Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1295 E. 2021/347 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1295 Esas
KARAR NO : 2021/347 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2016/103 Esas – 2018/1419 Karar
TARİH: 13/12/2018
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketten bir kısım elektrikli … ile motosikletler aldıklarını, buna karşı 30/06/2015 vadeli 25.000,00TL bedelli, 30/07/2015 vade tarihli 30.000,00TL bedelli, 30/08/2015 vadeli 30.000,00TL bedelli senetler verdiklerini, satın aldıkları 22 adet motosikletin montaj sırasında akülerinin boş olduğunun ve şarzının mümkün olmadığının tespit edildiğini, 6 adet aracın tüketiciye satışının yapıldığını bir kısmının müşteri şikayeti nedeniyle geri alındığını, ancak karşı tarafın satış konusu semenin kendine düşen edimindeki ayıba karşı tekeffül borcunu ifadan imtina etttiğini, tüm ihtarlarına rağmen eksiklerin giderilmediğini ve kendilerinin büyük zarara uğradığını beyan ederek, dava konusu 3 adet senet için dava sonuna kadar tedbir kararı verilmesini, uğradıkları ticari prestij kaybı ile zararlarının tespiti ile tahsiline, davalı tarafın 5.000,00TL manevi tazminata hükmedilmesini, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını müvekkilinin ticari merkrezinin Bakırköy olduğunu ve bu nedenle davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılması gerektiği beyan ederek, yetkisizlik kararının verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/12/2018 tarih 2016/103 Esas – 2018/1419 Karar sayılı kararında;”Taraflar arasında Yuki ve Kral marka elektrikli ATV motosiklet alımı konusunda anlaşıldığı 22 adet elektrikli motosikletlerin montajı sırasında akülerin boş olduğu şarj etmek istediklerinde akülerin sarj olmadığı, yaptırılan muayenede motosikletlerin ayıplı olduğu satış bedeli olan 85.000 TL ve 20.000 TL ticari prestij kaybı yaşandığı iddiası bulunduğundan, bilirkişi tarafından elektrikli motosikletler ve aküler üzerinde inceleme yaptırılmıştır.İTÜ laboratuvarında yapılan incelemede 66 adet akünün, bir kısmının hasarlı bir kısmının kısmi kapasitede şarj olduğu, bir kısmının da şarj olmadığı, akülerin tümünün etiketlerinde belirtilen kapasite gerilim ve akım değerini sağlamayamadığı sahip olmaları gereken elektro-kimyasal özeliliklerini kaybettikleri yönünde alınan bilirkişi raporu değerlendirildiğinde:Sözleşme konusu teslim edilen malların ayıplı olduğu, yetkili servisten alınan garantili servis raporunda, montaj sırasında akülerin doldurulmaya çalışılıp tekrar akülerin boş olduğuna dair kullanıcı şikayetinin iletildiği, bunun üzerine davalıya ayıbı gidermesi yönünde ihtarname keşide edilerek 30.06.2015 vadeli 25.000 Tl bedelli ,31.07.2015 vadeli 30.000 Tl ve 31.08.2015 vade tarihli 30.000 TL bedelindeki senetlerin iade edilmesinin istendiği ,Yargılama devam ederken verilen tedbir kararına rağmen İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı ….LTD Şti aleyhine 31.07.2015 tarihli ve 30.000 TL bedelli senet ile ilgili icra takibine geçildiği ,30.06.2015 vade tarihli 25.000 TL senet ile ilgili İstanbul …. İcra müdürlüğünden icra takibine geçildiği.31.08.2015 vadeli 30.000 Tl bedelli senit ile ilgili İstanbul … icra müdürlüğünde icra takibine geçildiği İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 30.06.2015 vadeli 25.000 Tl bedelli senedin tahsil edildiği, İstanbul …. İcra müdürlüğünün… esas sayılı dosyasında 30.07.2015 vadeli 30.000 TL bedelli senedin tahsil edildiği,İstanbul … icra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 30.08.2015 vadeli 30.000 TL bedelli senedin tahsil edildiği anlaşıldığından.Satılan malın ayıplı olduğu ayıbın makul süresi içerisinde ihbar edilip giderilmesinin ihtarname ile talep edildiği ancak ayıbın giderilmediği, sözleşme neticesinde mala karşılık verilen 3 adet senedin tahsil edildiği görüldüğünden,
Davacının açtığı davanın kabulüne, taraflar arasında motosiklet satışına karşılık verilip, ifanın ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmenin feshine ve ödenen senetlerin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte ödeyene iadesine, ilgili senetlerden dolayı davacı … AVM iletişim ve …’in borçlu olmadığının tespitine yönelik aşağıdaki hüküm oluşturularak Manevi tazminat davası yönünden ise:Ticari olarak itibarın zedelendiğine dair tazminatı gerektirir delil sunulamadığından…”gerekçesi ile,
1-Davanın kabulüne, ayıp sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, 2-30/06/2015 vadeli 25.000,00TL bedelli, lehdarının … Tic. Ltd. Şti. Borçlusunun ….. Ltd. Şti. Olan senet ile 30/07/2015 vadeli 30.000,00TL bedelli, lehdarının …. Tic. Ltd. Şti. Borçlusunun …. Ltd. Şti. Olan senetler ile – İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibi yapılan 31/08/2015 vade tarihli, 30.000,00TL miktarlı bedellerden dolayı davacının davalı …. Ltd. Şti’ne borçlu olmadığının tespitine,3-Senetlerin ödenme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi birlikte davacı tarafa bedellerinin istirdatına,4-Manevi tazminat talebinin şartların oluşmaması nedeniyle reddine,5-Mahkemece verilen tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, Yerel mahkemece, müvekkili tarafından davacı yana satılmış bulunan ve ayıplı olduğu iddia edilen mallarla ilgili olarak ayıp ihbarının makul süre içerisinde yapıldığı yönünde bir tespit yapıldığını, 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlendiğini, TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiğini, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, davacıların ayıbı 03.01.2015 tarihli servis raporu ile öğrendiklerine göre bundan dolayı gerekli bildirimi makul süre içerisinde yapmaları gerektiği bu süreden sonra bildirilen ayıptan müvekkilinin sorumlu olmayacağı,Dosya içerisinde bulunan satış faturaları incelendiğinde müvekkili tarafından davacılara satışı yapılan motorlara ait faturaların 2014 ve 2013 yıllarına ait olduğu ancak ayıp ihbarlarının satış tarihinden oldukça uzun bir süre sonra yapılmasının davacıların kötü niyetli olduğunun bir göstergesi olduğunu, Davacı tarafından motorların satılarak bir gelir elde edildiği açık olmasına rağmen, motorların tamamı için ödenen bedelin geri iadesine karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bu durumda davacıların müvekkili aleyhine sebepsiz zenginleşmiş sayılacağını, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi davanın istinaf mahkemesinde yeniden görülmesi mümkün değilse hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava. Sözleşmenin feshi, menfi tespit (istirdat), maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.Davacı, davalıdan özellikleri (motor ve şasi numaraları) belirtilmiş olan ve ekli faturalar ile 22 adet … ve … marka ATV ve motosiklet satın aldığını, karşılığında 30/06/2015 vadeli 25.000 TL, 30/07/2015 vadeli 30.000 TL ve 30/08/2015 vadeli 30.000 TL bedelli senetleri verdiğini, satıma konu malların ayıplı olduğunu (montaj sırasında akülerinin boş olduğu ve akülerin şarj olmadığı), bu malların 6 adedinin tüketicilere satıldığını, davalının satış akdinin kendisine yüklediği ayıba karşı tekeffül hükmünü ihlal ettiğini bu nedenle ticari prestij kaybına uğradıklarını, çekilen ihtarnameye rağmen ayıbın giderilmediğini belirterek satım nedeniyle verilen senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, prestij kaybı ve ticari zararlarının bilirkişi vasıtasıyla tespitini ve ticari faizi ile ödenmesini, 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne ayıp sebebiyle taraflar arasındaki sözleşmenin feshine, davaya konu senetler nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, senetlerin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davacı tarafa bedellerinin istirdadına, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Taraflar arasında 2013 ve 2014 yıllarında dava dilekçesinde belirtilen irsaliyeli faturalar ile fatura içeriklerinde yazılı marka, model, şasi ve motor numaraları yazılı ATV ve motosikletlerin satışının yapıldığı, fatura bedellerine karşılık dilekçede belirtilen senetlerin düzenlendiği, senet bedellerinin icra marifeti ile tahsil edildiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık satıma konu ATV ve motosikletlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı, davacının sözleşmeden dönme hakkı olup olmadığı, ödediği bedelleri talep edip edemeyeceği noktasında çıkmaktadır.Ticari satışlarda ayıp ihbarı TTK’nın 23/1-c maddesinde düzenlenmiş olup, genel olarak taşınır satışlarında ayıptan sorumluluk TBK’nın 219 vd maddelerinde düzenlenmiştir. TBK’nın 227. maddesinde de ayıp halinde alıcının seçimlik hakları belirtilmiştir. TBK 227. Maddenin 1. Fıkrası 1. Bendinde alıcının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkı olduğu düzenlenmiştir. Yine maddede alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde, durum bunu haklı gösteriyorsa hakim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.İlk derece mahkemesince ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasına ve bedelin iadesine karar verilmiş ise de verilen karar dosya içeriği ve TBK’nın 227. Maddesine uygun değildir. Ayrıca ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmiş ise de bu konuda davalının itirazları tam olarak karşılanmamış, gerekçesi açıklanmamıştır.Dosya içinde bulunan belgelerden, dava dilekçesinden davaya konu ayıplı olduğu belirtilen motosikletlerin 6 adedinin dava açılmadan önce (ayıp tespiti yapılmadan önce) tüketiciye satıldığı belirtilmiş olup, iadesi halinde bu motosikletler nedeniyle de zarara uğranılacağından bahsedilmiştir. En son alınan 07/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda ayıplı olduğu belirtilen davaya konu faturalar içeriği motosikletlerin davacı işyerinde bulunmadığı, bunların başka aküler monte edilmek suretiyle satıldığının tespit edildiği belirtilmiştir. Yine davacı iddiası ve bilirkişi tespitlerine göre fatura konusu motosikletlerde olduğu ileri sürülen ayıp bunların akülerinde bulunmaktadır. Bunun dışında başka bir ayıp ileri sürülmemiştir. Söz konusu ayıplı olduğu belirtilen aküler satıma konu malların teferruatı niteliğinde olup bunlarda oluştuğu belirtilen ayıpların, akülerin değiştirilmesi ile giderilmesinin mümkün olup olmadığı, ayıbın giderilmemesi halinde akü bedellerinin tespiti ile ayıp nedeniyle bedelde indirim yapılmasının gerekip gerekmediği gerekçede tartışılmamış, sözleşmeden dönme hakkının yerinde oluğu kabul edilmiştir. Yine kabule göre TBK’nın 227/1-1 bendine göre ayıp halinde alıcının seçimlik haklarından sözleşmeden dönme halinde satılanı geri vermesi gerektiği belirtilmesine rağmen ve mahkemece sözleşmeden dönme hakkı kabul edilmesine rağmen satılanın iadesine karar verilmemesi hatalı olmuştur. Ayrıca bilirkişi raporuna göre satıma konu mallar alıcı davacı tarafından satılmış olduğundan satılanın geri verilmesinin mümkün olup olmadığı buna göre davacı alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı değerlendirilmemiştir.Yine dosya içinde ayıp konusunda bilirkişi incelemesi yapılmış ve davaya konu satış sözleşmesinde belirtilen motosikletlerin akülerinin ayıplı olduğu belirtilmiş ise de yapılan tespit dosya içeriği ile uyuşmamaktadır. Davaya konu faturalar ile satışı yapılan motosiklet sayısı 22 olmasına rağmen, bilirkişi incelemesi yapılan akü sayısı 66 adet olup bu akülerin sözleşme ile davacıya satılan ve davaya konu faturalarda belirtilen motosikletler ile teslim edilen aküler olup olmadığı belirlenmediği gibi, fatura konusu motosikletler ile birlikte teslim edilen akü sayısı belirlenmemiş ve 22 adet motosiklet satışına rağmen neden 66 adet akü üzerinde inceleme yapıldığı ve bu akülerin ayıplı olduğunun tespit edildiği değerlendirilmemiştir.Mahkemece taraf iddia ve savunmaları konusunda her hangi bir inceleme yapılmadan, sebebi açıklanmadan sadece davacı tarafça ayıplı olduğu belirtilen ve davaya konu satış sözleşmesi ile sözleşme konusu motosikletlerle birlikte davacıya teslim edildiği belirlenmeyen aküler üzerinde (66 adet) inceleme yapılarak bunların ayıplı olduğunun tespiti ile TBK’nın 227. Maddesinde öngörülen alıcının kullanabileceği seçimlik hakları ile sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının durumun bunu haklı gösterip göstermediği değerlendirilmeden, davalının süresinde ayıp ihbarı bulunmadığı yönündeki itirazı gereği gibi karşılanmadan ve bu konuda yeterli gerekçe belirtilmeden, ayrıca TBK 227/1-1 bendinde sözleşmeden dönme halinde satılanın iadesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmadan, bilirkişice satılanların davacı alıcı tarafından tüketicilere satıldığı, sözleşmeye konu satılanların alıcı davacı elinde olmadığı tespiti karşısında bunun doğruluğu araştırılmadan ve doğru olması halinde satılanın iadesinin mümkün olmaması karşısında davacı alıcının seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının mümkün olup olmadığı değerlendirilmeden, dosyada sunulu deliller taraf iddia ve savunmaları değerlendirilmeden karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK.nın 3531-a-6 maddesi ile mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları konusunda göstermiş oldukları delillerin toplanmaması ve bu iddia ve savunmalarından bir kısmı hakkında her hangi bir değerlendirme yapılmaması veya bu konuda tarafların göstermiş oldukları delillerin değerlendirilmemiş olması veya gösterilen delillerin değerlendirilmesine yönelik teknik bilgiyi gerektiren bir hususta bilirkişi raporu alınmaması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir iddia ve delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.Bu bakımdan mahkemece yukarıda belirtilen şekilde taraf delilleri toplanarak, davalının ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı itirazı konusunda gerekçe yazılmak, bilirkişi raporunda satılanların alıcı davacı elinde olmadığı yönündeki tespiti değerlendirilerek bu durumda alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanıp kullanamayacağı değerlendirilerek, TBK’nın 227. Madde de düzenlenen ayıp halinde alıcının seçimlik hakları değerlendirilerek, ayrıca ayıp olduğu ileri sürülen akülerin satım konusunun teferruatı olup olmadığı, bunlarda olduğu belirtilen ayıbın tüm satış sözleşmesinden dönmeyi haklı kılıp kılmayacağı, sadece akülerin veya bedellerinin iadesi gerekip gerekmeyeceği değerlendirilerek, satıma konu motosikletlerin 22 adet olmasına karşın ayıplı olduğu ileri sürülen ve bilirkişi incelemesi yapılan akü sayısının neden 66 adet olduğu açıklanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, tüm bu hususlar değerlendirilmeden, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, davalının itirazları karşılanmadan, karar verilmesi hatalı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a6 maddesi ile kaldırılmasına ve dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarih ve 2016/103 Esas – 2018/1419 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 1.366,20.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.