Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1222 Esas
KARAR NO: 2021/315 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2015/644 Esas – 2018/1075 Karar
TARİH: 13/11/2018
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalılardan … A.Ş arasında 2005 yılının Aralık ayında akdedilen sözleşme gereği … – …, … ve … kodlu bilgisayar yazılımlarını satın aldığını, ürünü çözüm ortağı sıfatıyla müvekkiline faturalayan, kurulumunu yapan ve destek hizmetlerini veren aracı kurumun davalı … Ltd. Şti. olduğunu, bu seride oluşabilecek kod ve hataların sınırsız süre ile garanti altına alındığını, sınırsız garanti altında olmasına rağmen müvekkilinin satın aldığı ve kullandığı versiyona 3 yıldır ekleme yapılmadığını, gönderdikleri e posta üzerine davalıların yeni versiyon çıkardığından bir önceki versiyonu belli bir süre ile yazılımsal olarak desteklediklerini, daha sonra ise eklentilerin sadece yeni sürüme yapıldığını bildirdiklerini, müvekkilinin işlerin aksamaması için satın alınan mal ve hizmette güncellemeyi mecburen satın almak zorunda kaldığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, müvekkilinin ödemek zorunda olduğu 19.210,40-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, versiyon 12’den itibaren aynı seriye yapılacak olan tüm sürüm/versiyonlar mevzuat değişiklerinden kaynaklanan modüller, bütün bunların sorunsuz çalışmasını sağlayacak düzenlemelerin ve teknik desteğin ücretsiz olarak sağlanmasının gerektiğinin karara bağlanmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, mahkemenin görevli olmadığını, müvekkili şirketin pasif dava ehliyeti olmadığından davanın müvekkil şirket yönünden husumetten reddi gerektiğini, davanın esas yönünden dayanaksız olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderlerini ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya süresinde yanıt vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/11/2018 tarih 2015/644 Esas – 2018/1075 Karar sayılı kararında; “bilirkişi 21/03/2018 teslim tarihli ek raporu ile versiyon ve sürüm kavramlarını açıkladıktan sonra, davacı ile davalı … arasında akdedilen sözleşmenin 3.maddesinin son kısmında “…, kullanıcıdaki ilk program kurulumunu versiyon 11 ile gerçekleştirecek olup 2006 senesi içerisinde çıkaracağı tüm ana versiyon yenilemelerini (versiyon 12 ve daha ilerisi) kullanıcıya ücretsiz olarak yüklemeyi kabul ve taahhüt eder” dendiği, 7.maddede “programlar oluşabilecek kod veya hesaplama hataları, mevzuat değişiklikleri ile ilgili olarak sınırsız süre ile garanti altındadır” denildiği, 8. Maddede “… önceden haber vermeksizin programlarında ve kullanım kitaplarında değişikler yaparak yeni versiyon ve sürümleri çıkarabilir. Lisanlı … kullanıcıları aynı seri içindeki sürüm yükseltmelerine kanuni mevzuatta yapılan değişikler ile ilgili eklere ücretsiz sahip olabilirler” denildiği; 2005 yılında satın alınarak kullanıma başlanan yazılımın 2012, 2013 ve 2015 yıllarında gerçekleşen yeni versiyonların satın alınan versiyon 11’den tamamen farklı olacağının aşikar olduğu, ayrıca versiyon 11 ile 2005 yılında başlayan kurulumdan sonra sözleşmenin 3.maddesinde yer alan 2006 senesinde çıkaracağı bütün versiyon yenilemelerinin ücretsiz karşılanacağının taahhüt edilmiş olmasına rağmen adı geçen satın almaların versiyon 14, versiyon 15 ve 15’in güncellemeleri ile ilgili olduğunu, versiyonlama ile ilgili kavramsal olarak yapılan açıklamadan yola çıkarak versiyon 11 ile 14 ve 15’in birbirinden çok farklı yazılımlar olarak düşünülmesi gerektiği, bunların farklı ürünler olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı …’nun versiyon ve sürüm kelimelerini aynı cümle içinde kullanarak aralarında fark olduğunu vurguladığını, davalı …’nun davacı ile akdettiği satış sözleşmesinde sadece 2006 yılında çıkartacağı bütün ana versiyon yenilemelerini ücretsiz olarak karşılayacağını taahhüt ettiği, huzurdaki davaya konu iadesi istenen faturaların 2012, 2013, 2015 yıllarına ait olduğu, sürüm ve versiyon kavramlarının birbirinden farklı olduğu, sözleşmede içerdikleri farklı anlamlarla kullanıldıkları, sözleşmenin 8. Maddesinin 6. bendinde yeni versiyon ve sürümlerin çıkarılabileceğinden bahsedildiği ancak versiyon yenilemelerinde sınırsız garanti taahhüdü verilmediği, sözleşmenin dava dilekçesinde bahsedilen 7.maddesinde sürüm ve versiyon yükseltmelerinden bahsedilmediği, taahhüt edilen garantinin mevzuat değişiklikleri ve kod/hesap hatalarına ilişkin olduğu, yazılım sektöründe versiyon değişikliklerinde sınırsız garanti vermek gibi bir uygulamaya rastlanmadığı, güncelleme ve teknik desteğin de makul süre ömrü olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve garanti hükümlerinin incelenmesinde, sözleşmenin 3.maddesinin son kısmında “…, kullanıcıdaki ilk program kurulumunu versiyon 11 ile gerçekleştirecek olup 2006 senesi içerisinde çıkaracağı tüm ana versiyon yenilemelerini (versiyon 12 ve daha ilerisi) kullanıcıya ücretsiz olarak yüklemeyi kabul ve taahhüt eder”; 7.maddede “programlar oluşabilecek kod veya hesaplama hataları, mevzuat değişiklikleri ile ilgili olarak sınırsız süre ile garanti altındadır” ; 8.maddede “… önceden haber vermeksizin programlarında ve kullanım kitaplarında değişikler yaparak yeni versiyon ve sürümleri çıkarabilir. Lisanlı … kullanıcıları aynı seri içindeki sürüm yükseltmelerine kanuni mevzuatta yapılan değişikler ile ilgili eklere ücretsiz sahip olabilirler” hükümleri kararlaştırılmıştır. Davacı, sözleşmenin 7.maddesine dayanarak, satın aldığı ürünün sınırsız garanti altında olduğu iddiası ile sonradan satın almak zorunda kaldığı ürünlerin bedelini her iki davalıdan da talep etmektedir. Oysa, sözleşme hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve ikinci raporda bilirkişinin teknik açıklamalarından da hareket edildiğinde, davacının satın aldığı ve bedelinin iadesini talep ettiği ürünlerin sözleşmenin garanti ettiği kapsamda kalmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere davacı, versiyon 14, 15 ve 15’in güncellemesini satın almış olup, bunlar sözleşme ile satın alınan üründen farklı yazılımlar ve farklı ürünlerdir. Sözleşme ile davalı …’ya, yeni versiyon ve sürüm çıkarma yetkisi verilmiş, … kullanıcılarının aynı seri içindeki sürüm yükseltmelerine, kanuni değişiklikler ile ilgili eklere ücretsiz sahip olabilecekleri kararlaştırılmıştır; davacının sonradan satın aldığı ürünler sürüm yükseltme değil tamamen yeni ürün olan başka versiyonlar olduğundan bu kapsamda değerlendirilemez. Yine sözleşmenin 7.maddesinde programların oluşabilecek kod ve hesaplama hataları ile mevzuat değişikleri ile ilgili olarak sınırsız süre ile garanti altında olduğu kararlaştırılmış olup, bu hüküm sözleşmenin diğer hükümleri ile birlikte değerlendirilmelidir ve hüküm, sözleşmeye konu üründen tamamen farklı yeni versiyonları da kapsadığı şeklinde yorumlanamaz. Bu hüküm, sözleşme kapsamında satın alınan ürüne ilişkindir; davacının iddiasının aksine, bedel iadesini talep ettiği ürünler bu kapsamda değildir. Bu nedenlerle davacının davalı … yönünden açtığı davanın esastan reddine; davalı … hakkında açtığı davanın ise, sözleşme ile davalı arasında bağlantı kurulamadığı…”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkemenin değerlendirme ve gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu, Sözleşmenin, müvekkiline özel talepleri doğrultusunda “şahsa özel” hazırlandığını, mahkemenin ise, müvekkili lehine olan (özel) maddeleri de sözleşmenin genelini de eksik ve hatalı değerlendirdiğini, Müvekkili şirketin, tanınmış şirketlerle görüşmeler yaptığını, en önemlisi “mevzuat v.b. değişiklikleri ile ilgili sınırsız süreli garanti şartı” olarak firmalara bildirildiğini, zorunlu mevzuat değişiklikleri nedeniyle ileride kullanamama gibi bir durumda kalmamak için, satın alma döneminde görüşülen tüm şirketlerden davalı … ile yapılan sözleşmede garantiyi ve diğer lehe hususları müvekkili şirketin istediğini, bu garanti müvekkilinin olmazsa olmazı olduğunu ve bu garantiyi verdiği için davalı … şirketi tercih ettiğini, davalı … şirketi bu şartı kabul ettiğini ve sözleşmeye özellikle bunların yazılacağını bildirmesi üzerine, müvekkili şirket ürünü/programı davalı … şirketinden satın almaya karar verdiğini, sözleşmede de özellikle garanti içeren hususların yer almasının sağlandığını, Versiyon 12’yi yüksek bedelle satın aldığını, … şirketinin, bir yasal mevzuat değişiminde sözleşmeye uymayarak müvekkilini yeni versiyon/sürüm satın almak zorunda bıraktığını, müvekkili şirket, versiyon/sürüm değiştirmek yerine, satın aldığı versiyon/sürümü kullanmaya devam etmek istediğini ama yasal mevzuat değişimi ile ilgili satın alınan programda sözleşmede garanti altına alınan gerekli güncellemeler/değişiklikler v.b. davalı şirketçe yapılmadığı için, müvekkili şirketin versiyon/sürüm değiştirmek zorunda bırakıldığını, Bilirkişiler tarafından alınan raporların hukuka aykırı olduğunu, Her iki davalı şirketin da müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama gideri ve masrafların davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini ile sözleşme ile kararlaştırılan garanti kapsamının devam ettiğinin tespitine ilişkindir. Davacı davalılardan … A.Ş. Ile 2005 yılınan Aralık ayında sözleşme yapıldığını. Sözleşme gereğince …-…, … ve … kodlu bilgisayar yazılımlarının satın alındığını, sözleşmenin 7. Maddesinde garanti koşullarının düzenlendiğini, bu maddeye göre sözleşme konusu satın alınan bilgisayar programlarında oluşabilecek kod veya hesaplama hataları ile mevzuat değişiklikleri ile ilgili olarak sınırsız süre ile garanti altında olduğunu, yine sözleşmenin 8. Maddesinin 6. Bendinde “lisanslı … kullanıcıları, aynı seri içindeki sürüm yükseltmelerine, kanuni mevzuatta yapılan değişiklikler ile ilgili eklere ücretsiz sahip olabilir” düzenlemesine yer verildiğini, 6102 sayılı yeni TTK ve vergi mevzuatında meydana gelen yasal değişiklikler nedeniyle müvekkilinin işlerinin aksamaması için … versiyonunun 14 ve 15 versiyonlarını ve 15 versiyonunun güncellemesini satın almak zorunda kaldığını, davalı … A.Ş.’nin sözleşme ile üstlendiği garanti kapsamında edimlerini yerine getirmemesi ve yasal zorunluluk nedeniyle söz konusu bilgisayar programlarını satın almak zorunda kaldıklarını belirterek davalı … A.Ş.’nin sözleşme hükümlerine uymaması nedeniyle yapmak zorunda kaldıkları bu giderlerin davalılardan tahsiline ve müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan hakları gereğince versiyon 12’den itibaren aynı seriye yapılacak olan tüm sürüm/versiyonlar, mevzuat değişikliklerinden kaynaklanan modüller, bütün bunların sorunsuz çalışmasını sağlayacak düzenlemelerin ve teknik desteğin ücretsiz olarak sağlanmasının gerektiğinin karara bağlanmasını talep etmiş mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı ile davalı arasında 2005 yılının aralık ayında sözleşmenin madde 3 de belirtilen (…, … ve …) yazılımların ve hizmetlerin satışı konusunda anlaşma yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşmenin 3. Maddesinin alt açıklamasında (dip not) “yeni versiyon geçiş hakkı : …, Kullanıcıdaki ilk program kurulumunu Versiyon 11 ile gerçekleştirecek olup, 2006 senesi içinde çıkaracağı tüm ana versiyon, yenilemelerini (Versiyon 12 ve daha ilerisi) kullanıcıya ücretsiz olarak yüklemeyi kabul ve taahhüd eder.Düzenlemesi yer almıştır. Sözleşmenin 7. Maddesinde Garanti koşulları başlığı altında programlar oluşabilecek kod veya hesaplama hataları, mevzuat değişiklikleri ile ilgili olarak sınırsız süre ile garanti altındadır düzenlemesine yer verilmiştir. 8. Maddenin a fıkrasının 6. Bendinde “lisanslı … kullanısıları, aynı seri içindeki sürüm yükseltmelerine, kanuni mevzuatta yapılan değişiklikler ile ilgili eklere ücretsiz sahip olabilirler.” hükmü getirilmiştir. Dosyada davacının satın aldığı versiyon 14, 15 ve versiyon 15’in güncellemesine ilişkin bilgisayar programlarının sözleşme ile davacıya satılan versiyon 11 ve 2006 yılında yapılan yenileme olan versiyon 12 bilgisayar programlarından farklı olduğu bilirkişi raporu ile anlaşılmaktadır. Davacı da dava dilekçesinde bu hususu belirtmiştir. Davacının talebi ve taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının sözleşme ile satın aldığı versiyon 11 ve bunun 2006 yılında çıkarılan sürümü olan versiyon 12 bilgisayar programlarını yasal mevzuat değişiklikleri nedeniyle kullanamaması, mevzuat değişikliği nedeniyle işlerinin aksamaması için yasal değişikliklere uygun hazırlanmış versiyon 14, versiyon 15 ve 15’in güncellemelerini satın almasına davalı …’nun sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirmemesinin sebep olup olmadığı noktasında çıkmaktadır.Davacı taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı …’dan satın aldığı bilgisayar programlarının sözleşmenin 7. Maddesi ile mevzuat değişikliklerine karşı sınırsız garanti kapsamı altında olduğunu, yine sözleşmenin 8. Maddesinin a fıkrasının 6. Bendi gereğince davalı … tarafından temin edilmesi gereken aynı seri içindeki sürüm yükseltmelerine, kanuni mevzuatta yapılan değişiklikler ile ilgili eklere davalının sözleşme yükümlülüklerine uymaması nedeniyle sahip olamadıklarını ve mevzuat değişikliği nedeniyle sözleşme ile satın aldıkları bilgisayar programını kullanamadıklarını, bunlar temin edilmediği için ve mevzuat değişikliğine uyabilmek için bilgisayar programının sonraki yıllarda çıkan yeni versiyonlarını (versiyon 14 ve 15) satın almak zorunda kaldıklarını bu nedenle zarara uğradıklarını ileri sürmektedir. Mahkemece iki ayrı bilirkişi raporu alınmış ise de alınan bu raporlar uyuşmazlığı çözmek için yeterli değildir. Ayrıca mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda davacının dava konusu ettiği versiyon 14 ve 15 ile versiyon 15 güncellemesine ilişkin bedelleri davalı …’dan talep edebileceği belirtilmiş iken itiraz üzerine farklı bilirkişiden alınan 2. Raporda söz konusu hususların sözleşmenin garanti kapsamında olmadığı belirtilerek bu bedelleri davalı …’dan talep edemeyeceği belirtilmiştir. Buna göre alınan iki bilirkişi raporları arasında açık çelişki mevcut olup ilk derece mahkemesince bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ilk rapora neden itibar edilmediği gerekçesi açıklanmadan ikince bilirkişi raporundaki görüş doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılacak iş, konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde ve taraflar arasında yapılan sözleşmeye konu bilgisayar programı özellikleri incelenerek davacının belirtiği yasal değişiklikler (yeni TTK ve vergi mevzuatındaki değişiklikler) dolayısıyla davacının sözleşme konusu bilgisayar programını sorunsuz olarak kullanmasının mümkün olup olmadığı, sözleşme konusu bilgisayar programını mevzuat değişikliklerine rağmen kullanabilmesi için programda bu mevzuat değişikliklerine uygun ekler veya güncellemeler yapılması imkanı olup olmadığı, davalı …’nun bu konuda teknik destek, yazılım güncellemesi veya ek yazılımlar yapıp yapmadığı, yapmış ise bunları sözleşme hükümlerine göre davacıya ücretsiz olarak sunup sunmadığı hususları da belirlenerek sözleşmenin garanti hükmü de gözetilerek sonuca varılması gerekirken eksik inceleme ile ve birbiri ile çelişkili bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. HMK’nın 353/1-a 6 maddesinde uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmadan veya değerlendirilmeden karar verilmiş olması esasaın incelenmeden kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanaın mahkemesine gönderilmesine karar verilecek hallerden saydığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurularının KABULÜ ile; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 13/11/2018 tarih ve 2015/644 Esas – 2018/1075 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.