Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1248 Esas
KARAR NO : 2019/1031 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 13/12/2018 (Ara Karar)
NUMARASI : 2018/62 Esas (Derdest Dava Dosyası)
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
KARAR TARİHİ: 10/07/2019
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili talep dilekçesi ile, Ümraniye’de bulunan gayrimenkulün şirket yetkilisi … tarafından 2017 yılı Kasım ayında 3.000.000,00 TL civarında bir rakama satıldığını öğrendiklerini, söz konusu gayrimenkul İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/4710 D.İş sayılı dosyası kapsamında 2016 senesindeki değerinin 8.000.000,00 TL olduğunu, söz konusu gayrimenkulün toplam 3 kat daha az fiyata satıldığını, bu durumun kayyımın 2017 mizanın da görüldüğünü, dava dilekçelerinde şirket yetkililerinin kayıt dışı satış yaptıklarını belirttiklerini, kayyumun 19/09/2018 tarihli raporun da da bu hususun doğrulandığını, tahmini şirket zararının bu eylemden dolayı 15.000.000,00 TL ile 25.000.000,00 TL müvekkilinin ise 3.000.000,00TL ile 5.000.000,00 TL olduğunu, davalı …’un şirket adına yaptığı her işlem içn kayyumdan onay alması gerektiğini ancak mahkemeye sundukları raporda şirketin Maltepe Şubesinin üst kısmını kiralayarak tadilat yaptırdığının da açıkça görüldüğünü, buna ilişkin olarak kayyuma bilgi verilmişse de herhangi bir sonuç alamadıklarını ve bu durumun denetim ve onay kayyumunun yeterli olmadığını açıkça göstermekte olduğunu belirtmiş ve ara kararın istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak tam yetkili yönetici kayyumu atanmasını, işbu taleplerinin kabul edilmemesi halinde …’un şirket yetkilerinin elinden alınarak müvekkilinin yetkili kılınmasını, bu taleplerinin de kabul edilmemesi halinde müvekkilinin … ile birlikte müşterek olarak yetkilendirilmelerini ve yetkilerini müşterek kullanmalarına ayrıca şirkete atanan kayyum ücretinin müvekkilinin hiçbir geliri olmaması ve maddi anlamda zor durumda olması nedeni ile davalı şirket tarafından karşılanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 13/12/2018 tarih 2018/62 Esas sayılı ara kararında;”…Davacı vekilinin en son verdiği 04/12/2018 tarihli dilekçesi ile daha önceki ara kararlarımıza konu talebini yinelediği ancak talep hakkında daha önce vrilen mahkememiz ara kararının istinaf edildiği anlaşılmakla; istinaf sonucunun beklenmesi gerektiği …”gerekçesi ile, Davacılar vekilinin yönetici kayyımı atanması yada davacılardan …’un davalı şirket yetkilisi … ile müşterek imzalı yetkili kılınması yönündeki ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul BAM’ın davalıların talebini esastan reddettiğini, davacının talebini ise usulde reddettiğini, burada dikkat edilmesi gereken hususun davalıların kayyumun kaldırılması talebinin esastan reddedildiğini,Denetim ve onay kayyumu olmasına rağmen davalı şirket yetkilisi gayriresmi satış yapmaya devam etmekte ve denetim ve onay kayyumunun bilgisi olmaksızın işlemlerin (Maltepe Şubesinin büyütülmesi ve üst katlarının kiralanması ile tadilat yapılması) yapıldığını, bu durumun şirkete zarar verdiğini,Şirkette verilen zararın şirket yetkilisinin yetkilerinin kaldırılmadığı sürece de sürekli artmaya devam ettiğini, telafisi mümkün olmayacak zararların meydana geldiğini ve halen daha meydana geldiğini, bu nedenle TTK 235. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tam yetkili kayyum atanmasına kayyum ücretinin şirket tarafından karşılanmasına karar verilmesini talep ettikleriniTam yetkili kayyum atanması için yeterli delil ve sebep dosyada mevcut olduğunu, şirketin daha fazla zarara uğramaması için tam yetkili kayyum atanmasına karar verilmesinin gerektiğini,
Şirkete ait olan Ümraniye’de bulunan gayrimenkul şirket yetkilisi … tarafından 2017 yılı Kasım ayında 3.000.000,00 TL civarında bir rakama satıldığının öğrenildiğini, söz konusu gayrimenkul İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/4710 D.İş. dosyası kapsamında 2016 senesindeki değeri 8.800.000,00 TL olduğunu,yaklaşık zararın 5.800.000,00 TL olduğunu,Davalı şirketin daha önceki kayyum raporunda yaklaşık 2.000.000,00 TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, 2018 yılının Mayıs (5. ayında) mahkemeye sunulan kayyum raporunda şirketin 785.371,75 TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, çok uzun zamandır kar yapan şirketin şu anda zarar ettiğini,Şirketin detaylı evraklarına ulaşılamaması nedeni ile tam zararın hesaplanamadığını, Şirket yetkilisi resmi görünen stok değeri ile stok adet fiyatının tutması amacıyla ürünleri alış fiyatlarının çok üzerinde gösterdiğini ve gayri resmi yaptığı satışı gizlemeye çalıştığını, farkın ortaya çıkması için kayyum tarafından rapor alınması talebinde bulunduğunu, ancak dosya hakiminin reddettiğini, adli tatilde yetkilendirilen başka hakimin ise rapor alınmasına karar verdiğini, …’ un davalı şirketten yaklaşık 9.000.000,00 TL alacaklı göründüğünü, bu alacağın gerçekte olup olmadığının kayyum tarafından tespit edilmesinin istendiğini, ancak ilk derece mahkemesinin bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiği nedeniyle bu talebi de reddettiğini, …’un şirketten alacaklı olması şirketin değerini 9.000.000,00 TL düşürdüğünü,… 4.000.000,00 TL sermaye artırımına gittiğini, …’un bu tutarı karşılayabilecek gelirinin olmadığını, Şirket zararının 4.000.000,00 TL müvekkillerinin zararının 800.000,00 TL olduğunu, Davalı … şirket adına yapmış olduğu her işlem için kayyumdan onay alması gerekmekte ise de mahkemeye sunulan bir kısım fotoğraflarda şirkettin Maltepe Şubesinin üst katını kiralayarak tadilat yaptırdığının açıkça göründüğünü,Bu durumun denetim ve onay kayyumunun yeterli olmadığının açıkça ortaya koyduğunu, bu nedenle tam yetkili kayyum atanması gerektiğini,Şirketin düzenli olarak borçlandırıldığını, Şirketin 2017 yılı aylık kredi ödemesi 75.738 TL iken 2018 yılı kredi ödemesi 184.258,79 TL olduğunu,İleri sürerek, istinaf başvurusunun kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,TTK 235. maddesi gereğince tam yetkili yönetici kayyum atanmasına, işbu talebin kabul edilmemesi halinde …’un şirket yetkilerinin elinden alınarak müvekkili …’un yetkili kılınmasına, işbu taleplerin kabul edilmemesi halinde ise müvekkili …’unda … ile birlikte müşterek olarak yetkilendirilmelerine ve yetkileri müşterek kullanmalarına, şirkette atanan kayyum ücretinin müvekkillinin hiçbir geliri olmaması ve maddi anlamda zor durumda olması ve şirkete hiçbir şekilde alınmaması nedeni ile davalı şirket tarafından karşılanmasına, İstanbul Bölge Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 2018/1598-1761 E sayılı dosyalarında bulunan delillerinin incelenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Talep haklı nedenlerle şirketin tasfiyesi olmadığı takdirde davacı ortağın payının gerçek değeri ile ödenerek şirket ortaklığından çıkması davasında, davalı şirket yetkilisinin yönetim hakkının kaldırılması ve yerine yönetim kayyımı atanması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ile talep edilen bu ihtiyati tedbir talebi ilk derece mahkemesince 15/02/2018 tarihli ara kararla kısmen kabul kısmen reddedilerek, “davalı şirket yöneticisinin yönetim ve temsil hakkının tedbiren kaldırılması yönündeki ihtiyati tedbir isteminin reddine, TTK 636/4 ve HMK 389. Maddeleri uyarınca davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜ ile tarafların ortağı olduğu İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı ….Ticaret Ltd. Şti’ne denetim ve onay kayyımı olarak mali müşavir …’in atanmasına” karar verilmiş, davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazı ile davacılar vekilinin denetim kayyımı yerine tam yetkili kayyım atanması talebi üzerine ilk derece mahkemesince taleplerin reddine dair kararı istinaf edilmesi üzerine dairemizce esastan reddedilmiş, davacılar vekilinin davalı şirkete tam yetkili kayyım atanmasına dair daha sonraki çeşitli tarihli talepleri ilk derece mahkemesince reddedilmiş, bu kararların da istinaf edilmesi üzerine istinaf başvurusu dairemizce esastan reddedilmiştir.İstinaf yoluna başvurulan ilk derece mahkemesi kararı daha önce davacılar vekili tarafından davalı şirkete tam yetkili kayyım atanması talebinin reddi kararının istinaf incelemesi için dairemize gönderildiği tarihten hemen sonra yapılan talebe ilişkin olup mahkemece “talep üzerine verilen kararın istinaf edildiği, istinaf sonucunun beklenmesi gerektiği, bu aşamada yönetici kayyımı atanması yada davacılardan …’un davalı şirket yetkilisi … ile müşterek imzalı yetkili kılınması yönündeki ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.İstinaf kanun yoluna başvurulabilecek kararlar HMK’nın 341. maddesinde düzenlenmiş olup, maddeye göre ” İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” Mahkemece verilen karar istinafa tabi kararlardan olmadığından davacılar vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı HMK’nun 352/1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44,40.TL harç istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda 10/07/2019 tarihinde HMK’nun 352, 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.