Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2019/1223 E. 2021/368 K. 19.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1223 Esas
KARAR NO: 2021/368 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2016/1173 Esas 2019/291 Karar
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkilinin Kemalpaşa/İzmir’de ticari faaliyetini sürdüren sektöründe öncü şirketlerden biri olduğunu, davalılardan …’in ise müvekkili şirkette 02/10/2012 tarihinden itibaren muhasebe sorumlusu olarak çalışmakta iken, 2016 yılının Ekim ayında yapılan iş denetimi sırasında zimmetine para geçirdiği, usulsüz muhasebe kaydı yaptığı gibi bir çok suç işlediğinin ortaya çıktığını, bunun yanı sıra şirket yetkilisi olmamasına rağmen kendi imzası ile şirket kaşesini kullanarak resmi evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık suçunu işlediğinin ortaya çıktığını, bu suçlarla ilgili Kemalpaşa CBS’nın 2016/4788 soruşturma sayılı dosyasında şikayette bulunduğunu, ayrıca çek üzerindeki imzanın sahte olması ve müvekkilinin iradesi dışında olması nedeniyle Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/736 esas sayılı dosyasında zayi nedeniyle iptal talebinde bulunulduğu, dava konusu çekin davalılardan … Tic. Ltd. Şti tarafından bankaya ibraz edildiğinde savcılık dosyasının el koyma ve ödeme yasağı gibi bloke edilen paranın ödenmediğinin çek üzerinde yazıldığını, …’in görevi gereği uhdesine teslim edilen çeklerin şirket kaşesinin üzerine imza atarak tedavüle sürdüğü müvekkilinin çekte cirosu bulunan … ile ticari ilişkisi olmadığını, … tarafından sahte olarak tedavüle sokulan çeklerle ilgili başka davalarında bulunduğu, davalıların kötü niyetli olarak haksız eylemi birlikte gerçekleştirdiklerini, çeki iktisap ettiklerini, çekin müvekkilinin rızası dışında elden çıkmış olması sebebiyle ve davalıların müştereken hareket ettiklerini, bu aşamada dahi ortada olması sebebiyle yetkili hamil sıfatına haiz olmadıkları için … Bankası Sahrayı Cedit şubesinden … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 15/12/2016 keşide tarihli, 10.000,00 EURO bedelli çekin mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tespitine de müvekkiline iadesine, çekin tarafına teslimine, keşidecinin banka hesabında bloke edilen parasının hak sahibi sıfatıyla taraflara ödenmesine, çek bedelinin 3.kişilere ödenmek zorunda kalınması durumunda davaya istirdat davası olarak devam edilerek 10.000,00 EURO’nun dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … TİC. LTD. ŞTİ.vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davaya konu çekin meşru ve son hamili olduğunu, imzaların bağımsızlığı prensibi gereğince davacının iddialarının dinlenemeyeceğini, müvekkilinin davacı ile muhasebecisi arasındaki ilişkiyi bilmesinin beklenemeyeceği, böyle bir yükümlülüğünün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davacı şirketin iç yapısını bilme şansının olmadığını, 3.şahıs sıfatı ile çeki ciro ettiğini, müvekkilinin kötü niyetli olduğunu ispatlayacak bir delil sunulmadığını, müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılara usulüne uygun meşruhatlı davatiyeye rağmen davaya cevap vermedikleri, duruşmalara katılmadıkları anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/03/2019 tarih 2016/1173 Esas 2019/291 Karar sayılı kararında; “….Dava, istirdat istemine ilişkin olup, çekin son hamilinin davalı … Tic. Ltd. Şti. olduğu, diğer davalıların ciranta sıfatıyla çekte yer aldıkları anlaşıldığından açılan davanın niteliği gözetildiğinde bu davalılar yönünden pasif husumetin bulunmadığı anlaşılmakla, davanın davalılar …, …, … Elektrik Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve … yönünden husumetten reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, Davanın davalılar …, …, … Elektrik Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve … yönünden husumetten reddine, Davalı … Ticaret Limited Şirketi yönünden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi olan Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1173 E. sayılı dosyasından davalılar …, …, … Elek. Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve … yönünden husumetten reddine, davalı … Ltd.Şti yönünden ise davanın reddine karar verildiğini, Davalılardan … müvekkili şirketin muhasebe görevlisi olup, şirkette yapılan denetimler neticesinde bir çok yolsuzluk yaptığı tespit edildiği ve bir çok çeki de şirket kaşesinin üzerine imza atarak tedavüle çıkardığı ve menfaat temin ettiği, bu hususta Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet edildiği, halen soruşturmanın derdest olduğunu, bu soruşturmada davalıların ne derece olaya dahil oldukları henüz bilinmediği, bu bağlamda mahkemenin kararı “erken” bir karar olduğu, esasen de peşin verilen bir hüküm olduğunu, Savcılık dosyasının yanında dava dışı diğer çeklerle ilgili Bakırköy 2.Asliye Ticaret 2017/21 E, Bakırköy 4 Asliye Ticaret Mahkmesi 2016/993 E., İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1104 E. sayılı dosyalardan görülen davaları da olduğunu, Bu vesile ile bir çetenin elinde oldukların ispat zımmında … Bankası Ataşehir Şubesi 31.10.2016 tarih, … no.lu 59.985,00 TL tutarındaki çek Adana Kağıt isimli bir firmanın elinde çıktığı, bu firmanın UYAP kayıtlarında incelemelerde birden fazla benzer çekin hamili olarak icrai takibe konu ettikleri ortaya çıktığını, Öte yandan olayların ortaya çıkmasını müteakip neyle karşı karşıya olduğu belli olmayan müvekkili adına Vergi Dairesine de şikayet yapıldığı, soruşturma sonrasında taraflarını arayan müfettiş …’nın kendilerinin ihbarıyla çekin arkasında cirosu bulunan Adana merkezli büyük bir naylon fatura çetesinin çökertildiğini bildirdiği, büyük bir dolandırıcılıkla karşı karşıya bariz olan müvekkilinin başına gelenleri bilmesine imkan olmadığı için bu hususlar ancak yargılama sırasında yapılacak araştırmalarla tespit edilebilecek iken mahkemece vergi müfettişlerinin raporu da dosyaya istetilmediği, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini, Davalı ve hamil …’nun bu çeki nasıl edindikleri belli olmadığı, gerçekten de bütün davalılara tebligat yapılmasına rağmen kimsenin bir cevap vermemesi, söyleyecek sözünün olmaması, suskunluğu sadece işi bilen bir çetenin ortak akıl tarafından idare edilmesinin dışında bir şey olmadığı, bu çetenin varlığı vergi dairesi soruşturması ile ispatlanmış durumda olduğu, öte yandan maddi vakıa olarak bütün tarafların ticari defter ve kayıtlarını incelenmesi de bu davada önemli bir zorunluluk olduğu, nitekim, “soyulan, dolandırılan” müvekkilinden bir de bunun bütün ince detaylarını bilmesi ve hatta mahkemede ispatlamasının istenmesi ikinci bir gadre uğramak olduğunu, Bu haliyle ortada bir haksız eylem mevcut olup, davalılar da bu haksız eylemi müştereken gerçekleştiren kişiler olduğu, davalılardan … mülkiyeti müvekkiline ait olan çeki çaldığı için, diğer davalılar ise hukuka aykırı olarak hep birlikte bir işbirliği içinde çeki iktisap ettikleri için sorumlu olduklarını, bu haliyle dava konusu çekin de bulunduğu soruşturma dosyasının tamamlanmaması, savcılık dosyanını şikayet edilen şüpheliler dışında diğer davalıların da soruşturma ve belki de ceza dosyasında yargılanması dahi söz konusu olabilecekken ilk derece mahkemesince soruşturma dosyasının sonucunun beklenmeyerek salt ilk yapılan şikayet dilekçesinde bir kısım davalıların isimlerinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, Yine davalı … şirketinin kötü niyetli ve çeki iktisabında ağır kusurlu olduğunun ispat edilmediği gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Davalıların suç teşkil eden işbirliklerinin olduğu,çeki iktisaplarının kötü niyetli olduğu ve yine bu iktisapta ağır kusurlu olduklarını, söz konusu huşular gerek Kemalpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/4788 soruşturma sayılı dosyasından gerek ise davalılar aleyhine yapılan bağlı oldukları vergi dairelerine yapılan şikayetler sonucu oluşturulan raporlar ile de sabit olduğu, ilgili vergi dairelerinin kapsamlı araştırması sonucu davalıların naylon fatura düzenlemek suretiyle aslında büyük bir naylon fatura örgütüne mensup oldukları, kötü niyetle ve ağır kusurla üstelik bilerek ve isteyerek iş birliği içerisinde tezgahladıkları yapılan raporlamalar sonucu ortaya çıktığı, ticari defterlerin incelenmesi ile de aslında müvekkili şirket ve davalıların arasında herhangi bir ticari,hukuki,fiili bir ilişkinin olmadığı da ortaya çıkacağını,
Ezcümle müvekkili şirketin eski çalışanı ve savcılık soruştuma dosyasının da en baş şüphelisi sıfatıyla anılan, söz konusu eylemler ve hakkında açılan ceza davaları nedeniyle yurt dışına kaçtığı savcılık ve kolluk kuvvetleri vasıtasıyla tespit edilen davalı …’in müvekkili şirketin kaşesine yetkisi olamamasına rağmen imzalayıp ciro etmesiyle bu organizasyona müvekkili şirket de dahil edilerek dava konusu çek de dahil bir çok çek bedelinin müvekkili şirketten tahsili amaçlandığı, Bu şartlar içerisinde ilk derece mahkemesince, ceza dosyasını bekletici mesele yapmayarak, vergi müfettişlerinin raporunu celp etmeyerek, davalıların ticari defterlerinde inceleme yapmayarak davayı ispat haklarını engellediğini, İlk derece mahkemesince verilen kararla,ticari hayatını dürüst bir şekilde sürdüren ve suç oluşturan eylemleri gerçekleştirilenlere karşı yalnızca hukuki himaye arayan müvekkilinin, üzerine bir de hukuka başvurduğu ve her şeyi usulüne, hukuka uygun gereçekleştirdiği için önceki çeklerde olduğu gibi adeta cezalandırıldığı düşüncesi oluşmakta, Devlet’in ve Anayasa’nın mihenk taşlarından olan hukuka duyulan güvenin sarsılması sonucu doğmakta olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, çek istirdadı davasıdır. Mahkemece, davanın davalılar …, …, … Elektrik Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi ve … yönünden husumetten reddine, Davalı … Ticaret Limited Şirketi yönünden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, dava konusu çekte ciro silsilesinin bozulup bozulmadığı, Davalı … Ticaret Limited Şirketi’nin yasal hamil olup olmadığı, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. Davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde;Somut olayda, dava konusu … Bankası, Sahrayıcedit Şub. Keşidecisi dava dışı …TİC. LTD.ŞT. olan … nolu 15/12/2016 keşide tarihli 10.000,00 EURO bedelli çekin Davalı … Ticaret Limited Şirketi tarafından bankaya ibraz edilmesi üzerine çeke Kemalpaşa C.B.S. Tarafından ödeme yasağı konulduğundan işlem yapılamadığına dair şerh bulunduğu, çek örneğinde davacı çekte lehdar ve ilk ciranta olarak yer almakta olup davalılardan …, …, … Elektrik Turizm Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ciranta olup davalı …’in ciranta olmadığı, Davalı … Ticaret Limited Şirketi’nin ciro yoluyla hamil olduğu görülmüştür. Olayla ilgili Kemalpaşa C.B.S.’ nin 2016/4788 Sor. No’lu dosyası üzerinden açılan soruşturmanın derdest olduğu, davacının şikayetçi sıfatı ile …,…, …in Ağabeyi, … hakkında Güveni Kötüye Kullanma, Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından şikayette bulunduğu, davacı tarafından verilen 22/11/2016 tarihli ek bir dilekçe ile …,…, …in Ağabeyi, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … hakkında da soruşturmanın genişletilmesi talepli şikayette bulunduğu, soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır. Kemalpaşa CBS’nın 2016/4788 soruşturma sayılı dosyasında son hamil olan … Tic. Ltd. Şti.’nin ve yetkililerinin şüpheli olarak yer almadığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nin 792. maddesi, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup, davacı, zikredilen madde gereği üzerine düşün ispat külfetini yerine getirmesi halinde çek bedelinin istirdadını çeki kötüniyetle veya ağır kusurlarıyla iktisap etmiş olan hamilden talep edebilecektir. Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılmış bulunan çek istirdadı istemine ilişkindir. TTK’nın 792. Maddesine göre istirdat davasının çeki elinde bulundurana karşı açılması gerekir. Davacı lehtar, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmış, Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin ise çekin yetkili hamili olduğunu savunmuştur.Yargıtay 11 Hukuk Dairesi’nin 2018/5363 Esas, 2018/7977 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, 6102 sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmadığı gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzalarının sahte olduğunun tespiti bile davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmez. 6102 sayılı TTK’ nın 792. maddesiyle, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, Davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmakla; ceza soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılmaması ve hükme yönelik mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle; dosya kapsamı, mahkemenin kabul ve gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 121,30.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 44,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.