Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1228 E. 2021/316 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1228 Esas
KARAR NO: 2021/316 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1031 Esas – 2018/961 Karar
TARİH: 25/12/2018
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şarasında uzun yıllardır devam eden ticari ilişki olduğunu, bu ticari ilişki kapsamında gelişen cari hesap ekstreleri ve fatura alacaklarından dolayı davalının 58.782,67 TL borcu doğduğunu, ve müvekkili tarafından talep edilmesine rağmen ödeme yapılmadığını, bu sebeple davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, ancak davalı borçlunun haksız bir şekilde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına konu borcun müvekkil şirket nezdinde hiç doğmamış olup karşı tarafça ispat edilemediğini, bahsi geçen cari hesap ve baturalara konu malların müvekkil şirket tarafından teslim alınmadığını, ne cari hesabın ne de faturaların tek başına bir alacak hakkı doğurmayacağını, davacı iddialarının ispatının müvekkili şirketçe onaylanmış sevk irsaliyeleri ve müvekkil şirket cari hesaplarının davacıya örtüşüyor olması durumunda geçerli olacağını, davacı şirketçe girişilen icra takibinin müvekkil şirkete zarar verme kastıyla yapıldığını savunarak davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirket üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/12/2018 tarih 2017/1031 Esas – 2018/961 Karar sayılı kararında; “davanın, faturaya ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın, davacı şirketin davanın dayandığı takibe konu yaptığı faturaya dayalı açık cari hesap alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye bağlı olmaksızın 2016 yılı öncesinden süre geldiği görülen muhtelif emtia alım/satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki ve belirtilen yasa kapsamında davacı şirketçe davalı şirket adına 2016 yılı öncesi yapılan satışlara ilişkin düzenlenen faturalar dolayısıyla oluşan 466.100,00 TL borç bakiyesinin davalı şirketçe 2016 yılı ocak-mayıs arası dönemde gerçekleştirilen banka havaleleri ve çek keşideleri suretiyle ödenmiş olduğu, davacı şirketin daha sonra 28.09.2016 tarihinde, … Nolu, “185.000 Adet … Mobilya Genç Odası İnsert” içerikli, KDV dâhil 59.000,00 TL tutarlı e-faturayı düzenleyerek ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydını yaptığı ve bu kayıt sonucunda ticari defter kayıtları itibarıyla davalı şirketten 58.782,67 TL alacaklı duruma geçildiği, dolayısıyla takibe konu cari hesap alacağını 28.09.2016 tarihli … nolu KDV dâhil 59.000,00 TL tutarlı e-faturanın oluşturduğu, davacının bu faturaya konu malları davalıya teslim ettiğini ispatlamasının gerektiği, davacının incelenen ticari defterlerinde davalı şirketten 58.782,67 TL alacaklı olduğu, e-fatura ile yapılan satışların normal fatura ile yapılan satışların tabi olduğu sevk irsaliyesi düzenlenmesi şartına tabi olduğu, takibe konu 59.000,00 TL tutarlı fatura incelendiğinde, davacı şirketçe e-fatura düzenlemek suretiyle elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edilen söz konusu satış faturasının(e-fatura) içeriği malların davalı şirkete sevk ve teslim edildiklerini kanıtlamak üzere davacı şirketçe 5 adet sevk irsaliyesinin sunulduğu, bu irsaliyelerin dava dışı “… A.Ş. Esenyurt-İST” adına düzenlenmiş ve irsaliyenin altında “… Sanayi B.Mükellefler … adına sevk edilmek üzere” şeklinde düzenlenmiş oldukları, düzenlenen irsaliyelerde ise “… gazetesi için…” yazdığı ve çeşitli şehirler belirtildiği, yine sevk yerinin ve nakliyeci isminin yazdığı, davacı şirketin dava dışı şirket adına düzenlediği, dava dışı şirket adına düzenlenen iş bu irsaliyelerde belirtilen sevk eden kişi ve araç plakaları ile dava dışı şirket yetkililerine ait teslim alındı imzalarının dosyada mübrez deliller çerçevesinde davalı şirketi bağlamayacağı, kaldı ki davalı şirketin bu teslimatları kabul etmediği, malların davalı şirkete tesliminin yapılmadığını beyan ettikleri, bu durumda davacı şirketin bu sevk irsaliyelerine dayanarak davalı şirket adına takip ve davaya konu faturayı düzenleyebilmesi ve husumet konusu yapabilmesi için buna ilişkin sipariş miktarı, siparişlerin ne şekilde, kime, kaç adet teslim edileceği gibi detayları içerir hukuki nitelikli yazılı bir protokolle ve/veya siparişe dayanan icap ve kabulünü gösterir belgeyle ispatlaması gerektiği, ancak davacının buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, dolayısıyla dava dışı şirketlere teslimi yapılan sevk irsaliyelerine konu mallar için davacının davalıdan alacak talebinde bulunamayacağı ..”gerekçesi ile, 1-Davanın REDDİNE, 2-Davacı tarafın inkar tazminat talebinin, davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayandığını, hukuka aykırı olduğunu, Uyuşmazlık konusunu yanlış vasıflandırdığını, Ticari defterdeki kayıtların dikkate alınmadığını, Yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporundan müvekkili tarafından kanuna uygun şekilde tutulan ticari defter kayıtlarından davalı ile arasındaki ticari ilişkinin varlığının kanıtlandığını ve 58.782,67.TL asıl alacağın bulunduğunun tespit edildiğini, Davalı şirketin yargılama sırasında müvekkili şirkete kısmi borç ödemesi yaptığını davalının bu davranışının borcun varlığını kanıtladığını,Davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki ticari defter kayıtlarında yer almasına rağmen davalı tarafın ticari defter kayıtlarını bilirkişi incelmesine sunmadığını, davalının kötü niyetli olduğunun açıkça ortaya koyduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davalının İstanbul … Anadolu İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyasındaki haksız itirazının iptaline takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itirazda bulunan davalı hakkında takibe konu borcun %20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava itirazın iptali davasıdır.Davacı, davalı ile aralarında açık hesap ticari ilişki bulunduğunu, açık hesap ticari ilişki ve fatura kapsamında davalıdan olan alacaklarının tahsili için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup davalı taraf ticari defter ve belgelerini bilirkişi incelemesi için sunmamıştır. Davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık 28/09/2016 tarihli 59.000 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır. Davacı ticari defter kayıtlarına göre davacı davalıdan açık hesap ticari ilişki nedeniyle 58.782,67 TL alacaklı görünmektedir.Uyuşmazlığa konu fatura dayanağı sevk irsaliyesi dosyaya sunulmuş olup sevk irsaliyesi dava dışı şirket adına düzenlenmiştir. Davacı fatura dayanağı sevk irsaliyesi içeriği malları davalıya teslim ettiğini kanıtlayamadığı gibi sevk irsaliyesi içeriği malları davalının talebi üzerine dava dışı şirkete teslim ettiğini veya dava dışı şirket ile davalı arasında organik bağ olduğunu ispatlayamamış bu yönde herhangi bir delilde sunmamıştır.Buna göre tek başına fatura düzenlenmesi ve bu faturanın kendi ticari defterlerine kaydedilmesi, karşı tarafa tebliğ edilmesi alacağın varlığını ispata yeterli değildir. Davacı fatura içeriği malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamamıştır.İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlık doğru olarak değerlendirilmiş olup, her ne kadar davacı ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmuş ise de delil olarak değerlendirilebilmesi için bu defterlerde yer alan kayıtların doğruluğunun, kayıtların dayanağı olan belgelerle de doğrulanması veya aynı kayıtların karşı taraf ticari defterinde yer alması gerekir. Davalı sevk irsaliyesi altında teslim alan imzalarının davalı şirket yetkililerine ait olmadığını savunmuş olup, sevk irsaliyeleri de dava dışı şirket adına düzenlenmiştir. Davacı sevk irsaliyesi altında teslim alan imzalarının davalı şirket yetkililerine ait olduğunu iddia etmemiştir. Davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.