Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1244 E. 2021/638 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1244
KARAR NO : 2021/638
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ 08/10/2018
DOSYA NUMARASI : 2016/599 Esas – 2018/930 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … ve … ile davalılar arasında İstanbul … … Ada … Parsel … Blok İç Kapı No: 5 adresindeki taşınmazla ilgili taşınmaz satış vaadi aktedildiğini, bilahare gayrimenkul ile ilgili aktin tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte davalıların da rızası ile müvekkiline devredildiğini, davalıların gayrimenkulü 21.01.2016 tarihinde eksik/ayıplı olarak teslim ettiklerini, müvekkilinin teslim tutanağını imzalarken “eksikliklerin tamamlanması şartı ile satın alıyoruz” diyerek davalıları ayıp ve eksik ifa hususunda ikaz ettiğini, böylece ihbar şartını ifa ettiğini, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/14 D.İş sayılı dosyasından yapılan delil tespiti ile, ayıp ve eksikliklerin tespit edildiğini, rapordan da anlaşılacağı üzere gayrimenkulün ayıplı ve eksik ifanın söz konusu olduğunu, bu eksikliklerin tamamlanması ve ayıpların giderilmesi için masraf yapılması gerektiğini, ayrıca eksiklikler ve ayıpların giderilmemesi sebebiyle mülkün kiraya da verilemediğini, bu sebeple teslim tarihinden bu yana kiradan da yoksun kalındığını belirterek, müvekkilinin uğradığı zarar ve bu zararın giderilmesi için yapılacak masrafların tespiti ile gayrimenkulün eksik ve ayıplı ifa sebebiyle kiraya verilememesinden doğan alacağın teslim tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımı itirazı olduğunu, davacı tarafın ayıp iddiasını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet itirazı olduğunu, davacı tarafın ayıp iddiasını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve zamanaşımı itirazı olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasına itiraz ettiklerini, davacı tarafın ayıp iddiasını kabul etmediklerini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/10/2018 tarih ve 2016/599 Esas – 2018/930 Karar sayılı kararı ile; “… Davalı … yönelik talepler yönünden yapılan inceleme ve değerlendirme neticesinde; davacı ve davalılar arasında imzalanan 22/04/2014 tarih ve … yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 14.9 maddesi uyarınca; alıcının iş bu satış vaadi sözleşmesi nedeniyle doğacak tüm tazminat ve talep haklarının muhatabı olarak yükleniciyi kabul edeceği ve her türlü ayıp, kusur ve eksik imalatlar ile gecikmeden doğabilecek muhtemel zararlardan yüklenicinin sorumlu olacağı, … A.Ş.’nin alıcıya karşı bağımsız bölümün tapu devrinin vermesi dışında sorumlu olmayacağı kararlaştırılmıştır. Bu hüküm uyarınca taraflar arasında sorumsuzluk anlaşması bulunduğu TBK 221 uyarınca ağır kusur halinde sorumsuzluk anlaşmalarının hükümsüz olacağı, ancak dosya kapsamı itibariyle … A.Ş.’nin ayıp ve eksik işler hususunda ağır kusurunun bulunmadığı takdir ve sonucuna varılarak …A.Ş. yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın eksik ve ayıplı ifaya ilişkin yapılan tespit ve değerlendirme uyarınca; fan-coil sisteminin yapılmadığı ve dava konusu dükkandaki ayıp ve eksikliklerin bulunduğunun bilirkişiler eliyle tespit edildiği, dosya içerisinde bulunan her üç raporunda eksik ve ayıp işler bedelinin dava tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun toplam giderim maliyetinin 3.000 TL olarak belirlendiği anlaşılmakla davacının bu bedeli davalı yükleniciler şirketler … ve … talep edebileceği, zira ihbar süre ve şartlarına da uyduğu anlaşılmakla bu talebe ilişkin davanın kabulü ile Ayıp ve eksik işler nedeni ile belirlenen 3.000 TL’nin davalı yükleniciler …. ve …San. Tic. Ltd. Şti. den müştereken ve müteselsilen 21.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine dair karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın kira bedeline ilişkin talebin yapılan değerlendirilmesinde; dava dosyasına sunulan Bağımsız Bölüm Teslim Tutanağından dava konusu dükkanın davacıya 21.01.2016 tarihinde teslim edilmiş olduğu, bu tarihten bir aydan az bir süre sonra 16.02.2016 tarihinde 2016-14 D.İş nolu dosyası ile yapılan keşifte dava konusu dükkanın camında ‘Kiralık’ tabelasının bulunmakta olduğu, dava konusu dükkana ait Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin ekinde bulunan Ticari Üniteler Özet Mahal Listesi belgesinden de anlaşılacağı üzere dava konusu dükkanın davacıya döşeme kaplamaları olmadan şap şeklinde, duvarları ince sıvası ve boyası olmadan kaba alçı sıva şeklinde, tavanları sıva ve boyası olmadan beton şekilde ve WC lerinde seramik, vitrifıye, batarya olmaksızın zeminleri şap, duvarları sıva şeklinde tesliminin vaad edilmiş olduğu, bir başka deyişle davacının (yada kiracısının) bu kaba halde olan dükkanda ince işlerin tamamının yapılacağı ciddi bir dekorasyon sonrasında bu dükkanı kullanabileceği, dolayısıyla bilirkişiler eliyle tespit edilen eksik ve ayıplı işlerin objektif bakımdan oturmaya engel olmayacak nitelikte eksik ve kusurlar olduğu, bu eksik ve kusurların kaba halde teslimi yapılan bağımsız bölümün davacı ya da kiracısı tarafından yapılacak ince işlerin tümüne ait kapsamlı dekorasyon esnasında davacı ya da kiracısı tarafından giderilmesi mümkün olan ölçekte eksik ve kusurlar olduğu, davacının ya da kiracısının bu kapsamlı dekorasyon esnasında bu küçük çaplı eksik ve kusurları (bedellerini daha sonra davalılardan talep edilmek üzere) gidermesinin mümkün olduğu, netice itibariyle davacının kiralık tabelası astığı anlaşılan dükkanda objektif bakımdan oturmaya engel olmayacak nitelikte eksik ve kusurları ileri sürerek davalılardan kira bedeli talep etmesinin haklı olamayacağı takdir ve sonucuna varılarak davacı tarafın kira alacağına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının Fan-coil sistemine ilişkin talebinin yapılan değerlendirmede; dava dosyasına sunulan G1 Blok 6 nolu dükkana ait Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin eki olduğu anlaşılan Ticari Üniteler Özet Mahal Listesi belgesinde; Isıtma – Soğutma Tesisatı başlığı altında; “Isıtma ve soğutma tesisatı için fan-coil tesisatı çekilecek, fan-colil montajı yapılacak ve her bağımsız bölüm için oda termostatı takılacaktır.” denilmekte olduğu, davanın tarafları arasında imzalanan sözleşmenin eki olduğu anlaşılan Bahçetepe Konutlar Özel Mahal Listesinin dava konusu F3 Blok 5 nolu depolu dükkanın teknik özelliklerini açıklamamakta olduğu, adından da anlaşılacağı üzere projede bulunan konutlara ait teknik özellikleri açıklamakta olduğu, ancak dava konusu taşınmazın komşusu olan F3 Blok 4 nolu depolu dükkan ve F3 Blok 6 dükkana ait Ticari Üniteler Özet Mahal Listesi belgelerinde Isıtma – Soğutma Tesisatı başlığının bulunmadığı ve bu belgelerde dükkanlara fan-coil yapılması ile ilgili bir taahhüdün yeralmamakta olduğu, davanın tarafları arasında imzalanan 22.04.2014 tarih ve … yevmiye nolu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin ekinde bulunan Ticari Üniteler Özet Mahal Listesi belgesinde dava konusu gayrimenkule fan-coil sistemi yapılacağı ile ilgili bir taahhüt bulunmadığından, davacının bu sistemin yapılmamış olması nedeniyle davalı taraftan bir talepte bulunamayacağı takdir ve sonucuna varılarak bu talep yönünden de davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Ayıp ve eksik işler nedeni ile belirlenen 3.000 TL’nin davalı yükleniciler …. ve …. San. Tic. Ltd. Şti.’ den müştereken ve müteselsilen 21.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile davacı tarafa verilmesine, Fazlaya ilişkin talebin ve davalı …A.Ş.’ne yönelik davanın REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili ile davalı … Ticaret A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalıların sözleşmeye istinaden vaad ettikleri bağımsız bölümü 21.01.2016 tarihinde eksik/ayıplı olarak teslim ettiklerini, müvekkilinin eksik ve ayıpları teslim tutanağında belirtip, ihtirazi kayıtla teslim yükümlülüğünü yerine getirdiğini, sözleşmenin 9.7 maddesindeki ” Alıcı, objektif bakımdan oturmaya engel olmayacak nitelikte eksik ve kusurların varlığını ileri sürerek bağımsız bölümü teslim almaktan imtina edemez ” şeklindeki genel işlem şartı niteliğindeki bu hükmün cebri altında, alıcı temerrüdüne düşmemek için bağımsız bölümü teslim almak zorunda kaldığını, Alıcının bu sebeplere binaen sözleşme konusu bağımsız bölümü teslim almasının, borçlunun edimini tam ve eksiksiz ifa ettiği anlamına gelmeyeceğini, kaldı ki aynı madenin devam eden cümlesinin; “Teslim tutanağında belirtilen eksik ve kusurlar yüklenici tarafından bedelsiz olarak giderilir ” hükmünü havi olduğunu, bu hükme istinaden sözleşme konusu bağımsız bölümde eksiklik ve ayıplar teslim tutanağından belirtildiği için; sözleşmenin 9.7 maddesinin 2. cümlesine göre eksik ve kusurların yüklenici tarafından giderilmesi gerektiğini, Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/14 D.İş sayılı dosyası ile eksik ve ayıpların nelerden ibaret olduğu ve eksiklerin tamamlanması ve ayıpların giderilmesi için ne kadar gider yapılacağının tespit ettirildiğini, buna rağmen davalılar tarafından sözleşmenin 9.7 maddesinin kendilerine tahmil ettiği yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, davalıların eksik ve ayıplı ifa nedeni ile kusurlu olduklarını, Somut olayda, yapma ve teslim borcunu içeren karma nitelikli akit bulunduğunu, davalının yapma borcunun, edime uygun ifa şeklinde bağımsız bölümü imal edip teslim etmek, teslim esnasında eksik ve ayıplar olması halinde de eksikleri tamamlamak olduğunu, BK’nın 113. maddesinde ” Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir” hükmünün bulunduğunu, sözleşmenin 9.7. maddesinin 2. cümlesinde de “Teslim tutanağında belirtilen eksik ve kusurlar yüklenici tarafından bedelsiz olarak giderilir” hükmü yer almakla, alacaklının seçim hakkını kullanmasına dahi gerek olmadan, doğrudan borçlunun, eksik ve ayıpları tamamlayacağına dair amir hüküm sevk edildiğini, sözleşmelerde geçerli olan irade serbestisi çerçevesinde bu yükümlülüğü doğrudan ve alacaklının bir seçim yapmasına gerek kalmadan üzerine alan borçlunun bu yükümlülüğünü yerine getirmemesinin edim yükümlülüklerine aykırılık teşkil edeceğini, Tüm bunlara rağmen, eksik ve ayıplı ifa nedeniyle uğradıkları kira kaybına dair taleplerinin, mahkeme tarafından; “alacaklının kendisi de eksik ve ayıplı ifayı giderebilirdi ” gerekçesi ile reddinin, T.B.K.113. maddesine, sözleşmenin 9.7. maddesinin 2. cümlesine aykırı olduğunu, ayrıca mahkemenin bu yargısının, tarafların kanuna uygun sözleşmeye ve sözleşmedeki kanuna aykırı olmayan irade uyuşmalarına, kanuna aykırı şekilde müdahalesi olduğunu, halbuki ortada “hakimin sözleşmeye müdahalesi”ni gerektirecek bir durum olmadığını, Davalıların sözleşmenin 9.7. maddesinin 2. cümlesindeki bu hükme rağmen eksik ve kötü ifa yapılmadığı, bu doğrultuda emsal teslimlerin de eksik ve kötü ifa olmadığını gösterdiği yolundaki iddialarının, Medeni Hukukta çelişki yasağını teşkil ettiğini, mahkemenin de bu iddiayı kararına gerekçe yaparak kanuna aykırı bu savunmaya itibar edip aleyhlerine hüküm kurmasının yasaya aykırı olduğunu, davalının akdin in’ikadı sırasında kabul ettiği hükümleri, sonradan tek yanlı olarak mahkeme aşamasındaki itirazları ile değiştiremeyeceklerini, Mahkemenin FAN COİL cihazı takılmaması dışındaki taleplerini kısmen kabul edip FAN COİL cihazı eksikliğine yönelik taleplerini reddetmesinin de yasaya aykırı olduğunu, yine eksik ve ayıplar nedeniyle taşınmazın kiraya verilememesinden kaynaklı kira kaybı taleplerinin reddine karar verilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, ayrıca son bilirkişinin raporunda belirttiği “tespit dosyasına ait bilirkişi raporunda görülen fotoğraflarda, ihtilaf konusu yere ait kiralık levhasının bulunması da eksik ifa nedeni ile kiraya engel bir durum olmadığı” yargısına binaen hüküm kurup yargıda bulunmasının da yasaya aykırı olduğunu, kiralık tabelasının bulunduğu fotoğrafın, tespit dosyası ile ilgili 16.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda değil iş bu davadan aylar sonra 14.08.2017 tarihli keşif üzerine verilen bilirkişi raporuna ait fotoğraflarla ilgili olduğunu, kira kaybı talepleri, dava öncesine tekabül eden 4 ay 26 günlük döneme ilişkin olmakla, alakasız döneme ait fotoğraflar ile taleplerini içeren dönem arasında alaka kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, Sözleşmenin 2. maddesinde “Proje kapsamında alıcıya taşınmazın yapımını ve teslimini vaad eden” denilerek …. A.Ş.’nin de, satıcı olarak zikredildiğini, bununla birlikte sözleşmenin 14.9 maddesinde her ne kadar …. A.Ş.’nin, dava konusu bağımsız bölümün tapu devri dışında sorumlu olmayacağı düzenlenmiş ise de, Borçlar Kanununun 221. maddesinin bu şekilde sorumsuzluk anlaşmalarına istisna getirdiğini, mezkur maddenin; “Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.” hükmünü içerdiğini, bu sebeple teslim tarihinde davalı yetkililer huzurunda kayda geçirilen eksikliklerin (Fan-Coil sistemi de dahil) ayıptan sorumluluğu kaldıran ağır bir kusur olduğunu, zira davalının üzerine düşen denetim yükümlülüğünü ihmal ederek gereği gibi ifa etmediğini, bu nedenle davalı …. A.Ş. yönünden davanın reddine karar verilmesinin yasaya aykırı olduğunu belirterek; İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının usulüne uygun ve süresinde yaptığı herhangi bir ayıp ihbarı bulunmadığını, bilirkişi raporlarında da bu husus incelenmeden ve hiçbir somut veriye dayanmadan rapor oluşturultuğunu, hükme esas alınan ve eksik inceleme yapılan bilirkişi raporları nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu, Yapılan işlerde ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte, bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda hangi işlerin eksik iş hangilerinin açık/ gizli ayıp olduğunun da belirtilmediğini, bilirkişi raporlarının hiçbirinde bu ayırıma gidilmediğini, mahkemece de eksik ve hatalı olarak hazırlanan raporların hükme esas alındığını, bilirkişinin ayıp tespitini kabul etmemekle birlikte; “gizli ayıp”lar bakımından usulüne uygun ve süresinde kendilerine yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra “hemen” “öğrenir öğrenmez” “derhal” (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi gerektiğini, raporda eksik ve ayıplı işler ile ilgili hususlar kalem kalem belirtilerek tek tek tutarları yazılmadan toplamda 3.000-TL hesaplandığını, işbu tutarı da kabul anlamına gelmemekle beraber, bu tutarın nasıl hesaplandığının, kalem kalem tutacak ücretlerin açıklattırılması gerekirken, bilirkişi raporundaki gibi hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirketin üstlenmiş olduğu bütün yükümlülükleri eksiksiz olarak tamamladığını ve davacının taşınmazı teslim aldığını, Mahkemece ticari yasal faiz(avans) faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, bu nedenle yerel mahkeme kararındaki faize ve faiz türüne de itiraz ettiklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davacıya teslim edilen gayrimenkuldeki eksik işler ve ayıplardan kaynaklandığı iddia edilen zararlar ve kira kaybının davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalılar …. ve …. San. Tic. Ltd. Şti. Aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne, davalı … Aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalılardan …. tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Ticaret A.Ş.’nin istinaf başvurusu yönünden; 29906 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41.maddesi ile değişik HMK’nın 341/2madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000,00-TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00-TL olmuştur. Mahkemece adı geçen davalı aleyhine hükmedilen bedel 3.000 TL’dir. Bu hali ile, istinafa konu miktar 3.000,00 TL olup, ilk derece mahkemesince verilen karar davalı yönünden kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı … Ticaret A.Ş.’nin istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden; Davalılardan …’nin maliki olduğu arsa üzerinde diğer davalılar …. Ticaret A. Ş. ve …’nin yüklenici olduğu inşaat sözleşmesine istinaden davalılar ile dava dışı şahıslar arasında yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin davacı şirkete devredildiği, sözleşmeye konu İstanbul ili … ilçesi … Ada … Parsel … Blok İç Kapı No: 5 adresindeki “Depolu Dükkan” niteliğindeki taşınmazın 21.01.2016 tarihinde davacıya teslim edildiği, davacının teslim tutanağına “Aşağıda not alınmış eksiklerin tamamlanması şartı ile teslim alıyoruz” şeklinde ihtirazi kayıt düşerek taşınmazı teslim aldığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan rapora binaen istinafa konu kararın verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece de tespit edildiği üzere, bilirkişi raporları ile, fan-coil sistemi hariç dava konusu dükkandaki ayıp ve eksikliklerin toplam giderim maliyetinin 3.000 TL olduğunun tespit edildiği, taraflar arasındaki Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin ekinde bulunan Ticari Üniteler Özet Mahal Listesi belgesinde dava konusu gayrimenkule fan-coil sistemi yapılacağı ile ilgili bir taahhüt bulunmadığından, davacının bu sistemin yapılmamış olması nedeniyle davalı taraftan bir talepte bulunamayacağı, yine Ticari Üniteler Özet Mahal Listesi belgesinden de anlaşılacağı üzere, dava konusu dükkanın davacıya döşeme kaplamaları olmadan şap şeklinde, duvarları ince sıvası ve boyası olmadan kaba alçı sıva şeklinde, tavanları sıva ve boyası olmadan beton şekilde ve WC lerinde seramik, vitrifıye, batarya olmaksızın zeminleri şap, duvarları sıva şeklinde tesliminin vaad edilmiş olduğu, bilirkişi raporu ile, dava konusu edilen eksik ve ayıplı işlerin objektif bakımdan oturmaya engel olmayacak nitelikte eksik ve kusurlar olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla sırf bu nitelikteki ve kapsamdaki eksik ve ayıpların dava konusu dükkanın kiraya verilmesine engel teşkil ettiğinin kabul edilemeyeceği, davalı … A.Ş.’nin ayıp ve eksik işler hususunda ağır kusurunun bulunmadığı, dolayısıyla gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 14.9 maddesi uyarınca davalı … A.Ş.’nden talepte bulunulmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı … Ticaret A.Ş.’nin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 3-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 4-Karar tarihi itibariyle davacıdan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 14,9 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

5-Karar tarihi itibariyle davalıdan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 51,30 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 8,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına,
7-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
8-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/04/2021 tarihinde HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.