Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1242 E. 2021/341 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1242 Esas
KARAR NO : 2021/341 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/696 Esas – 2019/94 Karar
TARİH: 07/02/2019
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı … arasında, şirket yöneticisi davalı gerçek kişinin şirketi temsilen, kendi adına asaleten imzaladığı 04/08/2011 tarihli protokol gereği verilen takibe konu 01/09/2011 ödeme tarihli, 1.000.000 TL bedelli bononun, alacaklı davalı …. tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine takibe konulduğunu, takibe konu senedin; kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğini ve kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe konu edilemeyeceğini, protokolde bononun davalı … şirketinin 3. Şahıslardan yapacağı mal ve hizmet alımları için verildiğinin açıkça belirtildiğini, bono üzerindeki tanzim tarihi ile protokolde belirtilen tanzim tarihleri arasındaki farkın maddi hatadan kaynaklandığını, müvekkili aleyhine başlatılan takipte icra ve haciz baskısı altında takibe konu paranın ödediğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas (kıymet takdiri için bu icra dairesine gönderilmiş) sayılı dosyasına yatırılan 1.976.452,45 TL’nin davalı … istirdadına, aksi halde takip dosyasına ödenen paranın davalılar … ile gerçek kişiden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve gerçek kişi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı gerçek kişinin takibin tarafı olmadığını, davacı tarafça tanzim edilen dava ve takip konusu bononun borca karşılık davalı … verildiğini ve akabinde … tarafından müvekkili şirkete olan borcuna karşılık verildiğini, müvekkili ile davalı … arasında ticari ilişki bulunduğunu ve müvekkilinin halen bu şirketten alacaklı olduğunu, müvekkili gerçek kişinin şahsi olarak bu işler ile ilgili sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafça ibraz edilen protokolün bono ile ilgilisi olmadığını, müvekkili şirketin ise iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, bononun AVM inşaatı için alındığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 07/02/2019 tarih 2017/696 Esas – 2019/94 Karar sayılı kararında; “davaya dayanak yapılan 04/08/2011 tarihli protokol gereği teminat olarak verildiği iddia olunan bononun 01/08/2011 tanzim, 01/09/2011 ödeme tarihli, 1.000.000 TL bedelli olduğu, takip ve dava konusu bononun ise 03/08/2011 tanzim tarihli olduğu, bu durumda teminat senedi olarak verildiği iddia olunan bono ile protokolde belirtilen bononun tanzim tarihlerinde farklılık olduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, tanzim tarihlerinde maddi hatadan kaynaklı farklılık olduğunu iddia etmiş ise de, bu yöndeki iddia yazılı bir belgeyle kanıtlanamamıştır. Diğer yandan, takibe ve davaya dayanak yapılan bono üzerinde teminat olarak verildiğine ilişkin kayıt da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, bononun iddia edildiği gibi teminat amaçlı olarak verildiği kanıt yükü kendisinde olan davacı tarafça kesin delillerle kanıtlanamamıştır. Bunun yanında davalı gerçek kişinin takipte ve dava konusu bonoda herhangi bir sıfatı bulunmamaktadır. Dolayısı ile kendisine yönelik eldeki davanın yöneltilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bonoyu ciro yoluyla alan takip alacaklısı şirket yönünden ise; kötüniyeti iddia ve ıspat olunmamıştır. Dolayısı ile TTK’nın 687/1.madde gereğince keşideci, lehdara karşı ileri sürebileceği def’ileri, bu davalıya karşı da ileri süremez. Bu durumda kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren, yasal unsurları tam olan takip ve dava konusu bonodan dolayı davacının borçlu olmadığından söz edilemeyeceği, dolayısıyla takip nedeniyle ödenen paranın istenemeyeceği kuşkusuzdur…”gerekçesi ile, 1-Davanın REDDİNE,2-Koşulları bulunmadığından davalı tarafın tazminat isteminin reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin eksik inceleme ile hüküm kurduğunu, Davalıların süresinde cevap dilekçesi sunmadığı halde cevaplarının süresinde olduğunun mahkemece kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, (HMK 127.m) Delilerin toplanmadan, değerlendirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak hüküm verilmesinin Anayasa’nın 36. maddesinde düzenlenen “adil yargılanma” ve HMK da düzenlemesi olan “hukuki dinlenilme” hakkının ihlali olduğunu, Davaya dayanak Protokolün, davalılarla birlikte imzalandığını senetin de bu Protokol kapsamında davalıya geçtiğini, müvekkilinin davalıya vermiş olduğu başka bir senet bulunmadığını, davalının Protokole karşı sahtelik iddiasında bulunduğunu, sahtelik iddiasının incelenmeden ve varlığı davalı tarafça iddia edilen diğer senet ibraz edilmeden müvekkilinin davasının reddinin hukuka aykırı olduğunu, (HMK 208.ve 211.m) – (Yargıtay 13. HD 18/01/2016 T. 2014/35114 E. 2016/516 K.)Davalı taraf nezdinde bulunduğu iddia edilen belgelerin ibraz edilmesine yönelik taleplerin inceleme yapılmaksızın karar verildiğini, (HMK 219.m)Ticari davalarda ticari defterlerin kesin delil olup, kesin delil olan ticari defterlerin incelenmesi taleplerinin dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, (Yargıtay 11. HD 26/06/2018 T. 2016/11298 E. – 2018/4808 K. – Yargıtay 15.HD 13/06/2017 T. 2016/2310 E. 2017/2537 K. – 23/01/2017 T. 2016/4087 E. – 2017/261 K.)Yerel mahkemenin gerekçeli kararında icra takibine konu senede karşı kesin delil ibraz edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiğini ancak teslim edilen senedin tanzim tarihi Protokol’e yazılırken maddi hata yapıldığını, Protokolde belirtilen senet ile icraya konan senetteki diğer tüm kayıtların birebir örtüştüğünü, (Yargıtay 14.HD 05/12/2018 T. 2018/1745 E. 2018/8672 K.) (Yargıtay 4. HD 30/05/2018 T. 2016/8690 E. 2018/4579 K.) Takibe konu senedi müvekkili aleyhine hareket ederek icra takibi başlatan … Ltd. Şti.’nin kötüniyetli olduğunu, İleri sürerek, Yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, incelemenin duruşmalı olarak yapılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bonoya dayalı takip nedeniyle ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan … A.Ş.’nin ortağı olduğunu, diğer davalının davalı şirketlerin yöneticisi olduğunu, davalı … A.Ş.’nin Bodrum ilçesinde bulunan taşınmazla ilgili olarak düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin müteahhidi olduğunu, söz konusu şirketin ve davalı … inşaatı tamamlayabilmek için piyasadan alacakları mal ve hizmet için müvekkilinden senet düzenlemesini istediklerini, bunun üzerine taraflar arasında protokol düzenlenerek teminat amaçlı bono verildiğini, protokolde maddi hata yapılarak bononun düzenleme tarihinin 01/08/2011 olarak yazıldığını, oysa düzenlenen bononun gerçekte 03/08/2011 düzenleme tarihli olduğunu, bononun teminat amaçlı düzenlendiğinin protokolde açıkçı yazıldığını, bu bononun davalı … yöneticisi olduğu diğer davalı şirkete kötü niyetli olarak ciro edildiğini, müvekkilinin davalılara borcunun bulunmadığını, bonoya dayalı olarak hakkında takip yapıldığını, icra tehdidi altında bono bedelinin ödendiğini belirterek öncelikle takip alacaklısı …. Şti. Kötü niyetli olduğundan teminat amaçlı düzenlenen bonodan dolayı ödenen bedelin bu davalıdan tahsiline, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde bono müvekkilinin davalı …A.Ş.’ye olan borçlarına karşılık teminat olarak verildiğinden ve bu davalıya herhangi bir borçları olmadığından ödenen bono bedellerinin diğer davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dosya içine sunulan protokol ve takip dayanağı bono örneklerinden protokolde teminat olarak verildiği iddia olunan bononun düzenleme tarihinin 01/08/2011 olarak belirtildiği, takip dayanağı bononun ise düzeenleme tarihinin 03/08/2011 olduğu bunun haricinde keşideci, ödeme tarihi ve miktarı bakımından farklılık bulunmadığı, davacının da protokolde bononun düzenleme tarihinin maddi hata sonucu bu şekilde yazıldığını, bonoların aynı bono olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Davalılardan … Ltd. Şti. Ve … vekili, takip dayanağı bononun davacının … A.Ş.’ye olan borcuna karşılık düzenlendiğini savunmuşlardır. Diğer davalı ise davaya yanıt vermemiştir. Davacı da … A.Ş.’ye borcu olmadığını ileri sürmektedir. Her ne kadar protokolde yazılı teminat olarak verildiği belirtilen bono ile takip dayanağı bononun aynı bono olduğu ispatlanamamış ise de, davacı takip dayanağı bononun davalı … A.Ş.’ye borcu nedeniyle düzenlendiğini ve borcu olmadığını iddia ettiğinden ve davalılarda davacının … A.Ş.’ye olan borcu nedeniyle bononun düzenlendiğini, … bonoyu diğer davalı şirkete ciro ettiğini savunduklarından ve davalının terditli taleplerinden biride bedelsiz olduğu iddia olunan bono nedeniyle yapılan ödemenin davalı … tahsili olduğundan, davacının bono nedeniyle davalı … A.Ş.’ye borcu olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Davacı delil olarak davalı … ticari defter ve belgelerine dayandığından, mahkemece yapılması gereken bu davalı şirket ticari defter ve belgelerinin temini ile bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve davacının yemin delili de değerlendirilerek davacının bu davalıya borcu olup olmadığının tespiti ile buna göre … A.Ş. İle davalı … Ltd. Arasında organik bağ olup olmadığı, bu davalının bonoyu kötü niyetli olarak iktisap edip etmediği, davacının ödemiş olduğu bono bedelini davalılardan talep edip edemeyeceği belirlenerek karar vermek olmalıdır. Mahkemece davacının belirttiği delilleri toplanmadan, terditli olarak ileri sürdüğü taleplerinden her biri karşılanmadan sadece protokolde yazılı bono ile takip dayanağı bonoların aynı bono olduğu ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Sayılı Kanun ile değişik HMK.nın 3531-a-6 maddesi ile mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Tarafların iddia ve savunmaları konusunda göstermiş oldukları delillerin toplanmaması ve bu iddia ve savunmalarından bir kısmı hakkında her hangi bir değerlendirme yapılmaması veya bu konuda tarafların göstermiş oldukları delillerin değerlendirilmemiş olması veya gösterilen delillerin değerlendirilmesine yönelik teknik bilgiyi gerektiren bir hususta bilirkişi raporu alınmaması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir iddia ve delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde deliller toplanarak, tarafların iddia ve savunmalarının her biri hakkında değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarih ve 2017/696 Esas – 2019/94 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 44,40.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.