekin, kambiyo senedi kurallarına uygun bir şekilde müvekkiline devredilerek ciro eşliğinde teslim edildiğini, müvekkilinin ciro ve teslim yoluyla kendisine geçen dava konusu çek hakkında İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/365 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı verildiğini ve ihtiyati haciz kararı İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası üzerinden esas takibe geçilerek uygulandığını, müvekkilinin son ciranta olup çekteki imzanın davacı borçluya ait olup olmadığını bilme yükümlülüğü bulunmadığını ve müvekkilinin dava konusu çekin meşru ve iyi niyetli hamili olduğunu, müvekkillerinden …Tic. Ltd. Şti. meşru hamili olduğunu ve … Ltd. Şti son ciranta olduğunu, davacının dava konusu çek bakımından başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağını, çekin sahte imzalar ile keşide edildiği iddiasının şahsi def’i niteliğinde olup, müvekkili şirketlere karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalılardan … San. A.Ş.’nin davaya cevap vermediği, vekilinin duruşmada; müvekkilinin borcunun olmadığına dair kesinleşmiş mahkeme kararı bulunduğunu, .. İnşaata açmış oldukları istirdat davasının devam ettiğini, müvekkilinin çekle ilgili borcu olmadığını, davanın müvekkili yönünden reddini talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır. Davalılardan … Şirketi, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 05/02/2019 tarih ve 2016/260 Esas – 2019/88 Karar sayılı kararı ile; ” Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunları ile toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına dayanak çekin keşidecisi olduğunu, çekin davalılardan …. A.Ş. lehine keşide edildiğini ancak gönderi esnasında kargoda çalındığını iddia etmiş olup İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/169 Esas sayılı dosyasında görülen davada kesinleşen mahkeme ilamına göre davalı … Tic. Ve San. A.Ş. yetkilisinin çeki ciro etmediğinin sabit olduğu anlaşılmakla davacı tarafın davasında haklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, çek lehtarı davalı … Tic. Ve San. A.Ş.’nden sonra ilk cirantanın davalı … Şirketi olduğu, bu cirantanın çekin çalıntı olduğunu bilmesi gerektiği anlaşıldığından asıl alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KABULÜ ile, Davacı tarafın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu çek sebebiyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, 71.280,50 TL asıl alacağın %20’si oranındaki kötü niyet tazminatının davalı … Şirketinden alınarak davacı tarafa verilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalılar …Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. vekili ile davalılardan … Tic. ve San. A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar … Tic. Ltd.Şti. ve … Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, icra hukuk mahkemesi tarafından, dava konusu çekle ilgili verilen karara dayanılarak hüküm kurulmuş olsa da, icra mahkemesinin dar yetkili mahkeme olup, verilmiş olan kararın genel yetkili mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olmadığını, ispat yükü davacıda olup, davacının dava konusu çekin kargoya verilerek kargoda kaybolduğunu, rızası dışında elinden çıktığını, meşru hamilin kendisi olduğunu, çeki eline geçiren kimsenin kötü niyetli veya iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiğini, TTK.’nın 702. (Yeni TTK.md.790) maddesine göre, çek ister hamiline, ister emre yazılı olsun, çek hamilinin onu kötü niyetle ya da ağır bir kusuru bulunarak iktisap etmiş olmadıkça, önceki hamilin elinden ne suretle çıkmış olursa olsun, onu geri vermeye mecbur olmadığını, 6102 sayılı TTK.nun 792. maddesinin; emre yazılı çeklerle ilgili olarak, hamile yazılı senetlere ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( TMK ) 990. maddesine paralel bir koruma sağladığını, bu maddeye göre, “zilyet, iradesi dışında elinden çıkmış olsa bile, para ve hamile yazılı senetleri iyiniyetle edinmiş olan kimseye karşı taşınır davası açamaz.” Ancak, çeki kötü niyetle iktisap ettiği veya iktisabında ağır kusuru bulunduğu takdirde dava açılabileceğini, ancak senedi çalan veya hile ile hamilinden alan ya da bulan kişinin sahte ciro ile devretmesi halinde, bunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan, kötü niyetli ve ağır kusurlu bulunmayan (yeni ) hamilin korunacağını, Davacının kedi imzasını inkar etmediğini, ret etmedikleri sürece (imzaların bağımsızlığı ilkesi gereğince) çekten dolayı borçlu olmadıklarını ileri süremeyeceğini, davacı vekilinin, dava konusu çeklerin kargo şirketi nezdinde çalındığını beyan ettiğini, açıkça kendi imzalarının sahteliğine ilişkin bir imza itirazları olmadığını, TTK.’nın 818/c maddesinin atfıyla çekler için de geçerli olan 677. maddesi uyarınca kendi imzasını inkar etmeyen keşidecinin çekteki lehtar veya ciranta imzalarının sahteliğini ileri sürerek hamile karşı dava açma hakkı bulunmadığını, anılan hükme göre, ticari senetteki geçersiz imzanın, sadece kendisi yönünden hükümsüzlük sonucu doğuracağını, senetteki her imzanın diğerlerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağlayacağını, imzaların bağımsızlığı ilkesinin, poliçeye atılı her geçerli imzanın (keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını, geçerli imzaların sahiplerinin, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacaklarını, geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de, ciro zincirini de koparmayacağını, Yasanın açık hükmü gereğince davacı firma, davaya konu çekteki kendi imzasını inkar etmediği için hamile karşı işbu davaya açma hakkı bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu dar yetkili icra mahkemesi kararına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ayrıca; davacı tarafça çekin kargoya verilmek suretiyle kargo şirketi nezdinde çalındığının iddia edildiğini, basiretli tacir gibi davranmayarak kıymetli evrakı muhafaza edememesinden dolayı kendilerinin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını kabul etmenin mümkün olmadığını, ilgili çeki hukuka uygun ve yetkili bir şekilde elinde bulunduran müvekkillerin iyi niyetli ve meşru hamil olup, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … Tic. ve San. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu çekin, müvekkiline davacı tarafça kargo ile gönderildiğini, fakat müvekkiline ulaşamadan kaybolduğunu ve çalındığını, bu kapsamda söz konusu çekin, müvekkilinin eline geçmediğini, ciro edilmediğini veya başka bir kuruma verilmediğini, Müvekkil firmanın, diğer davalı şirketler ile ticari veya başka surette hiçbir ilişkisi bulunmadığını, nitekim kaybolan veya çalınan çek ile ilgili olarak müvekkili aleyhine de takip başlatıldığında, müvekkil tarafından imzaya ve borca itiraz edildiğini, İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/169 E. ve 2018/292 K. sayılı kararı ile, çek üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiğini ve imzaya yönelik itirazlarının kabul edildiğini, verilen kararın kesinleştiğini, Davanın açılmasına müvekkili şirketin sebebiyet vermediğini, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul kararı verilerek yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden, diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesinin davanın kabulü ve yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden müvekkilinin de diğer davalılarla birlikte sorumlu tutulması yönündeki kararının müvekkili bakımından kaldırılarak, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini ve müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çekten kaynaklanan ve İİK.72 maddesine göre açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalılar …Tic. Ltd.Şti. ve … Ltd. Şti. vekili ile … Tic. ve San. A.Ş. vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı …. Şirketi yönünden verilen hükme karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığından, adı geçen davalı bakımından verilen hüküm kesinleşmiştir. Dava konusu çekte; davacı keşideci, davalı … Tic. ve San. A.Ş. lehtar, davalılar … Şirketi, … Tic. Ltd.Şti. ciranta ve … Ltd. Şti. ise yetkili hamildir. TTK’nın 687. maddesinde “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defi’leri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre şahsî def’îlerin kural olarak hamile karşı ileri sürülmesi söz konusu değildir. Ancak hamil poliçeyi devralırken bile bile borçlunun zararına hareket ederse, bu durumda şahsî def’îler hamile karşı da ileri sürülebilecektir. Anılan bu düzenleme TTK’nın 818. maddesi göndermesi nedeniyle çekler hakkında da uygulanmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 677. maddesinde düzenlenen “imzaların istiklali(bağımsızlığı)” ilkesine göre, senet lehtarının veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hali, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Zincirleme ve birbirine bağlı, lehtardan hamile tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla, ciro silsilesinin (zincirinin) muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez. Somut olayda; davacı, davalı …Tic. ve San. A.Ş. lehine keşide ettiği çekin kargo ile adı geçen davalıya gönderilmesi esnasında çalındığını ya da kaybolduğunu, çekteki lehtar … Tic. ve San. A.Ş.’nin cirosunun sahte olması nedeniyle ciranta silsilesinin bozulduğunu, üzerinde tahrifat yapılan çekin bu haliyle kambiyo evrakı hükmünü yitirdiğini belirterek, söz konusu çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Keşideci davacı çekteki imzasını inkar etmemiştir. TTK’nın 687. maddesi uyarınca davacı, ara cirantalar ve hamilin, dava konusu çeki, lehtarın ciro imzasının sahih olmadığını bilerek devraldıklarını ispat etmelidir. Bu hususun bilinmesi gereken an, çekin devralındığı andır. İspat yükü davacı tarafta olup, dosya kapsamı ile keşideci davacının, ara cirantalar ve hamilin dava konusu çeki, lehtar imzasının geçersiz olduğunu bilerek devraldıkları ve davacıyı zarara uğratmak maksadıyla hareket ettiklerini ispatlayamadığı, ayrıca imzaların istiklali prensibi uyarınca lehtar imzasının geçersiz olmasının sadece sahibi yönünden sonuç doğuracağı, davacının lehtar imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamayacağı, lehtara ödeme yapıldığının da iddia ve ispat edilmediği gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Davalı … Tic. Ltd.Şti. vekili haksız dava nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. İ.İ.K.’nın 72/4 maddesi uyarınca, davanın alacaklı lehine sonuçlanması halinde tazminata hükmedilmesi için verilen tedbirin uygulanması gerekir. Somut olayda, mahkemece verilen (İcra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi) ihtiyati tedbir kararının uygulandığı anlaşılmakla, davalı …Tic.Ltd.Şti. lehine asıl alacağın %20’si oranında tazminata karar vermek gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalılar … Tic. Ltd.Şti. ve … Ltd. Şti. vekili ile … Tic. ve San. A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının istinafa başvuran davalılar yönünden kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-)Davalılar … Tic. Ltd. Şti. , … Ltd. Şti. ve …. Tic. ve San. A.Ş.’nin istinaf başvurularının KABULÜ ile; İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/02/2019 tarih ve 2016/260 Esas – 2019/88 Karar sayılı kararının istinafa başvuran davalılar yönünden HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalı … Şirketi yönünden davanın KABULÜ ile, Davacı tarafın İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki takibe konu çek sebebiyle dava … Şirketi’ne borçlu olmadığının tespitine, 2-) 71.280,50 TL asıl alacağın %20’si oranındaki kötü niyet tazminatının davalı …. Şirketinden alınarak davacı tarafa verilmesine, 3-)Diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine, 4-)Asıl alacağın %20’si olan 14.256,1 TL tazminatın davacıdan alınarak davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu Genel Tebliği gereğince hesap olunan 5.374,90-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 1.343,73-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 4.031,17-TL harcın davalı … Şirketi’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 1.377,23 TL harcın davalı … Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, 7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 9.005,23-TL nispi vekalet ücretinin davalı … Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,8-Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 11.028,91.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … Tic. Ltd. Şti., …Ltd. Şti. ve …Tic. ve San. A.Ş.’ye verilmesine, 9-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafından sarf edildiği anlaşılan 203,50-TL posta giderinin davalı … Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine, 10-İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalılar … Tic. Ltd. Şti. , …Ltd. Şti. ve …Tic. ve San. A.Ş. tarafından yargılama gideri sarf edilmediği anlaşılmakla; bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 11-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, İSTİNAF YÖNÜNDEN: 12-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalılar … Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 1.343,9.TL (44,40TL+1.299,5TL) istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalılara iadesine, 13-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı … Tic. ve San. A.Ş. tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 1.343,9.TL ( 44,40TL+1.299,5TL) istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde bu davalıya iadesine, 14-Davalılar … Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 22,05 TL posta masrafı olmak üzere; toplam 143,35 TL’nin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, 15-Davalı … Tic. ve San. A.Ş. tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, 16-Artan gider avansı varsa karar kesinleştiğinde ve talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1.maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 20/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.