Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1288 E. 2021/346 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1288 Esas
KARAR NO : 2021/346 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/255 Esas – 2019/209 Karar
TARİH : 13/03/2019
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … ismiyle E-Ticaret alanında faaliyet gösterdiğini, bugüne kadar yaklaşık 2.500.000,00TL değerinde satış gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 22.01.2016 tarihinde davalı bankaya başvurarak satış yaptığı müşterilerin ürün bedellerinin kapıda tahsili için pos talebinde bulunduğunu, davalı banka tarafından müvekkile başvuru tarihinde … numaralı müşteri koduyla pos tahsisi yapıldığını, ancak bu müşteri numarasının daha önce dava dışı…. Limited Şirketi’ ne tahsis edilmiş olduğunu, müvekkilinin anlaşmalı olduğu … Kargo şirketinin ürünlerin teslimini yapıp kapıda nakit ve kartlı ödemeleri tahsil ettiğini, yapılan incelemelerde nakit tahsilatlann müvekkili hesabına geçtiğini ancak kartlı tahsilatların yaklaşık on aylık bir süredir hesaba geçmediğinin tespit edildiğini, yaşanan bu aksamanın davalı banka’dan kaynaklandığına ihtimal verilmediğinden öncelikle kargo şirketine başvurulduğunu, toplanan paraların davalı … tarafından … Ticaret Limited Şirketi hesabına gönderildiğinin sonradan anlaşıldığını, ayrıca davalı … Bankasının müvekkilinin hesaplarına geçmeyen yaklaşık 55.000 TL’nin hesaplarına aktarılacağını müvekkiline bildirdiklerini, 25.11.2016 tarihinde bir anda şirketin mail hesaplarına onlarca mail, şirket telefonlarına şikayet telefonları gelmeye başladığını, sosyal medya hesaplarına şikayetler yağmaya başladığını, şikayetler incelendiğinde 562 kişinin hesabından müvekkilin adı verilerek tahsilatlar yapıldığının iddia edildiğini, müvekkilinin sistemli bir hacker saldırısı korkusuyla hemen … Hürriyet Şubesi’ ne başvurduğunu, davalı … Bankasının verdiği cevapta “yanlışlıkla kendilerine yatmayıp … Limited Şirketi’ne yatan paraların müvekkil şirkete aktarılması için işlem yapıldığını” bildirdiklerini, davalı bankanın davacı hesabına yatırılmayıp … Limited Şirketimin hesabına yatırıldığını tespit ettiği 582 işlem mevcut olduğunu, bankanın bu 562 kişinin kredi kartlarından alışveriş miktarlarını çekecek daha sonra bu parayı tekrar kartlara iade edeceğini, bu şekilde kendi ifadeleriyle banka içi muhasebeleştirme işlemi yapmış olacak olduklarını, ifade ettiklerini, ancak buna dair ne müvekkilinden herhangi bir izin alındığını ne de 582 kişiye bu işleme dayalı bilgilendirme mesajı gönderildiğini, bunun aksine insanlar sabah kalktıklarında “kredi kartınızdan şu kadar miktar … tarafından çekilmiştir” mesajıyla uyandıklarını, kredi kartlarından para çekilen 582 kişiden bazılarının müvekkili firmayla hiçbir zaman ticaret yapmamış kişiler olduğunu, yani banka elinde tuttuğu ve kendileri ile alakası olmayan kredi kartı bilgilerini de iş bu işlemde kullandığını, davalı bankanın 10 ay ünce yaptığı hatayı düzeltmeye çalışırken bu sefer daha büyük, daha kapsamlı ve daha onarılmaz hata yapıp çok daha büyük zararlara yol açtığını, 532 kişinin telefonlarına alışveriş yapıldığına dair mesajlar gittiğini, ancak bu mesajlarda ne işlemin İş Bankası tarafından yapıldığına dair bir ibare ne de çekilen paraların geri iade edildiğine dair bir ibare mevcut olmadığını, müvekkilinin müşterisi olan ve olmayan mağdurların neredeyse tamamının müvekkili firmayı arayarak “Ben böyle bir alışveriş yapmadım, ne demek oluyor siz sahtekar mısınız?, sizi savcılığa şikayet edeceğiz” diye mağduriyetlerini bildirenler olduğu gibi hakaret ve küfür edenler de olduğunu, müvekkilinin yıllardır oluşturduğu ticari itibarının davalı bankanın işlemiyle yerle bir olduğunu, davalı banka tarafından yapılan kusurlu işlemlerden dolayı müvekkilinin uğradığı mağduriyet ve meydana gelen zararı davalı bankanın da anlaması ve zararın tazmini amacıyla davalı bankaya Beyoğlu …. Noterliğinden 28,11,2016 tarihinde … Yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, davalı banka ile varılan sözlü mutabakat neticesinde zararların giderilmesi taleplerinin yazılı olarak davalı bankaya bildirildiğini, ancak davalı bankanın, yazılı talepleri tebliğ almış olmalarına rağmen herhangi bir dönüş yapmadığı gibi zararı da tazmin etmediğini ileri sürerek davalı bankanın kusurlu davranışı sebebiyle müvekkiline vermiş olduğu zararın, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesi uyarınca yapılacak yargılama sonucu belirlenecek maddi tazminatın şimdilik 10,000,00 TL’nin ödenmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davacının, sahibi olduğu firma tarafından gerçekleştirilen ürün satışlarından kapıda ödeme hizmetinden yararlanmak amacı ile müvekkili banka nezdinde yapmış olduğu herhangi bir başvuru bulunmadığını, davacının kendisine yalnızca sanal POS cihazında kullanılmak üzere tahsis edilen müşteri numarasını da hatalı olarak dava dışı … Kargoya kendisinin bildirdiğini ve hatalı işlemlerin yapılmasına bizzat kendisinin sebebiyet verdiğini, dava konusu kapıda ödeme sistemi ve sistemin işleyişi ile ilgili olarak “E-Ticaret Kapıda Ödeme Çözümü’ adı verilen sistemin uygulandığını, kargo şirketine tahsis edilen POS cihazının işlem anında satışı yapan işletmeye ait bir cihaz gibi işlem yapabilmesi için de, sistemdeki her bir işletmeye ayrı üye isyeri numarası tanımlanmakta olduğunu, satılan ürüne ait sipariş numarasından ürünün hangi işyerine ait olduğu anlaşılmakta ve bu sayede ürünün bedelinin direkt olarak satışı yapan işletmenin hesabına, kargo bedelinin ise kargo şirketinin hesabına aktarıldığını, somut uyuşmazlıkta davacının müvekkili bankaya herhangi bir başvurusu olmadığını, davacının müvekkili bankaya herhangi bir başvurusu olmadığı gibi, davacının müvekkili bankaca kendisine yalnızca sanal POS işlemlerinde kullanılmak üzere tahsis ettiği farklı bir üye iş yeri numarasını kapıda ödeme işlemleri için yurtiçi kargo’ya bildirdiğini, dolayısıyla yurtiçi kargo firmasının işlemlerinde bu işyeri numarasını kullanmaya başlamış ancak söz konusu üye işyeri numarası davacının müvekkili banka şubesine başvurarak aldığı bir numara olmadığından hatalı işlemler gerçekleştirildiğini eş anlatımla davacı bizzat kendisinin ağır kusurlu davranışı ile müvekkili bankaca kendisine yalnızca sanal POS işlemlerinde kullanılmak üzere verilen bir müşteri numarasını, uygulamaya katılma talebi ile müvekkili bankaya hiçbir başvuru yapmadığı halde E-Ticaret Kapıda Ödeme Çözümü uygulamasında kullanmak üzere dava dışı yurtiçi kargoya verdiğini ve hatalı işlemler silsilesini bizatihi kendisinin başlattığını, müvekkili bankanın herhangi bir sorumluluğu bulunmadığı gibi kusuru da olmadığını, hatanın anlaşılmasının akabinde müvekkili banka tarafından tüm hatalı işlemlerin düzeltildiğini, düzeltme işlemlerinin de ilgili mevzuat ve bankacılık uygulaması uyarınca yapıldığını, işlemlerin büyük bir bölümünün müvekkili banka dışındaki banka kartları ile gerçekleştirilmiş olduğundan bazı bankaların bu işlemleri SMS ile müşterilerine bildirmeleri nedeniyle kart hamillerinin davacı firmayla temasa geçmelerine neden olduğunu, diğer banka kaıt hamillerine kartın ait olduğu banka tarafından yapılan bildirimler nedeni ile müvekkili bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, zira diğer bankaların hangi özellikli işlemlerde ve hangi kriterler dâhilinde kart hamillerini SMS veya diğer kanallardan bilgilendirdiğinin müvekkil bankaca bilinebilmesi mümkün olmadığı gibi, diğer bankalarca sistemsel ya da müşterilerin tercilerine dayalı olarak yapılan bu tür bilgilendirmelere müvekkili bankaca müdahale edilmesi imkânının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine, yargılama giderferi ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/03/2019 tarih 2017/255 Esas – 2019/209 Karar sayılı kararında;” Davacı tarafından satışı yapılan ürün bedellerinin davacı hesabı yerine farklı bir hesaba aktarıldığı ve satın alma işlemi yapmayan müşteri hesaplarından satış yapılmış gibi bedel tahsil edildiği iddiasıyla iş bu davanın ikame edildiği anlaşılmaktadır.Bu amaçla dosya bir mali müşavir bilirkişi ile bankacılık konusunda uzman iki bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilerek banka işlemindeki hatanın davacıdan mı yoksa davalıdan mı kaynaklandığının açık olarak belirtilmesi, davacı müşterilerinden mükerrer tahsilat yapılmış gibi bir işlem bulunup bulunmadığı, bankanın hafif kusurundan dahi sorumlu olduğu gözetilerek bankanın hatalı işlemde hafif kusurunun bulunması halinde davacının anılan işlemleri takip eden ay satışlarındaki düşüşün zarar kalemi olarak kabul edilerek varsa talep edebileceği zarar miktarı konusunda rapor tanzim edilmesinin istenilmiş bilirkişi kök ve ek raporunda özetle ;… davalı banka ile dava dışı … Kargo firması arasında kapıda tahsilat anlaşması yapıldığı, … Kargo firmasının davacı işletmeyi üye iş yeri anlaşması yapmak üzere bankaya yönlendirdiği, davacı işletmenin davalı bankaya, müracaat edip üye işyeri anlaşması yaptığını kanıtlayabilecek başka bir sözleşme olmak üzere vesaire gibi hiçbir sözleşme sunamadığı, davacının, davalı bankanın SANAL POS işlemlerinde kullanılmak üzere tahsis etmiş olduğu FARKLI bir üye iş yeri numarasını … Kargo firmasına bildirmiş olduğu ve her bir satış sisteminin kendine özgü ayrı bir para ödeme ve tahsilat trafiği olduğu için, davacı işletmecinin kapıda ödeme sistemi ile yaptığı satışların bedellerinin dava dışı 3. Şahıs başka bir firma (….Ltd,Şti.) hesabına geçmesine sebep olunduğu, davacı işletmenin davalı bankaya müracaat edip kapıda ödeme sistemine ilişkin üye iş yeri sözleşmesi yapıp, kapıda ödeme sistemine münhasır üye işyeri numarası alıp, … Kargo firmasına bildirmesi gerektiği, davacının kendi bireysel kusurundan dolayı satış bedellerinin 3. Şahıs firma (… Ltd. Şti) hesabına geçtiği, davalı bankaya atfedilebilecek kusur bulunmadığı, tüketici konumundaki alışveriş yapan kart hamillerinden mükerrer bir tahsilatın yapılmasının söz konusu olmasının sistemsel olarak mümkün gözükmediği, somut olayda davacı işletmenin kapıda ödeme sistemi dahilinde yaptığı satış bedellerinin 3.şahıs firma hesabından çıkarılıp tekrar davacı işletme hesabına aktarılması sırasında, muhasebe tekniği bakımından alışveriş bedelleri, ilk etapta 3. Şahıs hesabından tek tek alınıp kart hamilleri hesabına virmanlanıp, daha sonra ikinci etapta bu kez kart hamilleri hesabından alınıp davacı işletme hesabına alacak kaydedilmiş olduğu, davalı Banka tarafından gerekli düzeltmelerin muhasebe sistematiği içinde gerçekleştirildiği yönünde görüş ve kanaat belirttikleri anlaşılmıştır.Dosya kapsamı , 02/04/2018 havale tarihli kök rapor ve 25/01/2019 havale tarihli ek rapordan davacı iddiasına konu işlemlerin, davacının farklı iş yeri üye numarası bildirmesinden kaynaklandığı, davalı eylemleri ile davacı zararı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı…”gerekçesi ile, Davacının davasının reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunuMüvekkili, 22.01.2016 tarihinde davalı bankaya başvurarak satış yaptığı müşterilerin ürün bedellerinin kapıda tahsili için pos talebinde bulunulduğunu, davalı banka tarafından müvekkile başvuru tarihinde … numaralı müşteri koduyla pos tahsisi yapıldığını ancak bu müşteri numarası hatalı olduğunu, müvekkiline tahsis edilen numaranın daha önceden …Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ ne tahsis edildiğini, kartlı alışverişlerden toplanan paraların davalı … tarafından … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hesabına gönderildiğini, davalı …’ nın müvekkilinin hesaplarına geçmeyen yaklaşık 85.000,00 TL’ nin hesaplarına aktarılacağını müvekkiline bildirdiklerini, bu defa davalı bankanın daha büyük bir hata yaparak, hatalı kredi kartı ödemesi yapılan müşterilerine ait kredi kartı hesabından daha önce yapılan işlemin iadesi ile müvekkili adına para çekme işlemi yapıldığını, davalı bankanın bu işlem için müvekkilinden rıza almadığı gibi, yapılan işlem hakkında müşterilerine bilgi vermediğini, bu nedenle müşteri kaybettiğini, tüm bunlara davalı bankanın hatalı işlemlerinin sebep olduğunu,Gerekçeli kararın bilirkişi raporuna dayandığını, bilirkişilerin yanlış ve eksik inceleme yaptığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava bankacılık işleminden kaynaklandığı iddia olunan zararın tahsili sitemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin “…” ismiyle e-ticaret yaptığını, davalı bankaya başvurarak satış yaptığı müşterilerinin ürün bedellerini kapıda tahsil için POS talebinde bulunduğunu, davalı bankanın müvekkiline … nolu müşteri koduyla POS tahsisi yaptığını, ancak davalı bankanın tahsis ettiği POS numarasının hatalı olduğunu ve dava dışı şirkete ait olması nedeniyle müvekkilinin sattığı ve kredi kartı ile kapıda ödemesi yapılan ürünlere ilişkin bedellerin dava dışı şirket hesabına geçtiğini, yapılan bu yanlışlığın düzeltilmesi için davalı bankaya müracaat edildiğini, bu defa davalı bankanın daha büyük bir hata yaparak, hatalı kredi kartı ödemesi yapılan müşterilerine ait kredi kartı hesabından daha önce yapılan işlemin iadesi ile müvekkili adına para çekme işlemi yapıldığını, davalı bankanın bu işlem için müvekkilinden rıza almadığı gibi, yapılan işlem hakkında müşterilerine bilgi vermediğini, bu nedenle müşteri kaybettiğini, satışlarının düştüğünü belirterek uğradığı zararın tazminini talep etmiş, mahkemece davacı iddiasına konu işlemlerin, davacının farklı iş yeri üye numarası bildirmesinden kaynaklandığı, davalı eylemleri ile davacı zararı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili, davacının sahibi olduğu firma tarafından gerçekleştirilen ürün satışlarında kapıda ödeme hizmetinden yararlanmak için müvekkili bankaya yaptığı herhangi bir başvuru olmadığını, davacının kendisine yalnızca sanal POS cihazında kullanılmak üzere tahsis edilen müşteri numarasını kapıda ödeme hizmetinden faydalanmak için dava dışı kargo firmasına bildirdiğini ve hatalı işlemlere davacının kendisinin sebep olduğunu savunmuştur.Dosyada bilirkişi heyetinden kök ve ek raporlar alınmış olup, bilirkişiler de raporlarında “davalı banka nezdinde kapıda ödeme işlemine ilişkin üretilen işyeri numarasını almak üzere girişimde bulunduğuna dair bir belge yada bilgi bulunmadığı, uyuşmazlığa konu hatalı işlemlere davalı bankanın kusurunun neden olduğunun ispatlanamadığı” belirtilmiş, mahkemece de davacının zararı ile davalının eylemleri arasında uygun illiyet bağı kurulamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı zararın ispatlanamadığına dayanmadığından davacı vekilinin bilirkişi raporlarının yeterli olmadığı, eksik inceleme ile rapor verildiği, hatalı değerlendirme yapıldığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir.Davacı, kapıda kredi kartı ile ödeme sistemi gereğince almak zorunda olduğu bu sisteme ilişkin müşteri POS numarasını almak üzere davalı bankaya müracaat ettiğini, davalı bankanın kendisine hatalı müşteri POS numarası verdiğini ispatlayamamıştır. Mahkemece itibar edilen davalı savunmasına göre davacı kendisine sadece sanal alışverişlerde kullanılmak üzere verilen sanal POS müşteri numarasını, kapıda kredi kartı ile ödeme sisteminde kullanmak üzere ilgili kargo şirketine vererek, kapıda kredi kartı ile yapılan ödemelerde hatalı işlem yapılmasına kendisi neden olmuştur. Davacı iddia ettiği zararlarına ilişkin olarak, zarara neden olduğunu belirttiği kapıda kredi kartı ile ödeme işlemlerinin başka bir şirket hesabına geçmesine davalı bankanın verdiği hatalı POS müşteri numarasının sebep olduğunu ispatlayamadığından zarar ile davalı eylemi arasında uygun illiyet bağı gerçekleşmemiştir. Bu nedenle verilen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olup davacının istifa sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içindeki belge ve bilgilere göre tedbir talebinin reddine dair mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde olmayan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 18/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.